İsmi bende saklı kalan saygıdeğer vekillerimizden biri beni arayarak, ''Ferhat kardeşim köşe yazını okudum ve gerçekten tespitlerin beni çok etkiledi. Erdoğan Teziç ile kendisi gibi düşünenler üniversitelerdeki türban yasağının Anayasa değiştirilse bile kaldırılamayacağını iddia etti, Anayasa Mahkemesi eski başkanı Mustafa Bumin ''Anayasada üniversiteye türban serbestisi getirirlerse türbanlılar okula başı açıkları almaz'' şeklinde çirkin bir açıklama yaptı, Mesut Parlak ise hiç sıkılmadan ''Türban anayasaya girerse öğrencilerimizi tutamayız. Kamplaşma olur, üniversiteler karışır'' lafını utanmadan söyleyebildi, Prof. Beyza Bilgin, Ankara İlahiyat Fakültesi''nde yönetici olduğu 1988 yılında türbanın serbest kalmasının ardından gerçek olmadığı halde fakültede başını örtmeyen tek kız kalmadığını öne sürdü. Neden bu kadar hadlerini aşan konuşmalar yaptıklarını hepimiz biliyoruz. Lakin şu unutulmasın ki! Kimsenin başı açık veya kapalı diye insanları sınıflandırmaları yanlıştır. Ferhat kardeşim seninde ağzına sağlık ve köşende belirttiğin gibi şu anda konuşulan ve düşünülen formül ne türbanlıları nede ailelerini tatmin etmiyor. Çünkü seninde yazdığın gibi türbanın tek okullarda serbest olması durumunda türbanlı kardeşlerimiz sadece okuyabilecekler ama kamu yasağı devam ettiği için sadece diplomalı ev hanımı olabilecekler'' diyerek ayrıca tespitlerimden dolayı beni kutladı.

TÜRBAN KONUSUNDA SAPLA SAMANI KARIŞTIRMAYIN
Hala birileri özellikle Türban karşıtı oldukları halde türbanlı gördüğümüz zaman dayanamıyorum diyerek meydanlara çıkararak bangır bangır bağırarak biz türbana hatta askerin karşı olmadığı başörtüsüne bile karşıyız diyemeyen bazı gazeteciler başörtüsünü de sorun olarak hafızalara kazıdıkları türban gibi çaktırmadan sorun olarak kaleme alıyorlar.
Ama yiğitler namıyla gazetecilerde objektif ve keskin kalemleriyle anılırlar.
Erbakan hoca türbanı temiz duygularla sahiplenerek kendi tekeline alıp türbanlı kesime ne kadar zarar verdiyse sizlerde türbana saldırmanız sonucu kul hakkına girerek kendinize o kadar zarar veriyorsunuz.
Dünyada kriz yaşanıyor ve bu krizin Türkiye'ye gelmesi durumunda bu kişiler aynen şu ifadeleri kaleme alacaklar; ''türban sorunu ekonomimizi vurdu''

CHP HARİÇ TÜM PARTİLER TÜRBANI SORUN GÖRMÜYOR
MHP-DP-AK PARTİ-BBP-SP yani CHP hariç tüm partiler türbanın sorun olmadığını ve sorun gibi gösterenlere inat bu olayın çözülmesinin zamanının geldiği görüşündeler.
Türban ile ilgili düzenlemenin tepkileri daha çok artıracağını düşünenler şunu bilsinler ki! sadece tepki verenler kendi söyledikleri gibi sadece bir kaç kişiler ve zaten bu bir kaç kişide bu ülkede hiç bir zaman iktidarda olamadılar ve hiçbir zamanda muktedir de olamayacaklardır.
Hiç bir şey durup dururken olmaz ve türban olayı da durup dururken bu durumlara gelmedi bu böyle biline...

TÜRBAN TÜRBÜLANSINDAN NASİPLENMELİYİZ
Türbanlı bir kardeşimiz türbanla ilgili şu ifadelerde bulunuyor.
Yüreğimizi karanlıklar içine daldırmak ve derin sarsıntılarla bu yüreğin çatlamasını umuyoruz. Ülkemizi, cumhuriyetimizi ve tüm değerlerimizi seviyor gibi gözükenlerden daha çok seviyoruz.
Bizi sorun gibi göstermeyi kendilerine görev kabul edenlere ya nasip diyoruz. Çünkü nasip; yönetenin kayrasıyla zuhur eder. Karanlık cehaletimizin motivasyonudur! yanı başımızdaki karanlığı da aydınlığın içine bizle beraber sürükleyerek, karanlığı reddetmeyerek hep aydınlığa çıkmayı isteriz ama siz bunu anlayamazsınız.


OGÜN-01.02.2008