Televizyon sektöründe tekelleşme!
Sektörde hatırı sayılır bir yer edinmiş olan bir kaç dostumla sohbet edip sektörün dertlerini dinleme fırsatı buldum. Tabi bu sektörü kötü yönde etkileyen etkenler biz izleyicilere de yansıyor.
Hepimiz dizi izliyoruz. Yeri geliyor özellikle izlemek için yeni diziler arıyoruz ve kendimizi eğlendiriyoruz. Yeri geliyor denk gelip ilgimizi çeken bir dizi ile karşılaşıyoruz ve takip etmeye başlıyoruz.
Dikkat ettiniz mi? Son dönemde dizilerin ömürleri oldukça kısa. Başladıkları hızda final yapıyorlar. Bunun sebebi tabi ki de dizinin yeterli reytingi alamaması ve yerine para kazandırabilecek başka bir dizi koymak istemeleri. Sonuçta bu ticari bir iş.
Peki dizilerimizin çoğu neden başarısızlıkla sonuçlanıyor?
Sokaktan her hangi birisine Türkiye dizi sektörünü sorarsanız size şu cevabı verecektir. 'Hep acıtasyon,hep entrika' doğru.. İzleyici kesiminin büyük bir bölümü ev kadınlarından oluşur.
Ev kadınları ise dedikodu, entrika, acıtasyon sever. Bu inkar edilemez gerçek bir istatistik. Fakat Hollywood, Bollywood gibi dünya pazarına açılmış ve ülkelerine milyonlar kazandıran bu kadar büyük bir sektör varken neden biz Türkler bir kaç dizimizi doğu ülkerine satmaktan daha ileriye götüremiyoruz bu işi?
Yakın dönemlerde gerçek anlamda reyting yapan dizilerimizin büyük bir bölümü uyarlamadır. Maalesef bir şeyler üretmek konusunda oldukça başarısızız. Üretmeyi de denemiyoruz. Ticari kaygılar bizi korkutuyor. Garanti iş ve garanti para tabi ki de yapımcı ve kanal için her zaman daha iyidir. Burada ise ben biraz bencillik görüyorum. Kendi ceplerini doldurmak yeterli geldiği için sektörü büyütemiyorlar.
Dünya pazarına açılmamızı sağlayacak kaliteli yapımlar olamıyor maalesef o kadar para yatırmak riskli çünkü. Özgün senaryolar da riskli. Daha önce tutmuş projeler varken neden yeni bir maceraya atılsınlar ki? Bu kafayla gidilirse tabi ki para kazanan kişiler kazanmaya devam edecekler. O kadar ama! Daha ilerisi düşünülemeyecek maalesef Türk sinema ve televizyonu için.
Gelelim dizilerin neden kısa ömürlü olduklarına..
Bunun en büyük sebeplerinden biri dediğim gibi özgün bir senaryo olmaması ve konuların birbirine çok benzer, standart ve sürekli izlediğimiz tarzda olması. Diğer en büyük sebebi ise bizim çok sevdiğimiz 'Tanıdıkla iş yapma' olayı...
İzlenilebilir bir şey çekmek ardında oldukça kalabalık bir ekip barındırıyor. İşin en önemli bölümü 'Cast' dediğimiz oyuncular.. Senaryoda bulunan bir karakteri hangi oyuncu canlandırırsa daha gerçekçi olur ve izleyici onu benimseyebilir olayı. Bu iş için 'casting director' dediğimiz insanlar var. Role uygun oyuncuları bulmak onların işidir.
En basiti, yapımcı sırf tanıdık olduğu için işi o casting directore verir. İşi yapabilirliği çok sorgulanmaz. Oyuncuları getirir oraya koyar yapımcı, senarist sesini çıkarmazsa oyuncu arkadaş o rolde oynar. İzlediğimiz şey ise bize gerçeklikten uzak, saçma gelir. Sete bir kostüm sorumlusu geleceği zaman bile, sen halledersin deyip arkadaşlarını oraya koyuyorlar, modadan zerre anlamayan insanları kostümcü yapıyorlar.
Başkası kazanacağına sen para kazan sen bu işi halledersin zihniyetiyle hareket edildiği için, işin ehli insanlar değil işi öyle böyle götüren insanlar sektörde yer edinmeye başladı. Bu yüzden de yapılan işler sırıtıyor. İzlediğiniz şey sizi çekmiyor bazen. Çok profesyonel bir gözle bakmadığınız için de neyin sizi çekmediğini anlamamanız normal. Bu bir kostüm olabilir, oyuncu olabilir, renkler olabilir. Belki de görüntü yönetmeni tanıdıktır?
Maalesef yapım şirketleri hatta kanallar bile belli insanlarla çalışmaya o kadar alışmış ki hep aynı şeyler ortaya çıkıyor. Bu ise sektörde birçok insanın aç kalmasına yol açıyor. Ne acıdır ki bu insanların bir bölümü işini gerçekten bilen insanlar. Tek suçları yaltaklanmamak ve ya dost edinmemek. Türkiye'nin en büyük televizyonu bence bu dediğiniz kanaldan tutun her hangi bir yapım şirketine kadar sektör maalesef tekelleşmiş durumda.
Koca kanal kurumsal bir şirket dediğiniz televizyon bile iç yapımı yüzünden tanıdık çalışıyor ve profesyonellikten uzaklaşıyor. Kötü işler yapan insanlar yine iş yapmaya çalıştıkları için projeler tekrar tekrar batıyor.
Maalesef şu an için sektörün durumu içler acısı. Umarım daha profesyonel düşünceyle hareket edip sektörümüzü ilerletebilir ve projelerimizi dünya pazarına daha güzel bir şekilde sunabiliriz. O zaman sadece yapımcı değil, Türkiye kazanır...
Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim. Hoşçakalın...
Hepimiz dizi izliyoruz. Yeri geliyor özellikle izlemek için yeni diziler arıyoruz ve kendimizi eğlendiriyoruz. Yeri geliyor denk gelip ilgimizi çeken bir dizi ile karşılaşıyoruz ve takip etmeye başlıyoruz.
Dikkat ettiniz mi? Son dönemde dizilerin ömürleri oldukça kısa. Başladıkları hızda final yapıyorlar. Bunun sebebi tabi ki de dizinin yeterli reytingi alamaması ve yerine para kazandırabilecek başka bir dizi koymak istemeleri. Sonuçta bu ticari bir iş.
Peki dizilerimizin çoğu neden başarısızlıkla sonuçlanıyor?
Sokaktan her hangi birisine Türkiye dizi sektörünü sorarsanız size şu cevabı verecektir. 'Hep acıtasyon,hep entrika' doğru.. İzleyici kesiminin büyük bir bölümü ev kadınlarından oluşur.
Ev kadınları ise dedikodu, entrika, acıtasyon sever. Bu inkar edilemez gerçek bir istatistik. Fakat Hollywood, Bollywood gibi dünya pazarına açılmış ve ülkelerine milyonlar kazandıran bu kadar büyük bir sektör varken neden biz Türkler bir kaç dizimizi doğu ülkerine satmaktan daha ileriye götüremiyoruz bu işi?
Yakın dönemlerde gerçek anlamda reyting yapan dizilerimizin büyük bir bölümü uyarlamadır. Maalesef bir şeyler üretmek konusunda oldukça başarısızız. Üretmeyi de denemiyoruz. Ticari kaygılar bizi korkutuyor. Garanti iş ve garanti para tabi ki de yapımcı ve kanal için her zaman daha iyidir. Burada ise ben biraz bencillik görüyorum. Kendi ceplerini doldurmak yeterli geldiği için sektörü büyütemiyorlar.
Dünya pazarına açılmamızı sağlayacak kaliteli yapımlar olamıyor maalesef o kadar para yatırmak riskli çünkü. Özgün senaryolar da riskli. Daha önce tutmuş projeler varken neden yeni bir maceraya atılsınlar ki? Bu kafayla gidilirse tabi ki para kazanan kişiler kazanmaya devam edecekler. O kadar ama! Daha ilerisi düşünülemeyecek maalesef Türk sinema ve televizyonu için.
Gelelim dizilerin neden kısa ömürlü olduklarına..
Bunun en büyük sebeplerinden biri dediğim gibi özgün bir senaryo olmaması ve konuların birbirine çok benzer, standart ve sürekli izlediğimiz tarzda olması. Diğer en büyük sebebi ise bizim çok sevdiğimiz 'Tanıdıkla iş yapma' olayı...
İzlenilebilir bir şey çekmek ardında oldukça kalabalık bir ekip barındırıyor. İşin en önemli bölümü 'Cast' dediğimiz oyuncular.. Senaryoda bulunan bir karakteri hangi oyuncu canlandırırsa daha gerçekçi olur ve izleyici onu benimseyebilir olayı. Bu iş için 'casting director' dediğimiz insanlar var. Role uygun oyuncuları bulmak onların işidir.
En basiti, yapımcı sırf tanıdık olduğu için işi o casting directore verir. İşi yapabilirliği çok sorgulanmaz. Oyuncuları getirir oraya koyar yapımcı, senarist sesini çıkarmazsa oyuncu arkadaş o rolde oynar. İzlediğimiz şey ise bize gerçeklikten uzak, saçma gelir. Sete bir kostüm sorumlusu geleceği zaman bile, sen halledersin deyip arkadaşlarını oraya koyuyorlar, modadan zerre anlamayan insanları kostümcü yapıyorlar.
Başkası kazanacağına sen para kazan sen bu işi halledersin zihniyetiyle hareket edildiği için, işin ehli insanlar değil işi öyle böyle götüren insanlar sektörde yer edinmeye başladı. Bu yüzden de yapılan işler sırıtıyor. İzlediğiniz şey sizi çekmiyor bazen. Çok profesyonel bir gözle bakmadığınız için de neyin sizi çekmediğini anlamamanız normal. Bu bir kostüm olabilir, oyuncu olabilir, renkler olabilir. Belki de görüntü yönetmeni tanıdıktır?
Maalesef yapım şirketleri hatta kanallar bile belli insanlarla çalışmaya o kadar alışmış ki hep aynı şeyler ortaya çıkıyor. Bu ise sektörde birçok insanın aç kalmasına yol açıyor. Ne acıdır ki bu insanların bir bölümü işini gerçekten bilen insanlar. Tek suçları yaltaklanmamak ve ya dost edinmemek. Türkiye'nin en büyük televizyonu bence bu dediğiniz kanaldan tutun her hangi bir yapım şirketine kadar sektör maalesef tekelleşmiş durumda.
Koca kanal kurumsal bir şirket dediğiniz televizyon bile iç yapımı yüzünden tanıdık çalışıyor ve profesyonellikten uzaklaşıyor. Kötü işler yapan insanlar yine iş yapmaya çalıştıkları için projeler tekrar tekrar batıyor.
Maalesef şu an için sektörün durumu içler acısı. Umarım daha profesyonel düşünceyle hareket edip sektörümüzü ilerletebilir ve projelerimizi dünya pazarına daha güzel bir şekilde sunabiliriz. O zaman sadece yapımcı değil, Türkiye kazanır...
Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim. Hoşçakalın...
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.