Medya öyle bir hal aldı ki! Lakapsız medya kuruluşu yok gibi bir duruma getirildi. Kimisinin başına "Yandaş", kimisinin başına  "yoldaş", kimisinin başına “Candaş”, kimisinin başına da yalaka konması gerçekten hayretle izleniyor.

Yalnız bu lakaplarla anılan medya geçmiş yıllarda da var idi yalnız kimse bu takıları medya için kullanmazdı. Pardon kullanmazdı değil, kullanamazlardı (!)

Türkiye’nin en büyük medya kuruluşları güzel yurdumu beş yıldızlı otellerin tepe barlarında purolarını içerken viskilerini yudumlayanların sözünden çıkmayanların elinde idi. İstediklerini iktidara getirir, işine gelmeyenleri de iktidardan indirirlerdi.  

Her zaman iktidara yakın ve iktidardan uzak muhalefete yakın gazeteler olacaktır. Bu Türk siyasi hayatının kaderi olan bir durumdur.

Lakin bu durumun sıkça dillendirilmesi biz gazetecilerin son yıllarda tamamen kaybettiği itibarımızı tam anlamıyla daha da itibarsızlaştırıyor.

Medyanın kamu yararı gibi bir misyon gözetmesi gerekirken, hep bir tarafta saf tutması ve kalemini birilerinin emrinde hissetmesi Medya’yı esas amacından saptırıyor.

Dürüst, ilkeli habercilik yapmak gibi bir misyonla gazetecilik yapmaya çalışan meslektaşlarımız ise tamamen tuk aka muamelesi görüyor.

Türkiye'deki güzel işleri kaleme alan ve hukukun üstünlüğü için çalışan gazetecilere ise yandaş medya damgası vurulmamasının gerekli olduğu gözlemleniyor. Hâkimiyet Hakkındır düşüncesi ile gazetecilik yapan medya mensuplarına Hakkın gazetecileri eki yerine çoğunlukla yandaş eki konulması gerçekten üzüntü verici olarak gözlemleniyor.

Birileri yandaş, yoldaş ve candaş tutturmuş gidiyorlar…

Para için haber yapan, kamu dairelerinde ihale kovalayan ve şantaj için ellerinde dosyalarla gezen basın ile Yalakalık gibi bir misyon üstlenen gazetecileri ise herkes ile herkesim görmezden geliyor.