Yüzde 10 ile buraya kadar geldik
İnsanoğlu ortalama olarak beyin kapasitesinin ancak %10'unu kullanmakta.
Mesela hayvan olarak gördüğümüz Yunus balığı %20'sini kullanmakta.
Albert Einstein, bazı rivayetlere göre %15'e kadar kullanabilmiş.
İnsanoğlu İslamda Eşref-i mahluk olarak tanımlanmış ve tüm yaratılmışlar ona hizmet olarak/nimet olarak verilmiştir.
Ancak asıl büyük nimet, en büyük değer şüphesiz ki vakittir.
Vaktin sahibi ise her şeyin sahibi olan Yüce Allah cc tır.
Aslına baktığımızda, rakamlar, harfler, diller, değerler, bizim insanoğlu olarak, bu sonsuzluğu, yani vakti anlayabilebilmek için ürettiğimiz nesneler değil de nedir?
Saat, dakika, saniye, gün, hafta, ay, yıl.
Para, pul, altın, maden, mal, mülk, toprak, arazi!
Hepsi insanların icatları ve en kötüsü de uğruna inanılmaz vahşetler sergiledikleri şeyler değil mi?
Hülasa, bir cürümün, cerahimin, suçun cezaları neden vakit ile verilir?
Hiç düşündük mü?
Bir suçlu muhakeme ediliyor ve cezası kesiliyor.
Beş sene, altı ay, on gün!
Yani o insandan vaktini alıyorsunuz!
Bazen sınırlı, bazen müebbet.
Evet yaşıyor, ama yarım yaşıyor, yapmak isteyebileceği ne varsa mahrum kalıyor.
Ailesini göremiyor, eşi var ise beraber olamıyor, akşamları arkadaşları ile bir yerlere gidemiyor.
Evet vakti var, ama dört duvar arasında, boş geçiriyor.
Şimdi anladınız mı vakit ne kadar kıymetli?
Toprak, mal, mülk?
Allah ne diyor, cennet için?
Her kuluma on dünya kadar yer vereceğim diyor.
On dünya kadar yer ve ne zamana kadar?
Sonsuza dek.
Bu değerleri tasavvur bile edemiyoruz değil mi?
Nasıl edebiliriz ki, Allah'ın verdiği beynin ancak %10'unu kullanarak?
Ve gelelim bu %10 ile neler yaptığımıza.
Birinci, ikinci dünya savaşlarında toplam ve takriben 100 Milyon insan birbirini öldürmeyi başardı.
Toprak için, güç için, para için, yeraltı ve yerüstü zenginlikler için, milyonlarca insanlar, milyonlarca insanı öldürdü, halen de öldürüyor.
Sanırım insanlık savaşmaya başladığından bu yana, bir, bir buçuk milyar insan bu savaşlarda hayatından olmuştur.
Niçin?
İnsanların kendi kendilerine uydurdukları değerler için.
Peki bu değerlerin karşılıkları gerçekten ne?
Misalen, bir ev satın aldınız.
Bu ev nereye kadar sizin?
En son ölene kadar.
Sonra kimin olacak?
Hele de varisiniz yoksa?
Hani var ya eski bir Atasözü: "Mal sahibi, mülk sahibi, hani bunun ilk sahibi" diye.
Ne kadar da doğru değil mi?
Cebinizdeki para. Nereye kadar sizin?
Bir şey alıp, karşılığını ödemek zorunda olduğunuz kadar.
Banka hesabınızdaki para, para mı?
Yoksa herhangi bir server de bulunan bir biner kod mu?
Biner kod demişken, bu kodların 0 ve 1'den oluşturduğunu biliyor musunuz?
Evet sıfırlar ve birler.
Bilgisayarlarda gördüğünüz her şey işte bu iki rakamdan ve miktarlarından ibaret.
Bankadaki paranızda.
Peki nasıl bir biner kod para oluyor?
Hesabınızdan çektiğiniz zaman.
Ne çekiyor sunuz?
Bir kâğıt parçası. Üstünde yazılan harfler ve rakamlar onu "değerli" kılıyor.
Ama ne demiştik?
Rakamlar da harflerde zamanı anlayabilmemiz için bizim icad ettiğimiz şeyler.
Bunlardan meydana gelenlere de biz değer diyoruz/veriyoruz.
Hatırlatsanız, bu değerler uğruna, bunları elde edebilme uğruna, son resmî dünya savaşında iki atom bombası atılmıştı.
Akabindeki soğuk savaş döneminde ise, insanlar, yerküreyi birkaç kez yok edebilecek kadar atom bombası üretmişlerdi.
Ve bu soğuk savaş, birden fazla kez sıcağa çevrildi, Kore, Vietnam, İran/Irak, Afganistan savaşları.
Ve birçok kez, bu bombalar az kaldı ateşleniyordu, adeta ramak kalmıştı.
Evet, tüm bunları sadece beynimizin serebral sisteminin %10'unu kullanarak yaptık.
Doğayı mahvettik/ediyoruz.
İklimleri bozduk/bozuyoruz.
Doğal dengeleri bozduk/bozuyoruz.
Peki neden?
Daha çok "değere" sahip olabilmek için.
Bakın hayvanlar alemi, insan aleminden çok daha uzun süredir bu dünya da oldukça da başarılı hemde.
Çünkü onların içgüdüleri sadece iki şey biliyor.
Hayatta kalmak, üremek.
Eğer yaşadıkları ortam uygun ise, değiştirmiyor, üremeye bakıyorlar.
Yok eğer değil ise, yeni yerlerin keşfi için yola çıkıyorlar.
Karınları doysun, yeter.
Hiçbir başka hırsları yok.
Peki ey insanoğlu.
Yaratılanların en şereflisi.
Kendi uydurduğun "değerler" için, yaşadığın dünyayı yok etmek dahil, bu kadar vahşette, hırsa, savaşa gerek var mıydı?
Asıl değer zaman, zamanı iyi geçirmek, zamanın sahibine şükretmek, ibadet etmek var iken?
Ne demiştik biner kod için?
Sıfır ve bir.
Hepsi bu.
Bir diğer yazımızda buluşmak ümidi ve dua ile Vesselam
Mesela hayvan olarak gördüğümüz Yunus balığı %20'sini kullanmakta.
Albert Einstein, bazı rivayetlere göre %15'e kadar kullanabilmiş.
İnsanoğlu İslamda Eşref-i mahluk olarak tanımlanmış ve tüm yaratılmışlar ona hizmet olarak/nimet olarak verilmiştir.
Ancak asıl büyük nimet, en büyük değer şüphesiz ki vakittir.
Vaktin sahibi ise her şeyin sahibi olan Yüce Allah cc tır.
Aslına baktığımızda, rakamlar, harfler, diller, değerler, bizim insanoğlu olarak, bu sonsuzluğu, yani vakti anlayabilebilmek için ürettiğimiz nesneler değil de nedir?
Saat, dakika, saniye, gün, hafta, ay, yıl.
Para, pul, altın, maden, mal, mülk, toprak, arazi!
Hepsi insanların icatları ve en kötüsü de uğruna inanılmaz vahşetler sergiledikleri şeyler değil mi?
Hülasa, bir cürümün, cerahimin, suçun cezaları neden vakit ile verilir?
Hiç düşündük mü?
Bir suçlu muhakeme ediliyor ve cezası kesiliyor.
Beş sene, altı ay, on gün!
Yani o insandan vaktini alıyorsunuz!
Bazen sınırlı, bazen müebbet.
Evet yaşıyor, ama yarım yaşıyor, yapmak isteyebileceği ne varsa mahrum kalıyor.
Ailesini göremiyor, eşi var ise beraber olamıyor, akşamları arkadaşları ile bir yerlere gidemiyor.
Evet vakti var, ama dört duvar arasında, boş geçiriyor.
Şimdi anladınız mı vakit ne kadar kıymetli?
Toprak, mal, mülk?
Allah ne diyor, cennet için?
Her kuluma on dünya kadar yer vereceğim diyor.
On dünya kadar yer ve ne zamana kadar?
Sonsuza dek.
Bu değerleri tasavvur bile edemiyoruz değil mi?
Nasıl edebiliriz ki, Allah'ın verdiği beynin ancak %10'unu kullanarak?
Ve gelelim bu %10 ile neler yaptığımıza.
Birinci, ikinci dünya savaşlarında toplam ve takriben 100 Milyon insan birbirini öldürmeyi başardı.
Toprak için, güç için, para için, yeraltı ve yerüstü zenginlikler için, milyonlarca insanlar, milyonlarca insanı öldürdü, halen de öldürüyor.
Sanırım insanlık savaşmaya başladığından bu yana, bir, bir buçuk milyar insan bu savaşlarda hayatından olmuştur.
Niçin?
İnsanların kendi kendilerine uydurdukları değerler için.
Peki bu değerlerin karşılıkları gerçekten ne?
Misalen, bir ev satın aldınız.
Bu ev nereye kadar sizin?
En son ölene kadar.
Sonra kimin olacak?
Hele de varisiniz yoksa?
Hani var ya eski bir Atasözü: "Mal sahibi, mülk sahibi, hani bunun ilk sahibi" diye.
Ne kadar da doğru değil mi?
Cebinizdeki para. Nereye kadar sizin?
Bir şey alıp, karşılığını ödemek zorunda olduğunuz kadar.
Banka hesabınızdaki para, para mı?
Yoksa herhangi bir server de bulunan bir biner kod mu?
Biner kod demişken, bu kodların 0 ve 1'den oluşturduğunu biliyor musunuz?
Evet sıfırlar ve birler.
Bilgisayarlarda gördüğünüz her şey işte bu iki rakamdan ve miktarlarından ibaret.
Bankadaki paranızda.
Peki nasıl bir biner kod para oluyor?
Hesabınızdan çektiğiniz zaman.
Ne çekiyor sunuz?
Bir kâğıt parçası. Üstünde yazılan harfler ve rakamlar onu "değerli" kılıyor.
Ama ne demiştik?
Rakamlar da harflerde zamanı anlayabilmemiz için bizim icad ettiğimiz şeyler.
Bunlardan meydana gelenlere de biz değer diyoruz/veriyoruz.
Hatırlatsanız, bu değerler uğruna, bunları elde edebilme uğruna, son resmî dünya savaşında iki atom bombası atılmıştı.
Akabindeki soğuk savaş döneminde ise, insanlar, yerküreyi birkaç kez yok edebilecek kadar atom bombası üretmişlerdi.
Ve bu soğuk savaş, birden fazla kez sıcağa çevrildi, Kore, Vietnam, İran/Irak, Afganistan savaşları.
Ve birçok kez, bu bombalar az kaldı ateşleniyordu, adeta ramak kalmıştı.
Evet, tüm bunları sadece beynimizin serebral sisteminin %10'unu kullanarak yaptık.
Doğayı mahvettik/ediyoruz.
İklimleri bozduk/bozuyoruz.
Doğal dengeleri bozduk/bozuyoruz.
Peki neden?
Daha çok "değere" sahip olabilmek için.
Bakın hayvanlar alemi, insan aleminden çok daha uzun süredir bu dünya da oldukça da başarılı hemde.
Çünkü onların içgüdüleri sadece iki şey biliyor.
Hayatta kalmak, üremek.
Eğer yaşadıkları ortam uygun ise, değiştirmiyor, üremeye bakıyorlar.
Yok eğer değil ise, yeni yerlerin keşfi için yola çıkıyorlar.
Karınları doysun, yeter.
Hiçbir başka hırsları yok.
Peki ey insanoğlu.
Yaratılanların en şereflisi.
Kendi uydurduğun "değerler" için, yaşadığın dünyayı yok etmek dahil, bu kadar vahşette, hırsa, savaşa gerek var mıydı?
Asıl değer zaman, zamanı iyi geçirmek, zamanın sahibine şükretmek, ibadet etmek var iken?
Ne demiştik biner kod için?
Sıfır ve bir.
Hepsi bu.
Bir diğer yazımızda buluşmak ümidi ve dua ile Vesselam
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.