Çakmak çakmak ve kralın hatırı

Mevlid kandilinden bu güne kadar her gün twitter’da Fikri Akyüz’ün Serhat Albayrak ile ilgili eleştirilerine o kadar alışmışız ki! bu gün twitter’da bu paylaşımlardan noksan olunca Fikri Akyüz’ü merak etmeye başladık, acaba başına bir şey mi geldi diye…

İlk gün Fikri Akyüz’ün yaşadığı olayı kaleme almasını o anın bir yansıması olarak kabul etmemize karşın, bir hafta boyunca, her gün, her saat, hatta bazen dakika dakika yaşadığı olayı dillendirmesi abartılı bir yansıma olarak hafızalarımıza kazındı.

Demek ki, Serhat Albayrak’ın elindeki imkânlar ve güçler Fikri Akyüz’ün elinde olsa idi, top yekün tüm yayınlar ile 365 gün 24 saat yaylım ateşinde bulunacaktı.

Serhat Albayrak’ı tanıtırken, “Başbakan Erdoğan’ın damadının (Berat Albayrak, Çalık Holding’in CEO’su) ağabeyi” ifadesi kullanması ile “Marifet, iktidara sırtını dayayarak, fevkalade varmış vehmine kapılmak değildi” söylemleri zihnimize enteresan bir anlatım olarak intikal etti.

Serhat Albayrak tanınmış bir kişi olmasına rağmen illa da tanıtılacak ise, duayen gazetecilerimizden olan Gazeteci-Yazar Sadık Albayrak’ın oğlu olarak tanıtılması daha uygun olurdu diye düşünüyorum.

Serhat Albayrak, babası Sadık Albayrak ile dostlarına 2010 yılında polis tarafından Laleli’de şiddet uygulanması olayını kendisine bağlı hiçbir yayın kuruluşunda yayınlatmamıştı.

Aynı benzer bir olayı da Yandaş, Yoldaş ve Candaş olmayan bir gazeteci tam bundan 1 yıl önce yaşamıştı. Hem de başbakanın yanında görevli olan fotoğrafçı ve korumalar tarafından Başbakan’a 5 metre mesafede hiçbir sorun yok iken fotoğrafçının sert tavırlarına nezaket ile davrandığı halde darp edilmeye kalkışılmış ve Başbakan’ın danışmanı olan bir kişi tarafından da hakaret ile tehditlere maruz kalmıştı.

Olay ile ilgili tek bir satır yazmadı. Hadiseden Başbakanımızın kızı Sümeyye Erdoğan’a gazeteci arkadaşımızın kız kardeşi tarafından bilgi verilmesine rağmen resmi makamlardan konuya ilişkin bir cevap gelmedi. Bu ayın 20’sinde yaşanan hadise tam birinci yıl dönümüne giriyor ama gördüğü muamele her gün aklında olması ile ekonomik ve ruhsal olarak ciddi çöküntüler yaşamasına rağmen hala bu olayı köşesinde kaleme almaktan kaçınıyor.

Gazeteci arkadaşımızın yaptığı bu davranış korkaklık değil, kraldan fazla kralcıların yanlışını, kendi görüşü ile kralın duruşuna tukaka diyenlere malzeme vermemek için ulu orta kamuoyu ile paylaşmamıştır. (Kral’ın hatırı için)

Şimdi o gazeteci arkadaşımızda Akyüz gibi yıllardır Başbakanımıza destek veriyor ve vermeye de devam ediyor. Bazen aklımıza gelen doğruları tam kaleme alacak iken, türlü türlü nedenler ile aklımızın bizi ikna etmesi ile vazgeçeriz. Hakk’a inanan gazetecilerin yaşadıkları olaylardan sonra birçok konuyu yazıp, ardından delete yaptığını düşünüyorum.

Bence nefsinin hâkimi olmamak ile kendi düşüncesindeki destek verdiği kişilerin zarar görmemesi için kendine verilen zararı kamuoyu ile paylaşmamak bence bir onurdur.

Fikri Akyüz bu olayı gazeteci kimliğiyle çakmak çakmak misali kaleme almak yerine, gerçekten bir hakaret var ise yaşanan diyalogu sessiz sedasız bir hukukçu olarak adalete sevk etmesi daha uygun olmaz mıydı?

 

Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.

Yorum Yazın
sohbet islami chat omegle tv türk sohbet islami sohbet elektronik sigara cinsel sohbet su böreği sipariş oyun haberleri tıkanıklık açma dijital pazarlama ajansı galeri yetki belgesi nasıl alınır yalama taşı