Toplumu germek!
“Toplumu ger, daha çok ger ve gergin tut!”
Darbe söylentileri, Gezi olaylarına beraat kararı çıkması, ekranların karşında, kimsenin anlayamadığı zamlar, kameralar önünde yılışık sırıtmalar ile zamları, akıllara ziyan açıklamalar ile savunmak.
Üstelik, ha bire tatillere çıkıp, yine absürt açıklamalar ile toplum ile adeta dalga geçmek.
PKK’nın uzantısı HDP’nin, CHP ile zaten malum olan ittifakı açıklama istemi.
Fenerbahçe Kulüp başkanının taraftarlarla tartışması.
Son olarak da yine HDP’nin 4. Kongresinde yapılan provokasyonlar.
İstiklal marşının okunmaması, geberen teröristlere saygı duruşu, Hendek kalkışmasını meşrulaştırma çabaları!
Almanya’da dört insanımızın ırkçı bir teröristçe şehid edilmesi!
Fatih Portakal isimli kişinin SGK hakkında attığı ve emekli insanlarımızı bir anda dehşete düşüren yalanlar.
Tabii, bitmek bilmeyen FETÖ’nün siyasi ayağı tartışması.
Yalova ve şimdi de Edirne Belediyesi’nde patlak veren yolsuzluklar.
Bunların hepsinin bir anda, ard arda patlak vermesi, hiç de tesadüf falan değildir.
Bu yalanlar, iftiralar ve provokasyonların tek amacı, toplumun sinir uçları ile oynamak, toplumu germek, daha çok germek ve bu gerginliği daim kılmaktır.
Peki bunlar neden yapılır, amaç nedir?
İlk amaçları, hükümeti, Sayın Erdoğan’ı bu polemiklerin içine çekmek, kendilerini muhattap ettirmek ve hükümeti, devleti, iç siyasete mahkum etmektir.
Böylelikle, Türkiye’nin, Suriye, Libya ve Akdeniz’de verdiği ve gerçekten de beka savaşı olarak adlandırabileceğimiz mücadelesinde, zayıflatmak, eforunu bölmek, sekteye uğratmaktır.
Elbette bir diğer hedefleri de hiç planda olmasa da ülkeyi erken seçime zorlamaktır ki, bu da üstteki amaçlara hizmet edecektir.
Erken seçim kartı tutmazsa eğer, birilerinin yine bir kaos ortamı yaratmaya zemin hazırladığından, asla kimsenin şüphesi olmasın!
Askeri bir darbe, bugünün konjonktüründe, 15 Temmuz’dan sonra alınan tedbirlerden sonra, pek mümkün görünmüyor.
Kaldı ki, halka rağmen yapılacak hiçbir darbe, sonuca varamayacağı gibi, buna, asker de karşı gelecektir.
Bu kez, tatbikat yalanları tutmayacak, kimse böyle emirlere asla uymayacaktır.
“Orta kademedeki subaylar” ne derse desin.
Kısacası, rahatsız olan, istifa eder, çeker gider kardeşim.
Gezi benzeri bir kaos stratejisi kimilerine daha cazip gelecektir.
Ancak bilmelidirler ki, yıl 2013 değil, şartlar da kanunlarda aynı değil.
Elbette ki, böylesi bir provokasyonlara daima hazır bir marjinal kitle vardır.
Onlara da şunu hatırlatmak gerekir ki, Türk Ordusu bir savaş düzenindedir ve hatta bir savaşın içindedir.
Yani eğer ki devlet, hükümet ister ise, Savaş hukukunu, bir anda devreye sokabilir!
İşte o zaman, adı var, kendi yok OHAL dönemini, mumla ararsınız.
HDP kongresindeki işlenmiş suçlar ile alakalı soruşturma açılmış, 15 gözaltı kararı verilmiş, bunun da 14’ü yakalanmıştır.
Ve bence artık, ekranlara çıkıp, kah haber programlarında kah tartışma programlarında, bile isteye, salt provokasyon amaçlı yalan haberler uyduranlar içinde, bir kanun düzenlemesi yapılması elzemdir.
Çünkü, yalanı atıp, ertesi gün tekzip edip, özür dilemekle bu işler olmaz.
Evet, basın hürriyeti çok önemli bir değerdir.
Bir basın mensubunu olarak, ben bunu en iyi bilenlerdenim.
Fakat, vicdanı olan herkes, basın mensubu da olsa, doğru bilgi vermeye, doğru haber yapmaya gayret gösteriyor iken, birilerinin, bu değeri kullanarak, toplumu germenin, fütursuzca, ahlaksızca yalan atması, hiçbir şey ile izah edilemez.
Bir diğer yazımızda buluşmak ümidi ve dua ile Vesselam
Darbe söylentileri, Gezi olaylarına beraat kararı çıkması, ekranların karşında, kimsenin anlayamadığı zamlar, kameralar önünde yılışık sırıtmalar ile zamları, akıllara ziyan açıklamalar ile savunmak.
Üstelik, ha bire tatillere çıkıp, yine absürt açıklamalar ile toplum ile adeta dalga geçmek.
PKK’nın uzantısı HDP’nin, CHP ile zaten malum olan ittifakı açıklama istemi.
Fenerbahçe Kulüp başkanının taraftarlarla tartışması.
Son olarak da yine HDP’nin 4. Kongresinde yapılan provokasyonlar.
İstiklal marşının okunmaması, geberen teröristlere saygı duruşu, Hendek kalkışmasını meşrulaştırma çabaları!
Almanya’da dört insanımızın ırkçı bir teröristçe şehid edilmesi!
Fatih Portakal isimli kişinin SGK hakkında attığı ve emekli insanlarımızı bir anda dehşete düşüren yalanlar.
Tabii, bitmek bilmeyen FETÖ’nün siyasi ayağı tartışması.
Yalova ve şimdi de Edirne Belediyesi’nde patlak veren yolsuzluklar.
Bunların hepsinin bir anda, ard arda patlak vermesi, hiç de tesadüf falan değildir.
Bu yalanlar, iftiralar ve provokasyonların tek amacı, toplumun sinir uçları ile oynamak, toplumu germek, daha çok germek ve bu gerginliği daim kılmaktır.
Peki bunlar neden yapılır, amaç nedir?
İlk amaçları, hükümeti, Sayın Erdoğan’ı bu polemiklerin içine çekmek, kendilerini muhattap ettirmek ve hükümeti, devleti, iç siyasete mahkum etmektir.
Böylelikle, Türkiye’nin, Suriye, Libya ve Akdeniz’de verdiği ve gerçekten de beka savaşı olarak adlandırabileceğimiz mücadelesinde, zayıflatmak, eforunu bölmek, sekteye uğratmaktır.
Elbette bir diğer hedefleri de hiç planda olmasa da ülkeyi erken seçime zorlamaktır ki, bu da üstteki amaçlara hizmet edecektir.
Erken seçim kartı tutmazsa eğer, birilerinin yine bir kaos ortamı yaratmaya zemin hazırladığından, asla kimsenin şüphesi olmasın!
Askeri bir darbe, bugünün konjonktüründe, 15 Temmuz’dan sonra alınan tedbirlerden sonra, pek mümkün görünmüyor.
Kaldı ki, halka rağmen yapılacak hiçbir darbe, sonuca varamayacağı gibi, buna, asker de karşı gelecektir.
Bu kez, tatbikat yalanları tutmayacak, kimse böyle emirlere asla uymayacaktır.
“Orta kademedeki subaylar” ne derse desin.
Kısacası, rahatsız olan, istifa eder, çeker gider kardeşim.
Gezi benzeri bir kaos stratejisi kimilerine daha cazip gelecektir.
Ancak bilmelidirler ki, yıl 2013 değil, şartlar da kanunlarda aynı değil.
Elbette ki, böylesi bir provokasyonlara daima hazır bir marjinal kitle vardır.
Onlara da şunu hatırlatmak gerekir ki, Türk Ordusu bir savaş düzenindedir ve hatta bir savaşın içindedir.
Yani eğer ki devlet, hükümet ister ise, Savaş hukukunu, bir anda devreye sokabilir!
İşte o zaman, adı var, kendi yok OHAL dönemini, mumla ararsınız.
HDP kongresindeki işlenmiş suçlar ile alakalı soruşturma açılmış, 15 gözaltı kararı verilmiş, bunun da 14’ü yakalanmıştır.
Ve bence artık, ekranlara çıkıp, kah haber programlarında kah tartışma programlarında, bile isteye, salt provokasyon amaçlı yalan haberler uyduranlar içinde, bir kanun düzenlemesi yapılması elzemdir.
Çünkü, yalanı atıp, ertesi gün tekzip edip, özür dilemekle bu işler olmaz.
Evet, basın hürriyeti çok önemli bir değerdir.
Bir basın mensubunu olarak, ben bunu en iyi bilenlerdenim.
Fakat, vicdanı olan herkes, basın mensubu da olsa, doğru bilgi vermeye, doğru haber yapmaya gayret gösteriyor iken, birilerinin, bu değeri kullanarak, toplumu germenin, fütursuzca, ahlaksızca yalan atması, hiçbir şey ile izah edilemez.
Bir diğer yazımızda buluşmak ümidi ve dua ile Vesselam
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.
Yakup
Mert Turgay
Halil