Büyük Filistin Mitingi
Bugün, İstanbul, Yeşilköy Havalimanında, içeride 1,5 milyon, dışarıda takriben 600 bin kişinin katılımıyla bir Miting düzenlendi.
Siyaset değildi sebep, bir dik duruşu sergilemek, bir destek vermek ve çağın soykırımını, zulmünü, adaletsizliği tüm dünyaya haykırmak, insanlık suçu işleyenlerin suratlarına suçlarını haykırmaktı ve tam da öyle oldu.
Ama başka şeyler de oldu.
Sayın Erdoğan konuşmasında çok ağır, çok kesin ve de keskin konuştu, çünkü artık vahşetin boyutları, dayanılacak gibi değildi.
Aslında İsrail'e, köprüden önce son çıkışı gösterdi.
"Libya da, Karabağ da ne oldu isek, Filistin içinde aynısıyız."
"Bir gece ansızın gelebiliriz"
Bunlar, evet, son reddeden önce gelen son uyarılar olarak değerlendirilebilir, bence muhatapları aynen de böyle değerlendirmeliler.
Sayın Erdoğan, bir kez daha, belki de son kez, arabuluculuk teklifini sundu, insani yardımların derhal Gazze'ye bırakılmasını da, defalarca vurguladı.
BM'de alınan nihai olmayan Ateşkes kararını da hatırlattı, belki bunu da son kez hatırlattı.
İki söz vardı ki, aslında her şeyi anlatan.
Birincisi, ateşkes çağrısına, ABD ve Avrupa ülkelerinin "şu aşamada olmaz" demelerine karşılık sorduğu soru; "daha kaç insanın, kadının, çocuğun ölmesi lazım, o raddeye geçebilmeniz için?"
Bu soru, tüm batının suratına indirilmiş bir tokkattır, çünkü, düne kadar, yok barış, yok hümanizm, yok demokrasi vs terenümünü nakarat eden Batı, asıl ve nekrofil, vampir suratını göstermiş oldu.
İkinci söz ise; "Batının size borcu olabilir, ama Türkiye'nin size borcu yok!"
Bu da batının suratına indirilmiş ikinci ve daha ağır tokattır.
Zira tarih boyunca, tüm Avrupa ülkelerinde, Yahudilere soykırım uygulanmış, kovulmuşlardır.
Yani batının, Avrupa'nın, insanlık hususundaki karnesi, tarihten günümüze kadar kötü, elleri kanlı, alayı ağır sabıkalılardır.
Türk devletlerinin hiçbirinde böylesi bir kara leke yoktur, alnımız ak, başımız diktir.
Dolayısıyla İsrail'e herhangi bir gebeliğimiz de asla söz konusu değildir.
Daha dün, Ukrayna'da olup bitenlere timsah gözyaşları döken Avrupa ve ABD, konu Müslümanlara gelince, göz pınarları kurumuşa benziyor ne hikmetse.
Ama nasıl kurumaz ki?
İngiliz Veliaht Prensi William'ın Ukrayna için söyledikleri sözler halen hatırada.
"O çocuklar ölmemeli, onlar sarı saçlı, mavi gözlüler."
Aslında mesele bu kadar basit, basit olduğu kadar da iğrenç ve aşağılık.
Eğer ölen Avrupa'da bir sarı saçlı, mavi gözlü ise, asla olmaz, olmamalı, ama ölen çocuklar Türk/Arap/Müslüman ise bekleyin, ölsünler, onlar değerli değil.
Bu fikir, tam bir öjeni, yani kafatasçı, ırkçılık, kendi ırkından olmayanı insan dahi olarak görmemek.
Ha, evet siyonist görüşünce de, Yahudi olmayan her canlı hayvan klasında.
Yani halen ırkçılık ve Holocaust dan mazlumluk güden İsrail, aslında ırkçılığın ana üssü.
Sonuç olarak...
Artık ne ABD'nin, ne Avrupa'nın, ne BM'in, be de bunlara bağlı NGO'ların, hiçbir platformda:
• İnsanlık namına
• Barış namına
• Hümanizm namına
• Demokrasi namına
Söyleyebilecek hiçbir sözlerinin kıymeti harbiyesi kalmamıştır.
Ciddiye alınabilecek bir tarafları kalmamıştır, ki bu süreç aslında Rusya/Ukrayna savaşında sergiledikleri savaş çığırtkanlığı ve yangına körükle gitmeleri ile başlamıştı.
Artık tüm inandırıcılıklarını yitirdiler.
İşin daha vahim tarafı ise bunların artık umurlarında olduğunu da sanmıyorum.
Zira artık şapka düştü, kel göründü.
Asıl suratları, ayan, beyan meydanda.
Bu ara, bu zikrettiğim ülkelerin yönetimleri, bence çok çetin zamanlara kendilerini hazırlamalılar.
Zira halklar, izlenen bu politikalardan asla memnun değiller ve de tüm yasaklara, engellemelere rağmen, yüz binlerce insan, bugün de, İstanbul ile aynı esnada, İsrail'i protesto etmek için meydanlarda idi.
Artık mızrak çuvala sığmıyor.
Ana akım medyalarından ne kadar dezenformasyon yaysalar da, algı operasyonları yapsalar da, vahşet gizlenemiyor, hiçbir kılıf uydurulamıyor.
Evet eminim ki, siyonist güruh, uzun senelerdir manipülasyon için kullandıkları İnternet ve özellikle sosyal medyaya lanet oluyorlardır.
Ben de tekrar etmek istiyorum?
Ey İsrail örgütü, ey ABD, ey Batı, ne zaman kana doyacaksınız?
Ben şunu iyi biliyorum, o döktüğünüz kanlar içinde boğulacaksınız.
Bir diğer yazımızda buluşmak ümidi ve dua ile Vesselam
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.