Murat Yılmaz

Murat Yılmaz

Almanların işçi tuzağı!

Tarihimizde, ülke olarak çok ciddi bir göç verdik. 1960'lardan sonra, insanımız akın, akın Almanya yolunu tuttu.
Almanların işçi tuzağı!
Çünkü Almanya her gün hızla gelişen bir ülke idi ve yapılması geren en ağır ve pis işler için, yeteri kadar çalışacak insanı yoktu, hele de üç otuza çalışacak adam hiç yoktu.

Alman şirketlerinin iş alma defterleri fazlası ile dolu, ancak insan kapasitesi kalmamıştı. 

Malum ikinci cihan harbinden çıkmış bir ülke, milyonlarca erkek ölmüş, kalanlar hasta, sakat… peki kim yapacaktı bu işleri?

Oturup araştırmışlar.

Daha evvel ülkelerine çağırdıkları Yugoslav, Yunan, İtalyan işçiler, kendileri gibi içkiye, kadına pek meyilli olduğundan, iş hususunda savsaklık göstermişler. Performans istedikleri gibi değil.

Bir de tabii bu gurup, dönmeyi falan düşünmüyor. İtalyanlar mesela, çok erken anlamış Almanya'nın sistemini, biriktirmişler, kredi çekmişler, restoran açmışlar. Fabrikalar yine boş.

E ağır şartlarda, ucuza kim çalışır? Sonuç belli, Türkler çalışır.


Göndermişler buraya tabiplerini, bürokratlarını. 

Herkes bunu Rahmetli Menderes'e mal etsede işin asıl faili Cemal Gürsel ve cuntası. 

Başlamış bizim insan yazılmaya. Muayene etmişler. Güce, fiziğe bakmışlar, hatta dişlerini saymışlar, sanki hayvan pazarında imiş gibi.

Ve göç başlamış. 

İç Anadolu, Karadeniz, Ege… 60 ihtilalinden sonra, kendine perspektif göremeyen, ağa zulümlünden bıkan, atmış kendini Almanya'ya! 

Sonuç malum. 

Dördüncü beşinci kuşak yaşıyor artık Almanya'da.

Bir ev, araba ya da traktör parası biriktirmek için gidenler, bugün uçakların kargo bölümünde tabut ile dönüyor, hatta dönmüyor da artık. Oracıkta defin ediliyor. 

Bu göç, ülkemize telafisi olmayan binbir zararlar verdi. Sayısız trajedilere neden oldu, oluyor ve de olacak.

Kaç gurbet hikayesi, kaç acılar barındırdı ve de barındırıyor.

Peki ben bunları bugün niçin yazıyorum?

Yazıyorum, çünkü Almanya yine aynı hinliğin peşine düştü!

Kendi milleti, zamanında ve günümüzde çocuk yapmadığı için, bugün ülkelerinde ciddi sıkıntı yaşıyorlar.

Yıllarca yapılan yanlış politikalardan dolayı, sağlık ve sosyal sistemleri iflasın eşiğinde. Sosyal ve sağlık sigortalarının, tabiplere ve hastanelere ayırdıkları bütçeler ile, sağlıklı bir hizmet veremez hale geldiler. 

Yaşlı nüfus ise genellikle oportünist ve bencil çocuklarından (bizde hayırsız derler) ilgi görmüyor, yalnızlığa mahkumlar. 

Bunlara bakan özel hemşirelik şirketleri de aldıkları para ile, çalıştıracak kimseyi bulamıyor. 

Tabipleri, hafta içinde hastanelerde çalışıyor, hafta sonları ise, İngiltere ve İrlanda'ya gidip nöbet tutuyor, bir hafta sonunda ise, Almanya'da aldıkları aylık kadar para kazanıyorlar.

Kırsal kesim için muayenehane açacak doktor bulamadıkları için, bunu evvelden taahhüt eden tıbbıye öğrencilerine üniversiteler öncelik sağlayıp, maaşlı okutuyorlar. Burs değil, maaş veriyorlar!

Özel eğitim isteyen tüm iş branşlarında ciddi sıkıntı çekiyorlar, hele de zanaatkar meslekler de. 

Çünkü Almanların çocukları, IT, işletme ve benzeri beyaz yaka meslekleri tahsil etti, ediyor. Kirlenmek istemiyorlar hali ile.

Dolayısı ile mavi yakalı işlerde, açık çok. Pek çok işveren eğitecek çırak bulamıyor. 

Hapishanelerde bile şimdi inşaat sektörüne, boyacılığa insan yetiştiriyorlar. 

Dardalar, eleman bulamıyorlar. 

AB'li vatandaşlar da artık ülkelerinde rahat, gitmiyor. 

Suriye'den gelenler için, “suç işleseler dahi, geri göndermeyeceğiz” kararı çıkarttılar. E çıkartırlar tabii, çünkü 10 yıl sonra, bugün çalışanların emeklilik maaşını ödeyecek kadar nüfusları olmayacak! 

Tabii çare yine Türkiye!

Üstelik bir taş ile kuş katliamı yapabilme şansları da var!

Hem eleman açıklarını kapatacaklar hem emeklilik sorununu çözecekler, hemde atağa kalkmış bir ülkenin elinden iş gücünü, beyin gücünü alacaklar! 

Pek çok sektörde, işçi bulma sıkıntısını çeken ülkemiz, daha da sıkıntıya girecek!

Üçüncü Havalimanı'nı açtıktan sonra, ekonomimize operasyon çekmeleri tesadüf mü sandınız? 

Sandı iseniz, yanılıyorsunuz. 

Dolar operasyonu çekilmeden, ekonomik sıkıntılar başlamadan, Almanya'nın böyle bir talebi oldu mu? 

Hayır!


Zamanını akıllıca belirlediler ve şimdi atağa geçtiler. 

Üstelikle de teklif ettikleri paralar ve şartlar ile, Almanya'da sizi nasıl bir hayat bekliyor, bir yaşayana sorun! 

Oradaki insanınızın kahir ekseriyetinin, Almanya'daki şartlar altında, artık yaşanacak yer olmadığını, artan yabancı düşmanlığının tahammül sınırlarını zorladığını, bu yüzden de dönmek istedikleri bir dönemdeyiz! 

Ve kesin dönüş yapan insanlarımızın sayısı ise her yıl önemli oran ile artıyor. 

Çünkü Türkiye'de ki yaşam kalitesi, iklim şartları, doğal güzellikleri sağlayacak kolay, kolay başka bir ülke yok bu dünyada.

Almanya'ya gitmeyi düşünenler şunları göz önüne almalı.

Ev-iş-ev, arasında geçen monoton bir hayat.
Boş vakitlerde, gezme, tozma yerine, ancak dinlenebilmenin olduğu bir yaşam.
180 derece ters bir kültür.
Önüne gelenin işine burnunu soktuğu bir toplum.
İğrenç bir Alman ırkçılğı.
İleri derece yabancı ve Türk düşmanlığı! 
Türkiye'ye Rahmet okutacak bir hayat pahalılığı. 

Bunlar Almanya'nın gerçekleri. 

Almanların da Türkiye'den iş gücü talebinin arkasındaki gerçekler! 


Bir diğer yazımızda buluşmak ümidi ve dua ile Vesselam 

Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.

Yorum Yazın
sohbet islami chat omegle tv türk sohbet islami sohbet elektronik sigara cinsel sohbet su böreği sipariş oyun haberleri tıkanıklık açma dijital pazarlama ajansı galeri yetki belgesi nasıl alınır yalama taşı