Murat Yılmaz

Murat Yılmaz

Ne darbesi acaba?

Ne darbesi acaba?

Özgür Özel, yine kendi kafasına göre ve tamamen gerçeklerden uzak olarak, 19 Mayıs’da İmamoğlu’nun yakalanması, ardından tutuklanmasını “gelecek Cumhurbaşkanına yapılmış darbe” olarak nitelendiriyor ve inatla da bu saçma sapan terimde ısrar ediyor.

Devekuşu misali işte.

Halbuki bu söylemin ne kadar absürt olduğu apaçık ortada.

  1. Darbe, mevcut bir yönetime yapılır, seçilmesi belki, muhtemel olan ve sadece teori olan fanteziye değil.
  2. İmamoğlu’nun seçilebilirliği zaten ortadan kalktı, çünkü Üniversite diploması yok.
  3. Devlet kendi kendine darbe yapmaz!

 

İmamoğlu’na isnat edile suçlar, katalog suçlar, ağır ve de yüz kızartıcı suçlar.
Hukuken tutuklanma, yargı öncesi en son ve en ağır yaptırımdır.

  • Delil karartma tehlikesine karşı (ki tatbik edildi),
  • Kaçma tehlikesine karşı uygulanır ve tam da bunlardan dolayı tutuklandı zaten.

Yani İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, başka kurumlar ile birlikte, kanun gereği, hukuku uyguladı.

Bunun adı darbe değil, adalettir!

CHP’nin içi, malum tam bir cadı kazanı, Brütüsler ellerinde hançer ile geziyor, sadece hedef kim olacak o bekleniyor.
Daha mesele, Kurultayda dönen dolaplara, başka Belediyelerde dönen çarklara gelmedi.
Hülasa, hangi Milletvekili, hangi derecede bu rüşvet, İrtikap, yolsuzluklara bulaştı, o da önümüzdeki günlerde ortaya çıkacaktır diye düşünüyorum.
Tüm bu gerçekler ortada iken, böyle absürt deyimler ile, gençleri sokaklara dökmek, terli ve milli ekonomiye boykot çağırılarında bulunmak, sorumsuzluğun dikalasıdır.
Ancak bu da artık yargıya taşındığı için, bu konuda daha fazla kelam etmenin de manası yoktur.

Tüm bu olup bitenleri, bir kişinin ali menfaatlerini korumak için, üstüne isnat edilen suçlardan dolayı yargıya hesap vermesini engellemek için olduğunu düşünürsek, asıl bunun bir darbe girişimi olduğunu konuşabiliriz.

Koca bir partinin Tüm organlarını bu uğurda mobilize etmek de, ne demokrasi ile bağdaşır ne de etik kuralları ile.
Koca parti demişken...
Başlangıçta fotoğraf verip sıvışan, malum marjinal Milletvekilleri dışında, hiçbir yerde CHP teşkilatları, yetkilileri yok.
Kendileri de yok, çocukları da yok.
Ancak, marjinal sol örgütlerin militanları dışında, bir kaç maceraperest dışında, sokaklarda kimse de yok.

Ve bakın, Fransa da ne oldu?
Paris Ceza Mahkemesi, geçen yıl görülmeye başlanan Le Pen’in yargılandığı davada kararını açıkladı.
Mahkeme, Le Pen ve beraberindeki 8 Avrupa Parlamentosu (AP) üyesini, yolsuzluktan suçlu buldu.
Paris Ceza Mahkemesi, Paris Savcılığının yargı makamının itirazları ve temyiz sürecinin sonuçlanmasını beklemek yerine aşırı sağcı lider hakkında 5 yıl boyunca seçimlerden men yasağının derhal uygulanması talebini kabul etti.
Mahkeme, Le Pen’e 5 yıl boyunca siyasetten men yasağı, 2 yılı ertelenmiş 4 yıl hapis cezası ve 100 bin avro para cezası verilmesine hükmetti.

Ne sokağa çıkan bir taraftarı, ne kamu malına zarar veren bir kişi, ne boykot çağrısı.

Çünkü Avrupa’da hırsıza, hırsız derler ve ayağını kaldırırlar.
Bu arada Le Pen in götürdüğü miktar, İmamoğluna isnat edilen miktarın karşısında çerez parası bile sayılmaz.

Fakat benim asıl beklediğim bir başka olay var...
İfade tutanaklarını okuduğumda ben olaya farklı çok bir açıdan baktım.
Olay sadece kayıp 560 milyar lira izah edilebilir bir olay değil ve peşinen söyleyelim, çok kelle alır.
CHP’nin kendini can havliyle sokağa atma nedeni zaten bu yolsuzluk soruşturmasından olamaz ve 560 milyar lira ile de kalmaz.

1-Sorulan sorulara karşı, muhatap olmama ve cevap vermeme istemi, daha önceden hazırlanılan ve beklenilen soruşturmanın değil, karşılaşılan teknik donanımı ve verileri yüksek soruşturma karşısında oluşan “Korku ve paniğin” belirtisi olarak gözlemlenebiliyor.

2- İBB ve iştiraklerinin kasasındaki paraların usulsüz bir biçimde harcanması, zimmet, irtikap ve rüşvet olarak kullanılması olsa bu durumlara karşı ifade verebilirdi.

Zaten bu konuda hazırlıklı olduğu da anlaşılıyor.

Ancak;

İBB iştiraklerine dışarıdan farklı bir kaynaktan sokulan paranın akışı gözlemlenmiş.

Bu durumda da panikleyerek cevap vermemeyi tercih ederek atraksiyon yapmış.

3- Çeşitli isimlerin profesyonel naylon fatura işi yaptığı gözlemlenmekte.

Bunlar sisteme dahil edilerek, İBB iştiraklerine dışarıdan sokulan paranın sistemde kullanılır hale getirilmesi amaçlanmış gibi görülüyor.

4- Bu yapılanmanın İBB iştirakleri ve dış medya şirketleri üzerinden naylon faturalarla yapılan hizmet alımları vs. İşlerle bilinmeyen bir kaynağın oldukça yüksek oranda parası legal hale getirilmeye çalışılmış.

5- Tutuklananların içerisinde FETÖ ve CIA kriptolarının yoğunluğu ve kayıp PDY paraları arasındaki paralelliği görülebiliyor.
Paniğin ve büyük akçeli bütün sorulara ‘muhatap almıyorum’ diyerek atraksiyon yapmasının nedeni bu gibi görünüyor.

6- Bu tip illegal finans akışı ve ilişkileri, savaş öncesi yapılabilecek sosyolojik işgalin ve toplumsal kaosun başarıya ulaşması ve istihbarat ve espiyonaj çalışmalarında kaynak olarak kullanılır.
Büyük para kaynaklarının nereye kullanıldığı kamuoyunun önünde gerçekleşti.

7- Son sayfada verilen ifadesinin kod açılımlamaları yapıldığında;
“Hedef göstermekte, görevine ve amacına, Cumhuriyeti nasıl dönüştürereceğine” dair ipuçlarını veriyor.

Bu köprünün altından çok sular akar..

Elbette, sonunda neyin ne olacağına, bağımsız Türk Yargısı karar verecektir.
Ben sadece, İmamoğlu üzerine kimse uzun vadeli planlar yapmasın diye düşünmekteyim.


Bir diğer yazımızda buluşmak ümidi ve dua ile Vesselam

Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.

Yorum Yazın
sohbet islami chat omegle tv türk sohbet islami sohbet cinsel sohbet