Kadın peygamber Deborah..
Hikayesi Tanah'taki Hakimler Kitabı'nda iki farklı yerde anlatılır (Hakimler 4 ve Hakimler 5).
Hakimler 5'te hikâyesi şiirsel bir metinle yazılmıştır ve genelde Dvora'nın şarkısı (ezgisi) olarak adlandırılır. MÖ 8. yüzyılda yazılmış bu şiir Tanah'ın en eski pasajlarından olup İbranice şiirlerin ilk örneklerindendir.
Dvora'nın kişisel hayatıyla ilgili çok az bilgi mevcuttur. Hakimler Kitabı'nda "meşale" anlamına gelen Lappidoth un karısı olduğundan bahseder. Lappidoth ismi Hakimler Kitabı'nın dışında yer almadığı için bu ismin mecazi anlamda Dvora'nın ateşli bir kadın olduğunu ima etmek için kullanıldığı düşünülür. Aynı zamanda şair olan Dvora'nın yargı kararlarını Bünyamin topraklarındaki Ramah ve Bethel in arasındaki palmiyelerin altında verdiği söylenir. Hakimler 5'teki "Dvora ve Barak'ın şarkısı (ezgisi)" dolayısıyla Dvora için İsrail'in annesi olarak hitap edilir.
Tevrat, İncil ve Kuran’da erkek-kadın arasındaki fark hemen başta kendini gösteriyor. Tevrat, Zebur, İncil ve Kuran’ın sahipleri erkeklerdir: Musa, Davud, İsa, Muhammed hepsi erkek. Hatta İslam’da daha sonra oluşan 4 mezhebin liderlerinin hepsi de erkek: Şafii, Maliki, Hanbeli, Hanefi. Bu kutsal kitapların içeriğine bakıldığında kadın ancak erkeğin bir hizmetçisi olarak karşımıza çıkıyor. Yani içeriklerinde de kadın yok.
Buna rağmen hem Tevrat, hem de İncil’de, eski zamanlarda kadın peygamberlerin varlığından söz ediliyor. Tevrat’ta Miryam ve Debora, Noadya, Şallum’un eşi Hulda ve İncil’de Anna adındaki kadınlar eski zamanlarda peygamberlik yapmışlar diye kesin cümleler var. (Tevrat Çıkış 15:20, Hakimler 4/4, Nehemya 6/14, Tarihler 34/22, İncil Luka 2/36)
Kuran ise, kadının eski zamanlarda bile peygamberlik yaptığını kabul etmiyor; eskiden beri hep erkeklerin peygamberlik yaptıklarını söylüyor. Bu konuda örnek vermek gerekirse; “Senden önce de kendilerine vahyettiğimiz (görevlendirdiğimiz) birtakım erkekleri peygamber olarak gönderdik” diyor. (Yusuf suresi 109; Nahl 43; Enbiya 7. ayet)…
İlginçtir ki Kuran, Tevrat ve İncil’in Allah’tan geldiklerini kabul ettiği halde, kadın peygamberlerin eski zamanlarda var olduklarını kabul etmiyorlar. Muhammed, herhalde bir gün gelir kadınlar bundan bir mesaj alır ve yönetime sahip çıkarlar endişesini taşımış olmalı ki, eskilerde dahi peygamberlik yaptıklarını kabul etmiyor.
Yeryüzüne kadın peygamber gelip gelmediği tartışmaları arasında kimi İslâm yorumcuları Meryem’in nebiyye (elçi) olabileceği üzerinde durmuş. Eşari kelamında Meryem’in nebiyye olabileceğine dair iddialar var. Allah’ın onu seçip temizlemesi ve dünya kadınlarına üstün tutması ve Kur’an’da Hz. Muhammed’e, “İbrahim’i de an, Davut’u da an derken Meryem’i de an” denmesi onun nebiyye olabileceğinin işareti kabul ediliyor.
Prof. Ali İhsan Yitik, seçilme ve temizlenmenin peygamberlere has bir özellik olduğuna dikkat çekerek İnşirah suresinde bu özelliklerin peygamber için zikredildiğini vurguluyor ve Meryem için de aynı şeyin sözkonusu olabileceğine dikkat çekiyor. Cebrail’in sadece peygamberlere görünmesi ve Allah’ın vahiylerini getirmiş olması da bir başka delil olarak öne sürülüyor. Cebrail, Kur’an’da da belirtildiği gibi Meryem’e insan suretinde görünmüş ve bir çocuk doğuracağını müjdelemişti.
Prof. Ömer Faruk Harman, insan suretinde görünmüş olmasının nedenini Meryem’in bu olağanüstü olay karşısında daha fazla korku duymaması olarak açıklandığını belirtiyor. Muhammed Mustafa’nın torunlarından olduğu öne sürülen Abdülkerim Ceyli de Meryem’den “Vahidiyet ilmine sahip bir veli” olarak bahsediyor.
Eşari anlayışa göre peygamberlikleri söz konusu olabilecek altı kadın: Havva, Sara, Hacer, Musa’nın annesi, Firavunun eşi Asiye ve Meryem’dir.
Maturidi ekol ise kadınların nübüvveti anlayışına karşı çıkar.
Eşari ve Maturidi, Meryem’in peygamber sayılıp sayılamayacağını tartışırken, dikkati çeken nokta, Tevrat ve İncil’in okunmamış-bilinmemiş oluşu. Peygamberliğinden hiç bahsedilmeyen Meryem’in peygamberliğini tartışıyorlar ama diğer taraftan peygamber oldukları belirtilen kadınlardan habersizler. Neden? Çünkü tek referansları Kur’an. Kur’an yazmadığına göre, diğer kitapların da tahrif edildiği söylendiğine göre kadın peygambere saçma gözüyle bakılıyor. Kadınların fiziki özelliklerinin, zayıflıklarının, ay hallerinin peygamberliğe uygun olmadığını düşünüyorlar.
Kaynak: Arif Tekin(Kuran’daki Tanrı). Prof. Ali İhsan Yitik
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.
Hakimler 5'te hikâyesi şiirsel bir metinle yazılmıştır ve genelde Dvora'nın şarkısı (ezgisi) olarak adlandırılır. MÖ 8. yüzyılda yazılmış bu şiir Tanah'ın en eski pasajlarından olup İbranice şiirlerin ilk örneklerindendir.
Dvora'nın kişisel hayatıyla ilgili çok az bilgi mevcuttur. Hakimler Kitabı'nda "meşale" anlamına gelen Lappidoth un karısı olduğundan bahseder. Lappidoth ismi Hakimler Kitabı'nın dışında yer almadığı için bu ismin mecazi anlamda Dvora'nın ateşli bir kadın olduğunu ima etmek için kullanıldığı düşünülür. Aynı zamanda şair olan Dvora'nın yargı kararlarını Bünyamin topraklarındaki Ramah ve Bethel in arasındaki palmiyelerin altında verdiği söylenir. Hakimler 5'teki "Dvora ve Barak'ın şarkısı (ezgisi)" dolayısıyla Dvora için İsrail'in annesi olarak hitap edilir.
Tevrat, İncil ve Kuran’da erkek-kadın arasındaki fark hemen başta kendini gösteriyor. Tevrat, Zebur, İncil ve Kuran’ın sahipleri erkeklerdir: Musa, Davud, İsa, Muhammed hepsi erkek. Hatta İslam’da daha sonra oluşan 4 mezhebin liderlerinin hepsi de erkek: Şafii, Maliki, Hanbeli, Hanefi. Bu kutsal kitapların içeriğine bakıldığında kadın ancak erkeğin bir hizmetçisi olarak karşımıza çıkıyor. Yani içeriklerinde de kadın yok.
Buna rağmen hem Tevrat, hem de İncil’de, eski zamanlarda kadın peygamberlerin varlığından söz ediliyor. Tevrat’ta Miryam ve Debora, Noadya, Şallum’un eşi Hulda ve İncil’de Anna adındaki kadınlar eski zamanlarda peygamberlik yapmışlar diye kesin cümleler var. (Tevrat Çıkış 15:20, Hakimler 4/4, Nehemya 6/14, Tarihler 34/22, İncil Luka 2/36)
Kuran ise, kadının eski zamanlarda bile peygamberlik yaptığını kabul etmiyor; eskiden beri hep erkeklerin peygamberlik yaptıklarını söylüyor. Bu konuda örnek vermek gerekirse; “Senden önce de kendilerine vahyettiğimiz (görevlendirdiğimiz) birtakım erkekleri peygamber olarak gönderdik” diyor. (Yusuf suresi 109; Nahl 43; Enbiya 7. ayet)…
İlginçtir ki Kuran, Tevrat ve İncil’in Allah’tan geldiklerini kabul ettiği halde, kadın peygamberlerin eski zamanlarda var olduklarını kabul etmiyorlar. Muhammed, herhalde bir gün gelir kadınlar bundan bir mesaj alır ve yönetime sahip çıkarlar endişesini taşımış olmalı ki, eskilerde dahi peygamberlik yaptıklarını kabul etmiyor.
Yeryüzüne kadın peygamber gelip gelmediği tartışmaları arasında kimi İslâm yorumcuları Meryem’in nebiyye (elçi) olabileceği üzerinde durmuş. Eşari kelamında Meryem’in nebiyye olabileceğine dair iddialar var. Allah’ın onu seçip temizlemesi ve dünya kadınlarına üstün tutması ve Kur’an’da Hz. Muhammed’e, “İbrahim’i de an, Davut’u da an derken Meryem’i de an” denmesi onun nebiyye olabileceğinin işareti kabul ediliyor.
Prof. Ali İhsan Yitik, seçilme ve temizlenmenin peygamberlere has bir özellik olduğuna dikkat çekerek İnşirah suresinde bu özelliklerin peygamber için zikredildiğini vurguluyor ve Meryem için de aynı şeyin sözkonusu olabileceğine dikkat çekiyor. Cebrail’in sadece peygamberlere görünmesi ve Allah’ın vahiylerini getirmiş olması da bir başka delil olarak öne sürülüyor. Cebrail, Kur’an’da da belirtildiği gibi Meryem’e insan suretinde görünmüş ve bir çocuk doğuracağını müjdelemişti.
Prof. Ömer Faruk Harman, insan suretinde görünmüş olmasının nedenini Meryem’in bu olağanüstü olay karşısında daha fazla korku duymaması olarak açıklandığını belirtiyor. Muhammed Mustafa’nın torunlarından olduğu öne sürülen Abdülkerim Ceyli de Meryem’den “Vahidiyet ilmine sahip bir veli” olarak bahsediyor.
Eşari anlayışa göre peygamberlikleri söz konusu olabilecek altı kadın: Havva, Sara, Hacer, Musa’nın annesi, Firavunun eşi Asiye ve Meryem’dir.
Maturidi ekol ise kadınların nübüvveti anlayışına karşı çıkar.
Eşari ve Maturidi, Meryem’in peygamber sayılıp sayılamayacağını tartışırken, dikkati çeken nokta, Tevrat ve İncil’in okunmamış-bilinmemiş oluşu. Peygamberliğinden hiç bahsedilmeyen Meryem’in peygamberliğini tartışıyorlar ama diğer taraftan peygamber oldukları belirtilen kadınlardan habersizler. Neden? Çünkü tek referansları Kur’an. Kur’an yazmadığına göre, diğer kitapların da tahrif edildiği söylendiğine göre kadın peygambere saçma gözüyle bakılıyor. Kadınların fiziki özelliklerinin, zayıflıklarının, ay hallerinin peygamberliğe uygun olmadığını düşünüyorlar.
Kaynak: Arif Tekin(Kuran’daki Tanrı). Prof. Ali İhsan Yitik
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.
Yasemin D.