Kâbe'De ''Tavaf'', Safa İle Merve Arası ''Say''
Yıllarca namazlarımızı kılmak için niyet ederek yöneldiğimiz Kâbe'nin en ön safında anlatılamaz güzel kokusunu hissederek kıldığımız sabah namazı ile Kâbe'yi görerek niyet ettiğimiz teravih namazları, Cidde havalimanına indiğimiz vakitte Arap polislerinin adaletsiz bir şekilde bizleri parmak izi, fotoğraf çekimi ile keyfi bekletmelerini bile bizlere unutturdu.
Hakikaten Kâbe'de efendimizin ayak izinin olduğu o mekânı görür görmez gerçekten insanın geçmişte yaptığı tüm hatalar gözünün önünden bir film şeridi gibi geçiyor ve insan madde planından mana planına geçerek içini derin bir pişmanlık kaplıyor.
Kâbe apayrı bir dünya edasıyla tüm evrenden ve hatta Mekke'den farklı olarak kendisini hissettiriyor. Osmanlı tarafından Kâbe'nin müdafaası için yapılmış olan kalenin yıkılarak, yerine inşa edilen lüks ve ihtişamlı beş yıldızlı zem zem otelinin Kâbe manzaralı mescidinde klimalı ortamda serin serin yumuşak halılarının üzerinde kılınan namaz, Kâbe'de ki kızgın sıcak mermerlerin üzerinde kılınan namaz ile farklılık gösteriyor. Kâbe'de kılınan namazın gerçek anlamıyla insana huzur ve maneviyat aşıladığı gözlemleniyor.
Bundan 18 yıl kadar önce bir siyasi hareketin gençlik kolları başkanlığını yaptığım günlerde Eyüp Sultan Hazretlerinin kabrine arkadaşlarımla bir ziyaret gerçekleştirmiştik.
Bir dedemizin Eyüp Sultan Hazretlerinin kabrinde ağlayarak, kendinden geçtiğini gördüğümde; türbe görevlisine yaklaşarak, ''dedenin neden ağladığını biliyor musunuz? Yaşlı dedemizin başında bir hadise var ise maddi ve manevi yardımcı olmak isteriz'' demiştim.
Görevli ise, ''dedeye siz yardımcı olamazsınız. O şimdi rabbimize dua ediyor ve peygamber efendimize, Eyüp sultan hazretlerine ve Allah dostlarına kavuşmak için yalvarıyor. Yani ölmek istiyor'' dediğinde o zaman tüylerim diken diken olmuş ve şaşırmıştım.
Bu görüşmenin ardından aynı şekilde türbeye yönelerek, yaşlı dedenin yaşadığı duyguları yaşamak istedimse de o gün ve o günden sonra yani hiçbir zaman o manevi atmosferi yaşayamadım. Bu nedenle bu güne kadar kendi imanımın ölçüsünden hep şüphe duymuş idim.
Kâbe'yi ilk gördüğümde ettiğim dua ile yıllardır ulaşamadığım ve yaşamak istediğim o maneviyatı yaşamış oldum.
Tavafların ardından zemzemi yudumlarken, Hacerü'l Esved ile Kâbe'yi izlerken, pişmanlıklarımı zihnimden hızla geçirmenin hem zevki, hem telaşı, hem de şaşkınlığını yaşadım.
Kâbe'de ne kadar güzellik var ise yüksek binalar tarafından kapatılmış. İnsan şehre girince hiçbir şeyden etkilenmiyor. Caddeler boyunca Kâbe'nin ihtişamına yakışmayan irili ufaklı dükkânlar ve seyyar satıcılar yıllar öncesindeki Topkapı da ki bitpazarımızı bile bize arattıracak şekilsizliğiyle bizlere aman Allah'ım bu şehir böyle olmamalıydı dedirttiriyor.
Lakin bu ziyaretimiz bizlere misafirperver olmayan şehir halkını, kendi milletinden başka milletlere tuk akasınız anlayışı güden idarecileri bile sevmemiz için Kâbe'yi görmemizin gerekliliği ile milletimizin ne kadar asil olduğunu bizlere bir kez daha hissettirdi.
Ama şu bir gerçek ki! Mekke'de tüm yollar ve tüm insan selleri Kâbe'ye akıyor...
CRA 28.Ağustos.2009 Cuma - 16:07:00
Hakikaten Kâbe'de efendimizin ayak izinin olduğu o mekânı görür görmez gerçekten insanın geçmişte yaptığı tüm hatalar gözünün önünden bir film şeridi gibi geçiyor ve insan madde planından mana planına geçerek içini derin bir pişmanlık kaplıyor.
Kâbe apayrı bir dünya edasıyla tüm evrenden ve hatta Mekke'den farklı olarak kendisini hissettiriyor. Osmanlı tarafından Kâbe'nin müdafaası için yapılmış olan kalenin yıkılarak, yerine inşa edilen lüks ve ihtişamlı beş yıldızlı zem zem otelinin Kâbe manzaralı mescidinde klimalı ortamda serin serin yumuşak halılarının üzerinde kılınan namaz, Kâbe'de ki kızgın sıcak mermerlerin üzerinde kılınan namaz ile farklılık gösteriyor. Kâbe'de kılınan namazın gerçek anlamıyla insana huzur ve maneviyat aşıladığı gözlemleniyor.
Bundan 18 yıl kadar önce bir siyasi hareketin gençlik kolları başkanlığını yaptığım günlerde Eyüp Sultan Hazretlerinin kabrine arkadaşlarımla bir ziyaret gerçekleştirmiştik.
Bir dedemizin Eyüp Sultan Hazretlerinin kabrinde ağlayarak, kendinden geçtiğini gördüğümde; türbe görevlisine yaklaşarak, ''dedenin neden ağladığını biliyor musunuz? Yaşlı dedemizin başında bir hadise var ise maddi ve manevi yardımcı olmak isteriz'' demiştim.
Görevli ise, ''dedeye siz yardımcı olamazsınız. O şimdi rabbimize dua ediyor ve peygamber efendimize, Eyüp sultan hazretlerine ve Allah dostlarına kavuşmak için yalvarıyor. Yani ölmek istiyor'' dediğinde o zaman tüylerim diken diken olmuş ve şaşırmıştım.
Bu görüşmenin ardından aynı şekilde türbeye yönelerek, yaşlı dedenin yaşadığı duyguları yaşamak istedimse de o gün ve o günden sonra yani hiçbir zaman o manevi atmosferi yaşayamadım. Bu nedenle bu güne kadar kendi imanımın ölçüsünden hep şüphe duymuş idim.
Kâbe'yi ilk gördüğümde ettiğim dua ile yıllardır ulaşamadığım ve yaşamak istediğim o maneviyatı yaşamış oldum.
Tavafların ardından zemzemi yudumlarken, Hacerü'l Esved ile Kâbe'yi izlerken, pişmanlıklarımı zihnimden hızla geçirmenin hem zevki, hem telaşı, hem de şaşkınlığını yaşadım.
Kâbe'de ne kadar güzellik var ise yüksek binalar tarafından kapatılmış. İnsan şehre girince hiçbir şeyden etkilenmiyor. Caddeler boyunca Kâbe'nin ihtişamına yakışmayan irili ufaklı dükkânlar ve seyyar satıcılar yıllar öncesindeki Topkapı da ki bitpazarımızı bile bize arattıracak şekilsizliğiyle bizlere aman Allah'ım bu şehir böyle olmamalıydı dedirttiriyor.
Lakin bu ziyaretimiz bizlere misafirperver olmayan şehir halkını, kendi milletinden başka milletlere tuk akasınız anlayışı güden idarecileri bile sevmemiz için Kâbe'yi görmemizin gerekliliği ile milletimizin ne kadar asil olduğunu bizlere bir kez daha hissettirdi.
Ama şu bir gerçek ki! Mekke'de tüm yollar ve tüm insan selleri Kâbe'ye akıyor...
CRA 28.Ağustos.2009 Cuma - 16:07:00
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.