Ra
Kefren'den başlayarak firavunlar, onun soyundan geldiklerini ilan etmişlerdir. Ra daha sonra Osiris firavun ilan edilmiştir. Osiris'ten sonra ise Set Osirisi öldürerek başa geçmiştir.Set'en sonra babasının öcünü alarak Horus firavun olmuştur Horus'u da kapsamış ve Ra-Horakhty (ya da Ra-Horus) ismini almıştır.
Güneş Ra'nın sembolüdür; tüm vücudunu ya da gözünü temsil eder. Ra'nın sembolleri güneş sembolleridir, Phoenix'e benzer bir özelliği vardır; her sabah ateşlerin içinden tekrar doğar. E.A. Wallis Budge'a göre; Ra Mısır'ın tek tanrısı (monteizm) idi. Diğer tüm tanrılar ve tanrıçalar; Ra'nın parçalarını oluşturuyordu.
Tanrılığı
(MÖ 2400); ulusal bir tanrılığa ulaştı, ve daha sonra Amun ile birleşip Amun-Ra'yı oluşturdu. Ra diğer tanrılardan daha köklü bir yapıya sahip olduğundan çoğu olaylarda diğer tanrılara emir verdiği ve yönetici olduğu vurgulanmaktadır.Amun-Ra en güçlü tanrıydı ve Mısır'ı bir teokrasi'ye çevirdi. Sonraki zamanlarda; yeryüzü tanrısı Atum Güneş'i batıran tanrı olduğuna inanıldığı için; Ra'nın güneş battıktan sonraki haliydi. Khepri; güneşi gökyüzünde hareket ettiren tanrı; zamanla Ra'nın bir parçası oldu; Ra'yı doğan güneş kıldı.
Amon-Ra'nın kimliği Yunan ve Roma Mitolojilerinde Jupiter ile birleşmiş; Zeus'un şehri Diospolis; Thebes'a adanmıştı. MÖ 14'üncü yüzyıla kadar aynı şekilde varolan Ra; Akhenaten zamanında Aten tek tanrısına inanış geçtiğinde tek tanrılığını yitirdi.
Ancak; Ra her zaman tek tanrı olarak görülüyordu. Ra'ya İlahi (MÖ 1370), panteizm doğasında; Ra'nın gelen çoktanrıcılıkla olan savaşını anlatıyordu. İçinde birçok tanrı'nın ayrı bir tanrı olarak değil de; Ra'nın bir parçası olarak varolduğunu anlatıyordu. Örnek olarak:
Güneş Saltanat Kayığı
Ra her gece Duat (öbür dünya)'a geçmek için; bir saltanat kayığı ile yolculuğa çıkardı. Sabahları Atet, öğleden sonraları da Sektet eşlik ederdi. Maat, kaos antitezinde; kayığın gideceği yolu belirlerdi.
Ay'ın sembolü Thoth eşlik eder; Horus'un yanında geceleri beklerdi.
Bir çok diğer tanrı bu kayıkla beraber eşlik etmiştir Mehen'in yardımcılığında. Mehen kayığı; karanlık canavarlardan korurdu. İlk Mitoloji'de; Set kayığı koruyordu ve Apep saldırıyordu. Ancak daha sonraki mitolojilerde; Set şeytan olarak görüldü ve Thoth Set şeytanına karşı kayığı koruyordu. Güneş tutulmalarını da; kayığın korunamaması yüzünden olduğuna inanılırdı.
Ra'yı Güneş tanrısı olarak kabul edenler için; Mısır'da; Tanrı yaşam ve ışıktı. En iyi şekilde Güneş tarafından temsil edilebiliyordu; çünkü Dünya'yı ıstıyordu ve fotosentez sayesinde enerji veriyordu. Güneş bu noktada; insanların Ra'yı anlaması için bir metafordur.
Hathor ve Ra
Tanrıça Hathor ve Ra bir zamanlar kavga ederler, ve Hathor Mısır'ı terkeder. Ra hemen O'nu özlediğini anlar; ama Hathor dişi bir aslan'a dönüşmüştür ve kendisine yaklaşan her insan ve tanrıyı yokeder. Bu Hathor-Sekhmet tanrıçalarının da özelliğini belirler. Daha sonrasında; Thoth; Hathor'a bir şişe iksir hazırlar ve sonra tekrardan Hathor'a dönüşür.
Ra'nın kökeninin her ne kadar kayıp Mu Kıtasına dayandığı yönünde bilgiler varsa da şimdilik Mısır Güneş Tanrısı olduğu kabul ediliyor. ..."Ra" sözcüğü güneş anlamına gelirdi ki, daire ile ifade edilen güneş sembolü, bir ad ve sıfat vermek istemedikleri, "O" diye hitap ettikleri Tek Tanrı'yı simgelemede kullanılırdı; Mu imparatoru da “Mu’nun güneşi” anlamında Ra-Mu adıyla ifade edilirdi. Ra sözcüğü sonradan diğer kıtalara ve Atlantis yoluyla Mısır'a da taşınmıştır.
Eski Misir’ lılar Nil vadisinin ülkeleri için her zaman verimli olacağından emindiler. Mısır’ lıların temel yiyecek ve içeceği olan ekmek ve bira, yetiştirdikleri en temel iki üründen sağlanırdı : Buğday ve arpa. Buğdaydan ekmek dışında pasta ve kek gibi diğer unlu mamulleri de üretirlerdi.
Şeker olmadığı için zengin insanlar balı, düşük gelirli aileler de hurma ve meyve sularını tatlandırıcı olarak kullanırlardı.
Eski Mısır’ da tat yönünden kuvvetli yiyecekler olan soğan ve sarımsak çok sevilirdi. Bu yiyeceklerin aynı zamanda sağlık için faydalı olduğu düşünülürdü.
Sebze olarak bezelye, marul , salatalık ve pırasa da çok tüketilirdi. Sebzeler genellikle sirke – yağ karışımı ile servis edilirdi.
İncir, hurma, nar ve üzüm bu sıcak iklimde üretilebilen az sayıda meyvelerdendi. Zengin aileler yetiştirdikleri üzümleri şarap olarak da değerlendirirlerdi.
Orta gelir grubuna sahip kişiler balık ve kümes hayvanları tüketirlerdi. Otlak alanlarının kısıtlı olmasından dolayı et pahalıydı ve ancak şenlik ve bayram günlerinde koyun, keçi veya domuz yiyebilirlerdi.
Eski Mısır’ lılar yiyeceklerini çömleklerde ve tahıl ambarlarında depolarlardı. Balık ve etler saklamak için özel işlemlerden geçirilmek zorundaydı. Tuzlama bu metotların ilkiydi. Bir diğer metot ise balığı güneşte asarak kurutmaktı.
Vasat gelire sahip ailelerde yemekler evin hanımı tarafından pişirilirdi. Daha zengin ailelerde uşaklar çalışır ve yemekler genellikle erkek olan aşçı tarafından pişirilirdi.
Eski Mısır’ lılar fırın kullanırdı ve yemeklerini kaynatarak, fırınlayarak veya kızartarak pişirirlerdi. Az sayıda mutfak gerecine sahip olan Eski Mısır’ lılar tarafından en çok havan eli, dibek ve elek kullanılırdı.
Antik Mısır’ da tüketilen yiyeceklerin az sayıda da olsa bir kısmı halen tüketilmektedir. Örneğin bakladan yapılan bir kahvaltı yiyeceği olan “ful medammes” ve “Hummus” bu yiyeceklerden bazılarıdır.
Antik Mısır’ da da durum günümüzdekinin aynıydı: Ne kadar zenginseniz, o kadar iyi yemek yersiniz...
Güneş Ra'nın sembolüdür; tüm vücudunu ya da gözünü temsil eder. Ra'nın sembolleri güneş sembolleridir, Phoenix'e benzer bir özelliği vardır; her sabah ateşlerin içinden tekrar doğar. E.A. Wallis Budge'a göre; Ra Mısır'ın tek tanrısı (monteizm) idi. Diğer tüm tanrılar ve tanrıçalar; Ra'nın parçalarını oluşturuyordu.
Tanrılığı
(MÖ 2400); ulusal bir tanrılığa ulaştı, ve daha sonra Amun ile birleşip Amun-Ra'yı oluşturdu. Ra diğer tanrılardan daha köklü bir yapıya sahip olduğundan çoğu olaylarda diğer tanrılara emir verdiği ve yönetici olduğu vurgulanmaktadır.Amun-Ra en güçlü tanrıydı ve Mısır'ı bir teokrasi'ye çevirdi. Sonraki zamanlarda; yeryüzü tanrısı Atum Güneş'i batıran tanrı olduğuna inanıldığı için; Ra'nın güneş battıktan sonraki haliydi. Khepri; güneşi gökyüzünde hareket ettiren tanrı; zamanla Ra'nın bir parçası oldu; Ra'yı doğan güneş kıldı.
Amon-Ra'nın kimliği Yunan ve Roma Mitolojilerinde Jupiter ile birleşmiş; Zeus'un şehri Diospolis; Thebes'a adanmıştı. MÖ 14'üncü yüzyıla kadar aynı şekilde varolan Ra; Akhenaten zamanında Aten tek tanrısına inanış geçtiğinde tek tanrılığını yitirdi.
Ancak; Ra her zaman tek tanrı olarak görülüyordu. Ra'ya İlahi (MÖ 1370), panteizm doğasında; Ra'nın gelen çoktanrıcılıkla olan savaşını anlatıyordu. İçinde birçok tanrı'nın ayrı bir tanrı olarak değil de; Ra'nın bir parçası olarak varolduğunu anlatıyordu. Örnek olarak:
Güneş Saltanat Kayığı
Ra her gece Duat (öbür dünya)'a geçmek için; bir saltanat kayığı ile yolculuğa çıkardı. Sabahları Atet, öğleden sonraları da Sektet eşlik ederdi. Maat, kaos antitezinde; kayığın gideceği yolu belirlerdi.
Ay'ın sembolü Thoth eşlik eder; Horus'un yanında geceleri beklerdi.
Bir çok diğer tanrı bu kayıkla beraber eşlik etmiştir Mehen'in yardımcılığında. Mehen kayığı; karanlık canavarlardan korurdu. İlk Mitoloji'de; Set kayığı koruyordu ve Apep saldırıyordu. Ancak daha sonraki mitolojilerde; Set şeytan olarak görüldü ve Thoth Set şeytanına karşı kayığı koruyordu. Güneş tutulmalarını da; kayığın korunamaması yüzünden olduğuna inanılırdı.
Ra'yı Güneş tanrısı olarak kabul edenler için; Mısır'da; Tanrı yaşam ve ışıktı. En iyi şekilde Güneş tarafından temsil edilebiliyordu; çünkü Dünya'yı ıstıyordu ve fotosentez sayesinde enerji veriyordu. Güneş bu noktada; insanların Ra'yı anlaması için bir metafordur.
Hathor ve Ra
Tanrıça Hathor ve Ra bir zamanlar kavga ederler, ve Hathor Mısır'ı terkeder. Ra hemen O'nu özlediğini anlar; ama Hathor dişi bir aslan'a dönüşmüştür ve kendisine yaklaşan her insan ve tanrıyı yokeder. Bu Hathor-Sekhmet tanrıçalarının da özelliğini belirler. Daha sonrasında; Thoth; Hathor'a bir şişe iksir hazırlar ve sonra tekrardan Hathor'a dönüşür.
Ra'nın kökeninin her ne kadar kayıp Mu Kıtasına dayandığı yönünde bilgiler varsa da şimdilik Mısır Güneş Tanrısı olduğu kabul ediliyor. ..."Ra" sözcüğü güneş anlamına gelirdi ki, daire ile ifade edilen güneş sembolü, bir ad ve sıfat vermek istemedikleri, "O" diye hitap ettikleri Tek Tanrı'yı simgelemede kullanılırdı; Mu imparatoru da “Mu’nun güneşi” anlamında Ra-Mu adıyla ifade edilirdi. Ra sözcüğü sonradan diğer kıtalara ve Atlantis yoluyla Mısır'a da taşınmıştır.
Eski Misir’ lılar Nil vadisinin ülkeleri için her zaman verimli olacağından emindiler. Mısır’ lıların temel yiyecek ve içeceği olan ekmek ve bira, yetiştirdikleri en temel iki üründen sağlanırdı : Buğday ve arpa. Buğdaydan ekmek dışında pasta ve kek gibi diğer unlu mamulleri de üretirlerdi.
Şeker olmadığı için zengin insanlar balı, düşük gelirli aileler de hurma ve meyve sularını tatlandırıcı olarak kullanırlardı.
Eski Mısır’ da tat yönünden kuvvetli yiyecekler olan soğan ve sarımsak çok sevilirdi. Bu yiyeceklerin aynı zamanda sağlık için faydalı olduğu düşünülürdü.
Sebze olarak bezelye, marul , salatalık ve pırasa da çok tüketilirdi. Sebzeler genellikle sirke – yağ karışımı ile servis edilirdi.
İncir, hurma, nar ve üzüm bu sıcak iklimde üretilebilen az sayıda meyvelerdendi. Zengin aileler yetiştirdikleri üzümleri şarap olarak da değerlendirirlerdi.
Orta gelir grubuna sahip kişiler balık ve kümes hayvanları tüketirlerdi. Otlak alanlarının kısıtlı olmasından dolayı et pahalıydı ve ancak şenlik ve bayram günlerinde koyun, keçi veya domuz yiyebilirlerdi.
Eski Mısır’ lılar yiyeceklerini çömleklerde ve tahıl ambarlarında depolarlardı. Balık ve etler saklamak için özel işlemlerden geçirilmek zorundaydı. Tuzlama bu metotların ilkiydi. Bir diğer metot ise balığı güneşte asarak kurutmaktı.
Vasat gelire sahip ailelerde yemekler evin hanımı tarafından pişirilirdi. Daha zengin ailelerde uşaklar çalışır ve yemekler genellikle erkek olan aşçı tarafından pişirilirdi.
Eski Mısır’ lılar fırın kullanırdı ve yemeklerini kaynatarak, fırınlayarak veya kızartarak pişirirlerdi. Az sayıda mutfak gerecine sahip olan Eski Mısır’ lılar tarafından en çok havan eli, dibek ve elek kullanılırdı.
Antik Mısır’ da tüketilen yiyeceklerin az sayıda da olsa bir kısmı halen tüketilmektedir. Örneğin bakladan yapılan bir kahvaltı yiyeceği olan “ful medammes” ve “Hummus” bu yiyeceklerden bazılarıdır.
Antik Mısır’ da da durum günümüzdekinin aynıydı: Ne kadar zenginseniz, o kadar iyi yemek yersiniz...
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.