Canan Kaftancıoğlu beş ayrı suçtan 9,8 sene ceza yedi ve ne oldu?

Bir gün bunu yazacağım asla aklıma gelmezdi ama, Kılıçdaroğlu haklı olarak bir eleştiri yaptı.

Biliyorum bu cümle esasen eşyanın tabiatına aykırı olsa da şu değerlendirmeyi yabana atmamak lazım;

“Madem Canan hanım suçlu idi de cezasını bugüne kadar niye vermediniz?”

“Bu bir intikam almaktır. İstanbul seçiminin intikamını almaktır”.


Evet ordan bakınca tam da olan şey bu.

Evet CHP’nin içinde kendilerine ağır veyahut aşırı Atatürkçü diyenler, bu olaya alkış tutuyorlar. Çünkü herkes de biliyor ki Canan Kaftancıoğlu, CHP’nin DHKP-C kanadının temsilcisi ve azılı Atatürk düşmanı.

Tabii, Kılıçdaroğlunun intikam teorisini, kendi yüzüne vurmadan olmaz.

Kendisi bir açıklasın, sosyal medyada kendi görüşlerinde olmayan, yüzlerce, binlerce kişiyi, nasıl ekmeklerinden ettiklerini?

Namus sözü verdikleri halde, devasa işçi kıyımları yaptıklarını?

İki çocuk annesi bir bayanı hem kendisi hem de Mansur Yavaş, müşterek nasıl mahkemeye verdiklerini.

Onlar verince hukuk oluyor da devlet verince intikam mı oluyor?

Bu nasıl bir mantıktır Kemal Kılıçdaroğlu?

Ancak AK Partisi açısından bu karar, son derece talihsiz bir karardır.

Zira, her ne kadar hukuki boyutu tartışma götürmez bir durumda olsa da zamanlama olarak çok manidardır ve intikam kokmaktadır.

Ve evet, bu kadın bu şeyleri yazdı, çizdi ve hatta hayat felsefesi.
Madem öyle, 2013 nere, 2019 nere?
Şimdiye dek, bu yargı neden yapılmadı?
Şimdiye kadar, suçu sabit bu şahıs, neden alınmadı?

Bu soruların cevabını vermek oldukça zor. Hatta imkansız.

Tam bir dilemma!

Haklısınız, hukuku uyguladınız ve fakat siz suçlu durumuna düştünüz!

Yarın, öbür gün Ekrem İmamoğlu hakkında süren bir sürü davalar ve soruşturmalar var.

Ta 2016’dan beri süregelen bir zaman arası.

Ve şimdi bunların yargı süreci, mahkumiyet ile sonuçlanırsa be olacak?

“Mağdurum da mağdurum” olacak.

Hele, hele kazara, kayyûm atanma kararı çıkar ise, bakın siz olacak olanlara.

Ayaklanacaklar, kargaşa ortamı doğacak, tam da ekonomik durumlar zaten pek parlak değilken.
Bunun vebalini kim üstlenecek?
Kim üstlenebilir?

Evet İmamoğlu bir başkan olarak tam bir fiyasko.

Herhangi bir icraat, bir proje yapabileceğine kimsenin inancı da yok.

İşin ilginç tarafı, bu onu seçenlerin umurunda da değil zaten.
Öyle bir beklentileri yok.

Bırakın şimdiye kadar gelen zamları;
Kaldırımda yürüme vergisi çıkarsa, adım başı 10 kuruş alsa, yine umurlarında değil!

Yine gidip seçecekler.

Çünkü ideolojik körler.
Çünkü Sayın Erdoğan nefreti, gözlerini kör etmiş.

Bu adam gitmiş PKK’ya fiilen destek sağlayanlara sahip çıkmış, umurlarında değil.

‘Erdoğan gitsin de isterse HDP gelsin’ kafasındalar.

İmamoğlu’nun yaptığı tüm siyasi şovlar, attığı tüm palavralar, kıvırmalar, sözden dönmeler, hepsi ama hepsi kabul görüyor.

Çünkü inanmak istiyorlar!

Ve bu şekilde düşünen, bu hali ruhiye içinde olanlara, hiçbir mantık ile, hiçbir doğru ile gelemezsiniz.

Tıpkı koyu fanatik takım taraftarları gibi hareket ediyorlar çünkü.

Ve bu ortamda, siz kalkıp da kayyûm atarsanız, ekmeklerine yağ sürersiniz.
Ülkeyi, neticelerinin kestirmesi dahi imkansız bir kaos ortamına sokarsınız.

Hadi bunlar olmadı. İlk seçimde tarihe karışırsınız.
Çünkü yıllardır size diktatörlük iddiasında bulunanları haklı çıkartmış olurdunuz.

Hadi bırakın bunların kemikleşmiş oy veren kitlesini.

Ancak tepki oyu, cezalandırma oyu, ya da bilmem ne adla İmamoğlu na giden diğer oyları kurtarmanın tek yolu var, o da bırakın, herkes nasıl beceriksiz olduğunu, salt şovmenlik yaptığını görsün.

Tıpkı diğer CHP yönetimlerinde olduğu gibi İstanbul’u da pislik götürsün, hizmet görmesin, o zaman görelim bir sonraki seçimde neler olacağını.

Fakat şimdi, şu evrede, ortada da bir şey gözükmüyor iken, kayyûm atamak, AK Partisi’nin harakirisi olur.

Ha, var ise ağır suçu, bunu da başkanlık döneminde işledi ise, bunu millete anlatın, sonra ne yaparsanız yapın.

Ancak milletin bu suça tatmin olduğunu da anlayın.

Yoksa gerçekten de mağdur edebiyatı had safhaya gelecek ve önümüze çıkacak ilk seçimde, CHP, maazallah iktidara oynayacak.


Bir diğer yazımızda buluşmak ümidi ve dua ile Vesselam