ÇEÇENLER
Kendilerini Nohçi (tekilNohçi veya Nohço) olarak adlandırırlar. Bu ad, Çeçenlerin Nohçmekhahoi adlı kabilesinden ve bu kabilenin topraklarından gelir.
Çeçen adı ilk kez 8. yüzyıl Arap kaynaklarında geçer. Yaygın bir geleneğe göre Rusçadaki Çeçen terimi, Çeçenler'in 1732’de Rus askerlerini yenilgiye uğrattığı Çeçen-aul köyüne dayanır. Ancak bunun yanlış olduğu, 1692’den önce Rus kaynaklarında Çeçen teriminin bulunmadığı, bu terimin muhtemelen Kabardeyce’deki “Şaşen” adından geldiği ileri sürülür..
Coğrafi dağılım
Çeçenler, Rusya Federasyonu'na bağlı bulunan Çeçenistan’ın yerli halkıdır. Ülke, 1994-1996 arasındaki kanlı savaşta büyük zarar görmüş ve kentler yıkıma uğramıştır. 1996 yılında Çeçen direnişçiler ve Ruslar arasında ateşkes imzalanmıştır. Ateşkese rağmen Rusya bölgeden elini çekmemiş, ekonomik ambargo uygulamış, gizli servisi vasıtasıyla çeşitli eylemler gerçekleştirmiştir.
Çeçen nüfusunun önemli bir bölümü Rusya Federasyonu’nun başka bölgelerinde (özellikle Dağıstan ve Moskova’da) yaşamaktadır. Rusya dışında,Gürcistan, Türkiye, Ürdün ve Suriye’de büyük ölçekli Çeçen nüfusu bulunmaktadır. Bu nüfus, 1850’lerdeki Kafkas savaşları sırasında Çeçenistan’dan göç edenlerin torunlarıdır. Bu dönemde Rusların ele geçirdiği ve Çeçenistan ile Kuzey Osetya topraklarının bir bölümünü de içeren yerler İnguşetya olarak adlandırılmıştır. Çeçenler, 1944 yılında Sovyet lideri Stalin’nin emriyle topraklarından sürülmüşlerdir. Ülkelerine ancak Stalin’in ölümünden sonra dönebilmişlerdir.
Çeçenlerin kökeni
Nah kabileleri, Çeçenlerin ve İnguşların atalarıdır. Nahlar 16. yüzyıla değin dağlık bölgelerde yaşıyorlardı. Bu tarihten sonra ovalara inip yerleştiler. Bu tarih aynı zamanda bu halkların Müslümanlaştığı tarih olmuş ve milliyetçi hareketler gelişmeye başlamıştır. Ayrıca, bazı Çeçen milliyetçileri kökenlerini Urartulara dayandırmaktadır.
Dil
Çeçenlerin konuştuğu dil Çeçence'dir. Çeçenler kendi dillerini Nohçi Mott olarak adlandırırlar. Kafkas dil grubu içerisinde Nakh bölümünde yer alır. Nakh dil grubuna ait diller şunlardır:
1. Çeçen (Nohçi)
2. İnguş (Ğalğay)
3. Tuş-Kist (Batsoy)
Kültür
Çeçenlerin İslam’dan önce tamamen kendine özgü dinsel gelenekleri ve inançları vardı. Tarımla ilgili çeşitli törenler düzenliyorlardı. Bunlar, yağmur törenleri, Gök Tanrısı Sela ve Tanrıça Tuşoli adına düzenlenen kutlamalar gibi törenlerdi. Çeçen toplumu, tukkhum adı altında örgütlenmiş, taeypdenilen 131 klandan oluşuyordu. Taeyp, Arapça kökenli bir sözcük olup ta'ife den geliyordu. Taeypler, paylaşılan toprak, kan bağı ve mevcut sıradan ilişiklere dayanıyordu; ancak savaş sırasında birkaç klan birleşebiliyordu. Taeypler, daha küçük topluluklara, yani garlara, garlar da nakiyelere ayrılıyordu.
Din
İslamiyet öncesi Gürcü etkisiyle kısmen Hıristiyanlığı benimsemiş olan Çeçenler, daha sonra kitleler halinde İslamiyeti seçmişlerdir. Çeçenlerin çoğunluğu Müslüman’dır. Sünni İslam’ın Şafii mezhebine bağlıdırlar. Ancak yaygın olan inanç, Müridizm olarak adlandırılan tasavvuf anlayışıdır. Çeçenler tarikatlara bağlıdırlar. Kuzey Kafkasya’da iki büyük tarikat vardır. Bunlar Nakşibendiyeve Kadiriye tarikatlarıdır. Nakşibendiye Doğu Çeçenistan ve Dağıstan’da etkindir. Kadiriye tarikatı ise Çeçenistan'ın kalan bölgelerinde ve İnguşetya’da etkilidir.
.
Antropolojik Özellikler
Kafkasya'yı ve Kafkasya halklarını gözlemlemiş olan A.Byhan,Çeçenler konusunda şunları yazmaktadır: Çeçenlerde kafatası kısa,yüz geniş yahut beyzi,burun düz ve kuvvetli, gözler koyu renk, saçlar koyu olmakla birlikte mavi veya gri göz rengi de çoktur. Kuzeyde Miçiko Çeçenkerinde Tatar simasına rastlanır.Doğuda İçkerler ve Akkilerde hatlar basık bir burunla Orta Asya hatlarını, diğerleri de kartal burunlarıyla Arapları hatırlatırlar.
19.yüzyılda Kafkasya halkları arasında araştırmalar yapmış olan Alman gezgini Moritz Wagner,Çerkeslerle kıyasladığı Çeçenlerin antropolojik özellikleriyle ilgili şunları söylemektedir:
Çeçenler ince yapıları, cesur tavırları ve kartal burunlarıyla benzedikleri Çerkeslerle aynı yüz ifadelerine sahip değiller ve bana Çerkeslerden daha az memnun edici göründüler. Bir Çerkes özdeninin (soylusunun) yüzünde samimi, açık, atılgan ve bir tür vahşi ifade vardır. Bunların tavırları o kadar asildir ki, bu haydut liderlerinin yüzüne zevkle bakmaktan insan kendini alamaz. Daha koyu Çeçen yüzlerinde ise daha büyük bir enerji ve daha uğursuz, tehdit edici bir ifade vardır. Genel olarak konuşacak olursak, Çeçenlerin yüzleri Çerkeslerinkine göre daha ince ve uzundur. Siyah sakalları Araplar ve Türkler gibi diğer Doğululardan daha seyrektir. Bununla birlikte kıyafetleri bütün Kafkasyalıların giydiklerine benzemektedir.
Çeçen adı ilk kez 8. yüzyıl Arap kaynaklarında geçer. Yaygın bir geleneğe göre Rusçadaki Çeçen terimi, Çeçenler'in 1732’de Rus askerlerini yenilgiye uğrattığı Çeçen-aul köyüne dayanır. Ancak bunun yanlış olduğu, 1692’den önce Rus kaynaklarında Çeçen teriminin bulunmadığı, bu terimin muhtemelen Kabardeyce’deki “Şaşen” adından geldiği ileri sürülür..
Coğrafi dağılım
Çeçenler, Rusya Federasyonu'na bağlı bulunan Çeçenistan’ın yerli halkıdır. Ülke, 1994-1996 arasındaki kanlı savaşta büyük zarar görmüş ve kentler yıkıma uğramıştır. 1996 yılında Çeçen direnişçiler ve Ruslar arasında ateşkes imzalanmıştır. Ateşkese rağmen Rusya bölgeden elini çekmemiş, ekonomik ambargo uygulamış, gizli servisi vasıtasıyla çeşitli eylemler gerçekleştirmiştir.
Çeçen nüfusunun önemli bir bölümü Rusya Federasyonu’nun başka bölgelerinde (özellikle Dağıstan ve Moskova’da) yaşamaktadır. Rusya dışında,Gürcistan, Türkiye, Ürdün ve Suriye’de büyük ölçekli Çeçen nüfusu bulunmaktadır. Bu nüfus, 1850’lerdeki Kafkas savaşları sırasında Çeçenistan’dan göç edenlerin torunlarıdır. Bu dönemde Rusların ele geçirdiği ve Çeçenistan ile Kuzey Osetya topraklarının bir bölümünü de içeren yerler İnguşetya olarak adlandırılmıştır. Çeçenler, 1944 yılında Sovyet lideri Stalin’nin emriyle topraklarından sürülmüşlerdir. Ülkelerine ancak Stalin’in ölümünden sonra dönebilmişlerdir.
Çeçenlerin kökeni
Nah kabileleri, Çeçenlerin ve İnguşların atalarıdır. Nahlar 16. yüzyıla değin dağlık bölgelerde yaşıyorlardı. Bu tarihten sonra ovalara inip yerleştiler. Bu tarih aynı zamanda bu halkların Müslümanlaştığı tarih olmuş ve milliyetçi hareketler gelişmeye başlamıştır. Ayrıca, bazı Çeçen milliyetçileri kökenlerini Urartulara dayandırmaktadır.
Dil
Çeçenlerin konuştuğu dil Çeçence'dir. Çeçenler kendi dillerini Nohçi Mott olarak adlandırırlar. Kafkas dil grubu içerisinde Nakh bölümünde yer alır. Nakh dil grubuna ait diller şunlardır:
1. Çeçen (Nohçi)
2. İnguş (Ğalğay)
3. Tuş-Kist (Batsoy)
Kültür
Çeçenlerin İslam’dan önce tamamen kendine özgü dinsel gelenekleri ve inançları vardı. Tarımla ilgili çeşitli törenler düzenliyorlardı. Bunlar, yağmur törenleri, Gök Tanrısı Sela ve Tanrıça Tuşoli adına düzenlenen kutlamalar gibi törenlerdi. Çeçen toplumu, tukkhum adı altında örgütlenmiş, taeypdenilen 131 klandan oluşuyordu. Taeyp, Arapça kökenli bir sözcük olup ta'ife den geliyordu. Taeypler, paylaşılan toprak, kan bağı ve mevcut sıradan ilişiklere dayanıyordu; ancak savaş sırasında birkaç klan birleşebiliyordu. Taeypler, daha küçük topluluklara, yani garlara, garlar da nakiyelere ayrılıyordu.
Din
İslamiyet öncesi Gürcü etkisiyle kısmen Hıristiyanlığı benimsemiş olan Çeçenler, daha sonra kitleler halinde İslamiyeti seçmişlerdir. Çeçenlerin çoğunluğu Müslüman’dır. Sünni İslam’ın Şafii mezhebine bağlıdırlar. Ancak yaygın olan inanç, Müridizm olarak adlandırılan tasavvuf anlayışıdır. Çeçenler tarikatlara bağlıdırlar. Kuzey Kafkasya’da iki büyük tarikat vardır. Bunlar Nakşibendiyeve Kadiriye tarikatlarıdır. Nakşibendiye Doğu Çeçenistan ve Dağıstan’da etkindir. Kadiriye tarikatı ise Çeçenistan'ın kalan bölgelerinde ve İnguşetya’da etkilidir.
.
Antropolojik Özellikler
Kafkasya'yı ve Kafkasya halklarını gözlemlemiş olan A.Byhan,Çeçenler konusunda şunları yazmaktadır: Çeçenlerde kafatası kısa,yüz geniş yahut beyzi,burun düz ve kuvvetli, gözler koyu renk, saçlar koyu olmakla birlikte mavi veya gri göz rengi de çoktur. Kuzeyde Miçiko Çeçenkerinde Tatar simasına rastlanır.Doğuda İçkerler ve Akkilerde hatlar basık bir burunla Orta Asya hatlarını, diğerleri de kartal burunlarıyla Arapları hatırlatırlar.
19.yüzyılda Kafkasya halkları arasında araştırmalar yapmış olan Alman gezgini Moritz Wagner,Çerkeslerle kıyasladığı Çeçenlerin antropolojik özellikleriyle ilgili şunları söylemektedir:
Çeçenler ince yapıları, cesur tavırları ve kartal burunlarıyla benzedikleri Çerkeslerle aynı yüz ifadelerine sahip değiller ve bana Çerkeslerden daha az memnun edici göründüler. Bir Çerkes özdeninin (soylusunun) yüzünde samimi, açık, atılgan ve bir tür vahşi ifade vardır. Bunların tavırları o kadar asildir ki, bu haydut liderlerinin yüzüne zevkle bakmaktan insan kendini alamaz. Daha koyu Çeçen yüzlerinde ise daha büyük bir enerji ve daha uğursuz, tehdit edici bir ifade vardır. Genel olarak konuşacak olursak, Çeçenlerin yüzleri Çerkeslerinkine göre daha ince ve uzundur. Siyah sakalları Araplar ve Türkler gibi diğer Doğululardan daha seyrektir. Bununla birlikte kıyafetleri bütün Kafkasyalıların giydiklerine benzemektedir.
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.