İttihat ve Terakki'den CHP'ye
Vakti zamanında Cennetmekan Sultan 2. Abdülhamid Han Hazretleri'ne yapıldı ise, maalesef bugün yüzde yüz benzerini tezgahladıklarını görmek için, kahin olmaya hiç gerek yok.
O zaman da Avrupa destekli bir muhalefet vardı. Önceleri tek başına hareket eden Abdülhamid muhalifleri, kendi başlarına bir yere varamadılar. Koca Sultan hepsi ile ayrı ayrı çok iyi baş edebildi.
Avrupa ülkelerinin içimizdeki akıllıları, bu durumu gördü. Ve tüm muhalefeti birleştirerek, tek merkezden yöneterek saldırmalarına devam etti. Bir başka önemli ayrıntıyı da yazının akışında işleyeceğiz.
Sonunda yalnız kalan Sultan, kardeş kanı da akmasın diye, tahttan vazgeçti!
Tarih bunları enine, boyuna yazıyor zaten!
Günümüzde AB aklı, yine aynı taktiğe başvurdu.
Asla bir arada anılmaları dahi mümkün olmayanlar, bugün Milli bir ittifaka karşı birleşmiş durumda!
Sağcısı, solcusu, muhafazakarı, marjinalı.
Hepsi bir arada, hepsinin tek gayesi, Erdoğan'ı devirmek.
Ve aynı ataları gibi, bugünlerin şer cephesi de sonrası için herhangi bir planı yok.
Bugün aynı tezgah kuruldu.
Yine tüm batı dünyası, tek bir ağızdan, sayın Erdoğan aleyhinde karalama kampanyasına başlamış durumda ve yine o vakit, haşa “Kızıl Sultan” diyerek Sultan Abdülhamid Han Hz. karalamışlardı, bugünkü yafta, “Diktatörlük” yaftası.
O zaman da tüm kampanyanın başında, tüm saldırıların başında, siyonistler vardı, bugün yine aynı siyonistler var.
O zaman da yanlarına muhafazakarları çekmeyi başarmışlardı.
Aldatılmış da olsa, sonradan pişman da olmuş olsa, Elmalı Hamdi, Mehmet Akif gibi insanlar da bu şer cephesinde yer almışlardı.
Peki Koca Sultan tahttan indirildi de ne oldu?
Osmanlı İmparatorluğu çöktü, hanedan paramparça edildi. Siyonistlerin de yolu açıldı.
Peki bunun bugünkü örneği nedir?
Ekrem İmamoğlu'dur.
CHP, İmamoğlunun İstanbul'da asla kazanmayacağını bilmiyor mu?
Elbette ki biliyor.
Zaten mesele de onun bu seçimleri kazanması değil.
Muharrem İnce denendi ve tutmadı. Onunda eksik olan pek çok yanı vardı ve halen de var.
Birinci sırada gelen ise, içkiye çok fazla meyilli olduğudur.
Muhafazakar halkın oylarını toplamaya İnce muvaffak olamamıştır.
CHP, ezelden beri Alisiz Alevilerin yuvasıdır.
Bu vakte kadar, seçim zamanları dışında, CHP ve CHP'liler, her daim İslam dinine alerjili olmuşlar, hatta karşısında durmuşlardır.
Ancak milletimiz de bunu tasvip etmemiştir, etmiyor ve de etmeyecek de.
Kılıçdaroğlu, her ne kadar özellikle de seçim arefelerinde ve Ramazan aylarında, güya dindarlığın dibine vurmak istese de, asıl yüzünü pek çok kez göstermiş olduğundan, halkımız onun bu samimiyetsiz davranışlarına asla prim vermedi.
CHP metamorfoz geçirecek ve daha mütehassıp bir kabuğa bürünecektir.
Son seçim filmi bunu açıkça göstermiştir de.
Ancak bu filmde CHP'nin ve Kılıçdaroğlu'nun gerçek yüzünü bilen insanımız tarafından, yine ciddiye alınmadığı gibi, hatta alay konusu oldu!
Ekrem İmamoğlu'nun avantajı, Trabzonlu olması ve nispeten daha muhafazakar bir aileden gelmesidir.
Halkın dilini en azından konuşmaya çalışan biri olmasıdır.
İşte bu seçimlerde, onun aday gösterilmesinin tek nedeni budur.
Çünkü CHP'nin asıl efendileri bunu böyle istemiştir de ondan!
Kılıçdaroğlunun son Almanya kaçamağında ona bu aynen böyle dikte edilmiştir.
İslam'a ve milli değerle saldırmak ile, Sayın Erdoğan'ı asla düşünemeyeceklerini, Batı daki efendileri artık iyice anlamıştır.
Aynı şekilde, yürüyen başarısızlık olan Kılıçdaroğlu ile de yanlış ata oynadıklarını da!
Şimdi ise, yüzlerini kaybetmemek uğruna ve dere geçilirken at değiştirilmez prensibine de uymak kaidesi ile bu kez de kaybetmeyi göze aldılar!
Çünkü kaybetmek zorundalar.
Zorundalar ki, seçimlerde, her şeye rağmen, kazanmasa dahi, CHP standartlarına göre iyi bir oy alacak olan İmamoğlunu, Kılıçdaroğlu'nun yerine geçirebilsinler.
Seçimlerden sonra, yapılacak ilk Kurultay da Kılıçdaroğlu aday olmayacak, ya İmamoğlu tek aday olarak girecek, ya da formalite icabı, karşında, tabii yine kaybetmeye mahkum Muharrem İnce olacak.
O kurultaydan sonra ise, CHP'nin metamorfozu başlayacak ve ne kadar aşırı sol zihniyetli CHP'li var ise elbette ki Kılıçdaroğlu'nun ekini ile birlikte tasfiye edilecek, en azından pasifize edilecek.
Karşımıza çıkarmak istedikleri CHP çok daha muhafazakar olacak, hatta Meral Akşener'in Partisinden CHP'ye geniş ve sansasyonel geçişler olacak!
Hedeflerinde, bugüne kadar CHP'ye, salt aşırı solculuğundan dolayı bir türlü yanaşamayan muhafazakar, milliyetçi kesimin oyları var elbette.
Bu manevra ile AK Partisi ve Milliyetçi Hareket Partisinden en az %10, %15 oy devşirme peşindeler.
Bugüne kadar, tam zıt strateji ile uğraştılar. Hemde çok uğraştılar. Ancak sonuç da onların açısından belli!
Bundan böyle strateji değiştirmek zorundalar ve şimdiye kadar kullandıkları figüranlardan artık kurtulma durumundalar.
Siyasi deneyleri olan İyi Parti de bu evreden sonra, ya çok daha sıkı ittifak a girecektir, ya da yok edilecektir.
Zaten Meral Akşener'in geçmişi ile, bu parti yürüyemeyecek.
Bunu, o partiyi kurduranlar da gördü.
İşin içine ise hem İyi Parti'ye, hem de Saadet Partisi'ne tehlikeli olacak olan Fatih Erbakan ve yeni Refah Partisi girdi.
Siyonist üst akıl için, bu hesabını yapamadıkları bir risk.
Belki seçim belirleyecek bir oy alamasalar da Saadet Partisi'nin, en azından hayatta kalma sebebini ortadan kaldırmış durumda bu parti.
Onların dümen suyuna girmiş olan Saadet Partisi ve Karamollaoğlu, bugün kalkıp ta, Rahmetli Erbakan hocanın siyasi varisi biziz diye ahkam kesemez durumuna geldi bile.
Ve dümen suyuna girdikleri için bu basit ayrıntı bile, feci can sıkıcı bir durum!
Riskleri minimize etmek istiyorlar iken, bu risk omların midesini bulandırmaya yetti.
Tüm bu planlanan tezgahın bir zayıf noktası var tabii.
O da şu ki, İmamoğlu, İmamın oğlu değil.
Milletimiz de bunu biliyor.
Elbette geçmişini unutturmaya çalışacaklardır.
Buna da hazırlıklı olmamız elzemdir.
Bir diğer yazımızda buluşmak ümidi ve dua ile Vesselam
O zaman da Avrupa destekli bir muhalefet vardı. Önceleri tek başına hareket eden Abdülhamid muhalifleri, kendi başlarına bir yere varamadılar. Koca Sultan hepsi ile ayrı ayrı çok iyi baş edebildi.
Avrupa ülkelerinin içimizdeki akıllıları, bu durumu gördü. Ve tüm muhalefeti birleştirerek, tek merkezden yöneterek saldırmalarına devam etti. Bir başka önemli ayrıntıyı da yazının akışında işleyeceğiz.
Sonunda yalnız kalan Sultan, kardeş kanı da akmasın diye, tahttan vazgeçti!
Tarih bunları enine, boyuna yazıyor zaten!
Günümüzde AB aklı, yine aynı taktiğe başvurdu.
Asla bir arada anılmaları dahi mümkün olmayanlar, bugün Milli bir ittifaka karşı birleşmiş durumda!
Sağcısı, solcusu, muhafazakarı, marjinalı.
Hepsi bir arada, hepsinin tek gayesi, Erdoğan'ı devirmek.
Ve aynı ataları gibi, bugünlerin şer cephesi de sonrası için herhangi bir planı yok.
Bugün aynı tezgah kuruldu.
Yine tüm batı dünyası, tek bir ağızdan, sayın Erdoğan aleyhinde karalama kampanyasına başlamış durumda ve yine o vakit, haşa “Kızıl Sultan” diyerek Sultan Abdülhamid Han Hz. karalamışlardı, bugünkü yafta, “Diktatörlük” yaftası.
O zaman da tüm kampanyanın başında, tüm saldırıların başında, siyonistler vardı, bugün yine aynı siyonistler var.
O zaman da yanlarına muhafazakarları çekmeyi başarmışlardı.
Aldatılmış da olsa, sonradan pişman da olmuş olsa, Elmalı Hamdi, Mehmet Akif gibi insanlar da bu şer cephesinde yer almışlardı.
Peki Koca Sultan tahttan indirildi de ne oldu?
Osmanlı İmparatorluğu çöktü, hanedan paramparça edildi. Siyonistlerin de yolu açıldı.
Peki bunun bugünkü örneği nedir?
Ekrem İmamoğlu'dur.
CHP, İmamoğlunun İstanbul'da asla kazanmayacağını bilmiyor mu?
Elbette ki biliyor.
Zaten mesele de onun bu seçimleri kazanması değil.
Muharrem İnce denendi ve tutmadı. Onunda eksik olan pek çok yanı vardı ve halen de var.
Birinci sırada gelen ise, içkiye çok fazla meyilli olduğudur.
Muhafazakar halkın oylarını toplamaya İnce muvaffak olamamıştır.
CHP, ezelden beri Alisiz Alevilerin yuvasıdır.
Bu vakte kadar, seçim zamanları dışında, CHP ve CHP'liler, her daim İslam dinine alerjili olmuşlar, hatta karşısında durmuşlardır.
Ancak milletimiz de bunu tasvip etmemiştir, etmiyor ve de etmeyecek de.
Kılıçdaroğlu, her ne kadar özellikle de seçim arefelerinde ve Ramazan aylarında, güya dindarlığın dibine vurmak istese de, asıl yüzünü pek çok kez göstermiş olduğundan, halkımız onun bu samimiyetsiz davranışlarına asla prim vermedi.
CHP metamorfoz geçirecek ve daha mütehassıp bir kabuğa bürünecektir.
Son seçim filmi bunu açıkça göstermiştir de.
Ancak bu filmde CHP'nin ve Kılıçdaroğlu'nun gerçek yüzünü bilen insanımız tarafından, yine ciddiye alınmadığı gibi, hatta alay konusu oldu!
Ekrem İmamoğlu'nun avantajı, Trabzonlu olması ve nispeten daha muhafazakar bir aileden gelmesidir.
Halkın dilini en azından konuşmaya çalışan biri olmasıdır.
İşte bu seçimlerde, onun aday gösterilmesinin tek nedeni budur.
Çünkü CHP'nin asıl efendileri bunu böyle istemiştir de ondan!
Kılıçdaroğlunun son Almanya kaçamağında ona bu aynen böyle dikte edilmiştir.
İslam'a ve milli değerle saldırmak ile, Sayın Erdoğan'ı asla düşünemeyeceklerini, Batı daki efendileri artık iyice anlamıştır.
Aynı şekilde, yürüyen başarısızlık olan Kılıçdaroğlu ile de yanlış ata oynadıklarını da!
Şimdi ise, yüzlerini kaybetmemek uğruna ve dere geçilirken at değiştirilmez prensibine de uymak kaidesi ile bu kez de kaybetmeyi göze aldılar!
Çünkü kaybetmek zorundalar.
Zorundalar ki, seçimlerde, her şeye rağmen, kazanmasa dahi, CHP standartlarına göre iyi bir oy alacak olan İmamoğlunu, Kılıçdaroğlu'nun yerine geçirebilsinler.
Seçimlerden sonra, yapılacak ilk Kurultay da Kılıçdaroğlu aday olmayacak, ya İmamoğlu tek aday olarak girecek, ya da formalite icabı, karşında, tabii yine kaybetmeye mahkum Muharrem İnce olacak.
O kurultaydan sonra ise, CHP'nin metamorfozu başlayacak ve ne kadar aşırı sol zihniyetli CHP'li var ise elbette ki Kılıçdaroğlu'nun ekini ile birlikte tasfiye edilecek, en azından pasifize edilecek.
Karşımıza çıkarmak istedikleri CHP çok daha muhafazakar olacak, hatta Meral Akşener'in Partisinden CHP'ye geniş ve sansasyonel geçişler olacak!
Hedeflerinde, bugüne kadar CHP'ye, salt aşırı solculuğundan dolayı bir türlü yanaşamayan muhafazakar, milliyetçi kesimin oyları var elbette.
Bu manevra ile AK Partisi ve Milliyetçi Hareket Partisinden en az %10, %15 oy devşirme peşindeler.
Bugüne kadar, tam zıt strateji ile uğraştılar. Hemde çok uğraştılar. Ancak sonuç da onların açısından belli!
Bundan böyle strateji değiştirmek zorundalar ve şimdiye kadar kullandıkları figüranlardan artık kurtulma durumundalar.
Siyasi deneyleri olan İyi Parti de bu evreden sonra, ya çok daha sıkı ittifak a girecektir, ya da yok edilecektir.
Zaten Meral Akşener'in geçmişi ile, bu parti yürüyemeyecek.
Bunu, o partiyi kurduranlar da gördü.
İşin içine ise hem İyi Parti'ye, hem de Saadet Partisi'ne tehlikeli olacak olan Fatih Erbakan ve yeni Refah Partisi girdi.
Siyonist üst akıl için, bu hesabını yapamadıkları bir risk.
Belki seçim belirleyecek bir oy alamasalar da Saadet Partisi'nin, en azından hayatta kalma sebebini ortadan kaldırmış durumda bu parti.
Onların dümen suyuna girmiş olan Saadet Partisi ve Karamollaoğlu, bugün kalkıp ta, Rahmetli Erbakan hocanın siyasi varisi biziz diye ahkam kesemez durumuna geldi bile.
Ve dümen suyuna girdikleri için bu basit ayrıntı bile, feci can sıkıcı bir durum!
Riskleri minimize etmek istiyorlar iken, bu risk omların midesini bulandırmaya yetti.
Tüm bu planlanan tezgahın bir zayıf noktası var tabii.
O da şu ki, İmamoğlu, İmamın oğlu değil.
Milletimiz de bunu biliyor.
Elbette geçmişini unutturmaya çalışacaklardır.
Buna da hazırlıklı olmamız elzemdir.
Bir diğer yazımızda buluşmak ümidi ve dua ile Vesselam
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.