Demokrasi ve özgürlük yok ha?
Çünkü Türkiye, sıradan bir ülke değil, içimde bulunduğumuz zaman dilimi de normal bir zaman dilimi değil.
Ebru Timtik'in kendi rızası ile girdiği ölüm orucu sonu oldu.
Bu kendi tercihi idi, her şeyden önce. Devlet zorlamadı, ha terör örgütü zorladı ise o da başka bir mesele.
Buraya kadar hepsi fakt. Yani sarsılmaz gerçekler.
Peki bu Ebru Timtik, neden içerde idi?
Yapılan bir operasyonda saklandığı yerde yakalanmıştı.
İspat edilmişti ki, kendisi, Şehid Savcı Selim Kiraz olayında, suç ortaklarının içeriye girmesini, yani aranmadan içeriye girmesini sağlamıştı.
Yani olayın birinci dereceden faili idi.
Ve bu eylemi de zaten daha önceden tarifi ile açıklamıştı.
Bunlar da su götürmez gerçekler.
Şimdi gelelim, sol görüşlülerin güzellemelerine.
Onlar için bu kişi bir kahraman ve devrimci şehidi. Şehid kavramına en ağır lekeleme bu olsa gerek.
Yaptıkları da son derece meşru, çünkü Şehid Savcı Selim Kiraz, Berkin Elvan dosyasının savcısı idi ve DHKP-C denilen ölüm çetesi onun infaz kararını almıştı.
Şimdi ise işin vahim tarafına geliyoruz.
Bir tarafta da bu ülkenin Ana muhalefet Partisi CHP var.
İşte bu Parti, Atatürk'ün partisi.
Yani Türkiye Cumhuriyeti'nin Banisi, Gazi Mustafa Kemal'in kurduğu parti.
Peki, bakalım bir gençliğe hitabeye, ne demiş koca Gazi;
'Ey Türk gençliği! Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyet'ini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir. Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır.'
'Dahili ve harici bedhahların olacaktır!'
Yani iç ve dış düşmanların olacaktır!
Peki, bu ülkede sayısız terör eylemleri gerçekleştirmiş olan bir çete, dahili düşman değil de nedir?
Bu CHP'nin İl Başkanları, Vekilleri, yandaşları, İlçe Gençlik Kolları Başkanları hep bir ağızdan, Ebru Timtik'e ağıt yakıp, dahi intikam yeminleri etmediler mi?
Ettiler!
Peki bu partinin halen Gazi Paşa'nın Partisi olma ihtimali var mıdır?
Zira, PKK'nın uzantısı HDP ile de yani bu ülkeyi bölmek için uğraşan hainler ile de kol kola yürümekte değil midir?
Ne Atatürk'ü ne ilkeleri yahu?
Resmen Atatürk'e ihanet içinde olan bir CHP var karşımızda.
Bir de avukatlar var ki…
Evlere şenlik.
Şimdi, her şart altında hukukun üstünlüğüne yemin etmiş olanlar, hukuku çiğneyerek, hatta kanunlara muhalefet ederek, terör suçu işlemiş birini ve birilerini övüyor ise, bunlardan nasıl bir hak, hukuk anlayışı bekleyebiliriz?
Bu ülkenin ulvi değerlerini istismar ederek, sinsice başka planları işlemek olmaz!
Bir fotoğrafta, avukat cübbeleri ile terörist ölüsünü taşıyanları gördüm.
Ve yine aynı bunlar, Türkiye'de hürriyetin olmadığını, demokrasinin olmadığını iddia ediyorlar.
Ben de diyorum ki, bu fotoğraf, bu olay ABD de olsaydı, herhangi bir teröristin cenazesine bu şekilde katılsalardı, ya da misalen Almanya'da, Fransa'da olsaydı…
O cübbeleri sırtlarından söküp alır, diplomalarını yırtıp atarlar, kendilerini de yüksek güvenli bir hapishaneye tıkarak, terör örgütüne üyelikten yargılarlar ve muhtemelen de en az yirmi yıl ceza verirlerdi.
Ama burası Türkiye!
Kabul etmeseler de buradaki özgürlük, demokrasi ve hukuk, o aşık oldukları batılı ülkelerde yok.
Bu bağlamda da temennim şudur ki, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü gerçekten sevenler, kimler tarafından kandırıldıklarını bir an evvel anlarlar!
Bir diğer yazımızda buluşmak ümidi ve dua ile Vesselam
Ebru Timtik'in kendi rızası ile girdiği ölüm orucu sonu oldu.
Bu kendi tercihi idi, her şeyden önce. Devlet zorlamadı, ha terör örgütü zorladı ise o da başka bir mesele.
Buraya kadar hepsi fakt. Yani sarsılmaz gerçekler.
Peki bu Ebru Timtik, neden içerde idi?
Yapılan bir operasyonda saklandığı yerde yakalanmıştı.
İspat edilmişti ki, kendisi, Şehid Savcı Selim Kiraz olayında, suç ortaklarının içeriye girmesini, yani aranmadan içeriye girmesini sağlamıştı.
Yani olayın birinci dereceden faili idi.
Ve bu eylemi de zaten daha önceden tarifi ile açıklamıştı.
Bunlar da su götürmez gerçekler.
Şimdi gelelim, sol görüşlülerin güzellemelerine.
Onlar için bu kişi bir kahraman ve devrimci şehidi. Şehid kavramına en ağır lekeleme bu olsa gerek.
Yaptıkları da son derece meşru, çünkü Şehid Savcı Selim Kiraz, Berkin Elvan dosyasının savcısı idi ve DHKP-C denilen ölüm çetesi onun infaz kararını almıştı.
Şimdi ise işin vahim tarafına geliyoruz.
Bir tarafta da bu ülkenin Ana muhalefet Partisi CHP var.
İşte bu Parti, Atatürk'ün partisi.
Yani Türkiye Cumhuriyeti'nin Banisi, Gazi Mustafa Kemal'in kurduğu parti.
Peki, bakalım bir gençliğe hitabeye, ne demiş koca Gazi;
'Ey Türk gençliği! Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyet'ini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir. Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır.'
'Dahili ve harici bedhahların olacaktır!'
Yani iç ve dış düşmanların olacaktır!
Peki, bu ülkede sayısız terör eylemleri gerçekleştirmiş olan bir çete, dahili düşman değil de nedir?
Bu CHP'nin İl Başkanları, Vekilleri, yandaşları, İlçe Gençlik Kolları Başkanları hep bir ağızdan, Ebru Timtik'e ağıt yakıp, dahi intikam yeminleri etmediler mi?
Ettiler!
Peki bu partinin halen Gazi Paşa'nın Partisi olma ihtimali var mıdır?
Zira, PKK'nın uzantısı HDP ile de yani bu ülkeyi bölmek için uğraşan hainler ile de kol kola yürümekte değil midir?
Ne Atatürk'ü ne ilkeleri yahu?
Resmen Atatürk'e ihanet içinde olan bir CHP var karşımızda.
Bir de avukatlar var ki…
Evlere şenlik.
Şimdi, her şart altında hukukun üstünlüğüne yemin etmiş olanlar, hukuku çiğneyerek, hatta kanunlara muhalefet ederek, terör suçu işlemiş birini ve birilerini övüyor ise, bunlardan nasıl bir hak, hukuk anlayışı bekleyebiliriz?
Bu ülkenin ulvi değerlerini istismar ederek, sinsice başka planları işlemek olmaz!
Bir fotoğrafta, avukat cübbeleri ile terörist ölüsünü taşıyanları gördüm.
Ve yine aynı bunlar, Türkiye'de hürriyetin olmadığını, demokrasinin olmadığını iddia ediyorlar.
Ben de diyorum ki, bu fotoğraf, bu olay ABD de olsaydı, herhangi bir teröristin cenazesine bu şekilde katılsalardı, ya da misalen Almanya'da, Fransa'da olsaydı…
O cübbeleri sırtlarından söküp alır, diplomalarını yırtıp atarlar, kendilerini de yüksek güvenli bir hapishaneye tıkarak, terör örgütüne üyelikten yargılarlar ve muhtemelen de en az yirmi yıl ceza verirlerdi.
Ama burası Türkiye!
Kabul etmeseler de buradaki özgürlük, demokrasi ve hukuk, o aşık oldukları batılı ülkelerde yok.
Bu bağlamda da temennim şudur ki, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü gerçekten sevenler, kimler tarafından kandırıldıklarını bir an evvel anlarlar!
Bir diğer yazımızda buluşmak ümidi ve dua ile Vesselam
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.