Son yazımızda bazı sebeplerini sıraladık! 

İstisnalar hariç, rengi ve siyasi görüşü ne olursa olsun, yurtiçinde faaliyet gösteren, kelli, felli şirketler, guruplar, Holdingler, belli ki yapılan milli ve yerli ekonomik çağrılara pek rağbet etmedi, etmeye de pek niyetleri var gibi gözükmüyor! 

‘Yastığınızın altındaki dövizleri bozdurun çağrısı, bu kez aslında bu kesime yönelik idi’

Tabii kimse dinlemedi! Zaten dinlese idi şaşardık!

Peki, bu şirketler, bu gurup ve holdingler bizim mecburumuz mudur?

Aslında değildir!

Sayın başkanın bugünkü seslenişi yine boşuna değildi! 

B planından bahsetmesi boşuna değildi! 

Çünkü bu ülkede iş yaparak kazanan ve kazandığını yurtdışında istifleyen, her kim olursa olsun, bizden olamaz!

FETÖ’nün kodamanları bu ülkeden 200 Milyar Dolar para çıkardı!

Aslında en büyük ihanetleri de bu idi!

Ancak bu trend, halen devam etmektedir! Güya da iktidara yakın olan veya kendini öyle gösterenler, bu işi hiç sekteye uğratmadı! 

Neden uğratsın ki zaten?

İş garanti, kredi garanti, müşteri garanti! 

Devletin Millete hizmet olsun diye yaptırdıkları icraatlardan çok yüksek rakamlar kazananlar, kazançlarını ne yaptılar?

Bu ülkeye mi yatırdılar?

Hiç akıllarına bile gelmedi!

Yurtdışında yüklü yatırımlar yaptılar, peki niçin?

Daha fazla kazandıkları için olamaz!

Çünkü dünyada, Türkiye kadar kazanç sağlayan ülke yok kadar az!

Peki neydi mesele?

Biraz araştırdıktan sonra çözdüm!

Şimdilik isim vermeyeceğim, ama bu hiç vermeyeceğim anlamına gelmez!

Mesele Pasaport!

Misalen, Kıbrıs Rum kesiminde, 2 Milyon EUR karşılığında, bir sene içinde vatandaşlık alabilirsiniz!

İsviçre de hemen benzer meblağlarda yatırım yaptığınızda, önce oturum izni, daha yüksek meblağlar ile Pasaport sahibi olabilirsiniz!

İngiltere, İtalya, Fransa…. ABD! 

Bu imkanları sunmak ta!

Şimdi bir de çifte vatandaş kaç ‘iş adamımız’ var, bakın!

Mesele bu kadar basit! 

Ne milliliği ne yerliliği kardeşim?

Şimdi bir de madalyanın öbür yanına bakalım!

Ben beş yıl öncesine kadar Avrupa’da yaşayan biriyim.

Meslek icabı, Almanya, Hollanda, Belçika, Avusturya, İsviçre, Fransa, İngiltere, İspanya, Portekiz, Canada, çalışıp tanıdığım, bildiğim yerler!

Yerli halkın iç dünyasını da tanıdım, oralarda yaşayan gurbetçilerimizin de!

Çok geniş de bir çevreye sahibim. Pek çok insanla, değişik platformlarda, istişareler yapıyorum. 

Kardeşlerimin hepsi Vatan aşkı ile yanan insanlar!

Çok kez konuştuğumuz konuların başında, Vatan özlemi ve dönme düşünceleri gelmekte!

İş adamları, fabrika sahipleri….

Saymakla bitmez!

Ancak çekindikleri konu, oralardan buraya getirecekleri her civataya bile fahiş gümrükler ödeme zorunda oldukları!

Kullandıkları arabaları dahi getiremezler! Yasak!!!

İnsanlarımız, burada iş yapmak isteminde! 

İmalat yapmak isteminde, ancak gel gör ki, düne kadar uygulanan “teşvik” politikaları, birilerine çok kolay imkanlar sağlayıp ç, varlıklarına varlık katar iken, gerçekten ciddi düşünen, en önemlisi Milli düşünen insanların önüne set çekmiş halde idi!

Bu durum daha da devam etmekte!

ATGB! Yani Avrupalı Türk Girişimciler Birliği, tamamen kendi imkanları ile, Sapanca da harika bir Büyük baş hayvan tesisi kurdular!

Tam rakam sır olsa bile, beş milyon Liralık bir yatırımdı bu!

Buna benzer girişimlere hazır, pek çok ciddi iş adamımız ve tüccarlarımız mevcut!

Bekledikleri ise, devletin arkalarında olması!

Negatif misal olarak da ilgili bakanlıklara verilen yüzlerce proje var!

Hepsi bir şekilde ya yok oldu ya da bir başkaları tarafından kullanıldı!

Bu da alçaklığın daniskası!

İnsanlarımız ciddi yatırımlar yapmaya hazır bekliyor!

İstedikleri tek şey, burada ciddiye alınmak, satılmamak! 

Yani, en tepelere ulaşabilme imkanları olmayanlara da hayat şansı tanınması!

Yurtiçi ve dışında faaliyet gösteren STK karımız var!

MÜSİAD gibi. Bunlar pek ala bu görevi görebilir diye düşünmüştüm. 
Yanılmışım!

Çünkü onlar da kendi yörüngeleri içinde olanlar ile hareket ediyor! 

Diğerleri ile konuşmuyorlar bile!

Yeni sistemin getirdiği avantajları iyi kullanırsak, kısa, orta ve uzun vadede çok kazançlı çıkabiliriz!

Mesela, Cumhurbaşkanlığına bağlı bir ofis! 
Sadece bu tür durumlar ile ilgilenen, karşılıklı istişareler ile gereken adımları atacak bir ofis!

Ancak bu ofis de elitlik, hemşericilik, sempati, yakınlık seviyesi gibi şeyler olmamalı asla!

Çünkü günümüzde Sayın Başkanımızı ahtapot gibi sarmış “elit klikler” zaten memleketi de partiyi de mevcut duruma getirdiler!

Bunlara daha fazla gerek yok!

Burada, Anavatanlarında yatırım yapmak isteyen insanlarımıza, teşvikler garantiler, gümrüklerde imtiyazlar, inanıyorum ki, kısa vadede dahi, ülkeye, milli ve yerli sermayeyi getirecektir!

Yenilenebilir enerji konusunda, makine imalatı, yazılım, iletişim, bilişim konularında, ticaret, e-ticaret konusunda çok donanımlı, tecrübe sahibi insanlarımız mevcut!

Bunu gıda ve tekstil sektöründe tecrübe sahibi olan, inşaat sektörününde, hizmet sektöründe hatta söz sahibi olan insanlarımız var!

Daha önemlisi, hukuktan, tıbba, İT teknolojisinden, işletmeye, ekonomiden sosyoloji ye, yönetimden mühendisliğe, Avrupa’da okumuş, beyin ve iş güçlerini maalesef yaşamaya mecbur oldukları ülkelerde harcayan çok büyük değerlerimiz var!

Gel gör ki, Anavatanlarında hiçbir işe yaramıyor, çünkü burada yıllarca denklik belası ile uğraşmak zorunda kalıyorlar!

Tüm bilateral yapılan anlaşmalar dahi buna bir çözüm getiremedi!

Bahsettiğim konularda çözümler geliştirilir ise, kısa vadede dahi Milyar Eurolar düzeyinde yatırımcılarımız ülkemize gelmekten artık çekinmeyecektir! 

Ve de bu insanlar, yerli ve milli olacaklarından kimsenin şüphesi de olmasın!

Tabii bizim sesimiz nereye ulaşır bilemeyiz! 

Ancak Don Kişotluk yapma pahasına da olsa, bunları yazmak, benim için milli bir görevdir!

Bir diğer yazımızda buluşmak ümidi ve dua ile Vesselam