Fatih Abin Ölmeyecek
Eşim, ''hadi kalk, çabuk kalk yine şehitler verdik'' diye titrek bir sesle beni uyandırırken, gece gazetede geç saatlere kadar çalıştığım için yorgun olan bedenimi, şehitlerimizin şahadet şerbetini içtikleri günde yatmanın utangaçlığıyla yataktan kaldırdım. Şehit olduğu için ölmemiş saydığımız askerlerimizin resimlerini televizyon ekranında gören 3 yaşındaki kızım bana şu soruyu soruyordu: ''Baba kim bu asker amcalar?'' ''Kızım bu resimdeki kişiler bizi ve ülkemizi koruyan amcalar. Teröristler tarafından öldürülmüş'' dediğimde kızımın aklına, Hatay Serinyol'da 121. Jandarma Er Eğitim Alay Komutanlığı'nda eğitim gören ve büyük olasılıkla doğuya gidecek olan yeğenim Fatih geliyor ve ikinci sorusunu bana yöneltiyor; ''Baba Fatih ağabeyimde mi ölecek?'' Masada hanımımın hazırladığı kahvaltı masasında bulunan tavşan kanı çay, bana şehitlerimizin kanı gibi gözüküyor. Hemen sigarama yöneliyorum ve ağlamaklı bir tonla cevap veriyorum; ''Hayır kızım ölmeyecek Fatih abin. Şehitlerimizin intikamını alacak ve teröristleri etkisiz hale getirecek''
ÜÇ MAYMUNU OYNAMAYA DEVAM
''Toprak, eğer uğrunda ölen varsa vatandır'' diye haykıran şairimizin bu dizeleri, üzerinde yaşadığımız toprağın ne kadar kutsal olduğunu bizlere hissettiriyor değil mi? . Türk çocukları da bu kutsal topraklarına sahip çıkarak, dağlarda hiç çekinmeden can veriyorlar. Alçakların saldırılarında şehit düşenlerin cenazeleri tekbirlerle toprağa verilirken, aynı günlerde binlerce çocuğumuz ''Şehitler ölmez, vatan bölünmez'' sloganları arasında kışlaların yolunu tutuyor. Kendini devlet zanneden sözde devlet yöneticileri ile bir askerinin canı için başka devletleri bomba yağmuruna tutan devletler ise 3 maymunu oynamaya devam ediyor.
''BİR ÖLÜR, BİN DİRİLİRİZ''
Osmaniye'de şehit cenazesinde, ''Ağlamayın PKK görmesin'' diyen il müftüsüne binlerce kişi ''Ağlamıyoruz hocam'' cevabını veriyor. İslâhiye'deki şehidimiz Mustafa Kömürcü' nün cenazesini Astsubay ağabeyi beylik tabancasıyla havaya ateş edip ''Hoş geldin şehidim'' diye karşılıyor. Ankara'da defnedilen Kadir Yalçın'ın cenazesinde, anneannesi Kezban ninemiz, ''PKK ile savaşa hazırım'' diyor. Hakkâri'nin Yüksekova ilçesinde askeri birliğe düzenlenen saldırıda şehit olan Piyade Uzman Çavuş Selçuk Gürdal için Afyonkarahisar'ın Dinar ilçesinde yapılan tören sırasında, şehit Uzman Çavuş Gürdal'ın ikiz kardeşi olan Zafer Gürdal, ''11 yıldır uzman çavuşluk yapıyorum. Tayinimi Kıbrıs'tan kardeşimin görev yaptığı bölgeye istiyorum. Lütfen beni oraya gönderin'' diye haykırıyor. Bütün bunlar bir ölüp bin dirildiğimizin bir göstergesi değil de nedir?
ATATÜRK NUTKU VE YEMİNİM
Atatürk'ün gençliğe hitabesini bugünlerde sık sık okuyorum. Kendimi Atatürk'ün nutku vesilesiyle hatip gibi hissetmeye başladım. Birinci görevimin, dünya döndükçe Türk bağımsızlığı ile Türk cumhuriyetini korumak ve savunmak olduğunun bilincindeyim. Kesin ve kesin mevcudiyetim ile istikbalimin ilk temeli budur ve bu temel, benim en değerli hazinemdir. Bu hazineden bizleri yoksun bırakmaya çalışan içeride ve dışarıda kötülüğümüzü isteyenler, dün olduğu gibi bugünde sahnedeler. Sevgili vatanımın dağlarında haince askerime kurşun sıkan hainlerin insan olmalarının imkânsız olduğunu gördüğüm bu şartlar altında bile vazifemin, Türk cumhuriyetini savunmak olduğunu unutmuyorum ve unutmayacağım.
HALK, DÜNDEN HAZIR
''Tasvip etmediğim olaylarda bir papaz öldüğünde Hristiyan, Hrant Dink öldüğü zamanda Ermeni olmadım. Dün olduğu gibi yeni şehitler verdiğimiz bu günlerde de Allaha şükür Türküm ve Türk'e yakışır şekilde yaşayarak kalemimle bölücülerle savaşacağım. Şehitlerimizin ruhu şad olsun. Bölücüler ve destekçilerle mücadele için istişarelerde bulunalım ve tek tek tespit ederek bunları etkisiz hale getirelim. Fatih Sultan Han'ın torunu olduğumuzu unutmayalım ve Atatürk'ün izinden ayrılmadan sağduyulu hareket edelim'' sözlerimden oluşan düşüncelerimin ve duygularımın yazılı olduğu mesajı cep telefonumdan tüm eş dostuma gönderdiğimde gelen cevapların karşısında şunu anladım. Asırlardır bayrağımız altında kardeşçe yaşayan halkımız PKK meselesini halletmeye dünden hazır. Halk ayrıca çok güvendiği Türk Silah Kuvvetleri'nin bu terör belasının hakkından geleceğine inanıyor. Halkımız sağduyulu olarak bu illetin devlet eliyle temizlenmesinin olmazsa olmaz önceliklerden de olduğunun farkındadır.
fyildirim@ogungazetesi.com.tr
OGÜN/28.Ekim-03.Kasım.2007/Sayı:44
ÜÇ MAYMUNU OYNAMAYA DEVAM
''Toprak, eğer uğrunda ölen varsa vatandır'' diye haykıran şairimizin bu dizeleri, üzerinde yaşadığımız toprağın ne kadar kutsal olduğunu bizlere hissettiriyor değil mi? . Türk çocukları da bu kutsal topraklarına sahip çıkarak, dağlarda hiç çekinmeden can veriyorlar. Alçakların saldırılarında şehit düşenlerin cenazeleri tekbirlerle toprağa verilirken, aynı günlerde binlerce çocuğumuz ''Şehitler ölmez, vatan bölünmez'' sloganları arasında kışlaların yolunu tutuyor. Kendini devlet zanneden sözde devlet yöneticileri ile bir askerinin canı için başka devletleri bomba yağmuruna tutan devletler ise 3 maymunu oynamaya devam ediyor.
''BİR ÖLÜR, BİN DİRİLİRİZ''
Osmaniye'de şehit cenazesinde, ''Ağlamayın PKK görmesin'' diyen il müftüsüne binlerce kişi ''Ağlamıyoruz hocam'' cevabını veriyor. İslâhiye'deki şehidimiz Mustafa Kömürcü' nün cenazesini Astsubay ağabeyi beylik tabancasıyla havaya ateş edip ''Hoş geldin şehidim'' diye karşılıyor. Ankara'da defnedilen Kadir Yalçın'ın cenazesinde, anneannesi Kezban ninemiz, ''PKK ile savaşa hazırım'' diyor. Hakkâri'nin Yüksekova ilçesinde askeri birliğe düzenlenen saldırıda şehit olan Piyade Uzman Çavuş Selçuk Gürdal için Afyonkarahisar'ın Dinar ilçesinde yapılan tören sırasında, şehit Uzman Çavuş Gürdal'ın ikiz kardeşi olan Zafer Gürdal, ''11 yıldır uzman çavuşluk yapıyorum. Tayinimi Kıbrıs'tan kardeşimin görev yaptığı bölgeye istiyorum. Lütfen beni oraya gönderin'' diye haykırıyor. Bütün bunlar bir ölüp bin dirildiğimizin bir göstergesi değil de nedir?
ATATÜRK NUTKU VE YEMİNİM
Atatürk'ün gençliğe hitabesini bugünlerde sık sık okuyorum. Kendimi Atatürk'ün nutku vesilesiyle hatip gibi hissetmeye başladım. Birinci görevimin, dünya döndükçe Türk bağımsızlığı ile Türk cumhuriyetini korumak ve savunmak olduğunun bilincindeyim. Kesin ve kesin mevcudiyetim ile istikbalimin ilk temeli budur ve bu temel, benim en değerli hazinemdir. Bu hazineden bizleri yoksun bırakmaya çalışan içeride ve dışarıda kötülüğümüzü isteyenler, dün olduğu gibi bugünde sahnedeler. Sevgili vatanımın dağlarında haince askerime kurşun sıkan hainlerin insan olmalarının imkânsız olduğunu gördüğüm bu şartlar altında bile vazifemin, Türk cumhuriyetini savunmak olduğunu unutmuyorum ve unutmayacağım.
HALK, DÜNDEN HAZIR
''Tasvip etmediğim olaylarda bir papaz öldüğünde Hristiyan, Hrant Dink öldüğü zamanda Ermeni olmadım. Dün olduğu gibi yeni şehitler verdiğimiz bu günlerde de Allaha şükür Türküm ve Türk'e yakışır şekilde yaşayarak kalemimle bölücülerle savaşacağım. Şehitlerimizin ruhu şad olsun. Bölücüler ve destekçilerle mücadele için istişarelerde bulunalım ve tek tek tespit ederek bunları etkisiz hale getirelim. Fatih Sultan Han'ın torunu olduğumuzu unutmayalım ve Atatürk'ün izinden ayrılmadan sağduyulu hareket edelim'' sözlerimden oluşan düşüncelerimin ve duygularımın yazılı olduğu mesajı cep telefonumdan tüm eş dostuma gönderdiğimde gelen cevapların karşısında şunu anladım. Asırlardır bayrağımız altında kardeşçe yaşayan halkımız PKK meselesini halletmeye dünden hazır. Halk ayrıca çok güvendiği Türk Silah Kuvvetleri'nin bu terör belasının hakkından geleceğine inanıyor. Halkımız sağduyulu olarak bu illetin devlet eliyle temizlenmesinin olmazsa olmaz önceliklerden de olduğunun farkındadır.
fyildirim@ogungazetesi.com.tr
OGÜN/28.Ekim-03.Kasım.2007/Sayı:44
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.