Oğluna âşık olduğunu söyleyen ve kendisini de Cumhuriyet bekçisi albay bir babanın kızı olarak tanımlayan bir okurunun Arman'a gönderdiği maildeki ilginçlikler ile Ayşe hanımın bu maile bakış açısını karşı karşıya olan iki mahallenin ortasında ikamet eden bir vatandaş olarak gülerek gözlemledim.

 

İstanbul Teknik Üniversitesinde okuyan ve Cumhuriyet bekçisi albay bir babanın kızı olan genç kızımız kendi anlatımı ile; havalı, özgürlüğüne düşkün, rakı balıktan, peynir ile şaraptan ve her türlü içkiden keyif alan bir kızımız imiş ve kapalı da giyse açıkta giyse bütün gözler hep onun üzerinde olurmuş.

 

Fethullahçı bir babanın oğlu olan kızımızın aşkı ise içki içme, beni rahatsız edecek şeyler giyme ve erkek arkadaşların olmasın diyerek kızımızı bayağı üzüyormuş.

 

Kızımız Arman'a soruyor bu evlilik yürür mü? Kayınvalidem ile alışverişe çıkınca mini etek alabilir miyim? Ve ailesiyle anlaşabilir miyim?

 

Ayşe Arman, acilen bu adamdan ayrıl diyerek olayı kestirip atıyor.

 

Arman'ın kızı Alya Annesine; Anne âşık olunca evleniliyor, öyle değil mi? diyerek bir uzman sorusu sormuş ve annesinden de daha uzman bir şekilde cevap almış.

 

İşte Arman'ın kızı Alya'ya uzman cevabı;

''Yoo'' Âşık olunca birlikte yaşıyorsun. Biz babayla sen benim karnımın içine girince evlendik. Sen de sevgilinle önce aynı evde yaşarsın, duruma bir bakarsın...''

 

Bugünlerde herkes ile herkesim tarafından kendilerine göre bir mahalle yaratıldığı gözlemleniyor. Fakat bu mahallelerin son yıllarda birileri tarafından inşa edildiği ve iki karşı mahallenin ortasında bulunan esas mahallede yaşayan ilim-irfan sahibi, manevi değerlere saygılı, dini inançlara bağlı bu yurdun esas çocuklarının karşı mahallelerde yaşananlara pek aldırmadıkları gözlemleniyor.

 

Herkesin kendi mahallesinde kendi gerçekleriyle yaşamaya devam etmesine hakkı vardır. Lakin bu hak, kendisi gibi yaşamayanları tuk aka olarak ilan etme hakkını vermez.

 

İki karşı mahallede olduklarını sananların Nuray Mert'in ''bir başka açıdan başörtüsü meselesi'' başlıklı köşe yazısını okumalarını tavsiye ediyorum. Aynı gazetede mesai harcadığı meslektaşı gibi Başörtüsü takıp saha araştırmaları yapmak ile bir yol alınamayacağını bilerek, olaya öz yurdunda garip, öz vatanında parya benzetmesi ile çok güzel yaklaşmış.

 

Yeni edinilmiş iktidar şımarıklığıyla saldırgan olabilecekler ile haksızlıkları görmezden gelenlere ithaf olunan yazısında objektif yaklaşımından dolayı Nuray Mert hanımefendiyi kutluyorum.

 

KARŞI MAHALLE ÂŞIKLARINA MANALI SÖZ:

Biz güzeliz, sen de güzelleş, beze kendini

Bizim huyumuzla huylan, bize alış başkalarına değil...

Mevlana Celaleddin Rumi

 

 

 

 




25.Temmuz.2009 Cumartesi - 03:59:00