Huzurhane
Gerek evlatların vefasızlığı gerek bir evlat sahibi olamamanın getirdiği, yolculuğun sonu olan atalarımızın son misafirhaneleri huzurevleri...
Baba hayırsızlığı, anne vicdansızlığı ya da elim bir trafik kazası veya mahpus yasası ile ortada kalan minik yüreklerin evleri olan yetimhaneler...
Allah devletimize, milletimize zeval vermesin. Devlet kontrollü bu yuvaların işletilmesine bir de Türk'ün vicdanını eklediğimiz anda acılar bir nebze hafiflemektedir.
Londra'da bir anaokulu müdürü, anaokulu ile huzurevlerinin birleştirilmesi fikrini geliştirmiş. Nesiller arası farkın kapatılmasını hedeflemişler.
Ben konuyu biraz daha geliştirerek nesiller arası farkı kapatmaktan ziyade, aktarma fikrine yöneldim. Yani huzurevi ile yetimhanelerin birleşmesiyle hem ebeveyn sorunu yaşayan çocuk bir ebeveyne sahip olacak, hem de evlat ve torun özlemi çeken yaşlılarımızın bu sevgi eksikliğini giderilecek.
Bu planın işletilmesi sonucunda kültür transferi ile kayıp edilmek üzere olan nesillerimizi ait olduğu yere taşıyabiliriz.
Ah o eski çocuklar, ah o eski yıllarımız diye hayıflanmaktan yeğdir bu planı hayata geçirmek. Nesiller arası kültür transferine sebebiyet verecek olan bu sistem, sevgisiz, atasız büyüyen minik yüreklere cansuyu gibi gelecektir.
Türk kültürünün bana göre başyapıtlarından biri olan ve neredeyse 100 yıl önce, Atatürk tarafından 23 Nisan'ın Çocuk Bayramı ilan edilmesi, dahice bir fikirdir. Ölmez fikirler yenilerinin doğmasına vesile olur.
Yine Türk kültürünün yozlaşması sonucu ortaya çıkan huzurevleri, Atalar kültü sahibi bu aziz millete yakışmamaktadır.
Huzurevleri ve yetimhaneleri bayram yerine çevirmek ve kaybolan ruhların yolunu bulması, ayrıca Sevgi Kurumu'nun tekrar yüceltilmesi gerekmektedir.
Dedelerinden, ninelerinden şarkı söylemeyi, hayvan beslemeyi, bahçe bakımını, sanat ve yemek yapmayı, öykü dinlemeyi öğrenen bu minik yürekler, ilerleyen yaşlarında iyi birer yurttaşa dönüşmesi kaçınılmazdır.
Ömürlerinin son demlerini soğuk duvarlar arasında geçirmeleri engellenecek olan sevgili büyüklerimiz de bu huzur dolu yılları hak etmektedir.
Yazıma Başbuğ Mustafa Kemal Atatürk'ün 2 sözü ile son verip esenlikler diliyorum.
" Bir milletin yaşlı vatandaşlarına ve emeklilerine karşı tutumu; o milletin yaşama kudretinin en önemli kıstasıdır. Geçmişte çok güçlüyken tüm gücüyle çalışmış olanlara karşı minnet hissi duymayan milletin, geleceğe güvenle bakmaya hakkı yoktur."
" Çocuk sevgisi insan sevgisi için bir ihtiyaçtır. "
Baba hayırsızlığı, anne vicdansızlığı ya da elim bir trafik kazası veya mahpus yasası ile ortada kalan minik yüreklerin evleri olan yetimhaneler...
Allah devletimize, milletimize zeval vermesin. Devlet kontrollü bu yuvaların işletilmesine bir de Türk'ün vicdanını eklediğimiz anda acılar bir nebze hafiflemektedir.
Londra'da bir anaokulu müdürü, anaokulu ile huzurevlerinin birleştirilmesi fikrini geliştirmiş. Nesiller arası farkın kapatılmasını hedeflemişler.
Ben konuyu biraz daha geliştirerek nesiller arası farkı kapatmaktan ziyade, aktarma fikrine yöneldim. Yani huzurevi ile yetimhanelerin birleşmesiyle hem ebeveyn sorunu yaşayan çocuk bir ebeveyne sahip olacak, hem de evlat ve torun özlemi çeken yaşlılarımızın bu sevgi eksikliğini giderilecek.
Bu planın işletilmesi sonucunda kültür transferi ile kayıp edilmek üzere olan nesillerimizi ait olduğu yere taşıyabiliriz.
Ah o eski çocuklar, ah o eski yıllarımız diye hayıflanmaktan yeğdir bu planı hayata geçirmek. Nesiller arası kültür transferine sebebiyet verecek olan bu sistem, sevgisiz, atasız büyüyen minik yüreklere cansuyu gibi gelecektir.
Türk kültürünün bana göre başyapıtlarından biri olan ve neredeyse 100 yıl önce, Atatürk tarafından 23 Nisan'ın Çocuk Bayramı ilan edilmesi, dahice bir fikirdir. Ölmez fikirler yenilerinin doğmasına vesile olur.
Yine Türk kültürünün yozlaşması sonucu ortaya çıkan huzurevleri, Atalar kültü sahibi bu aziz millete yakışmamaktadır.
Huzurevleri ve yetimhaneleri bayram yerine çevirmek ve kaybolan ruhların yolunu bulması, ayrıca Sevgi Kurumu'nun tekrar yüceltilmesi gerekmektedir.
Dedelerinden, ninelerinden şarkı söylemeyi, hayvan beslemeyi, bahçe bakımını, sanat ve yemek yapmayı, öykü dinlemeyi öğrenen bu minik yürekler, ilerleyen yaşlarında iyi birer yurttaşa dönüşmesi kaçınılmazdır.
Ömürlerinin son demlerini soğuk duvarlar arasında geçirmeleri engellenecek olan sevgili büyüklerimiz de bu huzur dolu yılları hak etmektedir.
Yazıma Başbuğ Mustafa Kemal Atatürk'ün 2 sözü ile son verip esenlikler diliyorum.
" Bir milletin yaşlı vatandaşlarına ve emeklilerine karşı tutumu; o milletin yaşama kudretinin en önemli kıstasıdır. Geçmişte çok güçlüyken tüm gücüyle çalışmış olanlara karşı minnet hissi duymayan milletin, geleceğe güvenle bakmaya hakkı yoktur."
" Çocuk sevgisi insan sevgisi için bir ihtiyaçtır. "
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.