Her şeyin başı sağlık.
Olmazsa olmazımız.
Hatta Kanuni Sultan Süleyman "Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi, olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi" demiş.

Yani bir nefesi sağlıklı alıyorsan bundan daha büyük bir devlet yok.

Evet öyle, bir nefesi sağlıkla almak mühim.

Ve sosyal devlet vatandaşlarının sağlığından da sorumlu. Ve bunun i̇çi̇n bi̇r bakanlık, onlarca müdürlük, yüzlerce doktor, bi̇nlerce çalışmayı göz önünde bulundurursak önümüze devasa bir yapı çıkıyor.

Şüphesiz devletimiz sağlıkta devrim niteliğinde çalışmaları yaptı, yapıyor ve yapmaya devam edecek.

Görkemli şehir hastaneleri, şatafatlı üniversitelerden eğitim almış hekimler, en son teknolojinin kullanılması gibi çalışmalar gözle görülüyor. Hatta zaman zaman geçmişte oluşan hastane kuyruklarını, rehin kalan hasta ve yakınlarını hatırlıyorum da nereden nereye geldik demeden edemiyorum.

Bugüne baktığımda ise ne görüyorum?

Maalesef diye cümleye başlayacağım çünkü 182 randevu sistemi doğru düzgün çalışmıyor. Özellikle büyükşehirlerde en yakın randevu doksan-yüz gün ileri tarihe veriliyor ve hastalar mutsuz.

Dikkatimi çeken bir şey var belki yanlış tespit olacak ama eskiden doktorlar stetoskop ile dinler, elleriyle muayene eder ve bir yorumda bulunurdu. Sanki şimdiki doktorların yorum yapacak bilgileri yokmuş gibi! Sizi muayene etmeden hatta derdinizi anlatırken dinlemeden laboratuvara gönderiyor.

Bir doktor dostumla çok fazla hastane yapıldığını ama bilgi konusunda yetersiz kalındığını konuşurken bana "Hastaneye giden yolları yapmak değil, hastalığa giden yolları kapatmak önemli" demişti.

Tam da buradan yola çıkarak size Metatron cihazı ve NLS Sistemi ile Fitoterapiden bahsetmek istiyorum.

Bizzat kendim metatron cihazı denilen alet ile tarama yaptırdım. Hızlı, daha hızlı, hatta en hızlı diyebiliriz. Cihaz tarama yaparken doktorunuz sizin için reçete yazabilecek kadar sağlığınızla ilgili bilgiye sahip oluyor. Kısacası NLS Sistemi ile mevcut rahatsızlıklarınızı, gıda intoleranslarınızı, alerjilerinizi, takip etmeniz gereken kan değerlerinizi ve bunlara bağlı beslenme çözümlerini öğrenebiliyorsunuz.

Hatta NLS cihazı sizi sadece taramakla kalmıyor, mevcut sorunlarınızın yanında olası hastalıklarınızı da ortaya çıkarıyor.

O zaman şöyle olsa, pratisyen bir hekim tarafından güvenle yapılabilen bu sistemi her aile hekiminde zorunlu bulundursak ve aile hekimlerimiz bölgesindeki insanlara yirmi dakika ayırarak NLS Check Up & Vücut Tarama yapmış olsa, hem de kan almadan labratuvara göndermeden. Böylece hastada zaten var olan ve yeni başlayıp birçok görüntüleme cihazında ortaya konulamayacak oluşumlara dair bu sistemle ipuçları alsa nasıl olur?

Tanı süresi kısalır ve tedavi süreci doğru noktadan hızla başlar. Bi̇z de bunu isteriz!

Dünyada 34 gelişmiş ülke tarafından hızlı tanı alma da kullanılan bu sistemin ülkemizde de kullanılması faydalı olacaktır.

Bu sistemin aile hekimlerine uygulanması ile betona değil insana ve teknolojiye yatırım yapmış oluyorsunuz.

NLS Check Up & Vücut Tarama teknolojisi ile geçmişten geleceğe şifa arayışı olan geleneksel tıp ve fitoterapiyi ilgili eğitimi üniversite sırasında hekim adaylarına öğretmemiz gerekiyor.

Ne acıdır ki hala geleneksel tıbbın hurafe olduğunu düşünen doktorlar var. Oysa ki geleneksel tıp, insanlığın binlerce yıllık birikimi ve deneyimiyle şekillenmiş, doğanın sunduğu şifa kaynaklarına dayanan bir sağlık yaklaşımıdır.

Modern tıbbın gelişiminden çok önce insanlar sağlık sorunlarına çare bulmak için bitkiler, mineraller ve çeşitli ritüeller gibi doğal yöntemlere başvurmuşlardır.

Ancak, geleneksel tıbbın her zaman bilimsel temellere dayanmadığını unutmamak gerekir. Geleneksel yöntemlerin etkili olup olmadığını anlamak için modern bilimsel yöntemlerle test edilmesi önemlidir. Bununla birlikte, modern tıbbın sunduğu olanakların yanında, geleneksel tıbbın bazı avantajları da bulunmaktadır. Özellikle kronik hastalıklarda, yan etkileri az olan ve uzun vadede destekleyici tedavi sağlayabilen geleneksel yöntemler, hastaların yaşam kalitesini artırmada önemli bir rol oynayabilir.

Geleneksel tıbbın en bilinen formlarından biri Fitoterapi, yani bitkisel tedavidir. Anadolu’da yaygın olarak kullanılan adaçayı, ıhlamur, kantaron gibi bitkiler, halk arasında hastalıklara karşı şifa olarak görülür. Bu bitkilerin kimyasal yapıları modern bilim tarafından da araştırılmış ve birçok durumda etkili oldukları kanıtlanmıştır.

Geleneksel tıp, geçmişin bilgeliğini ve doğanın sunduğu şifa kaynaklarını modern dünyaya taşıyan bir mirastır. Ancak, bu yöntemlerin bilimsel temellere dayandırılması ve bilinçli bir şekilde uygulanması gerektiği unutulmamalıdır. Modern tıp ile geleneksel tıbbın bir arada kullanılması, daha bütüncül bir sağlık yaklaşımının benimsenmesine olanak tanıyabilir ve bu sayede insanların daha sağlıklı ve dengeli bir yaşam sürmesine katkıda bulunabilir.

Sonuç olarak, bu bitkisel tedavilerin etkili olabilmesi için doğru dozlarda kullanılması mutlaktır. Bunun için hekimlerimizi sonradan sertifikalandırmak yerine, fakültelerde bu bilgilerle donatmamız elzemdir.

Bu bizlere hangi kapıları açıyor, birincisi NLS sisteminin aile hekimlerinde kullanılması ile hızlı tanı, fitoterapi eğitimin fakültelerde verilmesi ile geçmiş ve geleceğin harmanlanması.

Bakın burası çok önemli!

Hizmet veren fitoterapistlerin en büyük sıkıntısı bitkilerin ilaç formlarının olmaması. Sektör yabancı menşeili ilaç şirketlerinin elinde.

Bizim savunma sanayi yatırımlarımız gibi acil olarak ilaç hammeddesi yatırımı yapmamız ve ilaç hammeddesinde de dışa bağımlılığımızı kesmeliyiz.

Eğer geleceği şekillendirecek süper güç olacak isek çiftçimizi de, doktorumuzu da bu bilinçle yetiştirmemiz mutlaktır.

Siz dostlarıma geleneksel tıp, modern uygulama ve ilaç hammeddesi konularını harmanlamaya çalıştım.

Sözün özü sağlık politikalarında yapabileceklerimizi farkında olursak sağlıklı bir nefes alabiliriz.
O bir nefesi sağlıklı alırsak işte o zaman sağlıkta devrim yapmış sayılırız şimdi değil ...

Kalın sağlıcakla...