6 6 6
Adı "Canavar", adını simgeleyen sayı da "666"dır. Vahiy kitabı bu Canavar'ı "denizden" çıkan "on boynuzlu, yedi başlı bir canavar" olarak tanımlar.
Vahiy 13:1-2 Sonra on boynuzlu, yedi başlı bir canavarın denizden çıktığını gördüm. Boynuzlarının üzerinde on taç vardı, başlarının üzerinde küfür niteliğinde adlar yazılıydı. Gördüğüm canavar parsa benziyordu. Ayakları ayı ayağı, ağzı aslan ağzı gibiydi. Ejderha canavara kendi gücü ve tahtıyla birlikte büyük yetki verdi.
Vahiy 13:17-18 Öyle ki, bu işareti, yani canavarın adını ya da adını simgeleyen sayıyı taşımayan ne bir şey satın alabilsin, ne de satabilsin. Bu konu bilgelik gerektirir. Anlayabilen, canavara ait sayıyı hesaplasın. Çünkü bu sayı insanı simgeler. Sayısı 666'dır.
Vahiy kitabında ayrıca "yerden çıkan", "iki boynuzlu" ve "kuzu" gibi görünen başka bir canavardan da söz etmektedir. Ayrıca Canavar 666 adı verilen canavarın bir heykeli bulunmaktadır. Bu "heykel" yerden çıkan canavar tarafından canlandırılır. Bu canlanan Heykel Canavar 666'nın bir suretidir. Bu heykel yerden çıkan canavar tarafından yaptırılır. Bu heykelin canlanarak faaliyet göstermesine önayak olan da bu canavardır. Ayrıca Canavar 666'nın yetkisini de kullanabilmektedir. Canlanan heykel Vahiy kitabında "Kırmızı Canavar" olarak da adlandırılır. Bu Kırmızı Canavar, Canavar 666'nın bir kopyası olmaktadır. Artık yalnızca bir heykel değildir ve canlanmış olarak faaliyet sürdürebilmektedir.
Vahiy kitabına paralel bir şekilde Daniel kitabında da canavarlardan söz edilir.
Buradaki canavarlar sırasıyla şöyledir:
Birinci canavar: BABİL. Kanatları olan bir aslan
İkinci canavar: MED-PERS. Bir ayı
Üçüncü canavar: YUNAN. Dört kanatlı pars
Dördüncü canavar: ROMA. Korkunç, ürkütücü, büyük demir dişleri olan çok güçlü dördüncü bir yaratık.
Daniel 8. bölüm bu canavarlarla ilgili daha fazla ayrıntılı bilgiler verir. Daniel'in burada bu bilgileri verdiği sırada bulunduğu yer Elam İli'dir ve bu arada Babil İmparatorluğu Med-Pers tarafından sona erdirilmiştir. Daniel bu sırada Med-Pers İmparatorluğu altında yaşamaktadır. Babil sona erdiği için Daniel'in burada gördüğü görüm de söz konusu ilk hayvan Med-Pers'i temsil eden KOÇ olmaktadır. Koç'un iki boynuzu bulunmaktadır.
Bunlardan biri Med, diğeri Pers'tir. Ancak bir zaman sonra Pers kralları bu ülkede söz sahibi olmaya başlayacaklardır. Koç bir müddet sonra batıdan hızla gelen TEKE tarafından saldırıya uğrayacaktır. Burada Koç'la temsil edilen Med-Pers, batıdan hızla gelen Teke'yle temsil edilen Yunan (Büyük İskender) tarafından yenilgiye uğratılacaktır. Ancak Teke'nin büyük boynuzu olan Büyük İskender öldüğünde (MÖ 323) yerine dört boynuz çıkacaktır. Bunlar İskender'in yerine krallığı kendi aralarında paylaşan dört generalidir.
Bunlar sırasıyla:
1. Selevkos Nikator: Mezopotamya ve Suriye
1. Ptolemaios: Mısır ve Filistin
Lysimakhos: Küçük Asya ve Trakya
Kassandros: Makedonya ve Yunanistan
Daniel kitabı söz konusu açıklamaların belirli krallıklar ilgili olduğunu adlarını vererek gösterir. Burada Med-Pers'in ve Yunan krallıkları adlarıyla bildirilmiştir. Bundan sonraki açıklamalarda, bunlardan artık canavarlar şeklindeki temsiller yerine doğrudan krallar olarak bahsedilmektedir. Bu bölüm Med-Pers'ten başlayarak krallar arasındaki güç mücadelesini "sona" kadar anlatmaktadır. Buradaki anlatımlar da bu ülkelerin krallarının adı verilmemekle birlikte, çatışmalarla ilgili önemli olaylar anlatılmaktadır. Arada çatışmaların olmadığı dönemlerde ise, bu dönemlerdeki "kuzey" ve "güney" kralları atlanmıştır. Anlatımlar Med-Pers, Yunan ve Büyük İskender'in ölümünden sonra generallerinin kendi aralarındaki güç mücadelesini anlatmaktadır. Bu generallerden Lysimakhos Kassandros'un topraklarını ele geçirir. Daha sonra ise 1. Selevkos Nikator Lysimakhos'un topraklarını ele geçirir. 1. Selevkos Nikator "Kuzey Kralı" rolünü üstlenmektedir. Karşısındaki "Güney Kralı" ise 1. Ptolemaios'tur. İki kral arasındaki güç mücadelesi dünya hakimiyetiyle ilgilidir. Bu mücadeleyle ilgili çatışmaların kapsamında daha sonra Roma yer alacaktır. Roma'yı temsil eden canavarın başında 10 boynuz bulunmaktadır. Bunlar Roma İmparatorluğu'ndan filizlenerek doğan krallıklardır. Bu 10 boynuzdan biri olan Britanya ilk başta küçüktür. Hollanda, Fransa ve İspanya'nın kendisinden daha güçlü üç boynuz olmalarına rağmen, Britanya bunları yenerek bu üç boynuzu yerinden söker. 19. yüzyılın sonuna doğru Güney Kralı rolünü Britanya ve Kuzey Kralı rolünü Almanya oynamaya başlar.
1. Dünya Savaşı yıllarında ilk başta çatışmayı kazanıyormuş gibi görünen Almanya, ABD'nin de Güney Kral'ının tarafında yer alarak savaşa girmesiyle yenilir. 1. Dünya Savaşı'yla Güney Kralı rolü ikili bir krallık olur. Bunlar Britanya ve ABD'dir.
2. Dünya Savaşı esnasında Kuzey Kralı hala Almanya'dır; ancak bu savaşın sonunda Kuzey Kralı rolü artık SSCB'ye geçer.
Bu tarihten itibaren dünya üzerindeki güç savaşı bir tarafta ABD-Britanya-NATO Bloku ve diğer tarafta SSCB-Komünist Blok olarak sürmeye devam edecektir. Daniel kitabı bu kralların en son krallar olarak görüneceğini ve sona ereceklerini bildirmektedir.
Daniel kitabı canavarlarla yapılan temsillere ek olarak bunların değişik bir şekilde anlatımını da sunar. Bu anlatım Nebukadnessar'ın rüyasında gördüğü büyük bir heykeldir. Bu heykel bütün bir parça şeklinde olmakla birlikte, başından ayaklarına kadar çeşitli farklı metallerden oluşur. Heykelin başı saf altın, göğsü ve kolları gümüş, karnı ve kalçaları tunç, bacakları demir, ayakları ise demir ve kil karışımındandır. Daniel Nebukadnessar'ın bu heykelin başı olduğunu bildirir. Böylece heykelin altınla temsil edilen başı Babil İmparatorluğu olmaktadır. Buna göre Heykel'in ayaklara doğru inen kısımları da Babil'den sonraki imparatorluklar olacaklardır. Hem Nebukadnessar'ın rüyası, hem de Daniel'in rüyası birbirlerine paraleldir ve ikisi de Babil'le başlar. Toplam olarak beş imparatorluk söz konusudur. Vahiy kitabındaki "On boynuzlu, yedi başlı canavar" ise toplamda yedi imparotorluğu ele almaktadır. Bu farkın nedeni Daniel'in zamanında Mısır ve Asur imparatorluklarının sona ermiş olmasıdır. Nebukadnessar'ın rüyasındaki Heykel'le Daniel'in gördüğü görümdeki denizden çıkan canavarlar birbirlerine karşılık gelirler:
Altın Baş: İki Kanatlı Aslan
Gümüş Göğüs ve Kollar: Ayı
Tunç Kalçalar: Dört Kanatlı Pars
Demir Bacaklar: Demir Dişli Korkunç Canavar
Demir ve Kil Ayaklar: Küçük Boynuz
Canavar Kitab ı Mukaddes 'de çeşitli şekillerde ifade edilir. Bazı kısımlarında Nebukadnezar'ın gördüğü rüyadaki heykel olarak, ayrıca Danyal'in rüyetlerde gördüğü çeşitli canavarlar şeklindedir. Canavar olarak ifade edilen kavram Kitabı Mukaddes dışı kaynaklara göre farklı adlar da taşır. Bunların en başta gelenleri aşağıdaki simgelerdir. Bunların tamamıCanavar 666'ya denk kavramları oluştururlar.
İştar ve İştar'la aynı kimliğe sahip olup anck farklı adlar taşıyan bazı tanrıçalar: Astarte, Artemis, İsis, Kibele, Venüs vd.Alttaki piramit: Bu piramitin üst kısmı hariç, üstü kesik olan alt kısmı. Bu kısım Piramit 32 olarak adlandırılır.Beş Köşeli Yıldız: Venüs (Zühre) gezegenini simgeler. Venüs Dünya ile Güneş arasındadır ve bazı özellikleri nedeniyle İştar'ın simgesidir.Dörtgen: Alttaki piramitin tabanını simgeler ve çapraz şekildedir. Bu şekil kutuplara göre köşeleri + şeklini verir.Dört Köşeli Yıldız: Dörtgen şeklin kenarlarının inceltilerek yıldız şekline getirilmesinden oluşur. Şekli haça benzese de haç değildir.Pusula: Pusula Gülü olarak da adlandırılır.
32 yönü gösterir. 32 olmasının nedeni 33. derecenin Marduk'a ait olmasındandır. (Alttaki piramit: 1 Marduk + 32 = 33) Bu şekilde üst ve alttaki piramitlerdeki 2 adet 33 toplamda Marduk'un sayısı olan 66'yı verir.Gül: Özellikle kırmızı gül İştar'ın simgesidir. Kırmızı renk İştar'ın rengidir. Kırmızı gül dikenleriyle birlikte kullanılır; çünkü kan dökme özelliğini gösterir.Kalp Sembolü: Kalp sembolünün üst kısmı İştar'ın kalçalarını simgeler. Kalp sembolünün alt kısmı Marduk'un küreği şeklini verir.
Vahiy 13:1-2 Sonra on boynuzlu, yedi başlı bir canavarın denizden çıktığını gördüm. Boynuzlarının üzerinde on taç vardı, başlarının üzerinde küfür niteliğinde adlar yazılıydı. Gördüğüm canavar parsa benziyordu. Ayakları ayı ayağı, ağzı aslan ağzı gibiydi. Ejderha canavara kendi gücü ve tahtıyla birlikte büyük yetki verdi.
Vahiy 13:17-18 Öyle ki, bu işareti, yani canavarın adını ya da adını simgeleyen sayıyı taşımayan ne bir şey satın alabilsin, ne de satabilsin. Bu konu bilgelik gerektirir. Anlayabilen, canavara ait sayıyı hesaplasın. Çünkü bu sayı insanı simgeler. Sayısı 666'dır.
Vahiy kitabında ayrıca "yerden çıkan", "iki boynuzlu" ve "kuzu" gibi görünen başka bir canavardan da söz etmektedir. Ayrıca Canavar 666 adı verilen canavarın bir heykeli bulunmaktadır. Bu "heykel" yerden çıkan canavar tarafından canlandırılır. Bu canlanan Heykel Canavar 666'nın bir suretidir. Bu heykel yerden çıkan canavar tarafından yaptırılır. Bu heykelin canlanarak faaliyet göstermesine önayak olan da bu canavardır. Ayrıca Canavar 666'nın yetkisini de kullanabilmektedir. Canlanan heykel Vahiy kitabında "Kırmızı Canavar" olarak da adlandırılır. Bu Kırmızı Canavar, Canavar 666'nın bir kopyası olmaktadır. Artık yalnızca bir heykel değildir ve canlanmış olarak faaliyet sürdürebilmektedir.
Vahiy kitabına paralel bir şekilde Daniel kitabında da canavarlardan söz edilir.
Buradaki canavarlar sırasıyla şöyledir:
Birinci canavar: BABİL. Kanatları olan bir aslan
İkinci canavar: MED-PERS. Bir ayı
Üçüncü canavar: YUNAN. Dört kanatlı pars
Dördüncü canavar: ROMA. Korkunç, ürkütücü, büyük demir dişleri olan çok güçlü dördüncü bir yaratık.
Daniel 8. bölüm bu canavarlarla ilgili daha fazla ayrıntılı bilgiler verir. Daniel'in burada bu bilgileri verdiği sırada bulunduğu yer Elam İli'dir ve bu arada Babil İmparatorluğu Med-Pers tarafından sona erdirilmiştir. Daniel bu sırada Med-Pers İmparatorluğu altında yaşamaktadır. Babil sona erdiği için Daniel'in burada gördüğü görüm de söz konusu ilk hayvan Med-Pers'i temsil eden KOÇ olmaktadır. Koç'un iki boynuzu bulunmaktadır.
Bunlardan biri Med, diğeri Pers'tir. Ancak bir zaman sonra Pers kralları bu ülkede söz sahibi olmaya başlayacaklardır. Koç bir müddet sonra batıdan hızla gelen TEKE tarafından saldırıya uğrayacaktır. Burada Koç'la temsil edilen Med-Pers, batıdan hızla gelen Teke'yle temsil edilen Yunan (Büyük İskender) tarafından yenilgiye uğratılacaktır. Ancak Teke'nin büyük boynuzu olan Büyük İskender öldüğünde (MÖ 323) yerine dört boynuz çıkacaktır. Bunlar İskender'in yerine krallığı kendi aralarında paylaşan dört generalidir.
Bunlar sırasıyla:
1. Selevkos Nikator: Mezopotamya ve Suriye
1. Ptolemaios: Mısır ve Filistin
Lysimakhos: Küçük Asya ve Trakya
Kassandros: Makedonya ve Yunanistan
Daniel kitabı söz konusu açıklamaların belirli krallıklar ilgili olduğunu adlarını vererek gösterir. Burada Med-Pers'in ve Yunan krallıkları adlarıyla bildirilmiştir. Bundan sonraki açıklamalarda, bunlardan artık canavarlar şeklindeki temsiller yerine doğrudan krallar olarak bahsedilmektedir. Bu bölüm Med-Pers'ten başlayarak krallar arasındaki güç mücadelesini "sona" kadar anlatmaktadır. Buradaki anlatımlar da bu ülkelerin krallarının adı verilmemekle birlikte, çatışmalarla ilgili önemli olaylar anlatılmaktadır. Arada çatışmaların olmadığı dönemlerde ise, bu dönemlerdeki "kuzey" ve "güney" kralları atlanmıştır. Anlatımlar Med-Pers, Yunan ve Büyük İskender'in ölümünden sonra generallerinin kendi aralarındaki güç mücadelesini anlatmaktadır. Bu generallerden Lysimakhos Kassandros'un topraklarını ele geçirir. Daha sonra ise 1. Selevkos Nikator Lysimakhos'un topraklarını ele geçirir. 1. Selevkos Nikator "Kuzey Kralı" rolünü üstlenmektedir. Karşısındaki "Güney Kralı" ise 1. Ptolemaios'tur. İki kral arasındaki güç mücadelesi dünya hakimiyetiyle ilgilidir. Bu mücadeleyle ilgili çatışmaların kapsamında daha sonra Roma yer alacaktır. Roma'yı temsil eden canavarın başında 10 boynuz bulunmaktadır. Bunlar Roma İmparatorluğu'ndan filizlenerek doğan krallıklardır. Bu 10 boynuzdan biri olan Britanya ilk başta küçüktür. Hollanda, Fransa ve İspanya'nın kendisinden daha güçlü üç boynuz olmalarına rağmen, Britanya bunları yenerek bu üç boynuzu yerinden söker. 19. yüzyılın sonuna doğru Güney Kralı rolünü Britanya ve Kuzey Kralı rolünü Almanya oynamaya başlar.
1. Dünya Savaşı yıllarında ilk başta çatışmayı kazanıyormuş gibi görünen Almanya, ABD'nin de Güney Kral'ının tarafında yer alarak savaşa girmesiyle yenilir. 1. Dünya Savaşı'yla Güney Kralı rolü ikili bir krallık olur. Bunlar Britanya ve ABD'dir.
2. Dünya Savaşı esnasında Kuzey Kralı hala Almanya'dır; ancak bu savaşın sonunda Kuzey Kralı rolü artık SSCB'ye geçer.
Bu tarihten itibaren dünya üzerindeki güç savaşı bir tarafta ABD-Britanya-NATO Bloku ve diğer tarafta SSCB-Komünist Blok olarak sürmeye devam edecektir. Daniel kitabı bu kralların en son krallar olarak görüneceğini ve sona ereceklerini bildirmektedir.
Daniel kitabı canavarlarla yapılan temsillere ek olarak bunların değişik bir şekilde anlatımını da sunar. Bu anlatım Nebukadnessar'ın rüyasında gördüğü büyük bir heykeldir. Bu heykel bütün bir parça şeklinde olmakla birlikte, başından ayaklarına kadar çeşitli farklı metallerden oluşur. Heykelin başı saf altın, göğsü ve kolları gümüş, karnı ve kalçaları tunç, bacakları demir, ayakları ise demir ve kil karışımındandır. Daniel Nebukadnessar'ın bu heykelin başı olduğunu bildirir. Böylece heykelin altınla temsil edilen başı Babil İmparatorluğu olmaktadır. Buna göre Heykel'in ayaklara doğru inen kısımları da Babil'den sonraki imparatorluklar olacaklardır. Hem Nebukadnessar'ın rüyası, hem de Daniel'in rüyası birbirlerine paraleldir ve ikisi de Babil'le başlar. Toplam olarak beş imparatorluk söz konusudur. Vahiy kitabındaki "On boynuzlu, yedi başlı canavar" ise toplamda yedi imparotorluğu ele almaktadır. Bu farkın nedeni Daniel'in zamanında Mısır ve Asur imparatorluklarının sona ermiş olmasıdır. Nebukadnessar'ın rüyasındaki Heykel'le Daniel'in gördüğü görümdeki denizden çıkan canavarlar birbirlerine karşılık gelirler:
Altın Baş: İki Kanatlı Aslan
Gümüş Göğüs ve Kollar: Ayı
Tunç Kalçalar: Dört Kanatlı Pars
Demir Bacaklar: Demir Dişli Korkunç Canavar
Demir ve Kil Ayaklar: Küçük Boynuz
Canavar Kitab ı Mukaddes 'de çeşitli şekillerde ifade edilir. Bazı kısımlarında Nebukadnezar'ın gördüğü rüyadaki heykel olarak, ayrıca Danyal'in rüyetlerde gördüğü çeşitli canavarlar şeklindedir. Canavar olarak ifade edilen kavram Kitabı Mukaddes dışı kaynaklara göre farklı adlar da taşır. Bunların en başta gelenleri aşağıdaki simgelerdir. Bunların tamamıCanavar 666'ya denk kavramları oluştururlar.
İştar ve İştar'la aynı kimliğe sahip olup anck farklı adlar taşıyan bazı tanrıçalar: Astarte, Artemis, İsis, Kibele, Venüs vd.Alttaki piramit: Bu piramitin üst kısmı hariç, üstü kesik olan alt kısmı. Bu kısım Piramit 32 olarak adlandırılır.Beş Köşeli Yıldız: Venüs (Zühre) gezegenini simgeler. Venüs Dünya ile Güneş arasındadır ve bazı özellikleri nedeniyle İştar'ın simgesidir.Dörtgen: Alttaki piramitin tabanını simgeler ve çapraz şekildedir. Bu şekil kutuplara göre köşeleri + şeklini verir.Dört Köşeli Yıldız: Dörtgen şeklin kenarlarının inceltilerek yıldız şekline getirilmesinden oluşur. Şekli haça benzese de haç değildir.Pusula: Pusula Gülü olarak da adlandırılır.
32 yönü gösterir. 32 olmasının nedeni 33. derecenin Marduk'a ait olmasındandır. (Alttaki piramit: 1 Marduk + 32 = 33) Bu şekilde üst ve alttaki piramitlerdeki 2 adet 33 toplamda Marduk'un sayısı olan 66'yı verir.Gül: Özellikle kırmızı gül İştar'ın simgesidir. Kırmızı renk İştar'ın rengidir. Kırmızı gül dikenleriyle birlikte kullanılır; çünkü kan dökme özelliğini gösterir.Kalp Sembolü: Kalp sembolünün üst kısmı İştar'ın kalçalarını simgeler. Kalp sembolünün alt kısmı Marduk'un küreği şeklini verir.
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.