İsmail Çetin Korkmaz

İsmail Çetin Korkmaz

Armageddon

Armageddon (Arapça أرمجدون, Latince: Armagedōn, Eski Yunanca: Ἁρμαγεδών Harmagedōn, İbranice: הר מגידו‎ har məgiddô)
Dini kaynaklarda Dünya'nın sonu geldiğinde yapılacağı kehanet edilen büyük Kıyamet savaşının adıdır.

Har sözcüğü İbranice'de dağ anlamına gelir ve Megiddo ise eski bir kentin adıdır. Megiddo için gerçek anlamda dağlık bir yer olduğu söylenemez, çünkü yüksekliği çevresiyle kıyaslandığında 30 metreyi bile bulmaz. Tarih boyunca birbirlerinin üzerine kurulmuş kentlerin oluşturduğu bir höyük durumundadır.

Kitab-ı Mukaddes'in Vahiy bölümünde geçen Armagedon sözcüğü Museviler'den daha çok Hıristiyanlar için önem taşır. Museviler İsa'yı Atanmış Kral (Mesih) olarak kabul etmezler ve başka birMesih beklerler. Bu nedenle Armageddon'la ilgili kavramlar Kitab-ı Mukaddes'in tümü için geçerli olsa da, Vahiy kitabındaki anlatımlar Museviler için geçerli olmaz.

“Altıncı melek tasını büyük Fırat Irmağı'na boşalttı. Gündoğusundan gelen kralların yolu açılsın diye ırmağın suları kurudu. Bundan sonra ejderhanın ağzından, canavarın ağzından ve sahte peygamberin ağzından kurbağaya benzer üç kötü ruhun çıktığını gördüm. Bunlar doğaüstü belirtiler gerçekleştiren cinlerin ruhlarıdır. Her Şeye Gücü Yeten Tanrı'nın büyük gününde olacak savaş için bütün dünyanın krallarını toplamaya gidiyorlar; Üç kötü ruh, kralları İbranice Armagedon denilen yere topladılar. Yedinci melek tasını havaya boşalttı. Tapınaktaki tahttan yükselen gür bir ses, “Tamam!” dedi. O anda şimşekler çaktı, uğultular, gök gürlemeleri işitildi. Öyle büyük bir deprem oldu ki, yeryüzünde insan oldu olalı bu kadar büyük bir deprem olmamıştı.Büyük kent üçe bölündü. Ulusların kentleri yerle bir oldu. Tanrı büyük Babil'i anımsadı, ona ateşli gazabının şarabını içeren kâseyi verdi. Bütün adalar ortadan kalktı, dağlar yok oldu. İnsanların üzerine gökten tanesi yaklaşık bir talant ağırlığında iri dolu yağdı. (Dolu belası öyle korkunçtu ki, insanlar bu yüzden Tanrı'ya küfrettiler.”) (Vahiy 16 : 12-21)

Armageddon'da savaşacak olanlar gökteki “Atanmış Kral” ile onu izleyen emrindeki meleklerden oluşan göksel ordulardır. Karşılarında olanlar ise, İsrail'in de aralarında olduğu "bütün dünya kralları"dır. Musevi inancı İsa'yı Mesih (Atanmış Kral) olarak kabul etmediği gibi, onlar açısından Kitabı Mukaddes'in Malaki kitabından sonraki kısımları da geçersizdir. Bu açıdan da Armageddon sözcüğünün günümüz İsrail'iyle bir ilgisi yoktur. Kitabı Mukaddes'te geçen İsrail, Siyon, Yeruşalim gibi sözcükler İsa'dan sonraki dönemde yalnızca gökteki asıllarını simgelemek amacıyla kullanılırlar ve Yeryüzündeki harfi anlamlarıyla ne günümüzdeki İsrail devleti ne de İsrailliler için geçerlidir.

Ayrıca Armageddon için Tanrı'nın Savaşı olarak da söz edildiğinden anlamı daha geniştir. Dünya'nın Sonu ifadesi ise dünya sözcüğüyle neyin kastedildiğiyle ilgilidir. Dünya hem Yerküre için, hem de üzerindeki insanlar ve düzen için kullanılan bir sözcüktür. Vahiy kitabındaki kastedilen dünya, Dünya'nın üzerindeki eski düzenin taraftarları olan insanlardır. Vahiy kitabına göre ortadan kalkacak olan "önceki düzen"dir:
Armageddon sözcüğü esas olarak kesin zaferi anlatmak için kullanılan bir terimdir. Dünya'nın eski düzeninin ortadan kalkacağına ilişkin güvenceyi perçinlemek amacıyla kullanılan bir sözcüktür. Çünkü geçmişte Megiddo'da yapılan her savaş daima bir tarafın tam zaferi ve diğer tarafın tam bir yenilgisi şeklindedir.

Vahiy kitabı Armageddon'a doğru oluşacak olayları da anlatır. Bunlar Armageddon'dan hemen önce olacak Tanrısal kaynaklı harabiyetlerdir. Armagedon öncesinde gerçekleşmesi gereken bir olay Büyük Babil'in yok edilmesidir. Vahiy kitabında söz edilen "Büyük Kent"in "Büyük Babil" olduğu açıklanır. Büyük Babil için aynı zamanda "Fahişe-Dünya fahişelerinin anası" ifadesi kullanılır. Buna göre Büyük Kent, Büyük Babil ve Fahişe aynı şeydir. Buradaki anlatım mecazdır ve fahişelik yapan bir insanı kastetmez. Buradaki fahişe dinsel bir fahişedir ve iğrençlikler yapan biridir. Vahiy kitabının diğer kısımları bunun bütün yeryüzündeki sahte Babil kökenli dinler olduğunu gösterir. Bu açıdan sahte dinlerin kökeninin Babil Kulesi'nin yapılış zamanlarına gittiği de gösterilir. Babil Kulesi'nin yapımının engellenmesi ve insanların farklı diller yüzünden bölünmesiyle Şinar Ova'sından göçü Pelek'in (Pelek: bölünme) doğduğu yıl olan Mö. 2239 yıllarıdır (Kitabı Mukaddes-Başlangıç). İnsanların yeryüzüne dağılmasına neden olan bu büyük göçle, aynı zamanda insanların dinsel inançları da bütün gittikleri yere dağılmış olmaktadır. Birbirlerinden farklı gibi görünen bu dinler Kitabı Mukaddes'e göre Nimrod'la ve Babil Kulesi ile başlamıştır ve özünde aynı sahte inançları barındırırlar.

Vahiy 17:14'te ifade edilen "Kuzu'ya karşı savaşacaklar, ama Kuzu onları yenecek. Çünkü Kuzu, rablerin Rabbi, kralların Kralı'dır." sözü doğrudan Armageddon savaşına atfeder. Burada kuzu olarak kastedilen Atanmış Kral (Mesih)'dır. (Mesih: Atanmış Kral). Atanmış Kral İsa'nın gökteki adı Mikael'dir ve kendisine verilen görevi yerine getirmek amacıyla Armageddon savaşını başlatacaktır. Ancak öncelikle bu savaş başlamadan önce "Yedi başlı, on boynuzlu kırmızı canavar" olarak Birleşmiş Milletler ve buna bağlı tüm uluslar (Kırmızı Canavar: Denizden çıkan Canavar'ın canlanmış sureti) "Büyük Babil"e saldırarak dünyadaki bütün sahte dinleri ortadan kaldıracaktır. Armageddon savaşından önce, Babil Kulesi'nin yapılışıyla ortaya çıkıp, Babil'den göçle bütün dünyaya yayılarak gelişip çeşitlenen tüm Babil kökenli dinler yok edilecektir. Bu olayın başlaması için gerçekleşecek işaret ulusların belirgin bir şekilde yapacakları "barış ve güvenlik" ilanı olacaktır. Uluslar bu ilanı yaparak dünyanın sorunlarını çözme yolunda başarılı olduklarını iddia etmiş olacaklar. Bu barış ve güvenlik ilanı ise, hiçbir şekilde ulusların Dünya'nın sorunlarını gerçekten çözdükleri anlamına gelmeyecektir.

Bu "Büyük Sıkıntı" adı verilen bir dönemin başlangıcı olacaktır. Büyük Sıkıntı'nın zirvesi ise Armageddon savaşıdır. Bu savaş yalnızca Canavar'ı ve Canavar'ın düzenini yeğleyen insanları yok etmekle kalmayacak, aynı zamanda Şeytan ve cinleri de yakalanarak 1000 yıl hapsedilecekleri "Uçuruma" atılacaklar, Armageddon Savaşı böylece sona ermiş olacaktır.

Kitab-ı mukaddese göre Armageddon eski düzenin sonu ve yeni düzenin başlangıcını oluşturan bir dönüm noktası olacak, Atanmış Kral (Mesih) Armageddon'dan sonra yeryüzünde 1000 yıl krallık sürecektir. Kitabı Mukaddes'e göre Armageddon'da hayatta kalacak insanlar, Atanmış Kral'ın yönetiminde Yeryüzünü cennete çevirecekler ve eski dünyanın bütün dertlerinden uzak sonsuz bir yaşama kavuşmuş olacaklar.[

Armageddon savaşı eski düzenin yeryüzüne çevre kirliliği, türlerin yok edilmesi, savaşlar, terör gibi çeşitli şekillerde verdiği tahribatı engellemek ve Dünya üzerindeki düzeni ve yaşamı insanlar için yaşanabilir kılmak amacıyla tamamen yenilemek için yapılan son savaştır.

Armageddon'da olacaklardan bazıları şu şekildedir:
•Gökteki güçler (Şeytan ve cinleri) cezalandırılacaklar:
•Yerde insanlar cezalandırılacaklar.
•Armageddon'a Magog'lu Gog olarak adlandırılan Şeytan'ın ulusları Tanrı'ya karşı kışkırtması yol açacak.
•Uluslar masaradaki üzüm gibi çiğnenecekler.
•Armageddon'da doğa güçleri de kullanılacak.
•Kurtulanlar olacak.

Armageddon'un Zamanı ve Belirtileri
Armageddon'un başlayacağı zamanın işaretleri Kitabı Mukaddes'te verilmiştir. Ancak bu işaretler çoğunlukla olaylar olarak verilmiştir. Sayı olarak verilenler ise belirli bir tarih vermeyi amaçlamaz. Yine de verilen bilgiler Kitabı Mukaddes'in tümünün birlikte değerlendirilmesiyle anlaşılabilmektedir. Nebukadnezar'ın gördüğü rüyadaki heykel ve daha sonra Daniel peygamberin rüyetlerde gördükleri bu zamanların anlaşılmasında çok önemli bir yer tutar. Burada anlatılanlar Canavar'ı oluşturan unsurların hangisinin sırayla birbirini takip edeceğine ilişkindir.

Nebukadnessar rüyasında bir heykel görür ve Daniel peygamberin yorumuna göre heykelin altından olan başı Babil'dir. Daha sonra ise sırasıyla başka krallıklar dünya egemenliğinde öne geçeceklerdir. Babil'i sırasıyla, Med-Pers, Yunan, Roma izleyecektir. Bu bilgilerin değerlendirilmesi ise Daniel'in canavarlarla ilgili gördüklerinden kaynaklanır ve yoruma dayanmaz.

Heykel'in ayaklarıyla ise ikili bir dünya gücünün egemenliği anlatılır. Bu ikili yapıdaki dünya gücü son dünya gücü olarak yerini alacaktır. Rüya'nın devamında Tanrı'nın dağından kopan bir taşın heykelin ayaklarına çarparak heykeli tümüyle parçalayıp yok ettiği anlatılır. Heykel'in ayaklarının ikili yapıda ortak bir dünya gücü oluşturan Britanya ve ABD olduğu yorumu vardır. Danyal'ın yaşadığı dönemde ilk dünya gücü olan Mısır ve ikincisi olan Asur imparatorlukları devirlerini tamamladıklarından, heykel ve hayvanlarla temsil edilen dünya imparatorlukları Babil ile başlar. Bütün bu imparatorluklar toplam olarak yedidir ve Vahiy kitabındaki "Denizden çıkan canavar"ın yedi başını oluşturur. Sıralaması: Mısır, Asur, Babil, Med-Pers, Yunan, Roma, Britanya-ABD'dir.

Nebukadnessar'ın gördüğü başı göklere erişen devasa bir ağaçla ilgili rüyasında zamanlar da sözkonusudur. Burada verilen zaman simgesel 7 vakit olarak verilmiştir. Buradaki ağaç ve bu ağaçla temsil edilen Nebukadnessar, asıl olarak Tanrı'nın Egemenliği'ni temsil etmektedir. Nebukadnessar'ın yedi vaktin sonunda krallığını geri aldığı gibi Tanrısal Krallık da insanların elinden geri alınacaktır. Bu rüya ile eski İsrail'in sürgüne gittiği tarihten itibaren geçecek bir yedi vaktin olacağı ve bu vaktin sonunda ise, ağacın yeniden filiz(Krallık Filizi) vereceği anlatılır. İsraillilerin sürgüne gittikleri tarih Mö. 607 yılıdır. Vahiy kitabı 3,5 vakitten 1260 gün olarak sözettiğinden, yedi vaktin 2520 gün olduğu tespiti yapılır (3,5 + 3,5 = 7), (1260 + 1260 = 2520) ve gün kavramı Kitabı Mukaddes'teki başka sözlere dayanılarak yıl olarak hesaplandığında 1. Dünya Savaşı'nın başladığı 1914 yılına varılır. Çünkü yalnızca harfi olarak hesaplanacak olsaydı bu 2520 gün yalnızca 7 yıl olarak Mö. 600 yılını işaretlemiş olacaktı (Mö. 607 - 7 = Mö. 600). Nebukadnessar'ın rüyasındaki ağaç ile Atanmış Kral olarak İsa'nın ikinci gelişi birbiriyle doğrudan ilişkilidir.

Çünkü konuda Canavar'ın süresinin bitimine yakın zamanlarda İsa'nın Atanmış Kral olarak yetkilendirileceği anlatılır. Bu dönem İsa'nın Atanmış Kral olduğu "son günler"dir. Son günlere ilişkin olarak ise, öğrencilerinin İsa'dan kendilerine söylemesini istedikleri belirtiler(alametler) bu dönemin nasıl olacağı bilgisini verir. İsa Atanmış Kral olarak yetki aldığı dönemin başlıca işaretlerinin savaşlar, kıtlıklar, depremler ve salgın hastalıklar olacağını söyler.

Ayrıca kötü bir insan soyunun bu dönemin tümünü yaşayıp göreceğini ve bu nesil ölüp tükenmeden Armageddon'un bu neslin başına geleceğini bildirir. Atanmış Kral Armagedon öncesinde bütün insanlarla ilgili olarak bir yargıda bulunacak ve buna göre insanlar ölüm ya da yaşam için işaretlenecekler.

Olayların Sırası
•İsa'nın Atanmış Kral olarak hazır bulunuşu: İsa'nın Daniel kitabına göre Atanmış Kral olarak tahtına geçişi arasındaki 2520 yıllık dönemin bitişidir Mö. 607 (Mö. 606 + 607'den 3 ay) ile Ms. 1914 (1913 + 1914'den 9 ay). Bu tarihten itibaren son günlerin belirtilerinin (alametlerin) görüldüğü bir dönemin oluşması. Belirtilerin tümü birden aynı dönemde meydana gelecek ve hepsi tek bir alameti oluşturacaktır. Benzer şekilde geçmişte de olmuş savaşlar, kıtlıklar, depremler, salgın hastalıklar, yozlaşmış bir insan toplumu, yeryüzünün kirletilmesi şeklindeki belirtiler, tümü birden aynı dönemde oluşmadığı için verilen alameti oluşturmazlar. Bu dönemdeki "bütün bu olayları(belirtileri)" görenlerin tümü ölüp, geçip gitmeden son gelecektir. Bu bir insan neslinin yaşam süresinin ortalaması anlamına gelmez. Bu dönemdeki olayları yaşayıp gören bazı insanlar diğerlerinden daha uzun yaşayabilirler; ancak mutlaka bu dönemden bazı insanlar Armageddon'un geldiğini de görmüş olacaklar.

•Atanmış Kral'ın Krallığı hakkında duyuru yapılması: İncil sözcüğünün anlamı müjdedir ve Atanmış Kral'ın dünya yönetimini ve yeryüzü üzerinde yapacağı değişiklikleri kasteder.

•Ulusların "barış ve güvenlik" ilanı yapmaları: Ulusların dünya sorunlarını halletme yönünde önemli ilerlemeler sağladıklarını iddia etmeleri. Bu iddialar yalnızca sözde kalacak ve gerçek bir "esenlik ve güvenlik" sözkonusu olmayacak.

•Ulusların Tanrı'nın yönlendirmesiyle sahte Babil dinlerini yok etmeleri: Barış ve güvenlik ilanının yapılmasıyla sahte dinleri yok etmek üzere belirlenen zaman gelmiş olacak.

•Armageddon'da ilk saldırıyı uluslar başlatacak: Şeytan ve cinleri bütün ulusları Tanrı'ya karşı savaşmak üzere kışkırtacak. Şeytan ve cinleri Tanrı'nın kendisi için ayırdığı "koyun" türünden insanları yok etmek üzere bütün ulusları saldırıya geçirmesi Armageddon'un başlamasına yol açacak.

•Armageddon'un başlaması: Tanrı'nın kendi toplumunu korumak için derhal harekete geçerek bütün bu ulusları tümüyle yok etmesi. Tanrı bunları yaparken Atanmış Kral İsa'yı (Mikail) ve melek ordularını kullanacak. Armageddon savaşı bütün Yeryüzü'nü kapsayacak ve şiddetli olacak; ancak Armagedon'un şiddeti Yeryüzü'nü bir daha yaşanmaz hale getirecek derecede olmayacak. Armageddon'da Şeytan ve cinleri yakalanıp 1000 yıl için "uçurum"a atılacaklar ve etkisiz kılınacaklar. 1000 yıllık dönemin sonunda ise Şeytan ve cinleri tamamen yok edilecekler.

•Atanmış Kral'ın 1000 yıllık yönetiminin başlaması: Armageddon'da yalnızca Atanmış Kral'ın tarafındaki insanlar sağ kalacaklar, diğerleri ise yok edilmiş olacaklar. Eski dünya düzeni ve destekleyicilerinin olmadığı yeni dönem, İsa'nın Yeryüzü'nü iyiler için cennet haline getireceği göksel bir yönetim dönemi olacak. Atanmış Kral'ın yanında 144000 kişi daha kendisiyle birlikte yardımcı yöneticiler olarak görevli olacaklar. Geçmişte ölmüş kişiler den bir çoğu bu dönem de diriltilecekler ve eğitim alacaklar.

Canavar 666
Canavar Kitabı Mukaddes'de çeşitli şekillerde ifade edilir. Bazı kısımlarında Nebukadnezar'ın gördüğü rüyadaki heykel olarak, ayrıca Danyal'in rüyetlerde gördüğü çeşitli canavarlar şeklindedir. Canavar olarak ifade edilen kavram Kitabı Mukaddes dışı kaynaklara göre farklı adlar da taşır. Bunların en başta gelenleri aşağıdaki simgelerdir. Bunların tamamı Canavar 666'ya denk kavramları oluştururlar:

•İştar ve İştar'la aynı kimliğe sahip olup ancak farklı adlar taşıyan bazı tanrıçalar: Astarte, Artemis, İsis, Kibele, Venüs vd.

•Alttaki piramit: Bu piramitin üst kısmı hariç, üstü kesik olan alt kısmı. Bu kısım Piramit 32 olarak adlandırılır.

•Beş Köşeli Yıldız: Venüs (Zühre) gezegenini simgeler. Venüs Dünya ile Güneş arasındadır ve bazı özellikleri nedeniyle İştar'ın simgesidir.

•Dörtgen: Alttaki piramitin tabanını simgeler ve çapraz şekildedir. Bu şekil kutuplara göre köşeleri + şeklini verir.

•Dört Köşeli Yıldız: Dörtgen şeklin kenarlarının inceltilerek yıldız şekline getirilmesinden oluşur. Şekli haça benzese de haç değildir.

•Pusula: Pusula Gülü olarak da adlandırılır. 32 yönü gösterir. 32 olmasının nedeni 33. derecenin Marduk'a ait olmasındandır. (Alttaki piramit: 1 Marduk + 32 = 33) Bu şekilde üst ve alttaki piramitlerdeki 2 adet 33 toplamda Marduk'un sayısı olan 66'yı verir.

•Gül: Özellikle kırmızı gül İştar'ın simgesidir. Kırmızı renk İştar'ın rengidir. Kırmızı gül dikenleriyle birlikte kullanılır; çünkü kan dökme özelliğini gösterir.

•Kalp Sembolü: Kalp sembolünün üst kısmı İştar'ın kalçalarını simgeler. Kalp sembolünün alt kısmı Marduk'un küreği şeklini verir.

Bu simgeler çoğu zaman Marduk ve Marduk'un diğer sıfatları olan Tammuz ve Baal'a ait simgelerle birlikte kullanılırlar. Bu şekilde ikili bir yapı ortaya çıkar. Bu durum iki sevgili şeklinde gösterilir. Baal ile Astarte, Haç ile Gül (Gül Haç), Lale ile Gül, Piramitin kesik üst kısmı (1 Marduk) ile piramitin kesik alt kısmı (32'yle temsil edilen Canavar 666) ya da Kartal ile Piramit 32 gibi çeşitli eşleştirmeler bunlar arasında yer alır. Bütün bunların doğrudan anlamı ise Marduk adıyla Şeytan ile dünyayı yönetmek için kullandığı Dünya Düzeni'dir. Bu düzenin başlıca üç temel unsurunu siyasal, ticari ve dinsel unsurlar oluşturur. Ancak Kitabı Mukaddes Armageddon'da yok edilinceye kadar bu Dünya Düzeni'nin sürmesine izin verildiğini ve Tanrı'ya ait şeyler dışında karşı gelinmemesi gerektiğini söyler. Bunun nedeni eksik ve kusurlu da olsa bir düzenin olmasının, hiçbir düzenin olmayıp bir kargaşa ortamının oluşmasından daha iyi olmasıdır. Bu yüzden siyasal yapılar yaptıkları toplumsal hizmetler nedeniyle "Tanrı'nın hizmetçisi" olarak adlandırılmaktadır.

Baş kaldıran ve asi sözcükleri Marduk'un, karşı gelen ise Şeytan sözcüğünün anlamını oluşturur. Bu şekilde her iki ifade de aslında aynı kişiyi kasteder. Ancak Şeytan sözcüğü çok açık bir şekilde kullanıldığından birçok yerde bu sözcük yerine Marduk sözcüğü kullanılır. Marduk ve Şeytan sözcükleri anlam olarak fark taşımazlar. Ayrıca Marduk sözcüğünün ilk harfi ile ilk iki harfi kullanılarak birçok farklı kullanım alanı bulunmaktadır. Tıpkı alttaki piramitin tersi olan ve V harfiyle temsil edilen üstteki bir piramitin olması gibi, Marduk'un M harfinin tersi olarak da W harfi üstteki ters piramiti simgeleyen V harfiyle birlikte kullanılır. Lale şekil olarak W harfini verir ve ters duran bir lale de M harfinin karşılığıdır. M ve W harfleri Marduk'u yani Şeytan'ı simgelemektedirler. Bu yüzden pek farkedilmese de kutsal sayılan Aum sözcüğünün simgesinde yan duran bir M ya da W harfi göze çarpar.

Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.

Yorum Yazın
sohbet islami chat omegle tv türk sohbet islami sohbet elektronik sigara cinsel sohbet su böreği sipariş oyun haberleri tıkanıklık açma dijital pazarlama ajansı galeri yetki belgesi nasıl alınır yalama taşı