Van da düşen keşif uçağında, artık yavaş, yavaş efsane olmaya doğru yol almış olan PAEM 1 mezunları, üç Şehid verdi.

Milletimizin başı sağ olsun.
Vatan sağ olsun.

Şimdi önce Bağcılar'da vuku bulan olayın üstünden, vahim, son derece vahim gördüğüm bir değerlendirmeyi dile getirmek istiyorum!

Kurşun geçirmez yelekler, dünyanın pek çok ülkesindeki kolluk kuvvetleri için, şart oğlu şart.
Ayaklarını kapıdan çıkartmadan, o yelekleri giymek zo-run-da-lar!
O kadar.

Evet, bu işlerin içinden gelen biriyim ve o yeleklerin na rahat olduğunu biliyorum.
Yaz günleri hele işkence gibi bir şey olduğunu biliyorum.

Ancak, bir zamanlar bizim giydiğimiz yelekler, nerde ise 20 kg idi.
Bugünün teknolojisinde, bunlar nerdeyse %90 hafiflemiş versiyonları gayet mevcut.

Ve bunlar hayat kurtarmaktadır.

Biz bunları artık kendi içimizde üretebilen bir ülkeyiz ve bu sektör de de gayet başarılıyız.
Dolayısı ile de maliyetleri düşük tutabiliriz.

Bugünden tezi yok, güvenlik güçlerimizin hepsine, bu yeleklerin zimmetlenmesi şart!

Bu bağlamda, pek çok memur kardeşimden aldığım temennileri de bu vesile ile dile getirmiş olup, vebali üstümüzden atalım.

Biz, milli bir taser, yani uzak mesafeli bir elektro şok silahını üretiyoruz, VATOZ.
Ve fakat, nedense, güvenlik güçlerimize bunlar dağıtılmıyor.
Ve bu çok, çok faydalı bir gereç.

Coplarımız artık antikalaşmış.

Tamam çevik kuvvette gerekli olanlar var, ancak devriye ekiplerine de teleskop şeklinde olanlar dağıtılmalı.

Tıpkı, güçlü el fenerleri ve uzak menzilli biber gazları gibi.

Emin olun, bu aslında çok ufak tedbirler, pek çok olayı başlamadan bitirecek, pek çok hayatı koruyacaktır.

Gelelim, işin can alan boyutuna.
Silah kullanma yetkisini daha güvenli kılacak bir kararnameye.

Bugün, yüzlerce atölyede kaçak, yapma, bozma silahlar üretilmekte.
Fiyatları ise ikibin TL altında.

En adi suçluların bile belinde bu silahlar.
Ve en sıkıntılı tarafı ise kullanmaktan asla imtina etmiyorlar.

İki ay içinde iki kez medyaya yansıdı bu durum ve iki arslan şehid oldu bunun yüzünden.

Kabul edelim ki, potansiyel risk durumu, güvenlik güçleri için, reel olarak, son yıllarda orantısız arttı ve ciddi bir sorun haline geldi.

Demem o ki, memur, silahını çekip, çekmemek arasında git, gel yaparken, kriminal karşıtı, çekip vuruyor.

Bu ikilem kabul edilebilir bir durum değildir.

Memur, tehlikeyi sezdiği halde, dur ihtarına uyulmadığı halde, mukavemet gördüğü halde, derhal kendini savunabilmeli.

Bunun içinde, linç edilmekten, açığa alınmaktan, mesleğinden olmaktan zinhar korkmamalıdır.
Net!

Şu mevzuyu lütfen iyi idrak edelim:
Polis, suçlu karşısına, iki, üç sıfır mağlup başlıyor.

Zira Polis kanunlara riayet etmek zorunda ve bu kanunlar, çoğu zaman güvenlik güçlerine çık dar çerçeveler çizmiştir.

Karşıtları ise zaten hak, hukuk, yasa tanımayan illegal bir faaliyetin içinde olan mahlûklardır.

Kolluk kuvvetlerimize, bu hususta daha rahatlık verecek uygulamalar, acilen hayata geçirilmelidir.

Ha, evet, marjinal gruplar, sol eylemliler, bunlara şiddetle karşı çıkacaklardır.
Batı da hemen karşı çıkacaktır.

Onlara da kendi ülkelerindeki uygulamaları gösteririz, olup, biter.

Polisimiz, Jandarmamız, Askerimiz, ülkemizin yılmaz bekçileridir.

Her aldığımız şehid, Gazi haberi, içimizi yakmaktadır.

Aziz şehidlerimize Allahtan Rahmet, yakınlarına başsağlığı ve sabırlar diliyorum.

Milletçe başımız sağ olsun.


Bir diğer yazımızda buluşmak ümidi ve dua ile Vesselam