Hatta bugünlerde bile, ne zaman Arınç’ın ismi geçse, aynı nefeste de yine kozmik oda mevzusu anılmakta.

Bugünün getirdiği tecrübeler ile sizce de fazlası ise komik değil mi? 

Yani bir 15 Temmuz’u yaşadık biz.

FETÖ’nün, devletin her kurumunda palazlandığını gördük, biliyoruz! 

Kaldı ki o hadisenin yaşandığı vakitler, üstelik en güçlü oldukları vakitler idi. 

Hele de ordu içinde!

Yani, kozmik odanın içinde olup olmayanları zaten bilmiyorlar mıydı? 

Hatta hazırlayanlar içinde yoklar mıydı? 

Elbette ki varlardı, elbette ki biliyorlardı!

Kaldı ki, NSA, CIA, MOSSAD ve BND’nin support ettiği bu ihanet zümrelerinin, o odalarda olan bilgiye sanki ihtiyaçları mı vardı?

Hakan Fidan’dan önce MİT kime çalışıyordu? 

Yani lütfen, akıl var, mantık var. 

İki de bir de bazı şehir efsanelerini ısıtıp, ısıtıp gündeme getirmenin, bunun üstünden spekülasyon yapmanın, gündem hazırlamanın pek alemi olduğunu sanmıyorum. 

Ki bu kullanabileceğim en hafif tabir.

Bülent Arınç’ın şahsına gelince.

Elimde kesin delil yok. Ancak geçmişten bugüne kadar gelen bazı emareler, izlenimler var. 
Ve ben bu insanın, bu saatten sonra, kesin olarak emekliye ayrılmasının taraftarıyım. 

Sadece onun da değil. 

Siyasette eskimiş, halkta karşılığı olmayan kim var ise, bunların artık bir kenara çekilmeleri gerekir.

Aksi takdirde, ülkemizde yeni nesil siyasi ve siyasi liderin yetişmesi biraz zor gibi görünüyor. 

F35'lere gelelim!

Açık ve net konuşmak gerekir ise, Türkiye’nin bu hususta kazık yediğini düşünüyorum.

Zira AR-GE sinden imalatına kadar emeğimiz olan bir proje idi bu.

Ve fakat emin olunuz, hiçbir şartta bize teslim edilmesi düşünülmedi. 

Bakmayın siz şu an S400’leri şart koştuklarına. 

Herhangi bir vakit, niyetleri yoktu.

Olsa idi şu ana kadar, payımıza düşenleri çoktan almış olurduk.

Ancak bu işte, ABD’nin her daim takındığı tavır.

Nezaketsiz, bodoslama, tam bir kültürsüz kovboy zihniyeti. 

Eh şimdi de başlarında tam da bu özellikleri %100 taşıyan bir dengesiz var.
Ne siyaset bilir ne diplomasi ne terbiye var ne nezaket, gerçek yüzlerini ortaya koyuyorlar işte. 

Bu krizin bir büyük payı da elbette ki ABD’nin tatlı çocuğu FETÖ!

Hemen her yerde lobi faaliyetleri gösteren bu çete, bu hususta da eli boş durmadı, durmayacak da.

Tabii bir de bizim YPG sorunumuz var.

Ve bu bakımda, çakma hümanist toplumu AB’nin de ABD ye “ciddi kaygıları”nı belirtip, başlı kurdukları, sır değil! 

Çünkü YPG/PYD onların cici çocukları. 

Eh bizim de bol bol yok ettiğimiz terörist sürüsü. 

F35’lerde onların da katkıları olduğu için, bunu vicdan sorunu yapmışlar.

Bizim bundan çıkartmamız gereken ders ise, bir an evvel ve daha üstün meziyetlere sahip olan yerli savaş uçağımızı, gökler ile buluşturmaktır!

F35 projesinden derhal ayrılıp, tazminat davasını da ayrıca açmalıyız!

Bu hamle, tüm projeyi tehlikeye sokacak bir hamledir. ABD’li uzmanlar bunu defalarca dile getirdi zaten.

Kendi uçağımız hazır olana kadar da F35 şerefen daha üstün olan Rus uçakları ile filomuzu güçlendirmeliyiz!


Bir diğer yazımızda buluşmak ümidi ve dua ile Vesselam