Benazir Butto Ve Türkiye
Gerçekten de, büyük mücadeleden sonra kurulan Pakistan'da suikast girişimleri, suikastlar, askeri darbeler ve kanlı ''tedhiş'' olayları birbirini takip ediyor. Ne yazık ki, bu ''trajik'' süreçte devlet başkanlarından Zülfikar Ali Butto idam edilip, yine bir lider Ziya ül Hak'ın uçağında meydana gelen patlamada ölürken, bu kez Benazir Butto suikastta canını veriyor. Kimden gelirse gelsin ve ne maksatla olursa olsun böylesine bir suikasti ''nefretle'' kınamak, gösterilebilecek tepkinin başında yer alıyor. Nitekim, neredeyse bütün dünya, seçime gitmek üzere hazırlanan bir kadın lidere yapılan suikasti hem kınıyor, hem acı acı düşünüyor, hem de ''kaygı'' duyuyor. Her şeyden önce Pakistan'da bir türlü rayına oturmayan demokrasi çırpınışlarının çok büyük yara aldığı hatta çöktüğü ortaya çıkıyor.
Türkiye'den sonra, doğuya doğru demokrasi rejiminin, ''maya'' tutmadığı gerçeği de çarpıcı oluyor. Ve en önemlisi, Türkiye'nin bu kargaşa coğrafyasında, değerinin tam anlaşılarak konumunun özenle korunması gerekiyor. Yani başta AB olmak üzere çeşitli oluşum, güç ve ülkelerin Türkiye üzerinde, değil oynamak, istikrarını daha da sağlamlaştırmak için, her türlü çabayı hatta özveriyi göstermeleri icap ediyor. Birbirini tamamlayan demokrasi ve özgürlük, eğer daha şiddetli darbeler olursa, bundan en çok Batı'nın etkileneceği biliniyor. 1999'larda Cumhurbaşkanı Evren'in refakatinde Pakistan'a giden gazeteciler arasında yer almamız, o sıralarda Başbakan olan rahmetli Benazir Butto ile ''görüşme'' fırsatını yakalamıştık.
Babasının idam edilmesine rağmen, ''serinkanlı'' bir yönetim gösterme becerisini başaran Benazir Butto'nun Harvard ve Oxford Üniversiteleri'nde ''eğitim'' gördüğü her halinden belli oluyordu. Davranışları, giyimi-kuşamı ve narin fiziki yapısıyla ''karizmatik'' bir yapıya sahip olduğu de hemen fark ediliyordu. Her ne kadar, yönetimi süresinde ''rüşvet'' ve ''zimmet'' olaylarına eşi çimento fabrikatörü Asıf Ali Zerdani'nin adı karıştıysa da, siyasi görüşünü hiçbir zaman yitirmeyen Benazir Butto'nun 18 Ekim 2007'de 138 kişinin öldüğü saldırılardan kurtulduğu da anılardan çıkmıyor. Benazir Butto'nun öldürülmesinin yankıları bütün dünyayı sararken, tabii ki en çok Pakistan'ı yakıyor.
kakin@ogungazetesi.com.tr
OGÜN/30.Aralık.2007-05.Ocak.2008/Sayı:53/Sayfa:08
Türkiye'den sonra, doğuya doğru demokrasi rejiminin, ''maya'' tutmadığı gerçeği de çarpıcı oluyor. Ve en önemlisi, Türkiye'nin bu kargaşa coğrafyasında, değerinin tam anlaşılarak konumunun özenle korunması gerekiyor. Yani başta AB olmak üzere çeşitli oluşum, güç ve ülkelerin Türkiye üzerinde, değil oynamak, istikrarını daha da sağlamlaştırmak için, her türlü çabayı hatta özveriyi göstermeleri icap ediyor. Birbirini tamamlayan demokrasi ve özgürlük, eğer daha şiddetli darbeler olursa, bundan en çok Batı'nın etkileneceği biliniyor. 1999'larda Cumhurbaşkanı Evren'in refakatinde Pakistan'a giden gazeteciler arasında yer almamız, o sıralarda Başbakan olan rahmetli Benazir Butto ile ''görüşme'' fırsatını yakalamıştık.
Babasının idam edilmesine rağmen, ''serinkanlı'' bir yönetim gösterme becerisini başaran Benazir Butto'nun Harvard ve Oxford Üniversiteleri'nde ''eğitim'' gördüğü her halinden belli oluyordu. Davranışları, giyimi-kuşamı ve narin fiziki yapısıyla ''karizmatik'' bir yapıya sahip olduğu de hemen fark ediliyordu. Her ne kadar, yönetimi süresinde ''rüşvet'' ve ''zimmet'' olaylarına eşi çimento fabrikatörü Asıf Ali Zerdani'nin adı karıştıysa da, siyasi görüşünü hiçbir zaman yitirmeyen Benazir Butto'nun 18 Ekim 2007'de 138 kişinin öldüğü saldırılardan kurtulduğu da anılardan çıkmıyor. Benazir Butto'nun öldürülmesinin yankıları bütün dünyayı sararken, tabii ki en çok Pakistan'ı yakıyor.
kakin@ogungazetesi.com.tr
OGÜN/30.Aralık.2007-05.Ocak.2008/Sayı:53/Sayfa:08
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.