Türkiye ile bir olmayan coğrafyamızda olamaz
Ülkemize yaptırım, ambargo veya değişik engellemeler yapacaklarını söyleyen liderler her zaman var olmuştur, bu tip kaos teorileri de yıllardır yazılıp çizilmiştir.
Osmanlı zamanında dış güçler tarafından şahsımıza yapılan çirkinlikler günümüzde de gerçekleştirilmek istenilse de güçler dengesinin bel kemiği durumunda olduğumuzdan sadece arzu edilmektedir.
“TÜRKİYE’DE TİCARET YAPAN YABANCI ŞİRKETLER TRUMP’A KIZGIN”
Bu isteklerine en büyük engel ise yurdumuzda işlem yapan yabancı şirketlerin varlığının yüksek olmasıdır. Bu şirketlerin varlığı ekonomimize darbe vurmaya çalışanların önüne ciddi bir engeldir. Türkiye dünya ekonomisine entegre olmuş, finansal piyasaları itibariyle dünya ile et tırnak olmuş bir ülkedir.
Türkiye’de çok sayıda yabancı şirket iştigal ediyor, üretim yapıp, ihracat gerçekleştiriyorlar. Yurdumuzun ekonomisinin bozulması demek yabancı şirketlerin bu süreçten zararlı çıkması demektir.
“ABD KILIÇ ÇEKİYOR VE ARDINDAN KININA YAVAŞÇA GERİ SOKUYOR”
Bu sebeple, ABD’nin zaman zaman ülkemize karşı kılıç çekmesi de kılıcını kınına tekrar yavaşça sokmasıyla sona ermektedir.
Papaz Brunson olayından yola çıkarak, son zamanda yaptığı çıkış esasında bir gerçeğin saklanılmasından ibarettir.
Türkiye’de ABD’nin çok ajanı bulunmaktadır. Brunson bunlardan bir tanesidir. Kendisinin PKK ve FETÖ örgütleriyle ciddi bağlantıları bulunmaktadır. Bu çırpınışlarının nedeni bazı gerçeklerin fazla açığa çıkmadan ajanını ülkesine götürmek istemesinden kaynaklanmıştır.
“EVANJELİST GEÇMİŞLERİ OLAN PENCE VE TRUMP”
ABD hükümeti Başkan Yardımcısı Mike Pence’nin evanjelistlerin önemli isimlerinden olduğunu biliyoruz. Kasım ayında gerçekleşecek olan kongre seçimlerinde evanjelist Hristiyan kesiminin oylarını almak için Türkiye’ye karşı çirkin tutumlar gerçekleştiriliyor. Evanjelist geçmişleri olan Pence ve Trump bu çirkinlikleri kazanma içgüdüsü ile planlıyorlar.
“ABD’DE 50 MİLYON EVANJELİSTLER YAŞIYOR”
326 milyon nüfuslu bir ülke olan ABD’nin içinde 50 milyon civarında evanjelistler bulunuyor.
Trump bu oyunları oynarken Türkiye’nin pozisyon değiştirmesinden de çekiniyor. Sebebine gelince Türkiye pozisyon değiştirirse ABD’nin bölgedeki rolü çok zayıflayacaktır.
Bu sebeple Trump oyun kursa da derin ABD bunu göze alamaz.
Ve son yazımı son sözümler bitirmek istiyorum;
“Türkiye baskı ve tehditlere boyun eğecek bir ülke değildir…”
SAM AMCANIN BARDAĞINDAN SU DEĞİL KAN TAŞIYOR..
ABD bütün evrensel hukuk kaidelerini ayaklar altına almaya devam ediyor. Ülkemizin hassas noktalarına yapılan saldırıların altından hep ABD çıktı. Ne tamamen yok olmamızı istedi, nede süper güç olarak zirveye tırmanmamızı arzuladı, tek istediği ne güçsüz nede çok güçlü olmayan bir Türkiye oldu.
Ben ultra güçlü süper sonic bir ülkeyim ve bu sebeple Avrupa ülkeleri de dahil tüm dünya devletleri bana tabi olacak diyerek kibirde tavan yapan ülkenin adıdır ABD…
Kardeşiz, müttefikiz yalanlarını biliorduk, lakin bilmeyenler vardı. 15 Temmuz’da bu gerçeği tüm ülke vatandaşlarımız anlamış oldu.
Tüm bunlara rağmen Türkiye iyi niyetle herşeyi yaptı ve her zaman uzlaşıdan yana oldu.
Peki ABD ne yaptı.
Halk bankası ve Hakan Atilla olayına imza atarak evrensel hukuku ayaklar altına alarak, Hakan Atilla’yı cezaevine yolladı. Halk bankası’na ceza yazarım diyerek milli bankamızın itibarını dünya üzerinde yerle bir etmeye çalıştı.
15 Temmuz hain darbe girişimini planlatarak, ülkemizde kaos oluşturmak için düğmeye bastı. Darbe girişiminde başarısız olan FETÖ örgütünü ABD, Almanya ve Afrika’da nemalandırmak için çalışmalara imza attı. FETÖ örgütü liderini kanatları altına aldı.
F-35 ve S-400 olayını başlatan Türkiye karşıtı gruplara ses çıkarmadı ve beraber hareket etti. Pentagon içindeki grubun F-35 engellemeleri çalışmalarına engel olayı bırakın destek bile verdi.
Terör örgütü PKK’ya 5 bin 300 tır dolusu silah verildi ve sınırlarımız etrafında depolandı.
Sam amca bardağı taşırdı ve taşan bardakta su yerine kan var…
‘ABD’ CELLAT LAKABI İLE ‘ABCD’ OLDU..
ABCD alfabemizin ilk dört harfidir. Peki ABD nedir? ABD, dünyanın celladı rolüne kendini adamış evangelistlerin pinokyosudur.
Evangelistler harekete geçti. Trump'u kumanda ediyorlar, kongreyi etkileri altına alıyorlar. Pentagon’a zaten hakim durumdalar.
Niçin?
Bölge istikrarını bozarak, tehdit algısı ortamı oluşturmak ve dolayısıyla milyarlarca dolar silah satmak.
100 bin kişilik terörist ordusu kurarak, bu örgütler ile savaşma ihtimali olan birçok ülkeye zaten silah sattı bile…
Bizde bölge ülkeleri gibi artan tehditlere karşı milyarlarca dolar savunma harcaması yapıyoruz.
Her türlü alçaklığın ve yüzsüzlüğün karşılığı olan ABD dünyanın cellatı lakabın nedeniyle ABD yerine artık gözümüzde ABCD’sin…
İSTANBUL'UN FETHİ İLE DOLAR YERİN DİBİNE GİRDİ!..
Dedelerimiz kesesinde bulunan Osmanlı akçesi ile dünyayı dolaşırken, şimdilerde cebinde dolar ile ülkemizde tatil yapanlar ile aynı hazı yaşıyorlarmıydı acaba?
Tatil için ülkemize gelen yabancı turistler 1 aylık tatil için Antalya’ya gelirler. Ceplerinde bulunan paraları yaşanan dolar kuru artışı ile bitiremezler. 1 ay tatil yapacaklarına %50 daha fazla tatil yaparlar ama paracıkları halen bitmez.
Peki, İstanbul kuşatma altına alındığı zaman İngiltere’ye tatile giden Osmanlı teması Koçgeri aşiretinden Uzun Mehmet kesesinde bulunan 5000 akçe ile Thames Nehri üzerinde konaklamak üzere ücretli olarak kaldıkları malikaneyi Ulubatlı Hasan'ın üç hilali burçlara dikmesiyle birlikte satın alabilecek maddi güce ulaştı mı acaba?
Tabi o zaman dolar yok, peki dolar olsaydı o zamanlarda ne tepki verirdi…
Siz dolarla yatıp, dolarla kalkın beyler ama unutmayın ki! Bir zamanlar Osmanlı akçesi dünyanın en değerli parasıydı ve dolarda bir gün doluların altında kalacak.
Osmanlı zamanında dış güçler tarafından şahsımıza yapılan çirkinlikler günümüzde de gerçekleştirilmek istenilse de güçler dengesinin bel kemiği durumunda olduğumuzdan sadece arzu edilmektedir.
“TÜRKİYE’DE TİCARET YAPAN YABANCI ŞİRKETLER TRUMP’A KIZGIN”
Bu isteklerine en büyük engel ise yurdumuzda işlem yapan yabancı şirketlerin varlığının yüksek olmasıdır. Bu şirketlerin varlığı ekonomimize darbe vurmaya çalışanların önüne ciddi bir engeldir. Türkiye dünya ekonomisine entegre olmuş, finansal piyasaları itibariyle dünya ile et tırnak olmuş bir ülkedir.
Türkiye’de çok sayıda yabancı şirket iştigal ediyor, üretim yapıp, ihracat gerçekleştiriyorlar. Yurdumuzun ekonomisinin bozulması demek yabancı şirketlerin bu süreçten zararlı çıkması demektir.
“ABD KILIÇ ÇEKİYOR VE ARDINDAN KININA YAVAŞÇA GERİ SOKUYOR”
Bu sebeple, ABD’nin zaman zaman ülkemize karşı kılıç çekmesi de kılıcını kınına tekrar yavaşça sokmasıyla sona ermektedir.
Papaz Brunson olayından yola çıkarak, son zamanda yaptığı çıkış esasında bir gerçeğin saklanılmasından ibarettir.
Türkiye’de ABD’nin çok ajanı bulunmaktadır. Brunson bunlardan bir tanesidir. Kendisinin PKK ve FETÖ örgütleriyle ciddi bağlantıları bulunmaktadır. Bu çırpınışlarının nedeni bazı gerçeklerin fazla açığa çıkmadan ajanını ülkesine götürmek istemesinden kaynaklanmıştır.
“EVANJELİST GEÇMİŞLERİ OLAN PENCE VE TRUMP”
ABD hükümeti Başkan Yardımcısı Mike Pence’nin evanjelistlerin önemli isimlerinden olduğunu biliyoruz. Kasım ayında gerçekleşecek olan kongre seçimlerinde evanjelist Hristiyan kesiminin oylarını almak için Türkiye’ye karşı çirkin tutumlar gerçekleştiriliyor. Evanjelist geçmişleri olan Pence ve Trump bu çirkinlikleri kazanma içgüdüsü ile planlıyorlar.
“ABD’DE 50 MİLYON EVANJELİSTLER YAŞIYOR”
326 milyon nüfuslu bir ülke olan ABD’nin içinde 50 milyon civarında evanjelistler bulunuyor.
Trump bu oyunları oynarken Türkiye’nin pozisyon değiştirmesinden de çekiniyor. Sebebine gelince Türkiye pozisyon değiştirirse ABD’nin bölgedeki rolü çok zayıflayacaktır.
Bu sebeple Trump oyun kursa da derin ABD bunu göze alamaz.
Ve son yazımı son sözümler bitirmek istiyorum;
“Türkiye baskı ve tehditlere boyun eğecek bir ülke değildir…”
SAM AMCANIN BARDAĞINDAN SU DEĞİL KAN TAŞIYOR..
ABD bütün evrensel hukuk kaidelerini ayaklar altına almaya devam ediyor. Ülkemizin hassas noktalarına yapılan saldırıların altından hep ABD çıktı. Ne tamamen yok olmamızı istedi, nede süper güç olarak zirveye tırmanmamızı arzuladı, tek istediği ne güçsüz nede çok güçlü olmayan bir Türkiye oldu.
Ben ultra güçlü süper sonic bir ülkeyim ve bu sebeple Avrupa ülkeleri de dahil tüm dünya devletleri bana tabi olacak diyerek kibirde tavan yapan ülkenin adıdır ABD…
Kardeşiz, müttefikiz yalanlarını biliorduk, lakin bilmeyenler vardı. 15 Temmuz’da bu gerçeği tüm ülke vatandaşlarımız anlamış oldu.
Tüm bunlara rağmen Türkiye iyi niyetle herşeyi yaptı ve her zaman uzlaşıdan yana oldu.
Peki ABD ne yaptı.
Halk bankası ve Hakan Atilla olayına imza atarak evrensel hukuku ayaklar altına alarak, Hakan Atilla’yı cezaevine yolladı. Halk bankası’na ceza yazarım diyerek milli bankamızın itibarını dünya üzerinde yerle bir etmeye çalıştı.
15 Temmuz hain darbe girişimini planlatarak, ülkemizde kaos oluşturmak için düğmeye bastı. Darbe girişiminde başarısız olan FETÖ örgütünü ABD, Almanya ve Afrika’da nemalandırmak için çalışmalara imza attı. FETÖ örgütü liderini kanatları altına aldı.
F-35 ve S-400 olayını başlatan Türkiye karşıtı gruplara ses çıkarmadı ve beraber hareket etti. Pentagon içindeki grubun F-35 engellemeleri çalışmalarına engel olayı bırakın destek bile verdi.
Terör örgütü PKK’ya 5 bin 300 tır dolusu silah verildi ve sınırlarımız etrafında depolandı.
Sam amca bardağı taşırdı ve taşan bardakta su yerine kan var…
‘ABD’ CELLAT LAKABI İLE ‘ABCD’ OLDU..
ABCD alfabemizin ilk dört harfidir. Peki ABD nedir? ABD, dünyanın celladı rolüne kendini adamış evangelistlerin pinokyosudur.
Evangelistler harekete geçti. Trump'u kumanda ediyorlar, kongreyi etkileri altına alıyorlar. Pentagon’a zaten hakim durumdalar.
Niçin?
Bölge istikrarını bozarak, tehdit algısı ortamı oluşturmak ve dolayısıyla milyarlarca dolar silah satmak.
100 bin kişilik terörist ordusu kurarak, bu örgütler ile savaşma ihtimali olan birçok ülkeye zaten silah sattı bile…
Bizde bölge ülkeleri gibi artan tehditlere karşı milyarlarca dolar savunma harcaması yapıyoruz.
Her türlü alçaklığın ve yüzsüzlüğün karşılığı olan ABD dünyanın cellatı lakabın nedeniyle ABD yerine artık gözümüzde ABCD’sin…
İSTANBUL'UN FETHİ İLE DOLAR YERİN DİBİNE GİRDİ!..
Dedelerimiz kesesinde bulunan Osmanlı akçesi ile dünyayı dolaşırken, şimdilerde cebinde dolar ile ülkemizde tatil yapanlar ile aynı hazı yaşıyorlarmıydı acaba?
Tatil için ülkemize gelen yabancı turistler 1 aylık tatil için Antalya’ya gelirler. Ceplerinde bulunan paraları yaşanan dolar kuru artışı ile bitiremezler. 1 ay tatil yapacaklarına %50 daha fazla tatil yaparlar ama paracıkları halen bitmez.
Peki, İstanbul kuşatma altına alındığı zaman İngiltere’ye tatile giden Osmanlı teması Koçgeri aşiretinden Uzun Mehmet kesesinde bulunan 5000 akçe ile Thames Nehri üzerinde konaklamak üzere ücretli olarak kaldıkları malikaneyi Ulubatlı Hasan'ın üç hilali burçlara dikmesiyle birlikte satın alabilecek maddi güce ulaştı mı acaba?
Tabi o zaman dolar yok, peki dolar olsaydı o zamanlarda ne tepki verirdi…
Siz dolarla yatıp, dolarla kalkın beyler ama unutmayın ki! Bir zamanlar Osmanlı akçesi dünyanın en değerli parasıydı ve dolarda bir gün doluların altında kalacak.
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.