Tezkere ve milliyetçilik
Yine vakti geldi.
Türk ordusunun, Türkiye dışında, Suriye de, K.Irak da, Libya da, Somali de vs vs, bulunmasının izni, yani tezkeresi uzatılacak.
Nerede?
TBMM'de.
Hem de çok caf caflı bir zamanda, hem de PKK ve tüm şer iştirakına demir balyozun indirileceği zamanda.
Şanlı Türk Ordusunun günlerdir ve de artan bir şiddetle, Terör örgütlerine cehennemi yaşatıyor.
Elbette ki, bu da o örgütleri bekleyenlere, yandaşlarına batıyor, batsın da zaten.
Evet tam bu evrede ve daha önce de yaptığı gibi, hangi "Kuvvacı" parti, bu tezkereye karşı oy kullanacağını açıkladı?
Evet, Müstemleke valilik partisi olan CHP!
Peki şaşırdık mı bu duruma?
Elbette ki hayır.
HDPKK, YSPKK'dan zaten bekliyoruz bunu, ancak kendisini Cumhuriyeti kuran parti olarak adlandıran, Kuvvacı olarak tanımlayan CHP den aslında beklemememiz lazım, ama bekliyoruz.
Çünkü CHP, HDP/YSP'nin oyları olmadan hiçbir şeye muktedir olamayacağını, hatta ellerinde olanları bile muhafaza edemeyeceklerini çok iyi biliyor.
Zaten zihniyet olarak da CHP artık tamamen HDP'nin çizgisinde.
Onun için de bu tezkereye, tabii ki de karşı çıkacaklardır.
Kılıçdaroğlu'nun laf ebeliği ile bahane olarak ileri sürdüğü ve de kendini Milliyetçi olarak görmesini sağlayan madde ise yabancı asker maddesi.
Özetle bu madde nedir, neye yarar?
Birincisi, bu maddeye dayanarak;
S 400'lerin alınmasından sonra Rus askeri eğitim için Türkiye'ye gelebildi.
Patriot sistemi, bu maddeye dayanarak kurulabildi.
Başka yabancı ülkelerin askerleri, bu maddeye dayanarak Türkiye'ye, eğitime gelebiliyorlar.
Çok uzatmak istemiyorum.
Ancak sittin senedir İncirlik üssüne ses çıkarmayanlar, ABD üstlerine ses çıkartmayanlar, bu maddeyi bahane ederek karşı duruyorsa, bu salt bahane üretmektir, laf ebeliği yapmaktır.
Tabii, milletimiz gerçek maksadı biliyor, görüyor.
Asıl maksat, PKK'yı korumaya çalışmak, HDP'ye şirin gözükmek ve Müstemleke valisi olmanın gereksinimlerini yerine getirmek.
Dünya bu kadar hengame içinde iken, her yerde yangın varken, burnumuzun dibinde bir terör örgütü devleti kurulmak isteniyorken, herkes safını belli etmek zorunda.
CHP'de etmiş işte.
Türk milletinin, devletinin yanında değil, terör örgütünün yanında, onları bekleyenlerin yanında olduklarını, bir kez daha göstermiştir oldular.
Sanırım, atarken milleti de bunun faturasını, seçimlerde keser.
Artık devletin acele etmesi elzemdir.
Şu an Filistin'de olup bitenleri doğru okumak lazım gelir ve eminim kadim devlet aklı, bunu yapmıştır.
Mesele Hamas/İsrail meselesi değil, bu olsa olsa, bir sebep.
İlk 11/09'da ABD, Afganistan'a çöktü, Irak'a da çöktü.
Bölge destabilize oldu, kaos ve istikrarsızlık yeni normal oldu, bu esnada ABD'nin bölgeden çaldığı değerlerin haddi hesabı yok.
Şimdi planladıkları ikinci bir 11/09.
Bu vesile ile hem komple Filistin'e ve hem de Suriye'ye nihai olarak çökmek isteyen bir ABD ve Avrupa ülkeleri var.
Gazze olayları buna işaret fişeği oldu.
Çünkü ne hikmetse, Rusya'nın Ukrayna altyapısına yaptığı saldırıları savaş suçu sayan AB/D, İsrail'in aynı saldırıları karşısında yine üç maymunu oynuyor ve hatta destek sözü veriyor.
Fransa, Filistin'e destek gösterilerini yasaklıyor.
Ah demokrasi ah, kimin işine nasıl geliyorsan o kadar değerin oluyor işte.
İşin perde arkasında yatan sebepler çok değişik.
Mesele aslında Türkiye.
Özellikle de TSK'nın, Ankara saldırısı ardından, PKK'ya yönelik uyguladığı katı ve kati operasyonlar, ABD'nin sinir uçlarına değmiş olmalı ki, Gazze olaylarını fişeklediler.
Bu bağlamda, zaten hava kuvvetleri bulunmayan Filistin'e karşı bölgeye en büyük uçak gemilerini yollamaları da mecazi.
O geminin asıl görevi, Türk operasyonlarına karşı koymaktır.
Çünkü savaş başlatacaklar.
Filistin'e, Lübnan ve Suriye de dahil olacak ve ABD ordusu, bu vesileyle burnumuzun dibine yığılacak.
Almanya ve Fransa da bu işe dahil olmaya dünden razı zaten.
Onun için de Türkiye, hiç vakit kaybetmeden, Suriye ve K. Irak da ne yapacaksa bir an evvel yapmalı ve ortaya olup bitti gerçekleri koymalıdır.
Aksi takdirde bu mesele de Gordon'un düğününe dönebilir.
Ve tam da bu gerçekler ortada iken, bariz belli iken, Tezkereye karşı çıkmak, milliyetçilik değil, tam tersi, bu millete de, bu ülkeye de, bu vatana da ihanettir!
Bir diğer yazımızda buluşmak ümidi ve dua ile Vesselam
Türk ordusunun, Türkiye dışında, Suriye de, K.Irak da, Libya da, Somali de vs vs, bulunmasının izni, yani tezkeresi uzatılacak.
Nerede?
TBMM'de.
Hem de çok caf caflı bir zamanda, hem de PKK ve tüm şer iştirakına demir balyozun indirileceği zamanda.
Şanlı Türk Ordusunun günlerdir ve de artan bir şiddetle, Terör örgütlerine cehennemi yaşatıyor.
Elbette ki, bu da o örgütleri bekleyenlere, yandaşlarına batıyor, batsın da zaten.
Evet tam bu evrede ve daha önce de yaptığı gibi, hangi "Kuvvacı" parti, bu tezkereye karşı oy kullanacağını açıkladı?
Evet, Müstemleke valilik partisi olan CHP!
Peki şaşırdık mı bu duruma?
Elbette ki hayır.
HDPKK, YSPKK'dan zaten bekliyoruz bunu, ancak kendisini Cumhuriyeti kuran parti olarak adlandıran, Kuvvacı olarak tanımlayan CHP den aslında beklemememiz lazım, ama bekliyoruz.
Çünkü CHP, HDP/YSP'nin oyları olmadan hiçbir şeye muktedir olamayacağını, hatta ellerinde olanları bile muhafaza edemeyeceklerini çok iyi biliyor.
Zaten zihniyet olarak da CHP artık tamamen HDP'nin çizgisinde.
Onun için de bu tezkereye, tabii ki de karşı çıkacaklardır.
Kılıçdaroğlu'nun laf ebeliği ile bahane olarak ileri sürdüğü ve de kendini Milliyetçi olarak görmesini sağlayan madde ise yabancı asker maddesi.
Özetle bu madde nedir, neye yarar?
Birincisi, bu maddeye dayanarak;
S 400'lerin alınmasından sonra Rus askeri eğitim için Türkiye'ye gelebildi.
Patriot sistemi, bu maddeye dayanarak kurulabildi.
Başka yabancı ülkelerin askerleri, bu maddeye dayanarak Türkiye'ye, eğitime gelebiliyorlar.
Çok uzatmak istemiyorum.
Ancak sittin senedir İncirlik üssüne ses çıkarmayanlar, ABD üstlerine ses çıkartmayanlar, bu maddeyi bahane ederek karşı duruyorsa, bu salt bahane üretmektir, laf ebeliği yapmaktır.
Tabii, milletimiz gerçek maksadı biliyor, görüyor.
Asıl maksat, PKK'yı korumaya çalışmak, HDP'ye şirin gözükmek ve Müstemleke valisi olmanın gereksinimlerini yerine getirmek.
Dünya bu kadar hengame içinde iken, her yerde yangın varken, burnumuzun dibinde bir terör örgütü devleti kurulmak isteniyorken, herkes safını belli etmek zorunda.
CHP'de etmiş işte.
Türk milletinin, devletinin yanında değil, terör örgütünün yanında, onları bekleyenlerin yanında olduklarını, bir kez daha göstermiştir oldular.
Sanırım, atarken milleti de bunun faturasını, seçimlerde keser.
Artık devletin acele etmesi elzemdir.
Şu an Filistin'de olup bitenleri doğru okumak lazım gelir ve eminim kadim devlet aklı, bunu yapmıştır.
Mesele Hamas/İsrail meselesi değil, bu olsa olsa, bir sebep.
İlk 11/09'da ABD, Afganistan'a çöktü, Irak'a da çöktü.
Bölge destabilize oldu, kaos ve istikrarsızlık yeni normal oldu, bu esnada ABD'nin bölgeden çaldığı değerlerin haddi hesabı yok.
Şimdi planladıkları ikinci bir 11/09.
Bu vesile ile hem komple Filistin'e ve hem de Suriye'ye nihai olarak çökmek isteyen bir ABD ve Avrupa ülkeleri var.
Gazze olayları buna işaret fişeği oldu.
Çünkü ne hikmetse, Rusya'nın Ukrayna altyapısına yaptığı saldırıları savaş suçu sayan AB/D, İsrail'in aynı saldırıları karşısında yine üç maymunu oynuyor ve hatta destek sözü veriyor.
Fransa, Filistin'e destek gösterilerini yasaklıyor.
Ah demokrasi ah, kimin işine nasıl geliyorsan o kadar değerin oluyor işte.
İşin perde arkasında yatan sebepler çok değişik.
Mesele aslında Türkiye.
Özellikle de TSK'nın, Ankara saldırısı ardından, PKK'ya yönelik uyguladığı katı ve kati operasyonlar, ABD'nin sinir uçlarına değmiş olmalı ki, Gazze olaylarını fişeklediler.
Bu bağlamda, zaten hava kuvvetleri bulunmayan Filistin'e karşı bölgeye en büyük uçak gemilerini yollamaları da mecazi.
O geminin asıl görevi, Türk operasyonlarına karşı koymaktır.
Çünkü savaş başlatacaklar.
Filistin'e, Lübnan ve Suriye de dahil olacak ve ABD ordusu, bu vesileyle burnumuzun dibine yığılacak.
Almanya ve Fransa da bu işe dahil olmaya dünden razı zaten.
Onun için de Türkiye, hiç vakit kaybetmeden, Suriye ve K. Irak da ne yapacaksa bir an evvel yapmalı ve ortaya olup bitti gerçekleri koymalıdır.
Aksi takdirde bu mesele de Gordon'un düğününe dönebilir.
Ve tam da bu gerçekler ortada iken, bariz belli iken, Tezkereye karşı çıkmak, milliyetçilik değil, tam tersi, bu millete de, bu ülkeye de, bu vatana da ihanettir!
Bir diğer yazımızda buluşmak ümidi ve dua ile Vesselam
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.