Cam Minaresi
Afganistan'ın orta kesiminde yer alan bir vilayet, Helmend Nehri ile Herat Vilayeti arasında bulunur. Vilayetin Yönetim merkezi Çagçaran şehridir. 36,470 km2 yüzölçümündeki vilayetin nüfusu ise 485.000'dir.
Hari Irmağı'nın hemen yanındadır. Kızarmış taştan yapılmış olan 65 metre yüksekliğindeki minarenin çevresi 2400 m'ye varan dağlarla çevrilidir. Yapı; girintili çıkıntılı taşları, dış kaplaması ile Küfi ve Nesih el yazmaları, geometrik desenler ve Kur'an ayetleriyle (Meryem sûresi) süslenmiş taşlarıyla ün yapmıştır.
Afganistan da Gor ili Şahrak ilçesi merkezinde bir vadide yer alır.12. yüzyıldan kalma bu minare 65 metre yüksekliktedir.Üzerinde mavi çinilerle kaplı yazıt bulunmaktadır.
Minarenin yapım tarihi tam olarak bilinmemektedir..Ancak yine de Gurluların yazlık başkenti olan Firuzkuh’ta yer aldığı düşünülmektedir
Yine minarenin yapımına isnat edilen tarihlerden bazıları da Gaznelilerin 1192 yılında ya da Oğuz Türklerinin 1173 yılında olabileceğidir.
Cam Minaresi'nin Gurluların yazlık başkenti Firuzkuh'ta yer aldığı düşünülmektedir. Gurlular 12. ve 13. yüzyıllarda Afganistan'ın yanı sıra Doğu İran, Kuzey Hindistan ve Pakistan'ın bir bölümünü de ellerinde tutmuşlardır.
Minarenin tam olarak ne zaman yapıldığı bilinmemektedir. Yapının, Gur Sultanı Gıyasüddin'in Gaznelileri 1192 yılında Delhi'de yenilgiye uğratmasının ardından ya da Oğuz Türklerinin 1173 yılında Gazne'de aldıkları yenilginin ardından yapıldığı düşünülmektedir. Minarenin Firuzkuh'taki Cuma Camii'ne eklendiği ve Moğol kuşatmalarından hemen önce ani bir su taşkınına maruz kaldığı öne sürülmektedir. Cam Minaresi Arkeoloji Projesi bulgularına göre minarenin hemen yanında büyük bir avlu bulunmakta ve taş döşeme üzerinde ırmak tortularına rastlanmaktadır.
Kültürel miras listelerinde 2.3.ve 4 ölçütlere göre seçilmiştir.Ancak yakındaki nehir yüzünden yıkılma tehlikesi ile karşı karşıyadır.
Minare 1886 yılında o sırada Afgan Sınır Kurulu'nda görevli olan Sir Thomas Holdich tarafından yeniden bulgulanıncaya dek dış dünyaya kapalı kalmıştır. Ne var ki, yapının dünya kamuoyu tarafından tanınması Fransız arkeologlar André Maricq ve Wiet'nin 1957 tarihli çalışmalarına dayanmaktadır. Minare, Herberg'in 1970'li yıllarda yaptığı küçük çaplı araştırmalarının ardından 1979 Sovyet işgaliyle kapılarını yeniden dış dünyaya kapatmıştır.
Cam'daki arkeolojik alan 2002 yılında Afganistan'ın ilk Dünya Mirası Alanı adayı gösterilmiştir. Yapı, minarenin çökme riski taşıması ve bölgedeki yağmacılıktan ötürü UNESCO'nun "Tehlike altındaki Dünya Mirası Alanları listesi" ne de alınmıştır.
Sekizgen bir taban üzerine kurulmuş olan dairesel minare, tahtadan yapılmış iki balkona sahip olmasının yanı sıra tepe noktasında bir de fener bulundurmaktaydı. Yapının Delhi'de bulunan ve yine Gurlular tarafından yapılmış olan Kutub Minar'dan doğrudan esinlendiği düşünülmektedir. Cam Minaresi, Kutub Minar'ın ardından dünyanın en yüksek taş minaresidir.
Cam Minaresi, 11. ve 13. yüzyıllar arasında Orta Asya, İran ve Afganistan'da yapılmış olan 60 minare ve kule arasında yer almaktadır. Gürgenç'te bulunan Kutluk Timur Minaresi (uzun süre dünyanın en yüksek minaresi olduğu düşünülmüştür) ve Gazne'deki kule bu yapılara örnek olarak gösterilebilir. Minareler İslam'ın yengisini simgelerken kuleler daha çok gözetleme amacıyla yapılmışlardır.
2002 yılında Afganistan'ın ilk Dünya Mirası olarak kabul edilmesiyle uluslararası kamuoyu tarafından izlenmeye başlamıştır.
Bölgede son 30 yıldır süregelen karışıklıklar arkeolojik çalışmaların önünü kesmiş ve zararlı etkilere neden olmuştur. Yapı her ne kadar savaş alanı dışında kaldıysa da, asırlardır sürmekte olan ırmak kaynaklı toprak kaymaları minarenin tehdit edici ölçüde eğilmesine yol açmıştır. Tüm bunlara karşın, Cam hak ettiği ilgiyi görmeye başlıyor. Minare eğikliğini düzeltmeye odaklanan bir mimari koruma projesi başlatılmış durumda ve Istituto Italiano per L’Africa e L’Oriente tarafından yürütülen Cam Minaresi Arkeoloji Projesi Temmuz 2003'ten bu yana etkin. Cam çevresindeki arkeolojik kalıntılar arasında yer alan saray, çömlek fırını ve Yahudi mezarlığının Turkuaz Dağ Antik kenti'ne ait olduğu düşünülmektedir.
Hari Irmağı'nın hemen yanındadır. Kızarmış taştan yapılmış olan 65 metre yüksekliğindeki minarenin çevresi 2400 m'ye varan dağlarla çevrilidir. Yapı; girintili çıkıntılı taşları, dış kaplaması ile Küfi ve Nesih el yazmaları, geometrik desenler ve Kur'an ayetleriyle (Meryem sûresi) süslenmiş taşlarıyla ün yapmıştır.
Afganistan da Gor ili Şahrak ilçesi merkezinde bir vadide yer alır.12. yüzyıldan kalma bu minare 65 metre yüksekliktedir.Üzerinde mavi çinilerle kaplı yazıt bulunmaktadır.
Minarenin yapım tarihi tam olarak bilinmemektedir..Ancak yine de Gurluların yazlık başkenti olan Firuzkuh’ta yer aldığı düşünülmektedir
Yine minarenin yapımına isnat edilen tarihlerden bazıları da Gaznelilerin 1192 yılında ya da Oğuz Türklerinin 1173 yılında olabileceğidir.
Cam Minaresi'nin Gurluların yazlık başkenti Firuzkuh'ta yer aldığı düşünülmektedir. Gurlular 12. ve 13. yüzyıllarda Afganistan'ın yanı sıra Doğu İran, Kuzey Hindistan ve Pakistan'ın bir bölümünü de ellerinde tutmuşlardır.
Minarenin tam olarak ne zaman yapıldığı bilinmemektedir. Yapının, Gur Sultanı Gıyasüddin'in Gaznelileri 1192 yılında Delhi'de yenilgiye uğratmasının ardından ya da Oğuz Türklerinin 1173 yılında Gazne'de aldıkları yenilginin ardından yapıldığı düşünülmektedir. Minarenin Firuzkuh'taki Cuma Camii'ne eklendiği ve Moğol kuşatmalarından hemen önce ani bir su taşkınına maruz kaldığı öne sürülmektedir. Cam Minaresi Arkeoloji Projesi bulgularına göre minarenin hemen yanında büyük bir avlu bulunmakta ve taş döşeme üzerinde ırmak tortularına rastlanmaktadır.
Kültürel miras listelerinde 2.3.ve 4 ölçütlere göre seçilmiştir.Ancak yakındaki nehir yüzünden yıkılma tehlikesi ile karşı karşıyadır.
Minare 1886 yılında o sırada Afgan Sınır Kurulu'nda görevli olan Sir Thomas Holdich tarafından yeniden bulgulanıncaya dek dış dünyaya kapalı kalmıştır. Ne var ki, yapının dünya kamuoyu tarafından tanınması Fransız arkeologlar André Maricq ve Wiet'nin 1957 tarihli çalışmalarına dayanmaktadır. Minare, Herberg'in 1970'li yıllarda yaptığı küçük çaplı araştırmalarının ardından 1979 Sovyet işgaliyle kapılarını yeniden dış dünyaya kapatmıştır.
Cam'daki arkeolojik alan 2002 yılında Afganistan'ın ilk Dünya Mirası Alanı adayı gösterilmiştir. Yapı, minarenin çökme riski taşıması ve bölgedeki yağmacılıktan ötürü UNESCO'nun "Tehlike altındaki Dünya Mirası Alanları listesi" ne de alınmıştır.
Sekizgen bir taban üzerine kurulmuş olan dairesel minare, tahtadan yapılmış iki balkona sahip olmasının yanı sıra tepe noktasında bir de fener bulundurmaktaydı. Yapının Delhi'de bulunan ve yine Gurlular tarafından yapılmış olan Kutub Minar'dan doğrudan esinlendiği düşünülmektedir. Cam Minaresi, Kutub Minar'ın ardından dünyanın en yüksek taş minaresidir.
Cam Minaresi, 11. ve 13. yüzyıllar arasında Orta Asya, İran ve Afganistan'da yapılmış olan 60 minare ve kule arasında yer almaktadır. Gürgenç'te bulunan Kutluk Timur Minaresi (uzun süre dünyanın en yüksek minaresi olduğu düşünülmüştür) ve Gazne'deki kule bu yapılara örnek olarak gösterilebilir. Minareler İslam'ın yengisini simgelerken kuleler daha çok gözetleme amacıyla yapılmışlardır.
2002 yılında Afganistan'ın ilk Dünya Mirası olarak kabul edilmesiyle uluslararası kamuoyu tarafından izlenmeye başlamıştır.
Bölgede son 30 yıldır süregelen karışıklıklar arkeolojik çalışmaların önünü kesmiş ve zararlı etkilere neden olmuştur. Yapı her ne kadar savaş alanı dışında kaldıysa da, asırlardır sürmekte olan ırmak kaynaklı toprak kaymaları minarenin tehdit edici ölçüde eğilmesine yol açmıştır. Tüm bunlara karşın, Cam hak ettiği ilgiyi görmeye başlıyor. Minare eğikliğini düzeltmeye odaklanan bir mimari koruma projesi başlatılmış durumda ve Istituto Italiano per L’Africa e L’Oriente tarafından yürütülen Cam Minaresi Arkeoloji Projesi Temmuz 2003'ten bu yana etkin. Cam çevresindeki arkeolojik kalıntılar arasında yer alan saray, çömlek fırını ve Yahudi mezarlığının Turkuaz Dağ Antik kenti'ne ait olduğu düşünülmektedir.
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.