Avrupa'da idama ne gerek var
Ne tuhaf değil mi, 2015'den bu yana, Avrupa'nın hiçbir ülkesinde meydana gelen terör olaylarının failleri ne sorgu gördü ne mahkeme. Hepsi ya anı gün ya da birkaç hün içinde polis tarafından infaz edildi!
Gerçek bu.
Charlie Hebdo saldırganları, Brüksel havalimanı saldırganları, Canne saldırganları, Paris saldırganları, Almanya da ki Noel Pazarı saldırganı ve son olarak ise Strazburg saldırganı….
Hepsi ölü. Konuşma, teslim olma, sorguya çekilme, ya da yargılanma yok!
Son olayların hepsinde, saldırganların kimlikleri anında belli oldu, hatta Berlin saldırganı, suç makinası olan tırın içinde, hüviyetini dahi 'unutmuş' tu ya!
Ve neden ise olayların gerçekleşme şemaları da tıpatıp aynı.
Ne tesadüf ama değil mi?
Bir kere hepsi, polis ve istihbarat tarafından bilinen, fişlenmiş, hatta takip (!), altında.
Hepsi pek çok kez sabıkalı ve hapis yatmış insanlar.
Hatta bazıları hakkında EUROPOL, yani Avrupa İnterpol'ü, yakalama bülteni var.
Ve tüm bu tedbirlere rağmen, bu insanlar çıkmış ve onlarca insanların, yüzlerce insanların canına hunharca kıymayı başarmışlar.
Son derece profesyonelce gerçekleştirilen saldırılarda, kısmen kurşun geçirmez yelek ve tam otomatik silahlar kullan bu Teröristler, akıl almaz hatalar yapmışlardı!
Charlie Hebdo saldırganları, misalen, kar maskeleri ile de gizlenmiş iken, daha çatışma bitmeden, polis kimliklerini açıklamıştı bile.
İleri derece müneccim becerisi bu!
Son iki Noel Pazar'ı saldıralı ise, birbirinin kopyası.
İlkinde, yani Berlin'de, o kadar hengamenin içinden kaçmayı becerecek kadar profesyonel olan Anis Amri, kullandığı TIR ın şöför koltuğunda, hüviyet ini bırakmış, birkaç gün sonra İtalya sınırında, silahsız olmasına rağmen vurulmuştu!
Tekrar ediyorum, silahsızdı, kaçacak hiçbir yeri yoktu, hadi bilemedin, öldürücü olmayan bir atış yapar, etkisiz hale getirir ve kelrpçelersin!
Ama infaz edildi. Hem de özel bir polis timi tarafından, yani nişan almayı da istediği yeri vurmayı bilen profesyoneller tarafından!
Fransa da meydana gelen terör olaylarında ise, tüm saldırganlar, tabii, herkesin duyacağı şekilde, 'Allahu Akbar' diye bağırmayı ihmal etmemişler di!
Tesadüflere bak değil mi?
Strazburg saldırganının yaraladığı insanların sayısı bile belli olmadan, nerdeyse maktuller daha yere düşmeden, kimliği belli idi yahu!!!
CVsi çok enterasan biri, doğrusu.
İrili, ufaklı 27 suçtan hüküm giymiş. Hem Fransa da hem Almanya'da.
Ömrünün büyük bölümünü hapislerde geçirmiş!
Fransız istihbaratı tarafından takip edilmiş ve 'Muhtemel İslami Terörist' olarak fişlenmiş!
Son olarak Almanya'da mahkum edilmiş ve Fransa ya deport edilmiş.
Kendisini gözaltına almaya giden polisler evde bulaşmış.
Ertesi günü, saldırı gerçekleşmiş.
Olay yerinde müdahale eden Jandarma personeli, saldırganı yaralamış, buna rağmen iki gün gizlenen saldırgan, bugünün akşamında ise yine bir operasyon sonunda infaz edildi!
Peki, buna şaşırdık mı? Hayır.
Hani derler ya, Perşembe'nin gelişi, Çarşamba'dan belli dir diye.
Bunun böyle olacağını ben şahsen biliyordum ve girdiğim tüm iddiaları da kazandım.
Bilmek için de müneccim olmaya gerek yok.
Çünkü şema aynı.
Al hayatı beş para etmeyen birini, saldırgan yap, olay biter bitmez kimliğini ifşa et, tüm Batı medyasında peşin yargı ile suçlu ilan et ve konuşmasına izin vermeden, sorgu ve yargı göstermeden infaz et!
Çok basit yani!
Bu ara, aynı şekilde katliamlar yapan Batılı ve Hristiyan teröristlere, terörist deme.
Canlı ele geçirirsen ver, daya kimyasalı, deli, manyak ilan et, ömür boyu tımarhane ye tık, oldu bitti!
Yahu bunlar, resmen zekamız ile alay ediyor ve bizde öylesine seyrediyor, saldırıları kınıyoruz.
Ha, yine kınayalım, ölen her masum insana üzülelim, bizim insanlığımız da dinimiz de bunu gerektirir!
Ama lütfen, önümüze fail olarak çıkartılanları da hemen kabul etmeyelim, sorgulayalım bir zahmet!
Şimdi, 2014'den beri ülkemizde meydana gelen kaç terör saldırıdının faili vuruldu, kaçı yakalandı.
Sadece 15 Temmuz un faili teröristleri sayarsak, kimin daha adil olduğu, daha medeni olduğu, apaçık ortaya çıkıyor, değil mi!
Reina saldırganı, yargılanmıyor mu?
Sur da çeşitli operasyonlarda ele geçirilen marjinal sol örgüt elemanları yargılanmıyor mu?
Tek, tek saymak çok zaman alacak, zaten yakın tarihimizi bilen, ne demek istediğimi de anlamıştır.
Batı, İnsan haklarından, demokrasi den, adaletten, bağımsız yargı dan, yargının üstünlüğünden ancak konuşur. Popülizim yapar, ajitasyon yapar.
Bunlara samimi olarak bağlı olan, biziz!
Uygulayan biziz!
Elbette bu bizim için bir şeref olsa da aynı zamanda da zaafımız olarak gözüküyor!
Son zamanda görüldüğü gibi, Anarşist ile, terörist ile pazarlık, müzakere yapılmaz.
Bunun en bariz örneğini Fransa'da gördük.
Anarşistleri muhattap alan ve istediklerini kabul eden Macron, daha sözlerinin etkisi sürerken, yeni, daha geniş ve hatta absürt isteklere maruz kaldı.
Olayların devamı ise, şiddetini artarak süregelmekte!
Zaaf gösterdi, zaafının kurbanı oldu!
Ve bizimle, ülkemizle alakalı olarak da şunu demenin faydası var, çatışmaya giren TERÖRİST i teslim almak, yıllarca yargılayıp, uzun yıllar hapiste bakmak, bence biraz fazla lüks!
Zira bu devlete baş kaldıran, elinde keleş ile barış istediğini ileri süren her kim var ise, eline aldığı silah ile beraber, hayatından vazgeçmiştir. Yaşama hakkını yitirmiştir!
Bunlar, yıllarca içerde yatsalar da asla ıslah olmayacak, tımar olmayacak, ellerine geçen ilk fırsatta, yine ihanete devam edeceklerdir!
Eh, her halükarda bunu uygulayan AB'nin de, bizde böyle bir olay olunca, suçlama hakkı da zaten ortadan kalktı, değil mi?
Her fırsatta Avrupa yı örnek alan, hatta Türkiye'yi gittikleri batı ülkelerinde şikayet eden muhalefet de, bu Avrupa modeline ses çıkartamaz her halde!
Çünkü, bizim TERÖRİST imiz iyi, vurduklarımız kötü, sizin teröristiniz kötü, vurduklarınız iyi, diye bir mantık, asla kabul edilemez!
Son olarak sarı yeleklilere imrenenlere değinelim!
Herkes şunu iyi bilsin ki, bu milletin has evlatlarının içinde, halen 15 Temmuz'un nefreti, öfkesi var!
Gezi vandalları da daha unutulmuş değil!
Demem o ki, böylesi bir çılgınlığa yeltenmenin bedeli çok ağır olur.
Hele de Türk Silahlı Kuvvetleri, memleketin bekası, güvenliği için harekat içinde iken, insanları soka çağırmak, her kim tarafından yapılırsa yapılsın, VATAN'A İHANETTİR!
Bir diğer yazımızda buluşmak ümidi ve dua ile Vesselam
Gerçek bu.
Charlie Hebdo saldırganları, Brüksel havalimanı saldırganları, Canne saldırganları, Paris saldırganları, Almanya da ki Noel Pazarı saldırganı ve son olarak ise Strazburg saldırganı….
Hepsi ölü. Konuşma, teslim olma, sorguya çekilme, ya da yargılanma yok!
Son olayların hepsinde, saldırganların kimlikleri anında belli oldu, hatta Berlin saldırganı, suç makinası olan tırın içinde, hüviyetini dahi 'unutmuş' tu ya!
Ve neden ise olayların gerçekleşme şemaları da tıpatıp aynı.
Ne tesadüf ama değil mi?
Bir kere hepsi, polis ve istihbarat tarafından bilinen, fişlenmiş, hatta takip (!), altında.
Hepsi pek çok kez sabıkalı ve hapis yatmış insanlar.
Hatta bazıları hakkında EUROPOL, yani Avrupa İnterpol'ü, yakalama bülteni var.
Ve tüm bu tedbirlere rağmen, bu insanlar çıkmış ve onlarca insanların, yüzlerce insanların canına hunharca kıymayı başarmışlar.
Son derece profesyonelce gerçekleştirilen saldırılarda, kısmen kurşun geçirmez yelek ve tam otomatik silahlar kullan bu Teröristler, akıl almaz hatalar yapmışlardı!
Charlie Hebdo saldırganları, misalen, kar maskeleri ile de gizlenmiş iken, daha çatışma bitmeden, polis kimliklerini açıklamıştı bile.
İleri derece müneccim becerisi bu!
Son iki Noel Pazar'ı saldıralı ise, birbirinin kopyası.
İlkinde, yani Berlin'de, o kadar hengamenin içinden kaçmayı becerecek kadar profesyonel olan Anis Amri, kullandığı TIR ın şöför koltuğunda, hüviyet ini bırakmış, birkaç gün sonra İtalya sınırında, silahsız olmasına rağmen vurulmuştu!
Tekrar ediyorum, silahsızdı, kaçacak hiçbir yeri yoktu, hadi bilemedin, öldürücü olmayan bir atış yapar, etkisiz hale getirir ve kelrpçelersin!
Ama infaz edildi. Hem de özel bir polis timi tarafından, yani nişan almayı da istediği yeri vurmayı bilen profesyoneller tarafından!
Fransa da meydana gelen terör olaylarında ise, tüm saldırganlar, tabii, herkesin duyacağı şekilde, 'Allahu Akbar' diye bağırmayı ihmal etmemişler di!
Tesadüflere bak değil mi?
Strazburg saldırganının yaraladığı insanların sayısı bile belli olmadan, nerdeyse maktuller daha yere düşmeden, kimliği belli idi yahu!!!
CVsi çok enterasan biri, doğrusu.
İrili, ufaklı 27 suçtan hüküm giymiş. Hem Fransa da hem Almanya'da.
Ömrünün büyük bölümünü hapislerde geçirmiş!
Fransız istihbaratı tarafından takip edilmiş ve 'Muhtemel İslami Terörist' olarak fişlenmiş!
Son olarak Almanya'da mahkum edilmiş ve Fransa ya deport edilmiş.
Kendisini gözaltına almaya giden polisler evde bulaşmış.
Ertesi günü, saldırı gerçekleşmiş.
Olay yerinde müdahale eden Jandarma personeli, saldırganı yaralamış, buna rağmen iki gün gizlenen saldırgan, bugünün akşamında ise yine bir operasyon sonunda infaz edildi!
Peki, buna şaşırdık mı? Hayır.
Hani derler ya, Perşembe'nin gelişi, Çarşamba'dan belli dir diye.
Bunun böyle olacağını ben şahsen biliyordum ve girdiğim tüm iddiaları da kazandım.
Bilmek için de müneccim olmaya gerek yok.
Çünkü şema aynı.
Al hayatı beş para etmeyen birini, saldırgan yap, olay biter bitmez kimliğini ifşa et, tüm Batı medyasında peşin yargı ile suçlu ilan et ve konuşmasına izin vermeden, sorgu ve yargı göstermeden infaz et!
Çok basit yani!
Bu ara, aynı şekilde katliamlar yapan Batılı ve Hristiyan teröristlere, terörist deme.
Canlı ele geçirirsen ver, daya kimyasalı, deli, manyak ilan et, ömür boyu tımarhane ye tık, oldu bitti!
Yahu bunlar, resmen zekamız ile alay ediyor ve bizde öylesine seyrediyor, saldırıları kınıyoruz.
Ha, yine kınayalım, ölen her masum insana üzülelim, bizim insanlığımız da dinimiz de bunu gerektirir!
Ama lütfen, önümüze fail olarak çıkartılanları da hemen kabul etmeyelim, sorgulayalım bir zahmet!
Şimdi, 2014'den beri ülkemizde meydana gelen kaç terör saldırıdının faili vuruldu, kaçı yakalandı.
Sadece 15 Temmuz un faili teröristleri sayarsak, kimin daha adil olduğu, daha medeni olduğu, apaçık ortaya çıkıyor, değil mi!
Reina saldırganı, yargılanmıyor mu?
Sur da çeşitli operasyonlarda ele geçirilen marjinal sol örgüt elemanları yargılanmıyor mu?
Tek, tek saymak çok zaman alacak, zaten yakın tarihimizi bilen, ne demek istediğimi de anlamıştır.
Batı, İnsan haklarından, demokrasi den, adaletten, bağımsız yargı dan, yargının üstünlüğünden ancak konuşur. Popülizim yapar, ajitasyon yapar.
Bunlara samimi olarak bağlı olan, biziz!
Uygulayan biziz!
Elbette bu bizim için bir şeref olsa da aynı zamanda da zaafımız olarak gözüküyor!
Son zamanda görüldüğü gibi, Anarşist ile, terörist ile pazarlık, müzakere yapılmaz.
Bunun en bariz örneğini Fransa'da gördük.
Anarşistleri muhattap alan ve istediklerini kabul eden Macron, daha sözlerinin etkisi sürerken, yeni, daha geniş ve hatta absürt isteklere maruz kaldı.
Olayların devamı ise, şiddetini artarak süregelmekte!
Zaaf gösterdi, zaafının kurbanı oldu!
Ve bizimle, ülkemizle alakalı olarak da şunu demenin faydası var, çatışmaya giren TERÖRİST i teslim almak, yıllarca yargılayıp, uzun yıllar hapiste bakmak, bence biraz fazla lüks!
Zira bu devlete baş kaldıran, elinde keleş ile barış istediğini ileri süren her kim var ise, eline aldığı silah ile beraber, hayatından vazgeçmiştir. Yaşama hakkını yitirmiştir!
Bunlar, yıllarca içerde yatsalar da asla ıslah olmayacak, tımar olmayacak, ellerine geçen ilk fırsatta, yine ihanete devam edeceklerdir!
Eh, her halükarda bunu uygulayan AB'nin de, bizde böyle bir olay olunca, suçlama hakkı da zaten ortadan kalktı, değil mi?
Her fırsatta Avrupa yı örnek alan, hatta Türkiye'yi gittikleri batı ülkelerinde şikayet eden muhalefet de, bu Avrupa modeline ses çıkartamaz her halde!
Çünkü, bizim TERÖRİST imiz iyi, vurduklarımız kötü, sizin teröristiniz kötü, vurduklarınız iyi, diye bir mantık, asla kabul edilemez!
Son olarak sarı yeleklilere imrenenlere değinelim!
Herkes şunu iyi bilsin ki, bu milletin has evlatlarının içinde, halen 15 Temmuz'un nefreti, öfkesi var!
Gezi vandalları da daha unutulmuş değil!
Demem o ki, böylesi bir çılgınlığa yeltenmenin bedeli çok ağır olur.
Hele de Türk Silahlı Kuvvetleri, memleketin bekası, güvenliği için harekat içinde iken, insanları soka çağırmak, her kim tarafından yapılırsa yapılsın, VATAN'A İHANETTİR!
Bir diğer yazımızda buluşmak ümidi ve dua ile Vesselam
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.