Yeni Türkiye’nin en son ihtiyacı, topallayan bir bürokrasidir. Her devrin adamı olan bu insanlar, ülkenin hızını kesmekle, çok vahim bir vebal altına girmektedirler. Ancak, bu durum onları, özellikle de 16 Nisan Referandumunun ardından pek de rahatsız etmiyor belli ki.

Tam tersi, “acaba 2019 da kaybederse bizim halimiz ne olur” havasına giren bu tip insanlar ile bu gemi yürümez. Elbette, işini bir tamam ve hakkı ile yapan tüm şahısları önemle tenzih ederim. Ancak bu durum artık sokaklarda bile konuşuluyor ise durumun vehameti anlaşılmalı ve ivedi ile bu kadroların, liyakat sahibi taze kanlara devredilmeli! 

Her şekilde atağa geçmiş ülkemiz, bu tür engeller ile muhatap olmamalı! 

Bu atağın meydana getireceği istihdam imkanlarını kimse görmezden gelemez. Gelemez çünkü halk da rahatlayacaktır. Maddi bakımdan rahatlamış bir halk ise, teveccühünü seçim sandığında muhakkak gösterecektir. Onun için insanımızı maddi ve manevi rahata kavuşturmak, 2019 yılı için son derece elzemdir! Hiç kimse, bu savsaklığın cezasız kalacağını düşünmemeli. Bu ülkeye takoz olmak, hiç kimsenin haddi değildir. Ancak bu adımlar hakikaten çok acil atılmalı ki, vakit durmuyor ve süreç çok kısıtlı!

Ölü toprağı serpilmiş AK Parti Teşkilatı!

Geçtiğimiz hafta, içinde bulunduğumuz hafta, olağanüstü bir zamandır. ABD de süren ve baş aktörü Reza Sarraf olan düzmece bir dava, 17/25 adli darbe kalkınmasının ne kadar sahte, montajlanmış iğrençlikleri var ise, tekrar gündeme getirdi. Vaktinde sahte ve montaj olduğu uluslararası uzmanlar tarafından dahi belgelenen tapeler, ısıtılarak tekrar servis edilmeye başladı!

FETÖ’nün tasmalı çakalları adeta ekstaz halinde bunları sosyal medyadan yayarken, büründükleri kimlikler de deşifre oldu. Emre Uslu denilen şerefini bir Dolara satmış alçak FETÖ firarisi hatta her gün canlı yayınlar yapmakta ve binlerce alçağın marifeti ile bu yayınlar dakikalar içinde milyonlarca tweet ve paylaşımlar ile inanılmaz bir algı operasyonu yapılmakta! 

Peki ya bizim teşkilatımız?

Efendim tık yok. Ne bir İl Başkanı, ne bir İlçe başkanı, ne bir Milletvekili (Metin Külünk bey gibi olanları tenzih ederim), ne bir Belediye başkanı. Tık yok! Bir Allah’ın kulu kalkıp da “biz Sayın Cumhurbaşkanımızın yanındayız” diye bir paylaşım yapma gereğini, bir miting veya program yapma gereğini duymuyorlar maalesef. “Falanca yemekteydik, filanca cenazedeydik, bilmem neyi inceledik!”

Yahu sosyal medya böyle mi kullanılır?

Nereye baksak, orayı burayı ziyaret, karşılıklı plaket dağıtmalar, bilmem nerelerin açılış törenleri! Bu mudur? Hakikaten bu mudur? Hepiniz koltuk korkusuna mı daldınız? Yoksa gidici olduğunuzu düşünüyor veya biliyorsunuz da, onun için mi bu rehavet? Pardon da nerde sizin dava adamlığınız?

Yani kendiniz beceremiyorsanız sosyal medyayı kullanmayı, bir bilenin eline verin veya bu hususta tanınmış, bilinmiş vatan, millet için uğraşan kardeşlerimizden feyz alın. Ve bu konular da sokaklarda konuşuluyor. Ve diyorlar ki “bu kadro ile 2019 da zafer elde etmek çok zor!”. Evet halkımız, insanımız böyle düşünüyor. Çünkü artık herşey, herkesin gözü önünde olup bitiyor. Gizli kapaklı bir şey kalmadı pek!

Tüm Batı, ABD ve FETÖ, gözü dönmüş bir şekilde bu ülkenin Cumhurbaşkanına, iktidarına yani size saldırırken, sizlerin üç maymunu oynamanız, maalesef pek de müsbet görülmüyor. Bırakın, kimsenin aklı da almıyor. Ve tüm bunlar ayan beyan ortada iken, sizlere gidin denildiğinde, sizler bir de alınıyorsunuz. Bu davanın liderini yalnız bıraktınız, bırakıyorsunuz. O zaman sonuçlarına da katlanacaksınız. 

Tarih ve tabiat boşlukları affetmez! Şimdi makamlarında boşluk oluşturanlar, gelecekte buna fırsat bulamayacaklardır! 

Bir diğer yazımızda buluşmak ümidi ve dua ile Vesselam