Bir teşekkür borcu
Bir sene daha, acısı ile tatlısı ile geride kalıyor.
Bu yıl da bizler, yani bu ülkenin vatandaşları, geceleri rahat edebilelim diye, gecelerini gündüzlerine katarak, canlarını dişlerine takarak, kelle koltukta, kâh sokaklarda, kâh dağlarda, kâh denizlerde, cansiperane görev yaparak, asayişi sağlayan milyonlarca isimsiz kahramanlar var.
Baktığınız zaman, artık kahir ekseriyeti, genç, donanımlı, dinamik, filinta gibi polislerimiz, Jandarmamız, Sahil güvenliğimiz, askerimiz, gümrükler muhafazamız, pilotlarımız, görev başında.
Son derece profesyonel, işlerine, görevlerine hakim, yaptıkları işin vahametini bilen, pırıl pırıl insanlar.
Görevleri kolay değil, tam tersi, zor, zor çünkü mevcut yasalar, yasaları uygulamalar bir yandan, suçlu, potansiyel suçluların, geçmişten bugüne geçirdikleri metamorfoz, yani evrim, bu işleri epeyce zorlaştırıyor.
Mesela, Türkiye'nin herhangi bir metropolündeki bir ilçesindeki bir karakolu düşünün.
Gündüzü ayrı bir dert, gecesi başka bir dert.
Gelip giden vakalar ise çoğu zaman insanı çileden çıkaracak cinsinden, absürt, komik, hatta trajikomik, bir başka tabiri ile İlahi komedi gibi bir şey.
Bir müptezel, kendi evini de iki başka evi de kundaklıyor.
Karakola intikal ediyor, tabiri caizse, kafası bir milyon. Adam müdavim, sürekli suç işleyen, haftada en az bir kez karakolluk olan bir tip.
Agresif, terbiyesiz, zapt edilmesi zor, gel gör ki, deli raporu var. Yani cezai ehliyeti yok, hatta akıl hastanesine bile gönderemiyorsunuz.
Neden mi?
Çünkü gönderir, göndermez ailesi geliyor ve adamın kaybolduğunu bildirmek istiyor.
Peki polis ne yapıyor?
Son derece efendilik ile nezaket ile sakinleştiriyor.
Sonrası mı?
Elini kolunu sallayarak gidiyor!
Bir başka müdavim getiriliyor, ekipler yakalamış, suçu ruhsatsız silah yakalatmak.
Bir suç makinesi aslında, GBT'sinde olmayan suç yok.
Getiriliyor, ifadesi alınıyor ve salınıyor.
Çünkü, suç, suç bile değil, kabahat, ancak para cezası verilecek.
Şimdi siz bir de onu yakalayan ekiplerin, ifadesini alan memurların morallerini düşünün.
Dört kişi yakalanmış, üzenlerinde epeyce miktar hap var.
Savcılık, ticaretten değil, kullanımdan dava açacağı için, ifadeden sonra...
Evet, serbestler.
Aranması olan bir kişi alınmış, nezarete koyulmuş.
Prosedür gereği parmak izleri alınacak.
Görevli memur, götürmeye geliyor ve şahıs resmen; "şimdi uyuyorum, yarım saat sonra gel" diyor.
Suçluların geçirdiği evrim derken, bunu kastetmiştim.
Memurlarımızın maruz kaldıkları hakaretler, küstahlıklar, tehditler...
Yazmakla bitmez.
Trafikte kontrole takılan bir şahıs, ki zil zurna sarhoş, yarım saat boyunca, görevli memurlara söylemediğini bırakmıyor.
Kaç kez sizlerde haber bültenlerinde denk gelmişsinizdir.
Tüm kolluk güçlerimiz, teker, teker, gerçekten de zor bir görevi, daha da zor şartlarda icra ediyorlar.
Emniyet müdürlerinden, bekçilere kadar, hepsi, inandıkları hukukun üstünlüğünü hakim kılmak için uğraşıyorlar.
Bu uğurda yıpranıyorlar, gazi oluyorlar, hatta Şehid oluyorlar.
Ancak en acısı, bu insanlar, bir takım siyasi mihrakların ucuz popülizmden prim yapabilmek için saldırılarına, hatta suçlamalarına maruz kalıyorlar.
Yetmiyor, bir de muhalif medyanın, mesnetsiz suçlamaları ile hedef gösteriliyorlar.
Neden, çünkü onlar işlerini yaptıkları sürece, birilerinin planladıkları kaos ortamı oluşmuyor, haliyle bu da birilerine batıyor.
Ben, sade bir vatandaş olarak, bazı şeylere şahit olmuş bir vatandaş olarak, tüm bu isimsiz kahramanlara, teker teker teşekkür etmek istiyorum.
En tepesinden en alt birimine kadar, hepsi, ayrı, ayrı ve çok değerliler.
Komutanı, eri.
Müdürü, memuru, bekçisi, hatta hizmetlisi.
Valisi, kaymakamı.
Hepsinden Allah razı olsun, haklarını helal etsinler.
Elbette ki bu bağlamda, görevi başında gazi olanlara, Allah'tan acil şifalar diliyorum.
Elbette ki, Şehid düşenlere Allah'tan Rahmet, kederli ailelerine, sabrı cemil niyaz ediyorum.
Bu Vatan, bu millet, ilelebet sizlere minnettardır.
Ve elbette, bu kadar kahramanı yılmadan, usanmadan yetiştiren, bu görevlere hazırlayanlara da çok teşekkür ediyorum.
Hepiniz, iyi ki varsınız.
Bir diğer yazımızda buluşmak ümidi ve dua ile Vesselam.
Bu yıl da bizler, yani bu ülkenin vatandaşları, geceleri rahat edebilelim diye, gecelerini gündüzlerine katarak, canlarını dişlerine takarak, kelle koltukta, kâh sokaklarda, kâh dağlarda, kâh denizlerde, cansiperane görev yaparak, asayişi sağlayan milyonlarca isimsiz kahramanlar var.
Baktığınız zaman, artık kahir ekseriyeti, genç, donanımlı, dinamik, filinta gibi polislerimiz, Jandarmamız, Sahil güvenliğimiz, askerimiz, gümrükler muhafazamız, pilotlarımız, görev başında.
Son derece profesyonel, işlerine, görevlerine hakim, yaptıkları işin vahametini bilen, pırıl pırıl insanlar.
Görevleri kolay değil, tam tersi, zor, zor çünkü mevcut yasalar, yasaları uygulamalar bir yandan, suçlu, potansiyel suçluların, geçmişten bugüne geçirdikleri metamorfoz, yani evrim, bu işleri epeyce zorlaştırıyor.
Mesela, Türkiye'nin herhangi bir metropolündeki bir ilçesindeki bir karakolu düşünün.
Gündüzü ayrı bir dert, gecesi başka bir dert.
Gelip giden vakalar ise çoğu zaman insanı çileden çıkaracak cinsinden, absürt, komik, hatta trajikomik, bir başka tabiri ile İlahi komedi gibi bir şey.
Bir müptezel, kendi evini de iki başka evi de kundaklıyor.
Karakola intikal ediyor, tabiri caizse, kafası bir milyon. Adam müdavim, sürekli suç işleyen, haftada en az bir kez karakolluk olan bir tip.
Agresif, terbiyesiz, zapt edilmesi zor, gel gör ki, deli raporu var. Yani cezai ehliyeti yok, hatta akıl hastanesine bile gönderemiyorsunuz.
Neden mi?
Çünkü gönderir, göndermez ailesi geliyor ve adamın kaybolduğunu bildirmek istiyor.
Peki polis ne yapıyor?
Son derece efendilik ile nezaket ile sakinleştiriyor.
Sonrası mı?
Elini kolunu sallayarak gidiyor!
Bir başka müdavim getiriliyor, ekipler yakalamış, suçu ruhsatsız silah yakalatmak.
Bir suç makinesi aslında, GBT'sinde olmayan suç yok.
Getiriliyor, ifadesi alınıyor ve salınıyor.
Çünkü, suç, suç bile değil, kabahat, ancak para cezası verilecek.
Şimdi siz bir de onu yakalayan ekiplerin, ifadesini alan memurların morallerini düşünün.
Dört kişi yakalanmış, üzenlerinde epeyce miktar hap var.
Savcılık, ticaretten değil, kullanımdan dava açacağı için, ifadeden sonra...
Evet, serbestler.
Aranması olan bir kişi alınmış, nezarete koyulmuş.
Prosedür gereği parmak izleri alınacak.
Görevli memur, götürmeye geliyor ve şahıs resmen; "şimdi uyuyorum, yarım saat sonra gel" diyor.
Suçluların geçirdiği evrim derken, bunu kastetmiştim.
Memurlarımızın maruz kaldıkları hakaretler, küstahlıklar, tehditler...
Yazmakla bitmez.
Trafikte kontrole takılan bir şahıs, ki zil zurna sarhoş, yarım saat boyunca, görevli memurlara söylemediğini bırakmıyor.
Kaç kez sizlerde haber bültenlerinde denk gelmişsinizdir.
Tüm kolluk güçlerimiz, teker, teker, gerçekten de zor bir görevi, daha da zor şartlarda icra ediyorlar.
Emniyet müdürlerinden, bekçilere kadar, hepsi, inandıkları hukukun üstünlüğünü hakim kılmak için uğraşıyorlar.
Bu uğurda yıpranıyorlar, gazi oluyorlar, hatta Şehid oluyorlar.
Ancak en acısı, bu insanlar, bir takım siyasi mihrakların ucuz popülizmden prim yapabilmek için saldırılarına, hatta suçlamalarına maruz kalıyorlar.
Yetmiyor, bir de muhalif medyanın, mesnetsiz suçlamaları ile hedef gösteriliyorlar.
Neden, çünkü onlar işlerini yaptıkları sürece, birilerinin planladıkları kaos ortamı oluşmuyor, haliyle bu da birilerine batıyor.
Ben, sade bir vatandaş olarak, bazı şeylere şahit olmuş bir vatandaş olarak, tüm bu isimsiz kahramanlara, teker teker teşekkür etmek istiyorum.
En tepesinden en alt birimine kadar, hepsi, ayrı, ayrı ve çok değerliler.
Komutanı, eri.
Müdürü, memuru, bekçisi, hatta hizmetlisi.
Valisi, kaymakamı.
Hepsinden Allah razı olsun, haklarını helal etsinler.
Elbette ki bu bağlamda, görevi başında gazi olanlara, Allah'tan acil şifalar diliyorum.
Elbette ki, Şehid düşenlere Allah'tan Rahmet, kederli ailelerine, sabrı cemil niyaz ediyorum.
Bu Vatan, bu millet, ilelebet sizlere minnettardır.
Ve elbette, bu kadar kahramanı yılmadan, usanmadan yetiştiren, bu görevlere hazırlayanlara da çok teşekkür ediyorum.
Hepiniz, iyi ki varsınız.
Bir diğer yazımızda buluşmak ümidi ve dua ile Vesselam.
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.