Akmerkez benzeri Zemzem Towers'ın altında bulunan alışveriş merkezinde Starbuck Coffee, Mövenpick ve Burger King gibi tüm Müslüman olmayan dünya markaları yerlerini almışken, gözlerimiz tarihi Sultanahmet köftecisi, Mado, Güllüoğlu, Seyidoğlu ile Süt iş gibi markalarımızı arıyor.

 

Kutsal topraklarda simit'e olan özlem ile Türk baklavası arayışlarının bayağı yüksek olduğu da gözlemleniyor.

 

Ayrıca buradaki izlenimlerim ile yaşadıklarımdan dolayı Arapların misafirperver olmadığı ve Türklerle yıldızlarının barışmadığı söylemlerine ise kesinlikle katılmadığımı belirtmek isterim.

 

''ONE MİNUTE'' İLE ''VİP KONUK'' MUAMELESİ GÖRÜYORUZ

Mekke şehrine geldiğim ilk günler Arap polislerinden yolardaki kargaşanın hafiflemesi adına ''yallah'' yani durma devam et haricinde hiçbir söz duymaz iken, ilerleyen günlerde Türk bayraklı umre kıyafetimle Kâbe'ye girdiğimde, hem içeride, hem dışarıda bana ''yallah'' diyenlerin beni VİP konuk gibi karşıladıklarını gördüğümde gerçek manası ile duygulandım. Yakamdaki Türk bayrağından dolayı Arap polislerinden birisi benim yolumu çevirerek, benimle tokalaşıp, güler yüzüyle Türkleri ne kadar sevdiğini bana hissettirirken, umre ibadeti yapmak için Kâbe'de bulunan diğer Müslüman ülke vatandaşları ''ONE MİNUTE'', ''TAYYİP'' gibi ifadelerine ek olarak İngilizce ''very very good Türk'', ''very very good Tayyip'' cümleleriyle benimle samimi iletişim kurmaya çalıştılar.

 

KÂBE'NİN KRİTİK BİRİMLERİNDE TÜRKLERE GÖREV VERİLMİŞ

Ayrıca Suudi Arabistan kralı Abdullah'ın Kâbe'nin kritik birimlerinde Türklere görevler verdiğini gördüğümde ise Türklere burada verilen değeri şahsen anlamış oldum. Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın görüşlerinin ise Arabistan krallığı nezdinde değerli olduğu burada çalışan Türkler tarafından sıkça zikir ediliyor.

 

Burada ikamet eden bir Türk vatandaşımız vesilesiyle ve onun tercümesi eşliğinde Arap krallığında görevli bir Arap ile yaptığım görüşmede, Osmanlı tarafından yaptırılan kale'nin yıkılarak yerine neden İngiliz projeli ikiz kule benzeri yediz kuleli otelin yaptırıldığını sorduğumda aldığım cevap gerçekten benim boynumu yere eğdirdi.

 

İşte benim boynumu yere eğen cevap; ''Tamam anlayabiliyorum bu konudaki hassasiyetinizi ama kendi ülkenizde Osmanlı yapılarını siz neden yıllarca yıktınız ve yıkılmasına seyirci kaldınız''

 

GAZETECİ OLARAK YAŞANAN OLAYLARI BİR AYNA MİSALİ YAZAMIYORUM

Gerçek anlamıyla burada gördüğüm ve yaşadığım bazı olayları bir gazeteci olarak yazmamın gerekli olduğunu düşündüğüm ilk günlerdeki görüşüm bu günlerde tamamen değişti.

 

Buraya bir Türk gazetecisi olarak Kâbe'de gereken maneviyatı yaşamak ve ölüm ötesi boyuta hazırlanmak için umre vizesiyle gelmem beni kendime getiren ilk neden oldu.

 

Müslüman ülkede yaşanan olaylar ile fikrim ve zihnimden geçenleri yazıya dökerek, dünya kamuoyuna aktarmamın Müslüman âlemine zarar vereceği düşüncemden dolayı ise bazı sorunları yazıya dökmek yerine Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Suudi Arabistan krallığına bir rapor ile aktarma kararına vardım.

 

Gazeteci her şeyi yazabilir düşüncesinde olanların fikri burada geçerli gözükmüyor ve Müslüman âlemine zarar verecek her türlü yazımdan ve söylemimden dolayı Allah'a sığınırım...

 

 

 

 




CRA 06.Eylül.2009 Pazar - 03:32:00