Muallak taşı
Yahudiler başlangıç kayası diye adlandırırlar ve Kudüs mabedinin merkezi olan kutsalların kutsalının bu kaya üzerinde bina olduğuna inanırlar. Mesih Dünya'ya indiğinde insanları bu kaya üzerinden tebliğe çağıracağı inanışı da vardır. Müslümanlar kutsal kabul ettikleri bu kaya üzerine Kubbetüs Sahra'yı inşaa etmişlerdir. Kanuni Sultan Süleyman döneminde taşın altı duvarla örülmüştür. Kayanın havada durduğu inancı Türkler arasında çok yaygındır ancak bu durumun İslam sonrası ortaya çıkmış İslam dışı bir inanç olduğu görüşü bilim çevrelerince hakimdir.
Müslümanlar için en kutsal ikinci mekandır. Genel olarak Mescid-i Aksa denildiğinde ilk akla gelen yapı üzerindeki altın kubbeli yapıdır. Kubbetüs sahra Mescid-i Sahra ile bütünleşmiş durumdadır. Ancak Mescid-i Aksa tepenin üzerindeki yerleşkenin tamamına verilen isimdir. Kubbetüs Sahra bu yerleşke içindeki yapılardan biridir. Yapının tam karşısında El Aksa camisi bulunur.
Muallak Taşının bulunduğu tepe üzerinde eskiden Kudüs tapınağı vardı. Müslümanlara göre mevcut yapılar Süleyman peygamber döneminde inşaa edilen yapıların devamıdır. Ancak Yahudiler bu yapıları başka bir yere tahliye ederek ya da imha ederek, eski Mabedin orijinal şekliyle yeniden inşaa edilmesi taraftarıdır.
Hacer-i Muallak’ın kuzey-güney çapı 18 metre, doğu- batı çapı 13.5 metre uzunluğunda. Mübârek taşın en yüksek yeri ise yerden 2 metre, en alçak yeri yerden 1.25 metre yüksekliğinde. Üstündeki görkemli kubbenin dışı kurşun üstüne altın kaplanmış. Çapı 20.2, yüksekliği 20, en tepe noktası ise 35 metre olan kubbenin iç kısmında bulunan nakış ve motiflerin güzelliğini anlatmaya kelimeler yetmez. 1099′da Haçlı orduları Kudüsü zaptedince, Kubbetü’s-Sahra’yı saray haline getirmişler. Ancak 1187de Selahaddin Eyyûbî, Kudüsü tekrar fethedince, sarayı bozarak tekrar cami haline getirdi.
Osmanlı İmparatorluğu devrinde, Kanuni Sultan Süleyman Han döneminde iki defa, daha sonra da İstanbuldan giden Mimar Kemalettin Bey tarafından1920 yılında üçüncü defa tamir edilmiş. Hacer-i Muallak’ın güneydoğu tarafında 11 basamaklı dar bir merdivenden boşluğa veya bir nevi küçük bir mağaraya iniliyor. Kubbetü’s-Sahra, sekizgen şeklindedir. Her bir kenarın uzunluğu 20 m.dir. Dört kapısı vardır. Kubbetü’s-Sahra’nın içinde mübarek emanetlerin muhafaza edildiği sandıklar mevcut. Peygamber Efendimizin ve Hz. Hamzanın sancakları, buradaki mübarek emanetlerin en önemlilerinden. Mescid-i Aksa ve Kubbetü’s-Sahra Camileri’nin bulundukları avluda, tek şerefeli bir minare bulunuyor.
Müslümanlar için en kutsal ikinci mekandır. Genel olarak Mescid-i Aksa denildiğinde ilk akla gelen yapı üzerindeki altın kubbeli yapıdır. Kubbetüs sahra Mescid-i Sahra ile bütünleşmiş durumdadır. Ancak Mescid-i Aksa tepenin üzerindeki yerleşkenin tamamına verilen isimdir. Kubbetüs Sahra bu yerleşke içindeki yapılardan biridir. Yapının tam karşısında El Aksa camisi bulunur.
Muallak Taşının bulunduğu tepe üzerinde eskiden Kudüs tapınağı vardı. Müslümanlara göre mevcut yapılar Süleyman peygamber döneminde inşaa edilen yapıların devamıdır. Ancak Yahudiler bu yapıları başka bir yere tahliye ederek ya da imha ederek, eski Mabedin orijinal şekliyle yeniden inşaa edilmesi taraftarıdır.
Hacer-i Muallak’ın kuzey-güney çapı 18 metre, doğu- batı çapı 13.5 metre uzunluğunda. Mübârek taşın en yüksek yeri ise yerden 2 metre, en alçak yeri yerden 1.25 metre yüksekliğinde. Üstündeki görkemli kubbenin dışı kurşun üstüne altın kaplanmış. Çapı 20.2, yüksekliği 20, en tepe noktası ise 35 metre olan kubbenin iç kısmında bulunan nakış ve motiflerin güzelliğini anlatmaya kelimeler yetmez. 1099′da Haçlı orduları Kudüsü zaptedince, Kubbetü’s-Sahra’yı saray haline getirmişler. Ancak 1187de Selahaddin Eyyûbî, Kudüsü tekrar fethedince, sarayı bozarak tekrar cami haline getirdi.
Osmanlı İmparatorluğu devrinde, Kanuni Sultan Süleyman Han döneminde iki defa, daha sonra da İstanbuldan giden Mimar Kemalettin Bey tarafından1920 yılında üçüncü defa tamir edilmiş. Hacer-i Muallak’ın güneydoğu tarafında 11 basamaklı dar bir merdivenden boşluğa veya bir nevi küçük bir mağaraya iniliyor. Kubbetü’s-Sahra, sekizgen şeklindedir. Her bir kenarın uzunluğu 20 m.dir. Dört kapısı vardır. Kubbetü’s-Sahra’nın içinde mübarek emanetlerin muhafaza edildiği sandıklar mevcut. Peygamber Efendimizin ve Hz. Hamzanın sancakları, buradaki mübarek emanetlerin en önemlilerinden. Mescid-i Aksa ve Kubbetü’s-Sahra Camileri’nin bulundukları avluda, tek şerefeli bir minare bulunuyor.
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.