Ruh-suz-luk
Milli takımın da diğer takımlarında halinin tarifi bu: Ruhsuzluk.
Ben bir futbol seven değilim, pek alakam da olmaz aslında, ancak aşığı olduğum bir bayrağım var.
O bayrağı da göğüslerine takma şerefine nail olmuş bir takım var.
Ancak belli ki ma kadro, bu şereften bi haber.
Herhangi bir çaba yok, bir gayret yok.
Sahaya çıkılıyor, bedenen, ancak ruh yok.
Takım ruhu yok, Milli olmanın vermesi gerektiği ruh yok.
Beyler, mahalle takımını temsil etmiyorsunuz!
Temsil ettiğiniz takım, bir ulusun, bir devletin, bir milletin takımı.
Ancak görülüyor ki, bu umurunuzda dahi değil.
Hem neden olsun ki zaten?
Milyonlarca dolar/euro/lira para kazanıyorsunuz.
Son model, çok lüks, feci pahalı araçlara biniyorsunuz.
Daha da lüks, konforlu evlerde yaşıyorsunuz.
Her gece alemlere akıp, gününüzü gün ediyor sunuz.
En kötüsü de tüm bunlar için size hayran, sizi idol gören milyonlarca insan var.
Kabahat sizin mi?
Yoksa o milyonlarca insanın mı?
Abartı paralar ile sizi transfer eden, daha da abartı maaşlar ödeyenlerde mi?
Bildiğim şu ki, aşırı profesyonellik, amatör ruhunu egalize ediyor, ruhsuzluğa sevk ediyor.
"Aman, takımımın maçında iyi oynarım, göze batarım, milli takımdaki performansımı unuturlar."
Merak etmeyin, gerçekten de öyle oluyor zaten.
Siz ne yaparsanız yapın, bir gol, iki asist, hoop, her şey unutuluyor.
"Gördün mü kanka X'i, ne adam be, nerden çaktı topu, helal olsun valla."
Genel durum bu.
Futbol bir ciddi gelir sektörü olmaktan çıkmadığı müddetçe de devletimiz dahil, devletler tarafından sponsorize edildiği müddetçe de bu devran değişmeyecektir de.
Ha kimsenin parasında, pulunda, malında, mülkünde gözümüz yok, Allah herkesin çarşısına pazar versin, daha çok versin.
Versin de o Ay Yıldızlı formayı giyenler de bir zahmet o formanın gereğini versin.
Şımarık hal ve tavırlar ile değil, megaloman edalar ile değil, bir rakım olmanın bilinci ile, dahi Türkiye'nin takımı olmanın bilinci ile davranılsın, sahaya öyle çıkılsın.
Olimpiyat oyunlarını daha yeni geride bıraktık ve şu an paralimpikleri izledik.
Dünyanın çeşitli ülkelerinde yapılan şampiyonluklarda, amatör millilerimiz, madalyaları ile göğüslerimizi kabartıyor, bayrağımızı göndere çektiriyor, milli marşımızı çaldırıyor.
Onların milyon dolarlık sponsorları yok, reklam gelirleri yok, süper lüks, çok pahalı arabaları da yok, hatta mütevazı hayatları var ama kaplanın gözleri de var!
Mücadele ruhu, başarma azmi var!
Azim dedik ya, bu azim sizde en son nerede görülmüş acaba?
Onüç, onbeş yaşlarında mı?
On sekiz, yirmi lerde mi?
Bugün bakıldığında hiç gözükmüyor da.
Hadi bir maç kaybedilir.
Be birader 6-1 kaybetmek, kaybetmek değil, sahaya gömülmektir.
İnsan içine çıkamama sebebidir.
Ama sizin öyle bir derdiniz yok.
Nasılsa paraları alıyorsunuz, milletin içinde değil, favori ve özel mekanlarda, sizin gibi olanlar ile takılıyor sunuz.
Bir ülkeyi üzmüşsünüz, ne olacak ki?
Yazıklar olsun, bu kadar ruhsuzluğa, bu kadar vurdumduymazlığa yazıklar olsun.
Bari şerefli bir şekilde gidin ve topluca istifa edin.
Sadece siz mi?
Bu işin içinde parmağı olan kim varsa.
O formayı hakketmiyor sunuz beyler!
Bir diğer yazımızda buluşmak ümidi ve dua ile Vesselam
Ben bir futbol seven değilim, pek alakam da olmaz aslında, ancak aşığı olduğum bir bayrağım var.
O bayrağı da göğüslerine takma şerefine nail olmuş bir takım var.
Ancak belli ki ma kadro, bu şereften bi haber.
Herhangi bir çaba yok, bir gayret yok.
Sahaya çıkılıyor, bedenen, ancak ruh yok.
Takım ruhu yok, Milli olmanın vermesi gerektiği ruh yok.
Beyler, mahalle takımını temsil etmiyorsunuz!
Temsil ettiğiniz takım, bir ulusun, bir devletin, bir milletin takımı.
Ancak görülüyor ki, bu umurunuzda dahi değil.
Hem neden olsun ki zaten?
Milyonlarca dolar/euro/lira para kazanıyorsunuz.
Son model, çok lüks, feci pahalı araçlara biniyorsunuz.
Daha da lüks, konforlu evlerde yaşıyorsunuz.
Her gece alemlere akıp, gününüzü gün ediyor sunuz.
En kötüsü de tüm bunlar için size hayran, sizi idol gören milyonlarca insan var.
Kabahat sizin mi?
Yoksa o milyonlarca insanın mı?
Abartı paralar ile sizi transfer eden, daha da abartı maaşlar ödeyenlerde mi?
Bildiğim şu ki, aşırı profesyonellik, amatör ruhunu egalize ediyor, ruhsuzluğa sevk ediyor.
"Aman, takımımın maçında iyi oynarım, göze batarım, milli takımdaki performansımı unuturlar."
Merak etmeyin, gerçekten de öyle oluyor zaten.
Siz ne yaparsanız yapın, bir gol, iki asist, hoop, her şey unutuluyor.
"Gördün mü kanka X'i, ne adam be, nerden çaktı topu, helal olsun valla."
Genel durum bu.
Futbol bir ciddi gelir sektörü olmaktan çıkmadığı müddetçe de devletimiz dahil, devletler tarafından sponsorize edildiği müddetçe de bu devran değişmeyecektir de.
Ha kimsenin parasında, pulunda, malında, mülkünde gözümüz yok, Allah herkesin çarşısına pazar versin, daha çok versin.
Versin de o Ay Yıldızlı formayı giyenler de bir zahmet o formanın gereğini versin.
Şımarık hal ve tavırlar ile değil, megaloman edalar ile değil, bir rakım olmanın bilinci ile, dahi Türkiye'nin takımı olmanın bilinci ile davranılsın, sahaya öyle çıkılsın.
Olimpiyat oyunlarını daha yeni geride bıraktık ve şu an paralimpikleri izledik.
Dünyanın çeşitli ülkelerinde yapılan şampiyonluklarda, amatör millilerimiz, madalyaları ile göğüslerimizi kabartıyor, bayrağımızı göndere çektiriyor, milli marşımızı çaldırıyor.
Onların milyon dolarlık sponsorları yok, reklam gelirleri yok, süper lüks, çok pahalı arabaları da yok, hatta mütevazı hayatları var ama kaplanın gözleri de var!
Mücadele ruhu, başarma azmi var!
Azim dedik ya, bu azim sizde en son nerede görülmüş acaba?
Onüç, onbeş yaşlarında mı?
On sekiz, yirmi lerde mi?
Bugün bakıldığında hiç gözükmüyor da.
Hadi bir maç kaybedilir.
Be birader 6-1 kaybetmek, kaybetmek değil, sahaya gömülmektir.
İnsan içine çıkamama sebebidir.
Ama sizin öyle bir derdiniz yok.
Nasılsa paraları alıyorsunuz, milletin içinde değil, favori ve özel mekanlarda, sizin gibi olanlar ile takılıyor sunuz.
Bir ülkeyi üzmüşsünüz, ne olacak ki?
Yazıklar olsun, bu kadar ruhsuzluğa, bu kadar vurdumduymazlığa yazıklar olsun.
Bari şerefli bir şekilde gidin ve topluca istifa edin.
Sadece siz mi?
Bu işin içinde parmağı olan kim varsa.
O formayı hakketmiyor sunuz beyler!
Bir diğer yazımızda buluşmak ümidi ve dua ile Vesselam
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.