Sarıkamış Harekatı'Nda 30 Bin Rus Askeri Öldü
Oysa, Sarıkamış Harekatı, ''Çanakkale Savaşı''nı andırıyor. Gerçekten de, Türk askeri göğsünü hem kurşuna hem kar ve soğuğa siper edip, tarihe bir ''feragat'' örneği yazdırmış bulunuyor. Her şeyden önce, çoğu medya hatta yazarların belirttikleri gibi, 120 veya 90 bin Türk askerinin ölmesi ''kesin'' bir şekilde yalanlanıyor. 60 bin şehidimize rağmen, 30 bin Rus askerinin öldüğü de, bizzat Genelkurmay Başkanlığı'nca açıklanıyor. Hem Sarıkamış Harekatı'nın kısa trajik öyküsünü hem de tarihi bilgileri içeren Genelkurmay Başkanlığı'nın sitesinde yer alan bilgileri aktarmak, bir yerde sorumlu bir gazetecilik görevi de oluyor.
RUSLAR TOPRAK İŞGAL ETMİŞTİ
''Enver Paşa, icra edilecek bir taarruzla 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı'nda (93 Harbi) Doğu Anadolu'da kaybedilen toprakların (Kars, Batum, Artvin ve Ardahan) geri alınmasını ve müteakiben harekâtın Kafkasya'ya aktarılmasını mümkün görüyordu. Bu harekâtı icra edecek 3'üncü Ordu; 9, 10, 11'inci Kolordular ve 2'nci Süvari Tümeninden oluşuyordu. Cephedeki Rus mevcudu 100.000, 3'üncü Ordunun mevcudu ise 120.000 idi. Türk ordusu sayıca fazla olmasına rağmen Ruslar, ağır silah, topçu ve donatım bakımından kesin bir üstünlüğe sahiptiler. 22 Aralık 1914 - 15 Ocak 1915 tarihleri arasında cereyan eden Sarıkamış Muharebeleri'nde Türk Ordusunun uyguladığı plan, bir kolorduyla düşmanın cepheden tespitini, iki kolorduyla kuzey kanadından kuşatılarak düşman cephesinin 30-35 km kadar gerisindeki Sarıkamış'ın ele geçirilmesiyle büyük düşman kuvvetlerinin imhasını öngörüyordu. Tamamen karlarla kaplı, çok yüksek dağlık ve yolsuz bir arazide o günün koşulları altında kış donatımından yoksun yaya ve atlı birliklerle yapılan bu harekât çok riskli idi. Özellikle 10'uncu Kolordu birlikleri, Allahuekber Dağları'nı aşarken çetin zorluklar ve kış şartları sebebiyle gerek miktar gerekse mevcut silahlar yönünden çok zayiat vermiştir. Nitekim Türk kuvvetlerinin büyük bir kısmı soğuktan donarak ölmüştür. Sarıkamış'a girebilen 300 kişilik bir kuvvet de Ruslar tarafından geri atılmıştır. Bu başarısızlık karşısında Enver Paşa, 10 Ocak 1915'te 3'üncü Ordu komutanlığını Tuğgeneral Hafız Hakkı Paşa'ya devrederek İstanbul'a dönmüştür. Bu muharebelerde Rusların zayiatı 30.000, Türklerin zayiatı ise 60.000 kadardır. Ruslar; Türklerden 200 subay, 7000 eri esir, 20 makineli tüfekle 30 topu ganimet olarak almışlardır. Bu muharebeler sonucunda Doğu Anadolu, Rusların işgaline maruz kalmıştır. Bilahare 3'üncü Türk Ordusu, taarruzdan önce işgal etmiş olduğu Azap mevziine (Tutak-Narman hattı) çekilmiştir. Takviye kuvvetler alarak Rus taarruzlarını bu hatta karşılamaya hazırlanmıştır. Sarıkamış Kuşatma Harekâtı; düşman kuvvetlerinin arkasına düşmeyi hedef alan başarılı bir plandı. Ancak stratejinin faktörlerinden zaman ve iklim şartları iyi değerlendirilemediği için bu sonuç kaçınılmaz olmuştur. Sarıkamış, Türk harp tarihinin en acı muharebelerine sahne olmuştur. Türk Ordusu, ağır koşullar altında yapılan bir muharebede kahramanca savaşmıştır. Türk Ordusunun kayıplarındaki asıl etkenler, çetin arazi ve şiddetli kış şartları ile teçhizat eksikliği ve ikmal yetersizliğidir. Çok ağır koşullar altında kahramanca savaşan Türk askeri, muharebenin sonuna kadar direnmiş, vatanını korumak ve başarıya uğruna neler yapabileceğinin bir delilidir.'' Sarıkamış Harekatı'na özellikle, askerlerimiz büyük bir ''değer'' veriyor. Bu arada, Enver Paşa'nın asla bir ''hain'' olmadığı da ortaya çıkıyor. Kahraman askerlerimiz, Irak'ın kuzeyinde çetin havaya rağmen başarılı harekatlar yaptığı şu günlerde, Sarıkamış Harekatı'nın anılması heyecandan öte bir anlam doğuruyor.
BÜYÜKANIT'IN MESAJI
Nitekim Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, 93'üncü yılında Sarıkamış Şehitlerini Anma mesajı, aynı zamanda bir ''belge'' niteliğini taşıyor. ''Türk Silahlı Kuvvetlerinin Değerli Mensupları, 22 Aralık 1914-15 Ocak 1915 tarihleri arasında yapılan ''Sarıkamış Harekâtı'' nda; millî ve manevi değerleri yüceltmek, vatan topraklarını müdafaa etmek, ulusun şeref ve namusunu korumak uğruna şehit düşen kahraman vatan evlatlarını bugün, şükran ve minnetle anıyoruz. Şartların tüm olumsuzluğu karşısında sergilediği üstün cesaret, sabır ve metanetle düşmanının bile takdirini kazanan Mehmetçik, tarihte eşine rastlanmayan bir mücadele ortaya koymuştur. Sert kış şartlarının düşmandan daha çok kayıp verdirdiği bu amansız mücadelede Mehmetçik, hiçbir mazeretin ardına saklanmaksızın, yurduna kastedenlerle kanının son damlasına kadar savaşma kararlılığını gözler önüne sermiştir. Ordu, büyük kayıplar vermiş ancak, vatan için çıkılan yoldan asla geri dönülmemiştir. Sarıkamış Harekâtı, üstün bir cesaret ve feragat örneği olmasının yanında imkânsızın mümkün kılınması için ortaya konan çaba ve örnek bir bağımsızlık tutkusuyla bizim için ayrı bir değer taşımaktadır. Bu gerçeği, verdiği mücadelelerle şanlı tarihinde pek çok defa örneklendirmiş olan kahraman ordumuz, aynı kararlılıkla yürütülen Kurtuluş Savaşı'nda da başarıya ulaşmasını bilmiştir. Tarihten aldığı güçle, birlik ve beraberliğini koruduğu sürece vatanını içte ve dışta hiçbir gücün bölemeyeceğini bilen Türk Silahlı Kuvvetleri, vatan topraklarının ebedi bekçisi olmanın engin gururunu taşımaktadır.''
kakin@ogungazetesi.com.tr
OGÜN/13-19.Ocak.2008/Sayı:55/Sayfa:07
RUSLAR TOPRAK İŞGAL ETMİŞTİ
''Enver Paşa, icra edilecek bir taarruzla 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı'nda (93 Harbi) Doğu Anadolu'da kaybedilen toprakların (Kars, Batum, Artvin ve Ardahan) geri alınmasını ve müteakiben harekâtın Kafkasya'ya aktarılmasını mümkün görüyordu. Bu harekâtı icra edecek 3'üncü Ordu; 9, 10, 11'inci Kolordular ve 2'nci Süvari Tümeninden oluşuyordu. Cephedeki Rus mevcudu 100.000, 3'üncü Ordunun mevcudu ise 120.000 idi. Türk ordusu sayıca fazla olmasına rağmen Ruslar, ağır silah, topçu ve donatım bakımından kesin bir üstünlüğe sahiptiler. 22 Aralık 1914 - 15 Ocak 1915 tarihleri arasında cereyan eden Sarıkamış Muharebeleri'nde Türk Ordusunun uyguladığı plan, bir kolorduyla düşmanın cepheden tespitini, iki kolorduyla kuzey kanadından kuşatılarak düşman cephesinin 30-35 km kadar gerisindeki Sarıkamış'ın ele geçirilmesiyle büyük düşman kuvvetlerinin imhasını öngörüyordu. Tamamen karlarla kaplı, çok yüksek dağlık ve yolsuz bir arazide o günün koşulları altında kış donatımından yoksun yaya ve atlı birliklerle yapılan bu harekât çok riskli idi. Özellikle 10'uncu Kolordu birlikleri, Allahuekber Dağları'nı aşarken çetin zorluklar ve kış şartları sebebiyle gerek miktar gerekse mevcut silahlar yönünden çok zayiat vermiştir. Nitekim Türk kuvvetlerinin büyük bir kısmı soğuktan donarak ölmüştür. Sarıkamış'a girebilen 300 kişilik bir kuvvet de Ruslar tarafından geri atılmıştır. Bu başarısızlık karşısında Enver Paşa, 10 Ocak 1915'te 3'üncü Ordu komutanlığını Tuğgeneral Hafız Hakkı Paşa'ya devrederek İstanbul'a dönmüştür. Bu muharebelerde Rusların zayiatı 30.000, Türklerin zayiatı ise 60.000 kadardır. Ruslar; Türklerden 200 subay, 7000 eri esir, 20 makineli tüfekle 30 topu ganimet olarak almışlardır. Bu muharebeler sonucunda Doğu Anadolu, Rusların işgaline maruz kalmıştır. Bilahare 3'üncü Türk Ordusu, taarruzdan önce işgal etmiş olduğu Azap mevziine (Tutak-Narman hattı) çekilmiştir. Takviye kuvvetler alarak Rus taarruzlarını bu hatta karşılamaya hazırlanmıştır. Sarıkamış Kuşatma Harekâtı; düşman kuvvetlerinin arkasına düşmeyi hedef alan başarılı bir plandı. Ancak stratejinin faktörlerinden zaman ve iklim şartları iyi değerlendirilemediği için bu sonuç kaçınılmaz olmuştur. Sarıkamış, Türk harp tarihinin en acı muharebelerine sahne olmuştur. Türk Ordusu, ağır koşullar altında yapılan bir muharebede kahramanca savaşmıştır. Türk Ordusunun kayıplarındaki asıl etkenler, çetin arazi ve şiddetli kış şartları ile teçhizat eksikliği ve ikmal yetersizliğidir. Çok ağır koşullar altında kahramanca savaşan Türk askeri, muharebenin sonuna kadar direnmiş, vatanını korumak ve başarıya uğruna neler yapabileceğinin bir delilidir.'' Sarıkamış Harekatı'na özellikle, askerlerimiz büyük bir ''değer'' veriyor. Bu arada, Enver Paşa'nın asla bir ''hain'' olmadığı da ortaya çıkıyor. Kahraman askerlerimiz, Irak'ın kuzeyinde çetin havaya rağmen başarılı harekatlar yaptığı şu günlerde, Sarıkamış Harekatı'nın anılması heyecandan öte bir anlam doğuruyor.
BÜYÜKANIT'IN MESAJI
Nitekim Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, 93'üncü yılında Sarıkamış Şehitlerini Anma mesajı, aynı zamanda bir ''belge'' niteliğini taşıyor. ''Türk Silahlı Kuvvetlerinin Değerli Mensupları, 22 Aralık 1914-15 Ocak 1915 tarihleri arasında yapılan ''Sarıkamış Harekâtı'' nda; millî ve manevi değerleri yüceltmek, vatan topraklarını müdafaa etmek, ulusun şeref ve namusunu korumak uğruna şehit düşen kahraman vatan evlatlarını bugün, şükran ve minnetle anıyoruz. Şartların tüm olumsuzluğu karşısında sergilediği üstün cesaret, sabır ve metanetle düşmanının bile takdirini kazanan Mehmetçik, tarihte eşine rastlanmayan bir mücadele ortaya koymuştur. Sert kış şartlarının düşmandan daha çok kayıp verdirdiği bu amansız mücadelede Mehmetçik, hiçbir mazeretin ardına saklanmaksızın, yurduna kastedenlerle kanının son damlasına kadar savaşma kararlılığını gözler önüne sermiştir. Ordu, büyük kayıplar vermiş ancak, vatan için çıkılan yoldan asla geri dönülmemiştir. Sarıkamış Harekâtı, üstün bir cesaret ve feragat örneği olmasının yanında imkânsızın mümkün kılınması için ortaya konan çaba ve örnek bir bağımsızlık tutkusuyla bizim için ayrı bir değer taşımaktadır. Bu gerçeği, verdiği mücadelelerle şanlı tarihinde pek çok defa örneklendirmiş olan kahraman ordumuz, aynı kararlılıkla yürütülen Kurtuluş Savaşı'nda da başarıya ulaşmasını bilmiştir. Tarihten aldığı güçle, birlik ve beraberliğini koruduğu sürece vatanını içte ve dışta hiçbir gücün bölemeyeceğini bilen Türk Silahlı Kuvvetleri, vatan topraklarının ebedi bekçisi olmanın engin gururunu taşımaktadır.''
kakin@ogungazetesi.com.tr
OGÜN/13-19.Ocak.2008/Sayı:55/Sayfa:07
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.