Murat Yılmaz

Murat Yılmaz

S-400!

Geçen gün yine bir ilke, görülmemiş bir hadsizliğe şahid olduk. Daha durumu bile muğlak olan Ekrem İmamoğlu’mu desem, müdafa mı desem, bilemedim, şu an itibariyle normal bir vatandaş.
S-400!
Ama havalar, Ana muhalefet lideri!

Zira Ekrem efendi, geçen gün S400’lerin “Uluslararası meseleler hepimizin canını sıkıyor.” demiş.

Yahu hangi sıfatla? Ne hakla?

Kesin kazanmış olsa bile ancak bir Belediye Başkanından bir adım öteye gidemeyecek olan bu zat, işi, gücü bırakmış da savunma politikamızı tenkit etmeye cüret etmiş?!

Hayır, bundan sonra CHP Genel Başkanı olarak sahneye çıkacak ise, bunu da bilelim yani.

Yoksa, otursun köşesine ve kararları beklesin. Tıpış, tıpış.

Bildiğim kadarıyla, Belediye Başkanları, yerel yönetim ile alakalı olurlar. Ülke siyaseti ile değil. 
Ve o iş de daha girmiş değil. 

Ama gelelim şu S400 meselesine. 

Türkiye bu silah sisteminde neden kararlı?

ABD bu hususta, diğer NATO ülkelerinin de fikrinin aksine, neden Türkiye’yi tehdit etme cüretine kadar gidiyor?

Halbuki kapı komşumuz ve NATO müttefikimiz, Yunanistan’da S400’lerin bir önceki modeli S300’ler var. Ve göründüğü gibi bu bir sorun teşkil etmiyor. 

Onlar da etmiyor da bizde niye ediyor acaba?

Türkiye daha önce Patriot hava savunma sistemleri için ABD ile pazarlık yapmadı mı? Yaptı.

Peki vermeyen kimdi?

ABD!

Hele de bizim şartlarımız için hiç! 

Peki, Türkiye de gitti ve Patriot’lardan daha üstün olan S400’ler için pazarlık yaptı. Şartlarını ortaya koydu, kabul edildi. Fiyat hususunda da anlaşıldı. 

İş oldu bitti. 

Peki sorun nerde?

Sorun şurda, S400’ler NATO ile uyumlu değil. Patriot’lar NATO ile uyumlu.

Ancak bu da demek oluyor ki, herhangi bir NATO ülkesinin muhtemel saldırısında, bu sistem hiçbir işe yaramayacak, çünkü bu saldırıyı dost olarak görecek be müdahele etmeyecek.

S400’ler ise bu tip bir saldırıda, gereken müdahaleyi yapacaklardır.

Şimdi soru şu;

Eğer ABD veyahut da NATO, Türkiye ye karşı bir saldırı düşünmüyor ise, bu panik hali niye? 

Efendim neymiş, Rusların eline F35’lerin ve NATO’nun kodları geçermiş.

Sanki şimdiye kadar geçmemişti de…

Bu su dan sebepler ile karlımıza dikilerek, “ekonominizi çökertiriz” demek, hangi dostluğa sığar, hangi müttefiklik ile bağdaşır?

Ancak, gerçek sebep şu olmasın;

ABD ve Avrupa çoktan YPG/PYD’ye, Türkiye’yi havadan vurma amaçlı, orta ve uzun menzilli roketleri vermiş olmasınlar?

Veyahutta vermeyi planlamış olmasınlar?

Versay anlaşmasında Kürt’lere söz verilen kendi devletlerini kurdurma planları, şu an tüm hızıyla sürüyor olmasın?

Ve tüm bu planların içine S400’ler, tuz limon ekmesin? 

Öyle ya da böyle, S400’ler, bu ülkenin güvenliği için had safhada gerekli. 

Zira, yakın tarih de bize yine öğretmiştir ki, Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktur, ancak düşmanı çoktur. 

Tarih boyunca da bu gerçeğin değişeceğine ben ihtimal dahi vermiyorum.

K. Irak ve Suriye, veyahutta İsrail’den atılacak füzelerin, hatta ismini koymak gerekir ise, Akdeniz’den atılacak füzelerin, Türkiye’de ki hedefleri belli.

Hayır ilk etapta askeri hedefler değil, kutsal maabedler olacaktır! 

Bu da morallerin çökmesine neden olur hali ile. 

Askeri hedefler, ikinci planda gelir. Hava harekatları ile daha sonra da karadan istila başlar. 

Bu hususta da dikkate alınması gereken nokta şu ki, serhat şehirlerinin kaçı CHP/HDP’nin eline geçti? 

Gerek Batı’da gerek Güneydoğu’da gerek Karadeniz gerek ise Akdeniz ve Ege’de?

Ve bunlar, şu an iç kapı kulluğunu yaptıkları efendileri geldiği zaman ne tepki verecekler?

F35 teknolojisini tehlikeye atacak her adım kırmızı çizgisi imiş Trump’ın!

İyi ya, ülkemize yönelik her muhtemel saldırı da bizim kırmızı çizgimiz!

Burnumuzun dibinde kurulmak istenen bir terör ve kalpten Türkiye’ye düşman bir devlet de bizim kırmızı çizgimiz!

Trump, iç siyasette puan toplamak için hiçbir işlevi olmayacak, asla koruyamayacağı aptalca bir duvarı yapmak için diretmiyor mu?

Ulusal sınırların ve dolayısı ile ABD’nin güvenliğini tehdit altında görmüyor mu?

Görüyor.

Ve şımarık bir çocuk edasıyla da ille de duvar da duvar diye tutturuyor.

Tabii, seçilmeden önce söz verdiği gibi, bu duvarın parasını, Meksika’dan tahsil edemeyecek. 

Ve onun tüm bunlara hakkı var da Türkiye’nin teröre karşı sınırlarını korumaya, yurtiçinde bulunan milyonlarca mültecileri ülkelerine geri göndermek için hamleler yapmaya hakkı yok mu?

Bu akli dengesi şüpheli Trump’ın, yarın, yine akıllara durgunluk verecek bir emir ile Akdeniz’deki savaş gemilerinden Türkiye’ye saldırı emri vermeyeceğinin garantisi var mı?

Bir ABD sözcüsü bugün verdiği bir demeçte S400 krizini, “iki silah üreticisinin basit rekabeti” olarak adlandırması ve bu şekil basitleştirmeye çalışması, boşuna yapılmalı değildir. 

Trump’ın, “S400’ler gelirse, yaptırımlar ağır olur, Türkiye İMF’ye muhtaç olur” tehdidinin altında da yatan asıl gerçek, zaten tam olarak da bu. 

Yani her ne pahasına olursa olsun, ama Türkiye İMF’ye borçlu olsun, kontrol altında olsun. 

Ve kanımca Sayın Başkan, bildiğimiz üslubu ile kendisine “Hodri Meydan” cevabını verecektir. 

Çünkü, asıl amaçları artık o kadar açık, o kadar net ki…


Bir diğer yazımızda buluşmak ümidi ve dua ile Vesselam 

Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.

Yorum Yazın
sohbet islami chat omegle tv türk sohbet islami sohbet elektronik sigara cinsel sohbet su böreği sipariş oyun haberleri tıkanıklık açma dijital pazarlama ajansı galeri yetki belgesi nasıl alınır yalama taşı