Alışmayalım..
Artık ağlamıyoruz, üzüntülerimiz bile haberleri kapatınca bitiyor. Normalleşen bu haberlere tepki bile vermiyoruz. Sanki uyuşturulduk. Oysa bizler,reklamlara bile ağlayan bir millettik. Nasıl bu kadar çabuk alıştık acılara? Merhametimize, sağduyumuza, vicdanımıza, birlik beraberlik aşkımıza ne oldu? İyi şeyler paylaştıkça çoğalırken, acıları paylaşarak azaltma duygumuzu mu yitirdik? Eskiden hiç değilse saygımız vardı. Acılara saygı gösterip, canı yanan insanların yanında olurduk. Bir tane bile şehit verdiğimizde televizyonlarımızı kapatıp yas tutan bir millettik biz. Bu kadar kolay alışmaya hakkımız yok, kabullenme şansımız ise hiç olmamalı..
Teröristler devlete meydan okuyor, askerimizi, polisimizi, vatandaşlarımızı katlediyor. En acısı da, bu olaylar bizim gözümüzde normalleşiyor ! . Vezneciler deki bomba olayı aslında bir cami ve okul bombalamasıdır. Ne mübarek ay'a, ne inancımıza, değer vermediklerini ve dahada ileri gidebileceklerini göstermek için bir hazırlıktır. Güneydoğuda yaşananları, şehitleri artık takip edemez hale geldik. Her gün, bir önceki günü unutturyor, alıştırıyor acıya..
Bu olaylara alışmak, omurgasızlığın son noktasıdır. Ölümlere alışmak bizleri "her yola gelir" hale getirir.. Alışmayacağız ki karşı durabilelim.. Alışmayacağız ki duyarsızlaşmayalım.
Hangimiz bunca yaşanan kötülüklerin karşısında konuşmaktan başka bir şey yapıyoruz? Sadece sanal alemde sosyalleşiyor, agresifleşiyor, birbirimizi fikirsizliğimizle yarıştırıyoruz. Hiç birimiz kötülükler karşısında gerçek bir eylemde bulunmuyoruz.
Terör dışında pek çok kötü olaylarda yaşanıyor bu ülkede.. Hangimiz "kadınlara yönelik şiddet" ile alakalı bir eylem gösteriyoruz? Bu kadınlardan birine hangimiz sahip çıkıyor ve hayatını kolaylaştırıyor? Yada sokakta yatan bir vatandaşımıza yardım ediyor, bir fazlamızı paylaşıyoruz? Acımıyoruz bile.. Çünki onları sokakta görmeye alıştık! Uyuşturucu bağımlısı bir genç'e hangimiz yaklaşırız? hangimiz onun tedavisi için gereken sorumluluğu üstüne alır?. İşte biz sorumluluklarımızdan kaçar, görmezden gelir, gerçek bir eylem göstermezsek tüm acılara da kolayca alışırız. Yani kısaca bizi insan yapan duygularımızı yitirir, sadece bir varlık olarak yaşamaya devam ederiz. Unutmayalım ki; onların başına gelen bizlerin veya sevdiklerimizin başına da gelebilir. Ben şahsım adına alışmak istemiyorum. Bu acıları içimde hissedeyim ki çözüm odaklı eleştirilerim olsun. Unutmayayım ki unutturmayayım. Bizden sonraki nesillerin bunlardan ders alması ve rahat yaşamaları için, taşın altında elim olsun.. Alışmayayım ki, insanlığım baki kalsın..
Teröristler devlete meydan okuyor, askerimizi, polisimizi, vatandaşlarımızı katlediyor. En acısı da, bu olaylar bizim gözümüzde normalleşiyor ! . Vezneciler deki bomba olayı aslında bir cami ve okul bombalamasıdır. Ne mübarek ay'a, ne inancımıza, değer vermediklerini ve dahada ileri gidebileceklerini göstermek için bir hazırlıktır. Güneydoğuda yaşananları, şehitleri artık takip edemez hale geldik. Her gün, bir önceki günü unutturyor, alıştırıyor acıya..
Bu olaylara alışmak, omurgasızlığın son noktasıdır. Ölümlere alışmak bizleri "her yola gelir" hale getirir.. Alışmayacağız ki karşı durabilelim.. Alışmayacağız ki duyarsızlaşmayalım.
Hangimiz bunca yaşanan kötülüklerin karşısında konuşmaktan başka bir şey yapıyoruz? Sadece sanal alemde sosyalleşiyor, agresifleşiyor, birbirimizi fikirsizliğimizle yarıştırıyoruz. Hiç birimiz kötülükler karşısında gerçek bir eylemde bulunmuyoruz.
Terör dışında pek çok kötü olaylarda yaşanıyor bu ülkede.. Hangimiz "kadınlara yönelik şiddet" ile alakalı bir eylem gösteriyoruz? Bu kadınlardan birine hangimiz sahip çıkıyor ve hayatını kolaylaştırıyor? Yada sokakta yatan bir vatandaşımıza yardım ediyor, bir fazlamızı paylaşıyoruz? Acımıyoruz bile.. Çünki onları sokakta görmeye alıştık! Uyuşturucu bağımlısı bir genç'e hangimiz yaklaşırız? hangimiz onun tedavisi için gereken sorumluluğu üstüne alır?. İşte biz sorumluluklarımızdan kaçar, görmezden gelir, gerçek bir eylem göstermezsek tüm acılara da kolayca alışırız. Yani kısaca bizi insan yapan duygularımızı yitirir, sadece bir varlık olarak yaşamaya devam ederiz. Unutmayalım ki; onların başına gelen bizlerin veya sevdiklerimizin başına da gelebilir. Ben şahsım adına alışmak istemiyorum. Bu acıları içimde hissedeyim ki çözüm odaklı eleştirilerim olsun. Unutmayayım ki unutturmayayım. Bizden sonraki nesillerin bunlardan ders alması ve rahat yaşamaları için, taşın altında elim olsun.. Alışmayayım ki, insanlığım baki kalsın..
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.
Volkan Yunysoglu