Türkiye’nin enerji bağımlılığı
Ülkemizde Suriye gerçeği, terör belası ve halkı birbirine düşman etme çalışmaları yapılırken, dünyada da benzer planlar uygulamaya peş peşe sokuluyor.
Devletlerin birilerinden bağımsız enerji gücüne sahip olmaması için kaos planları sergileniyor.
Ekonomik gücü elde etmek adına dünya düzeninin yeni aktörleri insanlığın geleceğini kendi menfaatleri çerçevesinde şekillendirmeye hızla devam ediyorlar. Yenidünya düzeninin inşa aşamasında da ezber bozan bir şekilde birlikte olmaları imkânsız olan kişilerle kol kola girmekten de çekinmiyorlar.
İşin aslının göründüğü gibi olmadığının farkında olan devletler enerji alanında faaliyetlerine hız kesmeden devam ederken, farkına varmayanlar piyonluk görevlerini yerine getirdiklerinin bilincinde olmadan ülke yönetiyorlar.
Bizim ülkemiz gibi doğal yeraltı kaynakları ve yatırımları olan ülkelerin güç merkezinde petrol ve doğalgaz çok önemli bir yer tutmaktadır.
Yaşam gerçeğimizin en önemli maddelerinden birisini enerji oluşturmaktadır.
“KÜRESEL MESELELER ANCAK KÜRESEL GAYRETLER İLE ÇÖZÜLÜR”
Bunun bilincinde olan Türkiye, küresel meseleleri ancak ve ancak küresel gayretler sayesinde çözüme kavuşturmak için çalışmaktadır.
Lakin bu çalışmalarını insanlığa zarar verecek şekilde değil tüm dünyanın yararına olacak şekilde adil yapma gayretindedir.
Bakü–Tiflis–Ceyhan Ham Petrol Boru Hattı ve Bakü–Tiflis–Erzurum Doğal Gaz Boru Hattı’nı hayata geçirmemizden rahatsız olan yenidünya düzenleyicilerin ülkemizde uygulamaya koyduğu çirkin planları hepimiz biliyoruz.
Ülkemizin, KKTC’nin enerji kaynaklarıyla ilgili politikalarından taviz vermemesinden de çok rahatsızlar. (Kıbrıs enerji konusunu gelecek sayımızda detaylı olarak kaleme alacağım)
Dört yanımıza ek yeraltımızda enerji dolu olunca düşmanımızda boş durmuyor. Bizde inadına insanlık yararı için alternatif enerji kaynaklarına büyük önem vermeye devam ediyoruz.
“DIŞ POLİTİKAMIZI ENERJİ BELİRLİYOR”
Yazımın başında da belirttiğim gibi Türkiye’nin dış politikasını belirleyen ana gündem enerjidir.
Türkiye bu coğrafyanın bir vazgeçilmezi olarak enerji konusunda bir kilit konumunda olduğunun artık farkında. Hatta hiç bu kadar farkında olmamıştı dersek yalan olmaz.
“50 MİLYAR DOLAR HER YIL ENERJİ İTHALATLARINA AKIYOR”
Her yıl yaklaşık 50 milyar dolar enerji ithalatına kaynak aktarıyoruz. Büyürken enerji için ödenen paralar nedeniyle çok büyümek yerine az az büyüyoruz. Dünyayı yönetenlerin de tam olarak arzu ettiği durumda, olduğumuz noktada kalmamız, yada o noktada kalamıyorsak az az büyümemizdir.
Yalnız Türkiye bunu istemiyor az az büyümek yerine yer altı kaynaklarını kullanarak hak ettiği büyümeyi tercih ediyor.
Nükleer santral, rüzgâr enerjisi, yerli kömüre dayalı termik santral gibi alternatiflerle enerjimizi kendimiz temin etmek için başlatılan çalışmalarımızı hızlandırmalıyız.
“BAĞIMLILIKTAN KURTULACAĞIZ”
Büyümemiz sürerken, doğalgaz ve petrole bağımlılığımız devam edecektir. Uzun vadede ise bağımlılık yerini enerji zengini Türkiye’ye bırakacaktır.
Doğalgazımızı İran, Rusya, Azerbaycan, Cezayir ve Rusya’dan alıyoruz. Cezayir’den sıvılaştırılmış doğalgaz alırken, Doğalgaz ihtiyacımızın yarısından fazlasını Rusya’dan temin ediyoruz.
Rusya’nın karın ağrıları da burada başlıyor zaten. Bir uyuşturucu satıcısı bir bağımlısının uyuşturucudan kurtulmasını istemez. Rusya’da en büyük bağımlısı olan Türkiye’nin enerji kaynakları sahibi olarak bağımlılıktan kurtulmasını istemiyor.
Esas mesele bu…
Devletlerin birilerinden bağımsız enerji gücüne sahip olmaması için kaos planları sergileniyor.
Ekonomik gücü elde etmek adına dünya düzeninin yeni aktörleri insanlığın geleceğini kendi menfaatleri çerçevesinde şekillendirmeye hızla devam ediyorlar. Yenidünya düzeninin inşa aşamasında da ezber bozan bir şekilde birlikte olmaları imkânsız olan kişilerle kol kola girmekten de çekinmiyorlar.
İşin aslının göründüğü gibi olmadığının farkında olan devletler enerji alanında faaliyetlerine hız kesmeden devam ederken, farkına varmayanlar piyonluk görevlerini yerine getirdiklerinin bilincinde olmadan ülke yönetiyorlar.
Bizim ülkemiz gibi doğal yeraltı kaynakları ve yatırımları olan ülkelerin güç merkezinde petrol ve doğalgaz çok önemli bir yer tutmaktadır.
Yaşam gerçeğimizin en önemli maddelerinden birisini enerji oluşturmaktadır.
“KÜRESEL MESELELER ANCAK KÜRESEL GAYRETLER İLE ÇÖZÜLÜR”
Bunun bilincinde olan Türkiye, küresel meseleleri ancak ve ancak küresel gayretler sayesinde çözüme kavuşturmak için çalışmaktadır.
Lakin bu çalışmalarını insanlığa zarar verecek şekilde değil tüm dünyanın yararına olacak şekilde adil yapma gayretindedir.
Bakü–Tiflis–Ceyhan Ham Petrol Boru Hattı ve Bakü–Tiflis–Erzurum Doğal Gaz Boru Hattı’nı hayata geçirmemizden rahatsız olan yenidünya düzenleyicilerin ülkemizde uygulamaya koyduğu çirkin planları hepimiz biliyoruz.
Ülkemizin, KKTC’nin enerji kaynaklarıyla ilgili politikalarından taviz vermemesinden de çok rahatsızlar. (Kıbrıs enerji konusunu gelecek sayımızda detaylı olarak kaleme alacağım)
Dört yanımıza ek yeraltımızda enerji dolu olunca düşmanımızda boş durmuyor. Bizde inadına insanlık yararı için alternatif enerji kaynaklarına büyük önem vermeye devam ediyoruz.
“DIŞ POLİTİKAMIZI ENERJİ BELİRLİYOR”
Yazımın başında da belirttiğim gibi Türkiye’nin dış politikasını belirleyen ana gündem enerjidir.
Türkiye bu coğrafyanın bir vazgeçilmezi olarak enerji konusunda bir kilit konumunda olduğunun artık farkında. Hatta hiç bu kadar farkında olmamıştı dersek yalan olmaz.
“50 MİLYAR DOLAR HER YIL ENERJİ İTHALATLARINA AKIYOR”
Her yıl yaklaşık 50 milyar dolar enerji ithalatına kaynak aktarıyoruz. Büyürken enerji için ödenen paralar nedeniyle çok büyümek yerine az az büyüyoruz. Dünyayı yönetenlerin de tam olarak arzu ettiği durumda, olduğumuz noktada kalmamız, yada o noktada kalamıyorsak az az büyümemizdir.
Yalnız Türkiye bunu istemiyor az az büyümek yerine yer altı kaynaklarını kullanarak hak ettiği büyümeyi tercih ediyor.
Nükleer santral, rüzgâr enerjisi, yerli kömüre dayalı termik santral gibi alternatiflerle enerjimizi kendimiz temin etmek için başlatılan çalışmalarımızı hızlandırmalıyız.
“BAĞIMLILIKTAN KURTULACAĞIZ”
Büyümemiz sürerken, doğalgaz ve petrole bağımlılığımız devam edecektir. Uzun vadede ise bağımlılık yerini enerji zengini Türkiye’ye bırakacaktır.
Doğalgazımızı İran, Rusya, Azerbaycan, Cezayir ve Rusya’dan alıyoruz. Cezayir’den sıvılaştırılmış doğalgaz alırken, Doğalgaz ihtiyacımızın yarısından fazlasını Rusya’dan temin ediyoruz.
Rusya’nın karın ağrıları da burada başlıyor zaten. Bir uyuşturucu satıcısı bir bağımlısının uyuşturucudan kurtulmasını istemez. Rusya’da en büyük bağımlısı olan Türkiye’nin enerji kaynakları sahibi olarak bağımlılıktan kurtulmasını istemiyor.
Esas mesele bu…
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.