Vatandaş aba altından sopa gösterdi
Halk sandıkta verdiği oy sonuçları ile aba altından sopa göstermiştir.
Vatandaşlar partili olarak değil, Recep Tayyip Erdoğan sevdalısı edasıyla tercihlerini evet olarak kullanmıştır. Oy verirken, Başkanları Erdoğan’ın, işini iyi yapmayan, ehil olmayanlar yerine 2002 ruhuna yakışır yöneticileri göreve getireceğinden emin olduklarını vurgulamışlardır.
İstanbul ve Ankara mağlubiyetinin nedeninin halkın sesine kulak vermeyen, eleştirileri çözüme ulaştırmayan belediyeler ile teşkilatların olduğu kesindir.
Birileri ilçelerine Abdullah Gül geldiği zaman gösterdikleri ilgi ve alakanın yarısını referandumda gösterebilselerdi, İstanbul’da oy düşüşü yaşanmazdı.
Referanduma sayılı gün kala danışman Şükrü Karatepe, yırtık gömlekten atletin çıkması gibi alakasız bir şekilde eyalet sistemini gündeme getirmeseydi, İstanbul’da oy düşüşü yaşanmazdı.
Hafriyat kamyonlarından rahatsız olan vatandaşların yaptığı ihbarlar değerlendirilse, yasak saatlerde bu araçların trafiğe çıkışı engellense, İstanbul’da oy düşüşü yaşanmazdı.
Referandum öncesi devletin caddesini işgal eden işyerlerine müdahale edilseydi, İstanbul’da oy düşüşü yaşanmazdı.
15 Temmuz akşamı vatan evlatları Atatürk Havalimanında tanklarla mücadele ederken, teşkilattan yardım isteyen gence ikinci emir bekliyoruz o nedenle gelemeyiz şeklinde çirkin cevap verilmeseydi, İstanbul’da oy düşüşü yaşanmazdı.
İlçe teşkilatından 0535’li normal hat ile vatandaş aranıp, kararsızlar varmış, biz o nedenle aradık, siz nasıl bir oy kullanacaksınız demek yerine kurumsal hatlardan arayarak, referandumla ilgili bir düşünceniz, isteğiniz veya öneriniz varmı diyerek vatandaşta hoş
seda bırakan bir iletişim tercih edilseydi, İstanbul’da oy düşüşü yaşanmazdı.
Belediye başkanları kibir yerine mütevaziliği, kaymakamlar ise protokol yerine halkın arasına karışmayı tercih etseydi, İstanbul’da oy düşüşü yaşanmazdı.
Fetö ile anılan ve teması olduğu bilinen kişilere belediyelerin bitlerinde görevler verilmeseydi, İstanbul’da oy düşüşü yaşanmazdı.
Belediye başkanları Bağcılar Belediye Başkanı Lokman Çağırıcı gibi teşkilatlarıyla tek vücut olabilseler ve halk ile samimi diyalog kurabilselerdi, İstanbul’da oy düşüşü yaşanmazdı.
Daha bir sürü neden sıralayabiliriz ama ne olursa, olsun, bu liyakatsizlere rağmen vatandaş muhtar bile olamaz denilen Recep Tayyip Erdoğan’a Türkiye Cumhuriyetinin 1. Başkanı görevini vermiştir.
Recep Tayyip Erdoğan’ın başarısının arkasında olan iki güç ise görmezden gelinmemelidir.
Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve Başbakan Binali Yıldırım bu referandumda bir denge vazifesi görmüşlerdir.
Akıncı ile Ülkücü camiaların yıllardır ciddi bir şekilde oyları ile birbirlerine destek verdiğini biliyoruz.
Bu birliktelikten rahatsız olanlar ülkücü camianın omurgaları ile oynayarak ülkücüleri PKK ile aynı düşüncede tercih yapmaya zorlamıştır. Gök tanrı nidaları atan kişilerin bu çirkinliğinin karşısında set gibi duran Devlet Bahçeli’yi buradan tebrik etmenin gerekli
olduğu kanaatindeyim.
Hak adına, birlik, dirlik, temizlik, değişim ve gelişim süreci için düğmeye halk tarafından basılmıştır.
Artık son sözünü söylemiş ve Türkiye Cumhuriyeti’nin 1. Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’a her zaman yanındayız mesajı vermiştir.
Zaman hak için çalışma vaktidir...
Vatandaşlar partili olarak değil, Recep Tayyip Erdoğan sevdalısı edasıyla tercihlerini evet olarak kullanmıştır. Oy verirken, Başkanları Erdoğan’ın, işini iyi yapmayan, ehil olmayanlar yerine 2002 ruhuna yakışır yöneticileri göreve getireceğinden emin olduklarını vurgulamışlardır.
İstanbul ve Ankara mağlubiyetinin nedeninin halkın sesine kulak vermeyen, eleştirileri çözüme ulaştırmayan belediyeler ile teşkilatların olduğu kesindir.
Birileri ilçelerine Abdullah Gül geldiği zaman gösterdikleri ilgi ve alakanın yarısını referandumda gösterebilselerdi, İstanbul’da oy düşüşü yaşanmazdı.
Referanduma sayılı gün kala danışman Şükrü Karatepe, yırtık gömlekten atletin çıkması gibi alakasız bir şekilde eyalet sistemini gündeme getirmeseydi, İstanbul’da oy düşüşü yaşanmazdı.
Hafriyat kamyonlarından rahatsız olan vatandaşların yaptığı ihbarlar değerlendirilse, yasak saatlerde bu araçların trafiğe çıkışı engellense, İstanbul’da oy düşüşü yaşanmazdı.
Referandum öncesi devletin caddesini işgal eden işyerlerine müdahale edilseydi, İstanbul’da oy düşüşü yaşanmazdı.
15 Temmuz akşamı vatan evlatları Atatürk Havalimanında tanklarla mücadele ederken, teşkilattan yardım isteyen gence ikinci emir bekliyoruz o nedenle gelemeyiz şeklinde çirkin cevap verilmeseydi, İstanbul’da oy düşüşü yaşanmazdı.
İlçe teşkilatından 0535’li normal hat ile vatandaş aranıp, kararsızlar varmış, biz o nedenle aradık, siz nasıl bir oy kullanacaksınız demek yerine kurumsal hatlardan arayarak, referandumla ilgili bir düşünceniz, isteğiniz veya öneriniz varmı diyerek vatandaşta hoş
seda bırakan bir iletişim tercih edilseydi, İstanbul’da oy düşüşü yaşanmazdı.
Belediye başkanları kibir yerine mütevaziliği, kaymakamlar ise protokol yerine halkın arasına karışmayı tercih etseydi, İstanbul’da oy düşüşü yaşanmazdı.
Fetö ile anılan ve teması olduğu bilinen kişilere belediyelerin bitlerinde görevler verilmeseydi, İstanbul’da oy düşüşü yaşanmazdı.
Belediye başkanları Bağcılar Belediye Başkanı Lokman Çağırıcı gibi teşkilatlarıyla tek vücut olabilseler ve halk ile samimi diyalog kurabilselerdi, İstanbul’da oy düşüşü yaşanmazdı.
Daha bir sürü neden sıralayabiliriz ama ne olursa, olsun, bu liyakatsizlere rağmen vatandaş muhtar bile olamaz denilen Recep Tayyip Erdoğan’a Türkiye Cumhuriyetinin 1. Başkanı görevini vermiştir.
Recep Tayyip Erdoğan’ın başarısının arkasında olan iki güç ise görmezden gelinmemelidir.
Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve Başbakan Binali Yıldırım bu referandumda bir denge vazifesi görmüşlerdir.
Akıncı ile Ülkücü camiaların yıllardır ciddi bir şekilde oyları ile birbirlerine destek verdiğini biliyoruz.
Bu birliktelikten rahatsız olanlar ülkücü camianın omurgaları ile oynayarak ülkücüleri PKK ile aynı düşüncede tercih yapmaya zorlamıştır. Gök tanrı nidaları atan kişilerin bu çirkinliğinin karşısında set gibi duran Devlet Bahçeli’yi buradan tebrik etmenin gerekli
olduğu kanaatindeyim.
Hak adına, birlik, dirlik, temizlik, değişim ve gelişim süreci için düğmeye halk tarafından basılmıştır.
Artık son sözünü söylemiş ve Türkiye Cumhuriyeti’nin 1. Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’a her zaman yanındayız mesajı vermiştir.
Zaman hak için çalışma vaktidir...
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.