Kutsal Tavus kuşu
Bunun üzerine Melek Tavus, Azda'nın verdiği buyruk doğrultusunda ve yine Azda'dan aldığı bir toz ile Erkek ile Kadın'ı ve Evren'i, ayriyeten ayak işlerini görmesi için dört cin yaratır.
Ezidi inancında Melek Tavus (Kürtçe: Tawusê Melek), insanları yarattıktan sonra kendi yarattığı insanlar önünde eğilmemiş ancak bu Tanrı Azda tarafından farklı yorumlanarak kibirli olduğu sanılmıştır.
Ezidilik'ten önceki ilahi dinlerde anlatılan, şeytanın, yaratıcının buyruğuna rağmen insan karşısında eğilmeyip saygı göstermemesi, onun aslında ne kadar asil olduğunun, yaratıcı tarafından sınanmış ispatıdır. İşte bu sınavı başarı ile verip tüm insanlığın ve dünya işlerinin başına geçme hakkını kazanmıştır.
Ancak burada Şeytan'ın sahip olduğu özellikler diğer dinlerden farklıdır. Ezidilik'te tanrı, dünyanın sadece yaratıcısıdır ancak sürdürücüsü değildir. Tanrısal iradenin vücut bulması için Melek Tavus bir nevi aracılık rolü üslenmiştir. "Melek Tavus" olarak adlandırılır ve bir tavus kuşu ile simgelenir. Tanrı özünde iyilikle dolu olduğundan tanrıya ibadet ederek onun gönlünü kazanmak gerekmez. İbadetin, içi kötülüklerle dolu olana, Tavus'a yapılması ile kötülüğün en büyük kaynağından korunulur. Bu anlamda diğer şeytan olarak adlandırılan tinsel güç ezidilik inancında Azda'nın devamlılığı ve işlevsel yönüdür. Zıtlıkların kaynağı ve aynı zamanda zıtlıkların ortadan kalktığı isim aslında Melek Tavus'tur.
Daha sonra Melek Tavus, yarattığı bu iki insanı takdim etmek üzere Azda'nın yanına gider ve Azda, Melek Tavus'a "Bundan sonra bu iki insana tâbî olacaksın" der. Bunun üzerine Melek Tavus, "Bu iki insanı yaratan, yoktan vareden benim. Niçin onlara tâbî olayım? Ben sadece beni yaratan sana tâbî olur, sana ibadet ederim" der.
Bu ilk iki insandan toplam 80 çocuk Dünya'ya gelir. Daha sonra bu ilk iki insan, ideal insan konusunda anlaşmazlığa düşerek kavgaya tutuşurlar ve sınavdan geçirilmelerine karar verilir. Her ikisi de ruhlarını, düşüncelerini bir küpe doldururlar ve ağzını kapatırlar. 40 gün sonra Erkek olanın küpünden Şahid bin şar adında güzel bir genç çıkar. Kadınınkinden ise akrepler, çiyanlar, sürüngenler.
Ahiret inancı gibi sonradan hesap verilecek bir yerin varlığı söz konusu değildir. Yeniden doğuşa, şekil değiştirmeye inanılır. İnsanın inanışına ve yaşayışına göre dünya, cennete de cehenneme de dönüşebilir. Cehennem insanın içinde kontrol edilmesi gereken ateştir. Melek Tavus bütün bu işlerin denetleyicisi ve tanrının bu dünyadaki gölgesidir.
Ezidiler Melek Tavus'a ibadet ederler. Ezidi inancından kötü bir melek değil, yanlış anlaşılmış ve sonradan affedilmiş iyi bir melektir.
Adam, Şahid bin Car'ı o kadar sever ki diğer 80 çocuğuyla artık ilgilenmez olur. Bu da kadın ve 80 çocuğu arasında kıskançlık ve nefrete neden olur. Karar verirler, Şahid bin Car öldürülecektir. Kadın, bir parola belirler ve suikastın yapılacağını bu parolayla bildireceğini söyler. Ancak her şeyi bilen ve duyan Melek Tavus'u hesaba katmamıştır. Melek Tavus, yarattığı dört cine emir verir ve cinler gece olunca bu 80 çocuğun ağızlarına üflerler. Uyandıklarında 80'i de farklı dil konuşmaktadırlar. Bu sebeple annelerinin söylediği parolayı da anlayamazlar. Şahid bin Car, böylelikle Melek Tavus'un sayesinde kurtulur.
Daha sonra Şahid bin Car'a dişi bir melek gönderilir ve bundan olan çocuklar, Yezidilerin atalarını oluşturur. Diğer 80 çocuktan Dünya'ya gelenlerse diğer insanları oluştururlar.
Mavi tavuskuşu Hindisan'ın alt kesimlerinde yaşar. Tavuskuşu Hindistan'ın ulusal kuşu olarak gösterilir.
Yeşil tavuskuşu Burma'nın doğusundan Çava'ya kadar olan bölgede yaşar. Yeşil tavuskuşu Dünya koruma birliği tarafından nesli tükenmekte olan hayvanlar listesine alınmıştır. Bunun nedeni avlanma ve yaşadıkları coğrafyanın bozulmasından kaynaklanmaktadır.
Tavus kuşu, sülüngiller (Phasianidae) familyasında Pavo cinsindeki iki tür kuşa verilen isimdir. Kur yapma döneminde, erkek tavusun açarak sergilediği kuyruklarıyla tanınır. Dişi tavus kuşu parlak yeşil boyunlu, gövdesi ise kahverengi ya da gri tonlu kahverengi renklidir. Erkek tavusun kuyruğunun heybetine karşın sesi hiç de kulağa hoş gelmez.
Üç tavus türü bilinmektedir: Hindistan 'da yaşayan mavi tavus (Pavo cristatus), Hindistan yakınındaki adalarda rastlanan Cava tavusu (Afropavo congensis). Mavi tavus yüzyıllardan beri evcilleştirilmiştir ve erkeğin 1,50 m'ye varan kuyruğu, çok uzamış sırt teleklerinden oluşur. 1936'da bulunan Kongo tavusu tropikal ormanların içinde yaşar. Hepsi yerde beslenir ve geceleyin ağaca tüner. Hepçil beslenir, fırsat bulursa yılanlara saldırır ya da kelebeklerin ardında koşar. Çiftleşmeden önce erkek tavus dişiye kur yapar; ama aynı gösteriyi başka bir erkeğin karşısında da yaptığı olur. Tavus daha çok tüylerinden dolayı aranır; ama eti de beğenilir: imparatorluk zamanında tavus eti; Romalı zenginlerin sofrasını süslerdi.
Turizmin de gelişmesi ile beraber erkek tavus kuşları, ihtişamlı tüyleri için bütün ülkelerde yetiştirilmeye başlanmış.
Roma döneminde ise, güzel ve renkli kuyruklarına rağmen, kesilerek eti tüketilen tavuskuşları şimdi ise, sadece görüntü amacı ile besleniyorlar.Dişi tavuskuşlar kahverengi ve gri tonlarda tüylere sahiptir.Sadece erkek tavus kuşlarının ihtişamlı ve renkli kuyrukları bulunur.
Tavus kuşları hepçil beslenirler.Özellikle yılanlar ve kelebekler gıda kaynaklarıdır.
Tasavvufta tevazusu ile sembolize edilirler, çünkü görkemli tüylere sahip olduğu halde çamurlu ayaklarına bakar.
Tavus kuşları, Adem ile Havva'nın cennetten kovulması hadisesinde, Kuran-ı kerimde şöyle geçmektedirler; "İblis cennetten kovulunca Adem (Aleyhis-selam)'ı de cennetten çıkarmak için fırsat kolluyordu. Cennetin kapısından çıkan Tavus kuşu ile yılanı gördü. Onlara siz cennetten kovulacaksınız Adem de kovulacak, beni cennete girdirirseniz, ben ona kolayını öğretirim. Siz de, Adem de cennetten kovulmazsınız diye yemin etti.
İblis sihirle bir boncuk oldu. Tavus kuşu o boncuğu ağzına aldı. Havva anamıza getirdi. İblis orada tekrar insan oldu. Havva anamıza, siz bu ağaçtan yemezseniz, muhakkak kovulacaksınız dedi ve yedirdi. Allahu Teâlâ o ağaçtan yemelerini yasaklamıştı (Sure-i Araf, Ayet 19; Envarü'l-Aşıkîn, Sayfa: 40) O ağaç buğday ağacıdır.
Adem (Aleyhis-selam) geldi. Havva annemiz yasaklanan ağaçtan yediğini söyleyince, O'da Havva cennetten kovulacak, ben ondan ayrılacağım dedi ve ondan ayrılmamak için Adem de o ağaçtan yedi.
Allahu Teâlâ Tavus kuşu, Yılan, İblis, Adem ve Havva hepsini cennetten kovdu, dünyaya geldiler.
Ezidi inancında Melek Tavus (Kürtçe: Tawusê Melek), insanları yarattıktan sonra kendi yarattığı insanlar önünde eğilmemiş ancak bu Tanrı Azda tarafından farklı yorumlanarak kibirli olduğu sanılmıştır.
Ezidilik'ten önceki ilahi dinlerde anlatılan, şeytanın, yaratıcının buyruğuna rağmen insan karşısında eğilmeyip saygı göstermemesi, onun aslında ne kadar asil olduğunun, yaratıcı tarafından sınanmış ispatıdır. İşte bu sınavı başarı ile verip tüm insanlığın ve dünya işlerinin başına geçme hakkını kazanmıştır.
Ancak burada Şeytan'ın sahip olduğu özellikler diğer dinlerden farklıdır. Ezidilik'te tanrı, dünyanın sadece yaratıcısıdır ancak sürdürücüsü değildir. Tanrısal iradenin vücut bulması için Melek Tavus bir nevi aracılık rolü üslenmiştir. "Melek Tavus" olarak adlandırılır ve bir tavus kuşu ile simgelenir. Tanrı özünde iyilikle dolu olduğundan tanrıya ibadet ederek onun gönlünü kazanmak gerekmez. İbadetin, içi kötülüklerle dolu olana, Tavus'a yapılması ile kötülüğün en büyük kaynağından korunulur. Bu anlamda diğer şeytan olarak adlandırılan tinsel güç ezidilik inancında Azda'nın devamlılığı ve işlevsel yönüdür. Zıtlıkların kaynağı ve aynı zamanda zıtlıkların ortadan kalktığı isim aslında Melek Tavus'tur.
Daha sonra Melek Tavus, yarattığı bu iki insanı takdim etmek üzere Azda'nın yanına gider ve Azda, Melek Tavus'a "Bundan sonra bu iki insana tâbî olacaksın" der. Bunun üzerine Melek Tavus, "Bu iki insanı yaratan, yoktan vareden benim. Niçin onlara tâbî olayım? Ben sadece beni yaratan sana tâbî olur, sana ibadet ederim" der.
Bu ilk iki insandan toplam 80 çocuk Dünya'ya gelir. Daha sonra bu ilk iki insan, ideal insan konusunda anlaşmazlığa düşerek kavgaya tutuşurlar ve sınavdan geçirilmelerine karar verilir. Her ikisi de ruhlarını, düşüncelerini bir küpe doldururlar ve ağzını kapatırlar. 40 gün sonra Erkek olanın küpünden Şahid bin şar adında güzel bir genç çıkar. Kadınınkinden ise akrepler, çiyanlar, sürüngenler.
Ahiret inancı gibi sonradan hesap verilecek bir yerin varlığı söz konusu değildir. Yeniden doğuşa, şekil değiştirmeye inanılır. İnsanın inanışına ve yaşayışına göre dünya, cennete de cehenneme de dönüşebilir. Cehennem insanın içinde kontrol edilmesi gereken ateştir. Melek Tavus bütün bu işlerin denetleyicisi ve tanrının bu dünyadaki gölgesidir.
Ezidiler Melek Tavus'a ibadet ederler. Ezidi inancından kötü bir melek değil, yanlış anlaşılmış ve sonradan affedilmiş iyi bir melektir.
Adam, Şahid bin Car'ı o kadar sever ki diğer 80 çocuğuyla artık ilgilenmez olur. Bu da kadın ve 80 çocuğu arasında kıskançlık ve nefrete neden olur. Karar verirler, Şahid bin Car öldürülecektir. Kadın, bir parola belirler ve suikastın yapılacağını bu parolayla bildireceğini söyler. Ancak her şeyi bilen ve duyan Melek Tavus'u hesaba katmamıştır. Melek Tavus, yarattığı dört cine emir verir ve cinler gece olunca bu 80 çocuğun ağızlarına üflerler. Uyandıklarında 80'i de farklı dil konuşmaktadırlar. Bu sebeple annelerinin söylediği parolayı da anlayamazlar. Şahid bin Car, böylelikle Melek Tavus'un sayesinde kurtulur.
Daha sonra Şahid bin Car'a dişi bir melek gönderilir ve bundan olan çocuklar, Yezidilerin atalarını oluşturur. Diğer 80 çocuktan Dünya'ya gelenlerse diğer insanları oluştururlar.
Mavi tavuskuşu Hindisan'ın alt kesimlerinde yaşar. Tavuskuşu Hindistan'ın ulusal kuşu olarak gösterilir.
Yeşil tavuskuşu Burma'nın doğusundan Çava'ya kadar olan bölgede yaşar. Yeşil tavuskuşu Dünya koruma birliği tarafından nesli tükenmekte olan hayvanlar listesine alınmıştır. Bunun nedeni avlanma ve yaşadıkları coğrafyanın bozulmasından kaynaklanmaktadır.
Tavus kuşu, sülüngiller (Phasianidae) familyasında Pavo cinsindeki iki tür kuşa verilen isimdir. Kur yapma döneminde, erkek tavusun açarak sergilediği kuyruklarıyla tanınır. Dişi tavus kuşu parlak yeşil boyunlu, gövdesi ise kahverengi ya da gri tonlu kahverengi renklidir. Erkek tavusun kuyruğunun heybetine karşın sesi hiç de kulağa hoş gelmez.
Üç tavus türü bilinmektedir: Hindistan 'da yaşayan mavi tavus (Pavo cristatus), Hindistan yakınındaki adalarda rastlanan Cava tavusu (Afropavo congensis). Mavi tavus yüzyıllardan beri evcilleştirilmiştir ve erkeğin 1,50 m'ye varan kuyruğu, çok uzamış sırt teleklerinden oluşur. 1936'da bulunan Kongo tavusu tropikal ormanların içinde yaşar. Hepsi yerde beslenir ve geceleyin ağaca tüner. Hepçil beslenir, fırsat bulursa yılanlara saldırır ya da kelebeklerin ardında koşar. Çiftleşmeden önce erkek tavus dişiye kur yapar; ama aynı gösteriyi başka bir erkeğin karşısında da yaptığı olur. Tavus daha çok tüylerinden dolayı aranır; ama eti de beğenilir: imparatorluk zamanında tavus eti; Romalı zenginlerin sofrasını süslerdi.
Turizmin de gelişmesi ile beraber erkek tavus kuşları, ihtişamlı tüyleri için bütün ülkelerde yetiştirilmeye başlanmış.
Roma döneminde ise, güzel ve renkli kuyruklarına rağmen, kesilerek eti tüketilen tavuskuşları şimdi ise, sadece görüntü amacı ile besleniyorlar.Dişi tavuskuşlar kahverengi ve gri tonlarda tüylere sahiptir.Sadece erkek tavus kuşlarının ihtişamlı ve renkli kuyrukları bulunur.
Tavus kuşları hepçil beslenirler.Özellikle yılanlar ve kelebekler gıda kaynaklarıdır.
Tasavvufta tevazusu ile sembolize edilirler, çünkü görkemli tüylere sahip olduğu halde çamurlu ayaklarına bakar.
Tavus kuşları, Adem ile Havva'nın cennetten kovulması hadisesinde, Kuran-ı kerimde şöyle geçmektedirler; "İblis cennetten kovulunca Adem (Aleyhis-selam)'ı de cennetten çıkarmak için fırsat kolluyordu. Cennetin kapısından çıkan Tavus kuşu ile yılanı gördü. Onlara siz cennetten kovulacaksınız Adem de kovulacak, beni cennete girdirirseniz, ben ona kolayını öğretirim. Siz de, Adem de cennetten kovulmazsınız diye yemin etti.
İblis sihirle bir boncuk oldu. Tavus kuşu o boncuğu ağzına aldı. Havva anamıza getirdi. İblis orada tekrar insan oldu. Havva anamıza, siz bu ağaçtan yemezseniz, muhakkak kovulacaksınız dedi ve yedirdi. Allahu Teâlâ o ağaçtan yemelerini yasaklamıştı (Sure-i Araf, Ayet 19; Envarü'l-Aşıkîn, Sayfa: 40) O ağaç buğday ağacıdır.
Adem (Aleyhis-selam) geldi. Havva annemiz yasaklanan ağaçtan yediğini söyleyince, O'da Havva cennetten kovulacak, ben ondan ayrılacağım dedi ve ondan ayrılmamak için Adem de o ağaçtan yedi.
Allahu Teâlâ Tavus kuşu, Yılan, İblis, Adem ve Havva hepsini cennetten kovdu, dünyaya geldiler.
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.