Gören körler
Gerçekten de büyük sıkıntı içinde yazıyorum.
Karın içimizi yaktığı günlerde şehitlerimize rahmet diliyorum.
Uçak kazasında yaralananlara da Allahtan acil şifalar diliyorum.
Malumunuz, CHP Genel Başkanı olan zat, geçtiğimiz günlerde deprem bölgesinde idi.
Tabii, her şey olup bitikten sonra.
Basın açıklaması için girdiği çadır bile Kızılay’ın olmasına rağmen, dünkü gurup toplantısında, fütursuzca, aymazcasına yalan söylemiştir.
“İki gün bölgede kaldım, tek bir Kızılay çadırı görmedim, tek bir yana bile yok!”
Bir Parti genel başkanı, hele de CHP’nin, yani bu ülkenin en köklü partisinin genel başkanı, nasıl olurda, bu kadar bariz ve basit yalan söyleyebilir?
Siyaseti bırakalım, bu nasıl bir ahlaksızlıktır?
Gelelim, İstanbul ayağına.
İmamoğlu ve Kaftancıoğlu, Pendik’e giderler ve Twitter de “Pendik’e 12 yıldır bir İBB Başkanı uğramamış” yalanını paylaşırlar!
El insaf!!!
Yahu, hadi siz görmediniz, onca medya, sosyal medya da mı yok?
Onca haber, video, görüntü de mi yok?
Yalanınızın ortaya çıkması sadece dakikalar sürdü. Sadece dakikalar.
Peki bir geri adım gördük mü?
Pişmanlık, nedamet gördük mü?
Elbette ki hayır.
Dahası, eminim ki, bu yalana, tüm aksi ispatlara rağmen inanan bir yığın insan olduğu belli.
Buna da ideolojik körlük denilir.
Gerçekler ne olursa olsun, inkar etmek, görmezden gelmek, yok saymak, bence artık bir hastalıklı halidir.
Tedavi gerektirir, psikolojik destek isteyen bir durumdur.
Bir de Meral Akşener var tabii.
Ne imiş Efendim, Suriye’de saldırılara, Türkiye’nin iç siyasetini gözetmeden, siyasi hesaplar yapmadan, en şiddetli biçimde karşılık vermeli imiş Sayın Başkan.
Bu bayan, herhalde, bu iç siyasette, Suriye’deki Türkiye angajmanını siyasi malzeme ettiğini unutmuş.
Beraber yol yürüdüğü CHP’nin, her fırsatta, bu gibi durumları iç siyasete malzeme ettiğini, bire bin katarak saldırdığını unutmuş olmalı.
Hele de “içerde arslan, dışarda kedi olmayı bırakın” demez mi?!
Galiba Sayın Erdoğan’ın gittiği her yerde, arslanlar gibi karşılandığını, istediğini kükreyerek anlattığını hiç görmemiş.
Hoş dedik ya, gören körler diye, bu da bir örneği işte.
Ve şimdi bir de hepsinin deprem bölgesinde yaptıklarına bir göz atalım.
Foyaları daha icraa edilirken ortaya çıktı.
Bölgeden, yandaşlarını alıp, yalan, dolan beyanatları ile kameralar önünde siyasi şov yapacak kadar alçalan, İmamoğlu ve Akşener, acaba daha hangi yüzle insan içine çıkıyorlar acaba?
Milletçe tek saf olup kenetlendiğimiz bu günlerde, salt siyasi rant peşinde, olmayan hataları çıkarmak, hatta, ilk andan itibaren canhıraş çalışan devleti kötülemek, bu milletten ne kadar kopuk olmanın açık, saçık göstergesidir.
Yazıktır, ayıptır, günahtır!
Yapılanları görmemek, görmezden gelmek, inkar etmek, nankörlüktür.
Muhalefet etmek, her ne pahasına olursa olsun, devleti kötülemek değil, elinden geldiğince, yapıcı tenkit etmektir.
Üstelik, İstanbul’da, İBB’nin daha önceki AK Partisi yönetimlerince yapılması başlanan, onca icraatı, kendi marifetleri gibi imiş olarak göstermenin adını, siz değerli okurlarıma bırakıyorum.
Çok iyi bilirler ki, inşaaları çok öncelerden başlayan tüm projelerin PR çalışması ile bizzat tek bir çivi çakmadan bile, dört seneyi kolaylık ile idare edebilirler.
Zira “biz yaptık” diyecekleri zaman, bu yalana gönülden inanacak o kadar çok ideolojik körbakarlar var ki…
Ben şahsen, CHP’nin içinde bile, bu yalan, inkar, siyasetinden rahatsızlık duyan, ehli namus insanlar olduğunu düşünmek istiyorum, buna inanmak istiyorum.
Zira hiçbir parti mensubu, çatısı altında olduğu partinin, bunca alçak şekilde, yalanlar ile siyaset sürdürmesinden razı olamaz.
Rahat olamaz. Olmalı.
Ve bu sadece CHP içinde geçerli değil.
Siyasi ihtiras uğruna bu yalan siyasetine çanak tutan İP’ye de SP’ye de aynı şekilde geçerlidir.
Yüce Türk milleti, böyle bir siyaseti haketmiyor.
Umarım, gerçekten de kenetlenmemiz gereken bu günlerde, birlik olmamız gereken bu günlerde, bu birliğe kimse gölge düşürmesin.
Temenni ederim ki, Rabbim güzel vatanımızı, asil milletimizi, her türlü felaketlerden sakınır İnşaALLAH!
Bir diğer yazımızda buluşmak ümidi ve dua ile Vesselam
Karın içimizi yaktığı günlerde şehitlerimize rahmet diliyorum.
Uçak kazasında yaralananlara da Allahtan acil şifalar diliyorum.
Malumunuz, CHP Genel Başkanı olan zat, geçtiğimiz günlerde deprem bölgesinde idi.
Tabii, her şey olup bitikten sonra.
Basın açıklaması için girdiği çadır bile Kızılay’ın olmasına rağmen, dünkü gurup toplantısında, fütursuzca, aymazcasına yalan söylemiştir.
“İki gün bölgede kaldım, tek bir Kızılay çadırı görmedim, tek bir yana bile yok!”
Bir Parti genel başkanı, hele de CHP’nin, yani bu ülkenin en köklü partisinin genel başkanı, nasıl olurda, bu kadar bariz ve basit yalan söyleyebilir?
Siyaseti bırakalım, bu nasıl bir ahlaksızlıktır?
Gelelim, İstanbul ayağına.
İmamoğlu ve Kaftancıoğlu, Pendik’e giderler ve Twitter de “Pendik’e 12 yıldır bir İBB Başkanı uğramamış” yalanını paylaşırlar!
El insaf!!!
Yahu, hadi siz görmediniz, onca medya, sosyal medya da mı yok?
Onca haber, video, görüntü de mi yok?
Yalanınızın ortaya çıkması sadece dakikalar sürdü. Sadece dakikalar.
Peki bir geri adım gördük mü?
Pişmanlık, nedamet gördük mü?
Elbette ki hayır.
Dahası, eminim ki, bu yalana, tüm aksi ispatlara rağmen inanan bir yığın insan olduğu belli.
Buna da ideolojik körlük denilir.
Gerçekler ne olursa olsun, inkar etmek, görmezden gelmek, yok saymak, bence artık bir hastalıklı halidir.
Tedavi gerektirir, psikolojik destek isteyen bir durumdur.
Bir de Meral Akşener var tabii.
Ne imiş Efendim, Suriye’de saldırılara, Türkiye’nin iç siyasetini gözetmeden, siyasi hesaplar yapmadan, en şiddetli biçimde karşılık vermeli imiş Sayın Başkan.
Bu bayan, herhalde, bu iç siyasette, Suriye’deki Türkiye angajmanını siyasi malzeme ettiğini unutmuş.
Beraber yol yürüdüğü CHP’nin, her fırsatta, bu gibi durumları iç siyasete malzeme ettiğini, bire bin katarak saldırdığını unutmuş olmalı.
Hele de “içerde arslan, dışarda kedi olmayı bırakın” demez mi?!
Galiba Sayın Erdoğan’ın gittiği her yerde, arslanlar gibi karşılandığını, istediğini kükreyerek anlattığını hiç görmemiş.
Hoş dedik ya, gören körler diye, bu da bir örneği işte.
Ve şimdi bir de hepsinin deprem bölgesinde yaptıklarına bir göz atalım.
Foyaları daha icraa edilirken ortaya çıktı.
Bölgeden, yandaşlarını alıp, yalan, dolan beyanatları ile kameralar önünde siyasi şov yapacak kadar alçalan, İmamoğlu ve Akşener, acaba daha hangi yüzle insan içine çıkıyorlar acaba?
Milletçe tek saf olup kenetlendiğimiz bu günlerde, salt siyasi rant peşinde, olmayan hataları çıkarmak, hatta, ilk andan itibaren canhıraş çalışan devleti kötülemek, bu milletten ne kadar kopuk olmanın açık, saçık göstergesidir.
Yazıktır, ayıptır, günahtır!
Yapılanları görmemek, görmezden gelmek, inkar etmek, nankörlüktür.
Muhalefet etmek, her ne pahasına olursa olsun, devleti kötülemek değil, elinden geldiğince, yapıcı tenkit etmektir.
Üstelik, İstanbul’da, İBB’nin daha önceki AK Partisi yönetimlerince yapılması başlanan, onca icraatı, kendi marifetleri gibi imiş olarak göstermenin adını, siz değerli okurlarıma bırakıyorum.
Çok iyi bilirler ki, inşaaları çok öncelerden başlayan tüm projelerin PR çalışması ile bizzat tek bir çivi çakmadan bile, dört seneyi kolaylık ile idare edebilirler.
Zira “biz yaptık” diyecekleri zaman, bu yalana gönülden inanacak o kadar çok ideolojik körbakarlar var ki…
Ben şahsen, CHP’nin içinde bile, bu yalan, inkar, siyasetinden rahatsızlık duyan, ehli namus insanlar olduğunu düşünmek istiyorum, buna inanmak istiyorum.
Zira hiçbir parti mensubu, çatısı altında olduğu partinin, bunca alçak şekilde, yalanlar ile siyaset sürdürmesinden razı olamaz.
Rahat olamaz. Olmalı.
Ve bu sadece CHP içinde geçerli değil.
Siyasi ihtiras uğruna bu yalan siyasetine çanak tutan İP’ye de SP’ye de aynı şekilde geçerlidir.
Yüce Türk milleti, böyle bir siyaseti haketmiyor.
Umarım, gerçekten de kenetlenmemiz gereken bu günlerde, birlik olmamız gereken bu günlerde, bu birliğe kimse gölge düşürmesin.
Temenni ederim ki, Rabbim güzel vatanımızı, asil milletimizi, her türlü felaketlerden sakınır İnşaALLAH!
Bir diğer yazımızda buluşmak ümidi ve dua ile Vesselam
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.
Halil Bolkan