CHP'nin işi zor!
Herkes, bir hedef peşinde, aşırı mesai sarfediyor.
Bu anlamda işi en zor olan parti, şüphesiz ki CHP.
İki arada bir derede kalıverdiler.
İki damat adayı arasında karar veremeyen ama mutlaka gerdeğe girmesinin gerektiğini bilen gelin adayı moduna büründüler.
Aslında seçeneklerinin biri, birinden berbat, biri diğerinden felaket. Yani ya veba ya da kolera!
Bir tarafta eski ama popüler kankaları HDP.
Diğer tarafta, aslında tabandan tavana zıt olmaları gereken İP!
HDP ile oynaşırlar ise, ulusalcı kesimin oyları tehlikede, ülke genelinde çekecekleri tepkiler belli.
İP ile yaklaşırlar ise, kökten sol taban, marjinal sol gurupların oyları tehlikede.
İkisi bir arada olmuyor.
Biri diğeri ile olmaz, olamaz diyor.
Hoş son seçimlerde, resmiyette İP ile nikah kıyıp, HDP ile de imam nikahı yaparak, güya milletin gözlerini boyamayı denediler de olmadı.
Bu kez, mesele Cumhurbaşkanlığı değil, Belediyeler.
Yani gelir kaynağı. Yani CHP için, rant, yolsuzluk ve rüşvet bahçesi.
Çünkü tüm CHP'li belediyeler den görüyoruz bunları.
Göremediğimiz ise halka hizmet!
CHP kendi başına seçimlere girse, Türkiye'nin pek çok yerinde, aday dahi çıkartamayacaklar.
Güneydoğu da adım atamadıkları yerler var. Anadolu'nun genelinde, her seçimde sıfır çektikleri yerler var.
İstanbul Sultanbeyli için aday başvurusu dahi olmamış mesela.
Yani ittifak şart CHP'ye.
İyi de kiminle?
Milletin gözünde PKK'nın kravatlı kolu olarak gördüğü HDP ile mi? Yoksa, yine milletin gözünde FETÖ nün Partisi konumundaki İP ile mi?
Ne yapsalar, yanlış.
HDP ile ittifak, kendi tabanlarınca mübah gözükse de aslında parti teşkilatının bu ittifakı Batı'da Millete savunması zor. Onun içinde hiç denemiyorlar bile zaten.
İP ile ittifak ı da CHP teşkilatı, kendi marjinal sol tabanına savunamıyor. Bu kez de Doğu ve Güneydoğu da ideolojik sorunlar baş gösteriyor.
Bugün Kılıçdaroğlu, Akşener görüşmesi ne getirir, göreceğiz. Bu hafta içinde kanımca bazı hatlar ortaya çıkacaktır.
Ankara için, sürekli, rozetsiz Başkan olarak ortaya çıkan Mansur Yavaş ismi olsa da CHP de de bu isim, öz evlat, üvey evlat tartışmasını gündeme getiriyor.
İstanbul'da, her seçimde olduğu gibi İlhan Kesici ağızlara sakız oldu yine ve yine aday olmayacak. Çünkü İstanbul Büyük Şehir Belediyesi için, iyi bilirler ki AK Partisi çok güçlü ve deneyimli bir ismi çıkartacaktır.
Diğer yandan AK Partisi de bizzat Genel Başkan dahili ile, çok hummalı bir aday belirleme sürecinde.
Aldığım duyumlara göre de kılı kırk yararak yapılıyor incemeler.
O kadar ki, netlik kazanan isimler, tekrar be tekrar anketlere veriliyor ve kıyaslamalar yapılıyor.
Kolay değil, çünkü AK Partisi ilk kez gerçek bir yenilenme hareketinin içinde. Bunu da yapmak zorunda zaten.
Ortada tabii yine pek çok “uzman”, ya da “derin bilgi sahibi” kahinler, pek çok ismi bir yerlere yakıştırdı bile.
Ve ne hikmetse, bu isimler ya Bakan ya da Vekil!
Yahu bu Partide 300, 500 adamdan başka kimse yok mu?
Türkiye Cumhuriyeti Tarihinin en başarılı İç İşleri Bakanı olan Sayın Süleyman Soylu, hangi akla hizmet, kalkıp Ankara ya aday olsun?
Türkiye Cumhuriyeti'nin son Başbakanı ünvanına sahip, en başarılı Ulaştırma Bakanı ünvanına sahip, ve TBMM Başkanı gibi şerefli bir makama getirilmiş olan Sayın Binali Yıldırım, niçin İstanbul'a aday olsun?
Ve bu isimleri Sayın Başkan niçin öne sürsün?
Elinde hiç mi seçenek yok? Alternatif siz mi?
Never change a winnig team!
Kazanan bir takımı asla değiştirme.
İşini iyi yapanların da asla yerlerini değiştirme.
Bunlar çok eski ve tecrübe ile sabitleşmiş kurallar.
Ve dedik ya, en ciddi yenileme prosesinin içine girildi diye?
Bu isimlerde yenilik nerde? İnovasyon nerde?
Gerçek şu ki, kendini en vazgeçilmez sananlar, bu kez acı gerçekler ile karşı karşıya kaldılar.
CHP güveyini seçme ile biraz daha oyalanacak. Öyle gözüküyor.
Ve stratejileri yine sol gösterip FETÖ vurmayı denemek olacak. O da belli.
Bu seçimler hareketli geçecek, o da belli.
Allah vatanımız be Milletimiz için en hayırlısı Ne ise onu versin.
Bir diğer yazımızda buluşmak ümidi ve dua ile Vesselam..
Bu anlamda işi en zor olan parti, şüphesiz ki CHP.
İki arada bir derede kalıverdiler.
İki damat adayı arasında karar veremeyen ama mutlaka gerdeğe girmesinin gerektiğini bilen gelin adayı moduna büründüler.
Aslında seçeneklerinin biri, birinden berbat, biri diğerinden felaket. Yani ya veba ya da kolera!
Bir tarafta eski ama popüler kankaları HDP.
Diğer tarafta, aslında tabandan tavana zıt olmaları gereken İP!
HDP ile oynaşırlar ise, ulusalcı kesimin oyları tehlikede, ülke genelinde çekecekleri tepkiler belli.
İP ile yaklaşırlar ise, kökten sol taban, marjinal sol gurupların oyları tehlikede.
İkisi bir arada olmuyor.
Biri diğeri ile olmaz, olamaz diyor.
Hoş son seçimlerde, resmiyette İP ile nikah kıyıp, HDP ile de imam nikahı yaparak, güya milletin gözlerini boyamayı denediler de olmadı.
Bu kez, mesele Cumhurbaşkanlığı değil, Belediyeler.
Yani gelir kaynağı. Yani CHP için, rant, yolsuzluk ve rüşvet bahçesi.
Çünkü tüm CHP'li belediyeler den görüyoruz bunları.
Göremediğimiz ise halka hizmet!
CHP kendi başına seçimlere girse, Türkiye'nin pek çok yerinde, aday dahi çıkartamayacaklar.
Güneydoğu da adım atamadıkları yerler var. Anadolu'nun genelinde, her seçimde sıfır çektikleri yerler var.
İstanbul Sultanbeyli için aday başvurusu dahi olmamış mesela.
Yani ittifak şart CHP'ye.
İyi de kiminle?
Milletin gözünde PKK'nın kravatlı kolu olarak gördüğü HDP ile mi? Yoksa, yine milletin gözünde FETÖ nün Partisi konumundaki İP ile mi?
Ne yapsalar, yanlış.
HDP ile ittifak, kendi tabanlarınca mübah gözükse de aslında parti teşkilatının bu ittifakı Batı'da Millete savunması zor. Onun içinde hiç denemiyorlar bile zaten.
İP ile ittifak ı da CHP teşkilatı, kendi marjinal sol tabanına savunamıyor. Bu kez de Doğu ve Güneydoğu da ideolojik sorunlar baş gösteriyor.
Bugün Kılıçdaroğlu, Akşener görüşmesi ne getirir, göreceğiz. Bu hafta içinde kanımca bazı hatlar ortaya çıkacaktır.
Ankara için, sürekli, rozetsiz Başkan olarak ortaya çıkan Mansur Yavaş ismi olsa da CHP de de bu isim, öz evlat, üvey evlat tartışmasını gündeme getiriyor.
İstanbul'da, her seçimde olduğu gibi İlhan Kesici ağızlara sakız oldu yine ve yine aday olmayacak. Çünkü İstanbul Büyük Şehir Belediyesi için, iyi bilirler ki AK Partisi çok güçlü ve deneyimli bir ismi çıkartacaktır.
Diğer yandan AK Partisi de bizzat Genel Başkan dahili ile, çok hummalı bir aday belirleme sürecinde.
Aldığım duyumlara göre de kılı kırk yararak yapılıyor incemeler.
O kadar ki, netlik kazanan isimler, tekrar be tekrar anketlere veriliyor ve kıyaslamalar yapılıyor.
Kolay değil, çünkü AK Partisi ilk kez gerçek bir yenilenme hareketinin içinde. Bunu da yapmak zorunda zaten.
Ortada tabii yine pek çok “uzman”, ya da “derin bilgi sahibi” kahinler, pek çok ismi bir yerlere yakıştırdı bile.
Ve ne hikmetse, bu isimler ya Bakan ya da Vekil!
Yahu bu Partide 300, 500 adamdan başka kimse yok mu?
Türkiye Cumhuriyeti Tarihinin en başarılı İç İşleri Bakanı olan Sayın Süleyman Soylu, hangi akla hizmet, kalkıp Ankara ya aday olsun?
Türkiye Cumhuriyeti'nin son Başbakanı ünvanına sahip, en başarılı Ulaştırma Bakanı ünvanına sahip, ve TBMM Başkanı gibi şerefli bir makama getirilmiş olan Sayın Binali Yıldırım, niçin İstanbul'a aday olsun?
Ve bu isimleri Sayın Başkan niçin öne sürsün?
Elinde hiç mi seçenek yok? Alternatif siz mi?
Never change a winnig team!
Kazanan bir takımı asla değiştirme.
İşini iyi yapanların da asla yerlerini değiştirme.
Bunlar çok eski ve tecrübe ile sabitleşmiş kurallar.
Ve dedik ya, en ciddi yenileme prosesinin içine girildi diye?
Bu isimlerde yenilik nerde? İnovasyon nerde?
Gerçek şu ki, kendini en vazgeçilmez sananlar, bu kez acı gerçekler ile karşı karşıya kaldılar.
CHP güveyini seçme ile biraz daha oyalanacak. Öyle gözüküyor.
Ve stratejileri yine sol gösterip FETÖ vurmayı denemek olacak. O da belli.
Bu seçimler hareketli geçecek, o da belli.
Allah vatanımız be Milletimiz için en hayırlısı Ne ise onu versin.
Bir diğer yazımızda buluşmak ümidi ve dua ile Vesselam..
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.