Gerçekten de, ülkemizin siyasi ve ekonomik tarihinde ne denli badirelerden geçtiğini yabancılar dahil biliyor ve kabul ediyor.
Eninde sonuna, mesela 2010'da ekonomik krizin biteceği şimdiden hesaplanıyor.

Ne var ki, kriz gelip geçerken, büyük halk tabakalarının, işinden atılmış, aşından olmuş onbinlerin feryadı asla unutulmuyor.
Şimdiden bile, ''kriz çığlıkları'' kulakları adeta deliyor.
İşindenâ€''gücünden ayrı kalmış, insanlarımız, şimdi aş peşinde koşamıyorsa bile emekliyor.

Olumsuzlukları daha tam olarak görülmeyen hatta hissedilmeyen krizin nedenini sadece iktidara yüklememek gerekiyor.
Ne yazık ki, özel teşebbüs de krizi önceden görememiş veya sezinleyememiş resmi ağızların demeçlerini baz almanın faturasını ödüyor.

Oysa, 2007'den beri ''geliyorum'' diyen bir kriz bütün dünyayı olduğu gibi Türkiye'yi sinsi sinsi etkiliyor ve adeta kemiriyor. Aslında, 2007 sonu 2008'in başlarında krizin ayak seslerinin duyan bazı işverenlerin, özel sektör temsilcilerinin olduğu da biliniyor.

Hatta, holdingler çapında çağrılarda bulunan, kitap yayınlayan Yönetim Kurulu başkanları parmakla sayılsa da gösteriliyor.
Yakından tanıdığımız Arıkanlı Holding Yönetim Kurulu başkanı İbrahim Arıkan'ın kriz uyarıları gerçekten de 2007'ye kadar uzanıyor. Bu amaçla iki kitapçık hazırlayan İbrahim Arıkan'ın çabaları, belki de holdingini kurtarmış bulunuyor.
Arıkan'a göre krizden korunmamızın ilk çaresi, işçi çıkarmamak, ikincisini de tasarruf da bulunmak görünüyor.
Yani, çarkın dönmesi daima icap ediyor.
Belki, bu kriz gelip geçer ama, tahribatının kuvvetini kimse tahmin bile edemiyor.

 

kakin@ogunhaber.com


CRA-15.Aralık.2008 Pazartesi - 01:42:00

Gazete baskısı için tıklayınız.