Elçibey Ve Elçibey'Lere Duyulan İhtiyaç!
Ne yazık ki, Türk dünyası; üzerinde çeşitli hesaplar yapılırken, çeşitli komplolar düzenlenirken, böylesi ''muhteşem'' liderlerden yoksun durumunu inatla sürdürüyor.
Gerçekten de Türk dünyası yeni yeni ''alperenler''i ''dört gözle'' bekliyor.
TÜRK DÜNYASININ ACISI
Türkler'in sonsuza dek unutmayacağı, unutamayacağı Ebulfez Elçibey, 22 Ağustos 2000'de gözlerini yumduğunda, dost ve kardeş Azerbaycan Cumhuriyeti, mümtaz bir evladını yitirmekle kalmadı, bütün Türk dünyası da aynı elemi, aynı kederi, aynı üzüntüyü yaşadı ve hâlâ yaşıyor.
Ebediyete göçünün 8. yıldönümünde, aziz hatırası önünde saygıyla eğildiğimiz Ebulfez Elçibey'le iki-üç kez görüşme bahtiyarlığına eriştik.
Ne yazık ki, ayaküstü ve çok kısa geçen görüşmemizden birkaç yıl sonra, Elçibey'i gözyaşları arasında ebediyete uğurladık.
Gazetecilik bakımından da Elçibey ile çok uzun bir görüşme yapamamanın burukluğu, şahsımızda hala yaşanıyor.
ONU ANLAMAK GÖREVİMİZ
Her şeye rağmen, Ebulfez Elçibey'in hayatı, mücadelesi, sözleri her Türk milliyetçisine örnek ve buyruk olma vefasını taşıyor.
Onun da ''Başbuğ'' gibi söylevleri, direktifleri Türk dünyasına hâlâ ışık saçıyor.
Ebulfez Elçibey'i anlamak ve anlatmak, her Türk'ün görevleri arasında yer alıyor.
Bütün ömrünü Türk dünyasının birliği ve Azerbaycan'ın bağımsızlığına, özgürlüğüne adamış olan Ebulfez Elçibey, bir ''meşale'' gibi, daima gönüllerde yanıyor.
Komünist rejimin zulmü altında inim inim inleyen Türkler'e daima ''umut'' kaynağı olan Elçibey'in direnişinin, Azerbaycan'ın bağımsızlığına giden yolu araladığı biliniyor ve kabul ediliyor.
BİR ALPERENİN DOĞUŞU
62 yılın cefayla geçen en az 40 senesini, Türklüğün yücelmesi, dayatmalara karşı direniş günleri ile geçiren Ebulfez Elçibey, ''alperenler''in nasıl ortaya çıktığının en belirgin örneğini teşkil ediyor.
''BAŞBUĞ TÜRKEŞ'' GİBİ
Ebulfez Elçibey, ''Başbuğ Türkeş'' gibi, artık değil Azerbaycan'da, değil Türkiye'de, bütün Türk dünyasında ''simge'' olmuş ''alperenler''in başında yer alıyor.
''Bir kere yükselen bayrak bir daha yere inmez'' düsturuna sarılmak, her milliyetçinin görevi oluyor.
Milliyetçlik, boşu boşuna coşmuyor, haykırmıyor.
''Bir kere yükselen bayrak, bir daha yere inmez!''
Gerçekten de, Rusya'nın yeni saldırısından sonra, Elçibey'lere duyulan ihtisas daha da artıyor.
Kim ne derse desin, Türk dünyası ciddi bir ''tehdid'' altına girmiş bulunuyor.
Her ne kadar, Türkiye ve Azerbaycan gibi ülkeler, gelişmeleri dikkatle izlerken, yine de ''tehlike'' gün be gün artıyor.
Kim ne derse desin, Rusya gözünü yeniden Türk dünyasına dikmiş bulunuyor.
Gerçi, iş birliği için şimdilik ''dostluk'' yolunu izliyor fakat gönlünde her türlü eylem de yatıyor.
kakin@ogungazetesi.com.tr
OGÜN/17-23.Ağustos.2008/Sayı:86/Sayfa:06
Gazete baskısı için tıklayınız.
Gerçekten de Türk dünyası yeni yeni ''alperenler''i ''dört gözle'' bekliyor.
TÜRK DÜNYASININ ACISI
Türkler'in sonsuza dek unutmayacağı, unutamayacağı Ebulfez Elçibey, 22 Ağustos 2000'de gözlerini yumduğunda, dost ve kardeş Azerbaycan Cumhuriyeti, mümtaz bir evladını yitirmekle kalmadı, bütün Türk dünyası da aynı elemi, aynı kederi, aynı üzüntüyü yaşadı ve hâlâ yaşıyor.
Ebediyete göçünün 8. yıldönümünde, aziz hatırası önünde saygıyla eğildiğimiz Ebulfez Elçibey'le iki-üç kez görüşme bahtiyarlığına eriştik.
Ne yazık ki, ayaküstü ve çok kısa geçen görüşmemizden birkaç yıl sonra, Elçibey'i gözyaşları arasında ebediyete uğurladık.
Gazetecilik bakımından da Elçibey ile çok uzun bir görüşme yapamamanın burukluğu, şahsımızda hala yaşanıyor.
ONU ANLAMAK GÖREVİMİZ
Her şeye rağmen, Ebulfez Elçibey'in hayatı, mücadelesi, sözleri her Türk milliyetçisine örnek ve buyruk olma vefasını taşıyor.
Onun da ''Başbuğ'' gibi söylevleri, direktifleri Türk dünyasına hâlâ ışık saçıyor.
Ebulfez Elçibey'i anlamak ve anlatmak, her Türk'ün görevleri arasında yer alıyor.
Bütün ömrünü Türk dünyasının birliği ve Azerbaycan'ın bağımsızlığına, özgürlüğüne adamış olan Ebulfez Elçibey, bir ''meşale'' gibi, daima gönüllerde yanıyor.
Komünist rejimin zulmü altında inim inim inleyen Türkler'e daima ''umut'' kaynağı olan Elçibey'in direnişinin, Azerbaycan'ın bağımsızlığına giden yolu araladığı biliniyor ve kabul ediliyor.
BİR ALPERENİN DOĞUŞU
62 yılın cefayla geçen en az 40 senesini, Türklüğün yücelmesi, dayatmalara karşı direniş günleri ile geçiren Ebulfez Elçibey, ''alperenler''in nasıl ortaya çıktığının en belirgin örneğini teşkil ediyor.
''BAŞBUĞ TÜRKEŞ'' GİBİ
Ebulfez Elçibey, ''Başbuğ Türkeş'' gibi, artık değil Azerbaycan'da, değil Türkiye'de, bütün Türk dünyasında ''simge'' olmuş ''alperenler''in başında yer alıyor.
''Bir kere yükselen bayrak bir daha yere inmez'' düsturuna sarılmak, her milliyetçinin görevi oluyor.
Milliyetçlik, boşu boşuna coşmuyor, haykırmıyor.
''Bir kere yükselen bayrak, bir daha yere inmez!''
Gerçekten de, Rusya'nın yeni saldırısından sonra, Elçibey'lere duyulan ihtisas daha da artıyor.
Kim ne derse desin, Türk dünyası ciddi bir ''tehdid'' altına girmiş bulunuyor.
Her ne kadar, Türkiye ve Azerbaycan gibi ülkeler, gelişmeleri dikkatle izlerken, yine de ''tehlike'' gün be gün artıyor.
Kim ne derse desin, Rusya gözünü yeniden Türk dünyasına dikmiş bulunuyor.
Gerçi, iş birliği için şimdilik ''dostluk'' yolunu izliyor fakat gönlünde her türlü eylem de yatıyor.
kakin@ogungazetesi.com.tr
OGÜN/17-23.Ağustos.2008/Sayı:86/Sayfa:06
Gazete baskısı için tıklayınız.
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.