Kredi Kartı Hükmünü İcra Ediyor
Gerçekten de, kredi kartı olan herkes, kolaylıkla ''nakit avans'' çekebiliyor.
Bankalar tarafından çeşitli etkinliklerle çok ''cazip'' hale getirilen bu yeni ''borçlandırma'' yöntemi alabildiğine boy atıyor.
Oysa ''kredi kartı''nın yol açtığı ''tahribatlar'' daha onarılmış görünmüyor.
Hükümet, hem tüketici daha doğrusu ''mecburen'' hem de bankaları korumak çelişkisiyle her seferinde karşılaşıyor.
Özellikle bankaların tarafı tutuluyor.
Gerçi, bazı iyileştirici önlemlerin alınması önce ''ferahlık'' doğurduysa da tüketici (mecburen) artık başka yollardan borçlandırılıyor.
Kefilsiz, kayıtsız-şartsız ''nakit avans'' veya ''kredi'' yine ''kredi kartları''nın aracılığıyla adeta pazarlanıyor.
En az bin YTL ile başlayan yeni ugulama faiz ve masrafları da eklenerek, ay ay son kuruşuna kadar tahsil ediliyor.
Nereden bakarsanız bakınız, Türkiye'de ne yazık ki bir kredi kartı faciası yaşanıyor.
Kredi kartı faciasıyla ilgili öyle rakamlar sıralanıyor ki, ''telaffuzları'' bile ''dehşet''le karşılanıyor. 16,7 milyar YTL borçtan bahsediliyor.
1,13 milyar YTL'lik ''ödenmeyen'' borç ise sorunu daha da önemli hale getiriyor.
Eski TL ile trilyonlarca lira, bu facianın ''sermayesi'' oluyor.
Çoğu bankaların kredi kartı verme ''cömertliği'', bu yarayı doğurmuş bulunuyor.
Neredeyse, çoğu Türk vatandaşlarının cüzdanlarında 10-15 kredi kartı bulunması ve bunların ''bilinçsiz'' kullanılması, facianın başlangıcı sayılıyor.
Daha sonra, tüketici için çok cazip gelen ''asgari ödeme'' tuzağı, faciayı tetikliyor.
Üç ay üst üste düzenli olarak yapılmayan ödemeler de, faciayı infilak ettiriyor.
Artık kredi kartı kullanımı ''insiyatifi'' ortadan kalkıyor.
Ya dosttan arkadaştan ''borç'' para ile yaralar sarılmaya çalışılıyor ya da ''yeni kredi kartları'' edinerek, eski ve kabaran borçlar ödenmeye çalışılıyor.
Ne var ki, çoğu kez eş-dost yardımı da yarar getirmiyor.
Artık, kredi kartı faciası aileyi kemirmeye başlıyor.
Arabasını, evini, dükkânını satanlar, iş-güç değiştirenler ortalığı dolduruyor.
Velhasıl, kredi kartı faciası bütün ''vahameti''yle hükmünü icra ediyor.
Canına kıyanlar bile oluyor.
Ancak borçları, eş ve çocuklarına ''miras'' kalıyor.
Bütün bunlar ''kredi kartı'' için olup biterken; şimdi de ''avans çekme'' veya ''nakit kredi'' gibi yollar ne yazık ki, vatandaşı zor durumlarda bırakıyor.
Özetle, manyetik bombalar ocak söndürmeye devam ediyor.
Zaten, vatandaş şu veya bu şekilde gırtlağına kadar borç batağına batmış bulunuyor.
Gazeteniz OGÜN'ün ayrıntılı haberi, her şeyi bütün gerçekleriyle aydınlatıyor.
kakin@ogunhaber.com
OGÜN/14-20.Eylül.2008/Sayı:90/Sayfa:06
Gazete baskısı için tıklayınız.
Bankalar tarafından çeşitli etkinliklerle çok ''cazip'' hale getirilen bu yeni ''borçlandırma'' yöntemi alabildiğine boy atıyor.
Oysa ''kredi kartı''nın yol açtığı ''tahribatlar'' daha onarılmış görünmüyor.
Hükümet, hem tüketici daha doğrusu ''mecburen'' hem de bankaları korumak çelişkisiyle her seferinde karşılaşıyor.
Özellikle bankaların tarafı tutuluyor.
Gerçi, bazı iyileştirici önlemlerin alınması önce ''ferahlık'' doğurduysa da tüketici (mecburen) artık başka yollardan borçlandırılıyor.
Kefilsiz, kayıtsız-şartsız ''nakit avans'' veya ''kredi'' yine ''kredi kartları''nın aracılığıyla adeta pazarlanıyor.
En az bin YTL ile başlayan yeni ugulama faiz ve masrafları da eklenerek, ay ay son kuruşuna kadar tahsil ediliyor.
Nereden bakarsanız bakınız, Türkiye'de ne yazık ki bir kredi kartı faciası yaşanıyor.
Kredi kartı faciasıyla ilgili öyle rakamlar sıralanıyor ki, ''telaffuzları'' bile ''dehşet''le karşılanıyor. 16,7 milyar YTL borçtan bahsediliyor.
1,13 milyar YTL'lik ''ödenmeyen'' borç ise sorunu daha da önemli hale getiriyor.
Eski TL ile trilyonlarca lira, bu facianın ''sermayesi'' oluyor.
Çoğu bankaların kredi kartı verme ''cömertliği'', bu yarayı doğurmuş bulunuyor.
Neredeyse, çoğu Türk vatandaşlarının cüzdanlarında 10-15 kredi kartı bulunması ve bunların ''bilinçsiz'' kullanılması, facianın başlangıcı sayılıyor.
Daha sonra, tüketici için çok cazip gelen ''asgari ödeme'' tuzağı, faciayı tetikliyor.
Üç ay üst üste düzenli olarak yapılmayan ödemeler de, faciayı infilak ettiriyor.
Artık kredi kartı kullanımı ''insiyatifi'' ortadan kalkıyor.
Ya dosttan arkadaştan ''borç'' para ile yaralar sarılmaya çalışılıyor ya da ''yeni kredi kartları'' edinerek, eski ve kabaran borçlar ödenmeye çalışılıyor.
Ne var ki, çoğu kez eş-dost yardımı da yarar getirmiyor.
Artık, kredi kartı faciası aileyi kemirmeye başlıyor.
Arabasını, evini, dükkânını satanlar, iş-güç değiştirenler ortalığı dolduruyor.
Velhasıl, kredi kartı faciası bütün ''vahameti''yle hükmünü icra ediyor.
Canına kıyanlar bile oluyor.
Ancak borçları, eş ve çocuklarına ''miras'' kalıyor.
Bütün bunlar ''kredi kartı'' için olup biterken; şimdi de ''avans çekme'' veya ''nakit kredi'' gibi yollar ne yazık ki, vatandaşı zor durumlarda bırakıyor.
Özetle, manyetik bombalar ocak söndürmeye devam ediyor.
Zaten, vatandaş şu veya bu şekilde gırtlağına kadar borç batağına batmış bulunuyor.
Gazeteniz OGÜN'ün ayrıntılı haberi, her şeyi bütün gerçekleriyle aydınlatıyor.
kakin@ogunhaber.com
OGÜN/14-20.Eylül.2008/Sayı:90/Sayfa:06
Gazete baskısı için tıklayınız.
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.