Murat Yılmaz

Murat Yılmaz

Neler oluyor, neler olacak!

Bugünler, zor günler. Ancak geçici günler.
Neler oluyor, neler olacak!
Evet, hep birlikte zorlanacağız belki, ancak hep birlikte de bu işin üstesinden geleceğiz EvvelALLAH.

Defender Europe 20 adlı ‘tatbikat' Almanya üstünden, tüm hızı ile devam ediyor.

Yüzlerce tank, binlerce paletli veya tekerli askeri araç, ‘yer değiştiriyor'!
Özel giysili birlikler, siteleri boşaltma denemeleri yapıyor.

Bu hareketliliğin hedefi, Polonya, Rusya sınırı!

Bir tümen ABD askeri, doğrudan oraya gidiyor.
Soğuk savaş sonrası, havalar hiç bu kadar ısınmamıştı.
Zira herkes de biliyor ki, oralara nükleer başlıklı füzeler de naklediliyor.
Rus ayısına gözdağı veriliyor.
Belki de sıcak ve ardından soğuk savaş dan sonra, yeni ve çok tehlikeli bir evreye giriliyor.

Lavrov, daha önce de bu ‘tatbikata' cevap verileceğini kaydetmişti.

Bu bir şaka falan değil artık, fillerin tepinmesi.

Bizim ise bilmemiz gereken şu:
Biz artık bir fil miyiz, yoksa bu tepinmelerde ezilmemek için çaba verenlerden miyiz?
Bence bir fil de biziz artık.

Çünkü, jeopolitik ve stratejik durumumuzun, önemimizin gayet farkındayız, sahada neler yapabildiğimizin küçük bir kısmını gösterdik, masalarda da kazanımlarımızı müdafa edebildik.

Ancak şu an oyuna giren silah, er meydanında görülmemiş bir kahpeliğin şimdilik son örneğidir.

Koronavirüsü, bir silahtır ve sisteme başkaldıranların tepesine balyoz gibi inmiştir.

Bu sisteme uymayanlara ders verilirken de istenilen harekatlılık, tüm hızı ile devam ediyor.
Virüs münasebeti ile iptal edileceği yalanı da pek güzel bir şekilde yayıldı, tabii öyle bir iptal asla yok.

Artık hiçbir şey, eskisi gibi olmayacak demiştik.
Olmayacak da.

Fazla değil, üç ay öncesine kadar tanıdığımız, bildiğimiz dünya, artık yok, bir daha da olmayacak.
Yeni bir düzene geçildi, geçiliyor.

Almanya, bu savaşın başında, önemli şirketlerini vermeyeceğini, gerekirse kamulaştıracağını, geçen hafta açıklamıştı.
650 Milyar dolarlık bir acil eylem ödeneğini ortaya koydular.

Otomotiv sektöründen vazgeçmeyecekler.

Milyarlarca para basacaklar ama teslim etmeyecekler.

Bu eylemi, çok erken açıkladılar.

Şimdi ise ülkemize bir bakalım.

Bu evde kalma meselesi, ehemmiyeti, bazı insanlarımız tarafından pek anlaşılmış değil.

Bir diğer sorun ise, giderek artan paranoyaklık.

“Vaka sayısı gerçek değil”
“Çok ölü var ama saklanıyor”

Lütfen, biraz olsun mantığımızı kullanalım.

Akıllı telefonların, sosyal medyanın çağında, kim, neyi, ne kadar gizli tutabilir acaba?

Nereye kadar gizli tutabilir?
Hiç bunları düşündük mü?

Ard niyetli ve provokatif paylaşımlar yapan bir sürü insan var.
Bunların kime hizmet ettikleri de belli, hangi cenahtan oldukları da belli!

Bir de yalan yanlış paylaşımlar yapan, haberler yapan, aşağılık kompleksli, profil nöyrozlu insanlar var tabii.

Devletin açıklamalarından başka, hiçbir şeye itimat etmemek gerekir.

Misalen bir hainin ses kaydına göre şu an, dışarı çıkma yasağı yürürlükte olacaktı.
Kaynak yine bir ‘kuzen' daha doğrusu işkembe kübrası!

Evet, insanlarda artan bir paranoya hakim…
Her şeyden, herkesten korkanlar, suçlayanlar…

“Bu virüs herkese bulaşacakmış”
Bu söylemi maalesef ilk başlatan, halkını dizginlemek için söyleyen Avrupalı liderlerden çıktı.

Çünkü Avrupa, virüs ile mücadele de çuvalladı, galiba biraz da bile isteye.
Ülkelerinde olup biten askeri harekatı kamufle etmek amacıyla ile!

Konu buraya gelmişken!

FETÖ'ye asla göz açtırmamak gerekiyor.

Eski Adli tıp Başkanı, bugün serbest kaldı, üstelik de 10000₺ tazminat hakkı verildi.
Çünkü Bank Asya hesabı sahibi olmak, şahsi hürriyeti imiş!

Tuz koktu!

Buna müsaade edilirse, iki aya varmadan içerde FETÖcü kalmaz.
Yargıdaki kriptolar bir yolunu bulur, çıkartırlar hepsini. Hazır tüm ülke virüse kilitlenmiş iken!

Buna asla taviz vermemek gerekiyor, çünkü bekledikleri fırsat, ayaklarına geldi.

Diğer taraftan, şunu bilmekte fayda var:
Bugüne dek tespit edilen vakaların hepsi, kontrol ve karantina altında tespit edildi, bir ölen hariç, diğerleri ve tanısı konulanlar, yurtdışından gelme.

Şimdilik bir salgından konuşulmuyor bile.
Çünkü kontrol altında!

Türk devleti Çin'de ilk vakalar görüldüğü andan itibaren, tedbirlerini aldı.
Bunu yapmayan, kendilerinden uzak gören Batı ise şimdi ceremesini çekmekte.

Seversiniz, sevmezsiniz, ancak kabul edilmesi lazım ki, başımızda bu hükümet değil de “tatil benim tarzım” diyen bir zihniyetin hükümeti olsaydı, Allah korusun, bu gün neler olurdu bilinmez!

Lütfen, aklıselim davranalım.
Devletimize güvenelim, üstümüze düşenleri de yapalım.


Bir diğer yazımızda buluşmak ümidi ve dua ile Vesselam

Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.

Yorum Yazın
sohbet islami chat omegle tv türk sohbet islami sohbet elektronik sigara cinsel sohbet su böreği sipariş oyun haberleri tıkanıklık açma dijital pazarlama ajansı galeri yetki belgesi nasıl alınır yalama taşı