İstikrarın adı Recep Tayyip Erdoğan'dır
2002 yılı AK Parti iktidara geliyor. Yıl 2003 Recep Tayyip Erdoğan Başbakan oluyor ve batmış bir ülke kasası, İMF (Tefeciye) borcu olan tam takır borçlu bir ülke ile baş başa kalıyor. Bu durumu bilmeden mi iktidara talip oldu? Hayır, bu bataktan kurtarmak için talip oldu. Tam 20 yıldır ülkeyi yöneten bir Adalet ve Kalkınma Partisi var.
Dedik ya batmış bir ülke var iken şimdi yıl 2022 dimdik ayakta duran güçlü bir Türkiye var. Bu nasıl oldu? İşin ehli Recep Tayyip Erdoğan ve güçlü kadrosu. Her alanda yatırım istihdam ve ihracat hedefliyle hızlı bir şekilde ilerlerken tabi ki bazı aksaklıklar olmadı değil, olması da zaten çok doğal değil mi? İnsanoğlu sonuçta ete kemiğe bürünmüş bir varlık. Hata yapması, aldatılması, ihanete uğraması, kandırılması, yaşamın içinde olan her insanın başına gelebilecek şeylerdir. Önemli olan ise tüm bu yapılanlara rağmen hatta bazen bunları yapanlar en yakınındakiler olsa bile mücadele etmek, ayakta durmak ve belirlediğiniz hedeflere yürümek zorundasınız. Tökezlediğiniz an akbabalar gibi bekleyen, koyun postuna bürünmüş ve açık şekilde saldıran hainler planlı şekilde uçuruma atmak için bekliyorlar.
İşte dile kolay tam 20 yıldır her türlü ihaneti, hainliği, kahpeliği, yapan koyun postundakilerle mücadele etmek ve aynı zamanda karşı tarafta birleşmiş FETÖ-CHP-HDP-PKK-AB-ABD ve kısacası Erdoğan'ı yok etmek isteyen tüm uluslararası güçler ile mücadele ederek günlere gelindi. Çok daha fazla şey sayabiliriz.
Her şeye rağmen ömrünü ülkesine adamış Recep Tayyip Erdoğan, alt yapısını büyük oranda tamamlamış, kendi aracını üretmek ve nükleer enerji santrallarını hayata geçmek için gün sayan gelişen ve büyüyen bir Türkiye var. Oto yolları, köprüleri, dünya markası İstanbul Havalimanı ve Havalimanları, sanayileşme, savunma sanayiinde kendi kendine yatabilecek İHA-SİHA-AKINCI-ATAK Helikopter-GÖKBEY Helikopter-HÜRKUŞ Uçağı-yerli tank-yeni nesil Denizaltı-yerli uçak gemisi projeleri.
Daha hangisini sayayım?
Yıllardır alım gücü olarak herkes her şeyi alabilir konuma gelmişken batmış bir ülke 2002 öncesi atılım için hiçbir şey yapmamışken, atılım yapanları darbe ile sonlandıranlar ve hatta suçsuz Başbakanlarını astıran zihniyet yine tüm şeytanlıları ile devrede.
Bakın çok samimi söylüyorum, bu şeytanların yolunda olanlar gün gelecek Erdoğan'ı mumla değil, eskiden köylerde kullanılan kör lamba ile arasanız bile bulamayacaklar. Tek derdi milletinin refahı olan, onların hayatlarını en iyi şekilde sürdürmeleri için modern bir Türkiye yaratan Allah dostu Recep Tayyip Erdoğan saldıranlar, bir gün pişman olacaksınız.
Nedir derdiniz?
Ülke için kimseye gelecek vaat edemeyenler, bir proje dahi ortaya koyamayanlar, gelecek için planı olmayanlar, daha İstanbul, Ankara başta olmak üzere aldığınız belediyeleri dahi yönetemeyenler siz neyin kafasını yaşıyorsunuz?
İdeolojik saplantı içinde ve hayatlarını zenginlik içinde sürdürenler, elinde 20 bin liralık akıllı telefonu olanlar, sadece kendinde değil tüm aile fertlerinde aracı olanlar, bir kafede oturduğunda 2000 TL hesap verip bunu marifet sananlar, dünya turu yapan ve şaşalı hayatlarından ödün vermeyenler bakıyorum da "hayat pahalılığı var Erdoğan gitsin" diye çemkiriyorlar. Gözlerine perde indirmiş bu güruhun günü geldiğinde bu günleri nasıl aradığını görmeyi Allah bize nasip eder inşallah.
Kimsenin gözü yok ama yıllardır AK Parti hükümeti sayesinde bol bol harcadınız, yediniz, içtiniz. Ya arkadaş dünya geneline yayılmış bir kriz var. Önce pandemi, üstüne üç aydır devam eden Rusya- Ukrayna savaşı. Derdiniz ne? Neymiş efendim, zamları Erdoğan yapmış. Hadi oradan. Seçime giderken iktidarın lideri zam yapar mı? Bu şekilde bir kriz olsun ister mi? Dünya genelinde baş gösteren gıdaya ulaşım zorluğu, enerji, petrol ve gaz fiyatlarının artışı ve buna bağlı olarak enflasyonda önlenemez bir artış. Tabi ki vatandaş haklı cepleri yandı ve yanıyor.
Bu durumu düzeltecek tek kişi Recep Tayyip Erdoğan ve onun ekibidir. Geçmişte yaptı ve yine başaracaktır. 20 yıl rahat geçirdiğimiz bir süreç var, şimdi ise devletin yanında olmak gerekmez mi? Var olan bir iktidara biraz zaman vermek gerekmez mi? Kim ister böyle olmasını, hükümetimiz elinden geldiğince imkânlar çerçevesinde önlem alıyor, almaya çalışıyor ve bu durumun bilinci içindeler. İnşallah Temmuz ayı içinde alım gücünü artıracak, vatandaşımızı bir nebze rahatlatacak gerekli çalışmalar yapılıyor, yakında açıklanacaktır.
Şimdi soru şudur? Sizler ülkede ne istersiniz? İstikrar mı?
AK Parti iktidarı ile yapılanların devam etmesi, yeni vizyon projeler ve gelişen büyüyen bir ülke ile bu ekonomik buhrandan çıkmak mı?
Ya da Millet ittifakı ile istikrarsızlık mı? Halka vaat olarak söyledikleri, seçililerse güçlendirilmiş parlamenter sistem devreye almak için tam üç yıl iktidarsız bir ülkemi.
(Yani bunlar sadece varsayım) 400 Milletvekili sayısını bulacaklar. Anayasa değişikliğine gidecekler, başarabilirlerse yeni bir seçim kararı alacaklar. Yeni seçim ile meclis çoğunluğunu bulmaları gerekiyor ve bu çoğunlukla TBMM'de Cumhurbaşkanı seçimi yapılacak. Kendi adayları seçilirse Başbakana hükümeti kurma görevi verilecek, bunların kuracağı hükümet haliyle koalisyon hükümeti olacağı için Bakanlık dağılımı yapılacak. Burasının tam bir çıkmaz olacağı kesin ve hükümet kurulma sorunu yaşanması muhtemel. Ülkeye ihaneti mubah gören Millet İttifakı birleşenlerinin memleket yönetmek diye bir dertleri olmadığı için, parlamenter sisteme geçerek kurulmadan dağılan hükümet krizlerinin yeniden geri gelmesini istemeleri bunu açık belli ediyor.
Şimdi biz ne istiyoruz?
Biz huzur dolu bir ülke istiyoruz, istikrar istiyoruz. Bunu AK Parti hükümeti tüm hainliklere rağmen 20 yıldır başardı çok şükür. Daha ne isteyebiliriz ki?
Biraz sabır her şey düzelecek ve yoluna girecek. Kiminle? AK Parti ile Recep Tayyip Erdoğan ile inşallah.
Dedik ya batmış bir ülke var iken şimdi yıl 2022 dimdik ayakta duran güçlü bir Türkiye var. Bu nasıl oldu? İşin ehli Recep Tayyip Erdoğan ve güçlü kadrosu. Her alanda yatırım istihdam ve ihracat hedefliyle hızlı bir şekilde ilerlerken tabi ki bazı aksaklıklar olmadı değil, olması da zaten çok doğal değil mi? İnsanoğlu sonuçta ete kemiğe bürünmüş bir varlık. Hata yapması, aldatılması, ihanete uğraması, kandırılması, yaşamın içinde olan her insanın başına gelebilecek şeylerdir. Önemli olan ise tüm bu yapılanlara rağmen hatta bazen bunları yapanlar en yakınındakiler olsa bile mücadele etmek, ayakta durmak ve belirlediğiniz hedeflere yürümek zorundasınız. Tökezlediğiniz an akbabalar gibi bekleyen, koyun postuna bürünmüş ve açık şekilde saldıran hainler planlı şekilde uçuruma atmak için bekliyorlar.
İşte dile kolay tam 20 yıldır her türlü ihaneti, hainliği, kahpeliği, yapan koyun postundakilerle mücadele etmek ve aynı zamanda karşı tarafta birleşmiş FETÖ-CHP-HDP-PKK-AB-ABD ve kısacası Erdoğan'ı yok etmek isteyen tüm uluslararası güçler ile mücadele ederek günlere gelindi. Çok daha fazla şey sayabiliriz.
Her şeye rağmen ömrünü ülkesine adamış Recep Tayyip Erdoğan, alt yapısını büyük oranda tamamlamış, kendi aracını üretmek ve nükleer enerji santrallarını hayata geçmek için gün sayan gelişen ve büyüyen bir Türkiye var. Oto yolları, köprüleri, dünya markası İstanbul Havalimanı ve Havalimanları, sanayileşme, savunma sanayiinde kendi kendine yatabilecek İHA-SİHA-AKINCI-ATAK Helikopter-GÖKBEY Helikopter-HÜRKUŞ Uçağı-yerli tank-yeni nesil Denizaltı-yerli uçak gemisi projeleri.
Daha hangisini sayayım?
Yıllardır alım gücü olarak herkes her şeyi alabilir konuma gelmişken batmış bir ülke 2002 öncesi atılım için hiçbir şey yapmamışken, atılım yapanları darbe ile sonlandıranlar ve hatta suçsuz Başbakanlarını astıran zihniyet yine tüm şeytanlıları ile devrede.
Bakın çok samimi söylüyorum, bu şeytanların yolunda olanlar gün gelecek Erdoğan'ı mumla değil, eskiden köylerde kullanılan kör lamba ile arasanız bile bulamayacaklar. Tek derdi milletinin refahı olan, onların hayatlarını en iyi şekilde sürdürmeleri için modern bir Türkiye yaratan Allah dostu Recep Tayyip Erdoğan saldıranlar, bir gün pişman olacaksınız.
Nedir derdiniz?
Ülke için kimseye gelecek vaat edemeyenler, bir proje dahi ortaya koyamayanlar, gelecek için planı olmayanlar, daha İstanbul, Ankara başta olmak üzere aldığınız belediyeleri dahi yönetemeyenler siz neyin kafasını yaşıyorsunuz?
İdeolojik saplantı içinde ve hayatlarını zenginlik içinde sürdürenler, elinde 20 bin liralık akıllı telefonu olanlar, sadece kendinde değil tüm aile fertlerinde aracı olanlar, bir kafede oturduğunda 2000 TL hesap verip bunu marifet sananlar, dünya turu yapan ve şaşalı hayatlarından ödün vermeyenler bakıyorum da "hayat pahalılığı var Erdoğan gitsin" diye çemkiriyorlar. Gözlerine perde indirmiş bu güruhun günü geldiğinde bu günleri nasıl aradığını görmeyi Allah bize nasip eder inşallah.
Kimsenin gözü yok ama yıllardır AK Parti hükümeti sayesinde bol bol harcadınız, yediniz, içtiniz. Ya arkadaş dünya geneline yayılmış bir kriz var. Önce pandemi, üstüne üç aydır devam eden Rusya- Ukrayna savaşı. Derdiniz ne? Neymiş efendim, zamları Erdoğan yapmış. Hadi oradan. Seçime giderken iktidarın lideri zam yapar mı? Bu şekilde bir kriz olsun ister mi? Dünya genelinde baş gösteren gıdaya ulaşım zorluğu, enerji, petrol ve gaz fiyatlarının artışı ve buna bağlı olarak enflasyonda önlenemez bir artış. Tabi ki vatandaş haklı cepleri yandı ve yanıyor.
Bu durumu düzeltecek tek kişi Recep Tayyip Erdoğan ve onun ekibidir. Geçmişte yaptı ve yine başaracaktır. 20 yıl rahat geçirdiğimiz bir süreç var, şimdi ise devletin yanında olmak gerekmez mi? Var olan bir iktidara biraz zaman vermek gerekmez mi? Kim ister böyle olmasını, hükümetimiz elinden geldiğince imkânlar çerçevesinde önlem alıyor, almaya çalışıyor ve bu durumun bilinci içindeler. İnşallah Temmuz ayı içinde alım gücünü artıracak, vatandaşımızı bir nebze rahatlatacak gerekli çalışmalar yapılıyor, yakında açıklanacaktır.
Şimdi soru şudur? Sizler ülkede ne istersiniz? İstikrar mı?
AK Parti iktidarı ile yapılanların devam etmesi, yeni vizyon projeler ve gelişen büyüyen bir ülke ile bu ekonomik buhrandan çıkmak mı?
Ya da Millet ittifakı ile istikrarsızlık mı? Halka vaat olarak söyledikleri, seçililerse güçlendirilmiş parlamenter sistem devreye almak için tam üç yıl iktidarsız bir ülkemi.
(Yani bunlar sadece varsayım) 400 Milletvekili sayısını bulacaklar. Anayasa değişikliğine gidecekler, başarabilirlerse yeni bir seçim kararı alacaklar. Yeni seçim ile meclis çoğunluğunu bulmaları gerekiyor ve bu çoğunlukla TBMM'de Cumhurbaşkanı seçimi yapılacak. Kendi adayları seçilirse Başbakana hükümeti kurma görevi verilecek, bunların kuracağı hükümet haliyle koalisyon hükümeti olacağı için Bakanlık dağılımı yapılacak. Burasının tam bir çıkmaz olacağı kesin ve hükümet kurulma sorunu yaşanması muhtemel. Ülkeye ihaneti mubah gören Millet İttifakı birleşenlerinin memleket yönetmek diye bir dertleri olmadığı için, parlamenter sisteme geçerek kurulmadan dağılan hükümet krizlerinin yeniden geri gelmesini istemeleri bunu açık belli ediyor.
Şimdi biz ne istiyoruz?
Biz huzur dolu bir ülke istiyoruz, istikrar istiyoruz. Bunu AK Parti hükümeti tüm hainliklere rağmen 20 yıldır başardı çok şükür. Daha ne isteyebiliriz ki?
Biraz sabır her şey düzelecek ve yoluna girecek. Kiminle? AK Parti ile Recep Tayyip Erdoğan ile inşallah.
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.
Gülcan D.
Egemen T.