Terör deyince niye zıplar Almanya?
Yurtdışında yaşayıp, aslen Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan, her ne pasaporta sahip olur ise olsun, bulundukları ülkelerde, terör örgütleri ile birlikte hareket ediyorlar ise Türkiye aleyhinde faaliyetler yürütüyorlar ise Türkiye’ye geldiklerinde gözaltına alınacakları idi!
Kıyamet koptu, kopuyor!
Alman Devleti’ni ve ana akım medyası hemen saldırıya geçti:
“Türkiye tatil için gelenleri, turistleri tutukluyacak” diye, tamamen yalan manşetler servis edilmeye başlandı ve de devam ediyor!
Evvela şunu belirtmekte fayda var ki, bu tip açıklamalar son derece talihsiz, gereksiz, stratejik yönden de yanlıştır!
Tek getirisi, marjinal terör örgüt mensuplarına, “nefesimiz ensemizde, ne halt ettiğinizi biliyoruz” mesajını vermektir.
Ancak bu mesaj da zaten paranoyak olan Alman Devletini daha fazla işkillendirmekten öteye de gitmiyor maalesef.
Zaten İmamlarınıza dahi, hatta AK Partisi için sandık görevi yapmış olanlara dahi “ajan” yaftası vuran Almanları, daha da paranoyak hale sokmaktan öteye de varmıyor.
Almanya’yı MİT istila etti havasını estiriyor ve yaşıyorlar.
Bu açıklamalar ile, Alman devletinin eline, isteseler de bulamayacak oldukları bir silah verilmiş oldu, zira şu an “Türkiye ye tatile gitmeyin” diye her borudan ötüyorlar!
Sadece Almanya mı?
Hayır, tüm Avrupa ülkelerinde benzer kampanyalar şu an mevcut.
Hedeflerinde, Türkiye’nin ekonomi motorlarından Turizm var.
15 Temmuz’dan sonra da yaptıkları karalama kampanyaları bir nebze işe yaramış, Almanya’dan gelen turist sayısında düşüşler olmuştu.
Geçen sene ise, Türkiye’nin cazip fiyatlarına kayıtsız kalamayan Almanlar yine yoğun bir rağbet göstermişti.
Şimdi bu açıklamalar ve beraberinde gelen negatif algı kampanyası ile bu artışlar yeniden tehlikeye girebilir.
Çünkü Alman halkının kahir ekseriyeti bu tip palavralara inanmaya çok meyilli!
Hadi bizim Bakanlar bir an boş bulundu da böylesi açıklamalar yaptı.
Peki Almanya, konu teröre geldiğinde niçin hoplayıp zıplıyor?
Çok basit, çünkü bunun adı suçluluk psikolojisi.
PKK sevicisi olduklarını, YPG’yi, PYD’yi ise, afedersiniz, “kahraman Kürt savaşçılar” olarak medyalarında lanse ettiklerini, firari ne kadar FETÖ’cü varsa, kucak açtıklarını hepimiz biliyoruz, görüyor ve izliyoruz.
Onlara göre, iyi terörist, kötü terörist var!
DAEŞ kötü terörist, PKK iyi terörist. Kafa bu!
Kaldı ki, hangi hükümet altında olur ise olsun, Almanların PKK ya destek vermeleri bir gelenektir.
Bizi takip edenler hatırlayacaktır, iki ayrı devlet iken bile, her ikisi de ayrı, ayrı PKK ya yardım ediyordu diye yazmıştık.
Doğu Almanya hem silah hem Asker göndererek (Sosyalist, Komünist yoldaşlık gereği), Batı Almanya ise, para ve lojistik destek sağlayarak, hatta PKK’nın o zamanlar en önemli gelir kaynağı olan uyuşturucu ticaretine göz yumarak, yardım ediyorlardı.
Bugün, güya PKK yı yasaklamış gibi gösterseler de tüm yan kuruluşu derneklere müsaade ediyor, hatta koruma altına alıyorlar.
Tabii, her ulusal ve uluslararası arenalarda, Teröre ne kadar karşı olduklarını söyleseler de PKK’nın ve yan kuruluşlarının, Topraklarımızda gerçekleştirdikleri hiçbir eylemi, tam manası ile kınamış, tepki göstermiş değiller!
Hülasa, Almanya’da iltica talebinde bulunmak için, PKK’lı, DHKP-C’li, ya da FETÖ’cü olduğunuzu ileri sürmeniz, yeterli bir sebeptir!
Doksanlı yılların, PKK ve diğer marjinal sol gurupların, eski dağ ve şehir kadroları, şu an başta Almanya ve İsveç olmak üzere AB ülkelerinin vatandaşlarıdırlar.
Pek çoğunun ismi, cismi, hayat hikayeleri dahi değiştirilmiş, konforlu bir hayat sürmektedirler!
Söz konusu hiçbir AB devleti bunu inkar edemez.
Fehriye Aslan bugün halen Belçika Devletinin güvenlik güçlerince koruma altındadır. Aynı durum, firari HDP vekilleri için de geçerlidir.
Hatta, eskiden bu tip faaliyetleri saklı, gizli yapmakta idiler. Gizli servisleri marifeti ile yürütürdüler, bugün ise, açıkça ve aleni yapmaktalar.
Sayın Başkanın bu ülkelere karşı katı ve reddedici siyaseti, bu bakış açısıyla bakıldığında, gayet normal bir davranıştır.
Yani ne AB’ye ne de ABD’ye artık güler yüz ile yanaşmanın hiçbir manası kalmamıştır.
Ancak bu durum da ellerine bulamayacakları silahları verelim de bize doğrultsunlar manasına gelmez.
Hassasiyet değil kastım.
İttihad ve tedbir!
Bir diğer yazımızda buluşmak ümidi ve dua ile Vesselam
Kıyamet koptu, kopuyor!
Alman Devleti’ni ve ana akım medyası hemen saldırıya geçti:
“Türkiye tatil için gelenleri, turistleri tutukluyacak” diye, tamamen yalan manşetler servis edilmeye başlandı ve de devam ediyor!
Evvela şunu belirtmekte fayda var ki, bu tip açıklamalar son derece talihsiz, gereksiz, stratejik yönden de yanlıştır!
Tek getirisi, marjinal terör örgüt mensuplarına, “nefesimiz ensemizde, ne halt ettiğinizi biliyoruz” mesajını vermektir.
Ancak bu mesaj da zaten paranoyak olan Alman Devletini daha fazla işkillendirmekten öteye de gitmiyor maalesef.
Zaten İmamlarınıza dahi, hatta AK Partisi için sandık görevi yapmış olanlara dahi “ajan” yaftası vuran Almanları, daha da paranoyak hale sokmaktan öteye de varmıyor.
Almanya’yı MİT istila etti havasını estiriyor ve yaşıyorlar.
Bu açıklamalar ile, Alman devletinin eline, isteseler de bulamayacak oldukları bir silah verilmiş oldu, zira şu an “Türkiye ye tatile gitmeyin” diye her borudan ötüyorlar!
Sadece Almanya mı?
Hayır, tüm Avrupa ülkelerinde benzer kampanyalar şu an mevcut.
Hedeflerinde, Türkiye’nin ekonomi motorlarından Turizm var.
15 Temmuz’dan sonra da yaptıkları karalama kampanyaları bir nebze işe yaramış, Almanya’dan gelen turist sayısında düşüşler olmuştu.
Geçen sene ise, Türkiye’nin cazip fiyatlarına kayıtsız kalamayan Almanlar yine yoğun bir rağbet göstermişti.
Şimdi bu açıklamalar ve beraberinde gelen negatif algı kampanyası ile bu artışlar yeniden tehlikeye girebilir.
Çünkü Alman halkının kahir ekseriyeti bu tip palavralara inanmaya çok meyilli!
Hadi bizim Bakanlar bir an boş bulundu da böylesi açıklamalar yaptı.
Peki Almanya, konu teröre geldiğinde niçin hoplayıp zıplıyor?
Çok basit, çünkü bunun adı suçluluk psikolojisi.
PKK sevicisi olduklarını, YPG’yi, PYD’yi ise, afedersiniz, “kahraman Kürt savaşçılar” olarak medyalarında lanse ettiklerini, firari ne kadar FETÖ’cü varsa, kucak açtıklarını hepimiz biliyoruz, görüyor ve izliyoruz.
Onlara göre, iyi terörist, kötü terörist var!
DAEŞ kötü terörist, PKK iyi terörist. Kafa bu!
Kaldı ki, hangi hükümet altında olur ise olsun, Almanların PKK ya destek vermeleri bir gelenektir.
Bizi takip edenler hatırlayacaktır, iki ayrı devlet iken bile, her ikisi de ayrı, ayrı PKK ya yardım ediyordu diye yazmıştık.
Doğu Almanya hem silah hem Asker göndererek (Sosyalist, Komünist yoldaşlık gereği), Batı Almanya ise, para ve lojistik destek sağlayarak, hatta PKK’nın o zamanlar en önemli gelir kaynağı olan uyuşturucu ticaretine göz yumarak, yardım ediyorlardı.
Bugün, güya PKK yı yasaklamış gibi gösterseler de tüm yan kuruluşu derneklere müsaade ediyor, hatta koruma altına alıyorlar.
Tabii, her ulusal ve uluslararası arenalarda, Teröre ne kadar karşı olduklarını söyleseler de PKK’nın ve yan kuruluşlarının, Topraklarımızda gerçekleştirdikleri hiçbir eylemi, tam manası ile kınamış, tepki göstermiş değiller!
Hülasa, Almanya’da iltica talebinde bulunmak için, PKK’lı, DHKP-C’li, ya da FETÖ’cü olduğunuzu ileri sürmeniz, yeterli bir sebeptir!
Doksanlı yılların, PKK ve diğer marjinal sol gurupların, eski dağ ve şehir kadroları, şu an başta Almanya ve İsveç olmak üzere AB ülkelerinin vatandaşlarıdırlar.
Pek çoğunun ismi, cismi, hayat hikayeleri dahi değiştirilmiş, konforlu bir hayat sürmektedirler!
Söz konusu hiçbir AB devleti bunu inkar edemez.
Fehriye Aslan bugün halen Belçika Devletinin güvenlik güçlerince koruma altındadır. Aynı durum, firari HDP vekilleri için de geçerlidir.
Hatta, eskiden bu tip faaliyetleri saklı, gizli yapmakta idiler. Gizli servisleri marifeti ile yürütürdüler, bugün ise, açıkça ve aleni yapmaktalar.
Sayın Başkanın bu ülkelere karşı katı ve reddedici siyaseti, bu bakış açısıyla bakıldığında, gayet normal bir davranıştır.
Yani ne AB’ye ne de ABD’ye artık güler yüz ile yanaşmanın hiçbir manası kalmamıştır.
Ancak bu durum da ellerine bulamayacakları silahları verelim de bize doğrultsunlar manasına gelmez.
Hassasiyet değil kastım.
İttihad ve tedbir!
Bir diğer yazımızda buluşmak ümidi ve dua ile Vesselam
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.