Menderes Çıkmazı
GÜNGÖREN'de yaşanan bu olay ile terör; adres tanımadan bebek, yaşlı, hamile ve çocuk demeden insanlık dışı bir uygulamayla tam bir katliam yaşamamıza neden olmuştu.
Yaşanan feci olayın ardından bir yıl geçti, fakat hep aklıma patlamanın meydana geldiği alanda bulunan şehitlerimiz ile yaralılarımız ve minik çocuklarımız gelirken sanki felaket daha dün yaşanmış gibi hafızamda yankılanıyor.
Patlamanın meydana geldiği MENDERES ÇIKMAZI yakınında bulunduğumdan dolayı bölgeye en erken ulaşan gazeteci olarak et parçalarının saçıldığı alana Trabzonlular dernek başkanı Alaattin Hatayoğlu ile beraber ulaşmış ve tüm ajanslar ile televizyonlardan flaş haber Güngören'de doğalgaz patlaması haberlerinin verildiği dakikalarda NTV'deki arkadaşlarımın bana ulaşmasıyla televizyon ekranlarından ilk olarak olayın doğalgaz patlaması değil bir terör saldırısı olduğunu bildirmiştim.
Tabi bu bir basın mensubunun sıradan bir olayı televizyon ekranlarından canlı telefon bağlantısı ile duyurması olayından çok farklı idi.
Ben NTV haber merkezindeki arkadaşlara ekrandan olayın ayrıntılarını anlatırken yerde yatan bacağı veya vücudunun parçalarının koptuğu vatandaşları görerek, yolda yürürken vatandaşlarımızdan kopan et parçalarına basmamak için yoğun çaba altında bir ayna misali felaketin kamuoyuna duyurulmasına çalışıyordum.
Yani yerde yatan küçücük bir bedeni görürken bir haber ayrıntısından çok yerde yatan çocuğun kendi çocuğunuz gibi görüyor ve çaresiz insanların feryatları ile resmen haberi ulaştırırken haberin ayrıntıları tamamen yardım gelmesinin hızlanmasını sağlamak için veriyorsunuz.
Daha önceden de belirttiğim gibi hafızalara kazınan o acı günde sağa sola koşarak yakınlarını arayan insanları, patlamayı görerek olayın şokunu anlatırken tekrar patlamayı yaşadıkları gözlerinden okunan insanları, 3 yaşındaki çocuklarını teröre kurban veren insanların çığlıklarını ve kafasından aldığı yara ile önce Kolan Hastanesi'ne daha sonra Çapa Hastanesi'ne ambulansla sevk edilerek, Çapa'da hakkın rahmetine kavuşan vatandaşa yakılan ağıtları unutmak mümkün mü?
Evet, olan oldu şehit olanlar gözyaşları altında ebedi yolculuğa uğurlandı ve aradan tamı tamına 1 yıl geçti. Peki, bu geçen bir yıl içerisinde ne yapıldı.
Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan olayın ardından bölgeye gelerek yaraların sarılması talimatını vermişti.
Lakin bu talimata tam anlamıyla uymayan Güngören'li Yöneticiler şehit aileleri için Greenpark otelde yemek düzenlemekten başka hiçbir şey yapamadıkları ve olaylardan sonra bir kriz masası kurarak koordinasyonu sağlayamaması sebebiyle şehit ailelerinin bir dizi sorunlarla karşı karşıya kaldıkları gözlemlendi.
Terör saldırısında yakınlarını kaybeden acılı anneler, babalar, dedeler şehitlerin eşyalarını adli tıp'tan almadıkları için yargı karşısında ifade vermeye mecbur edildiler.
Yöneticiler'in kanunların yerine getirilmesi için bu ufak ayrıntıyı bile akıl edemeyerek, sınıfta kaldıkları acı bir gerçek olarak hafızalarımıza kazındı.
Güngören'de yaşanan olayın yıldönümünde bir yıl önce yaşadıklarımızı hepimiz bir kez daha hep beraber yaşadık.
Hainlerin koyduğu parça tesirli bombanın patlaması sonucu hayatını kaybeden minik Aleyna Çelik'in annesi Melike Çelik, minik Aleyna'nın ölüm yıl dönümünde, devletimiz bizim verdiğimiz vergilerle bebek katillerini hapiste beslemesin diyerek, kızının hakkını sonuna kadar arayacağını haykırıyor.
Bakalım elleri öpül esice şehit annesi Melike hanım'ın haykırışlarını kaç kişi duyacak veya kaç kişi şehitlerimiz için Fatiha okuyabilme lütfünü gösterebilecek? göreceğiz..
CRA 02.Ağustos.2009 Pazar - 05:58:00
Yaşanan feci olayın ardından bir yıl geçti, fakat hep aklıma patlamanın meydana geldiği alanda bulunan şehitlerimiz ile yaralılarımız ve minik çocuklarımız gelirken sanki felaket daha dün yaşanmış gibi hafızamda yankılanıyor.
Patlamanın meydana geldiği MENDERES ÇIKMAZI yakınında bulunduğumdan dolayı bölgeye en erken ulaşan gazeteci olarak et parçalarının saçıldığı alana Trabzonlular dernek başkanı Alaattin Hatayoğlu ile beraber ulaşmış ve tüm ajanslar ile televizyonlardan flaş haber Güngören'de doğalgaz patlaması haberlerinin verildiği dakikalarda NTV'deki arkadaşlarımın bana ulaşmasıyla televizyon ekranlarından ilk olarak olayın doğalgaz patlaması değil bir terör saldırısı olduğunu bildirmiştim.
Tabi bu bir basın mensubunun sıradan bir olayı televizyon ekranlarından canlı telefon bağlantısı ile duyurması olayından çok farklı idi.
Ben NTV haber merkezindeki arkadaşlara ekrandan olayın ayrıntılarını anlatırken yerde yatan bacağı veya vücudunun parçalarının koptuğu vatandaşları görerek, yolda yürürken vatandaşlarımızdan kopan et parçalarına basmamak için yoğun çaba altında bir ayna misali felaketin kamuoyuna duyurulmasına çalışıyordum.
Yani yerde yatan küçücük bir bedeni görürken bir haber ayrıntısından çok yerde yatan çocuğun kendi çocuğunuz gibi görüyor ve çaresiz insanların feryatları ile resmen haberi ulaştırırken haberin ayrıntıları tamamen yardım gelmesinin hızlanmasını sağlamak için veriyorsunuz.
Daha önceden de belirttiğim gibi hafızalara kazınan o acı günde sağa sola koşarak yakınlarını arayan insanları, patlamayı görerek olayın şokunu anlatırken tekrar patlamayı yaşadıkları gözlerinden okunan insanları, 3 yaşındaki çocuklarını teröre kurban veren insanların çığlıklarını ve kafasından aldığı yara ile önce Kolan Hastanesi'ne daha sonra Çapa Hastanesi'ne ambulansla sevk edilerek, Çapa'da hakkın rahmetine kavuşan vatandaşa yakılan ağıtları unutmak mümkün mü?
Evet, olan oldu şehit olanlar gözyaşları altında ebedi yolculuğa uğurlandı ve aradan tamı tamına 1 yıl geçti. Peki, bu geçen bir yıl içerisinde ne yapıldı.
Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan olayın ardından bölgeye gelerek yaraların sarılması talimatını vermişti.
Lakin bu talimata tam anlamıyla uymayan Güngören'li Yöneticiler şehit aileleri için Greenpark otelde yemek düzenlemekten başka hiçbir şey yapamadıkları ve olaylardan sonra bir kriz masası kurarak koordinasyonu sağlayamaması sebebiyle şehit ailelerinin bir dizi sorunlarla karşı karşıya kaldıkları gözlemlendi.
Terör saldırısında yakınlarını kaybeden acılı anneler, babalar, dedeler şehitlerin eşyalarını adli tıp'tan almadıkları için yargı karşısında ifade vermeye mecbur edildiler.
Yöneticiler'in kanunların yerine getirilmesi için bu ufak ayrıntıyı bile akıl edemeyerek, sınıfta kaldıkları acı bir gerçek olarak hafızalarımıza kazındı.
Güngören'de yaşanan olayın yıldönümünde bir yıl önce yaşadıklarımızı hepimiz bir kez daha hep beraber yaşadık.
Hainlerin koyduğu parça tesirli bombanın patlaması sonucu hayatını kaybeden minik Aleyna Çelik'in annesi Melike Çelik, minik Aleyna'nın ölüm yıl dönümünde, devletimiz bizim verdiğimiz vergilerle bebek katillerini hapiste beslemesin diyerek, kızının hakkını sonuna kadar arayacağını haykırıyor.
Bakalım elleri öpül esice şehit annesi Melike hanım'ın haykırışlarını kaç kişi duyacak veya kaç kişi şehitlerimiz için Fatiha okuyabilme lütfünü gösterebilecek? göreceğiz..
CRA 02.Ağustos.2009 Pazar - 05:58:00
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.